Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/294 E. 2020/256 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/294
KARAR NO : 2020/256

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 10/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarından özetle; müvekkil firmanın özetle tesettür bayan giyim tekstili alanında faaliyet gösteren firma olduğunu, mevzuatın öngördüğü şekilde TÜRKPATENT nezdinde … tescil numaralı 1, 2, 3 sırasındaki tasarımların hak sahibi olduğunu, davalı tarafın müvekkilin tescilli tasarımları ile iltibas yaratacak hatta ayniyet derecesinde birbirine benzeyen ürünlerin müvekkilinin hiçbir izni ve icazeti olmadan üretmekte ve satmakta olduğunu, davalı tarafın bu eylemlerini haksız rekabete yol açtığını yukarıda açıklanan durumların tespiti amacıyla … 1. Fikri ve Sınai ve Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunduklarını, yapılan tespit sonucunda 1 , 2, 3 nolu tasarımların aynısının davalı tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, raporun sonuç kısmında ürün numunelerinin bilgilenmiş kullanıcıda yarattığı genel izlenimde ayırt edicilik yönünden ufak ayrıntılar dışında belirgin farklılıklar taşımadığı, ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikte tasarımlar oldukları kullanıcı nezdinde iltibasa ve aldatmaya yol açacağı kanaatine varıldığını, davalının davaya konu tescilli ürünlerin benzerini ticari amaçla perakende şekilde piyasaya sunduğu, tüketiciye arz ettiği, bu haksız kullanım sayesinde ticari kar elde ettiği ve basiretli bir tacir gibi hareket etmediğinin sabit olduğunu, tüm açıklamaları sebebiyle davanın kabulünü, davalı eylemin tecavüz olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün önlenmesini, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılması ile, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi zararın tazminini, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere ele geçirilen ürünlerin imhasını, haklı bir sebebin veya menfaatin bulunduğu kabul edilerek masrafların karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğinin, gerek huzurdaki işbu tazminat davasının gerekse dava dosyasının eki niteliğinde olan … 1. Fikri ve Sınai ve Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası kapsamındaki her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ancak cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … locarno sınfı 02-02 tescilli 1. 2. 3. Nolu “kıyafet” tasarımların 06.03.2018 tarihinde tescil edildiği ve … adına kayıtlı olduğu, anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan, … 1. Fikri ve Sınai ve Hukuk Mahkemesi’nin …değişik iş sayılı dosyası kapsamında alınan birikişi raporunda özetle; taklit olduğu iddia edilen ürünlerin bayan abiye elbise olarak tasarlandığı, tasarımın ense ve karton etiketinde ” …” marka ismin olduğu görüldüğü, dosyaya sunulan … locarno sınfı 02-02 tescilli 1. 2. 3. Nolu kıyafetler ile yapılan karşılaştırma sonucunda, bilgilenmiş kullanıcıda yarattığı genel izlenimde, ayırt edicilik yönünden ufak ayrıntılar dışında belirgin farklılık taşımadığı ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikte tasarımlar oldukları, kullanıcı nezdinde iltibasa ve aldatmaya yol açacağı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dosyaya sunulan 01.08.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davalı adrese bilirikişilerce gidildiği, yapılan incelemede… locarno sınfı 02-02 tescilli 1. 2. 3. Nolu tasarımların görülmediği, … 1. Fikri ve Sınai ve Hukuk Mahkemesi’nin …değişik iş sayılı dosyası kapsamında tespit edilen ürünlerle karşılaştırma yapıldığı, davalıya ait ürünlerin bilgilenmiş tüketici nezdinde davacının tescilli ürünlerinden ayırt edilemeyecek düzeyde benzer ürünler olması ve davalının bu ürünleri satışa arz etmesi sebebi ile SMK 81/1-a gereği tasarım hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu, davalı adresinde herhangi bir mali kayıt bulunamaması sebebi ile davalı tarafın 2018 yılına ait yevmiye, kebir, envanter ile bilanço gelir tabloları talep edilmesine rağmen davalı tarafça 15 gün içerisinde ilgili kayıtları sunacağını bildirse de herhangi bir kayıt verilmediği bu yönüyle mali inceleme yapılamadığı, sektör uygulamasına göre yapılan incelemede yoksul kalınan kazanç tutarının 99.000,00 TL’ye kadar ulaşabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı tarafın 20.08.2019 tarihli dilekçesinde, 01.08.2019 tarihli bilirkişi heyet raporuna karşı beyanlarında özetle; alınan bilirkişi raporlarınca yapılan tasarım tecavüzünün varlığı yönündeki tespitlerine katıldığı, maddi tazminat talebi yönünden yapılan incelemelere yalnızca iki renk bazında değerlendirme yapıldığı, farklı renkte ürün olabileceğinin dikkate alınmadığı, davalının hem toptan hem perakende satış yaptığı, her ikisinde satış fiyatlarının ve karlılık oranın farklı olacağını bu nedenle maddi tazminat talebine yönelik incelemelere katılmadığı, bu nedenlerle eldeki mevcut deliller göz önüne alınarak Borçlar Kanunu md. 50 ve md. 51 gereğince tazminat hesaplanması gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım tecavüzünün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
556 sayılı MarkKHK, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 10/01/2017’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla beraber yürürlükten kalkmıştır. Bu doğrultuda derdest davalara hangi mevzuatın uygulanacağının açıklanması zarureti doğmuştur. Kanunlar kural olarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ileriye etkili olarak uygulanırlar; ancak kanunun geçmişe etkili olarak uygulanacağına ilişkin bir hüküm ihdas edilmiş ise kanun geçmişe etkili olarak uygulanabilir. Kanunun yürürlüğü düzenleyen 192. maddesinin “a” ve “b” bendinde yer alan ileri yürürlük hükümleri istisna olmak üzere, kanunun diğer hükümlerinin SMK’nın yayımı tarihinde yürürlüğe girecek olup; SMK’nın geçmişe etkili olarak uygulanmasına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, dolayısıyla yürürlüğe girdiği 10/01/2017’den itibaren ileriye etkili olarak uygulanacağı dikkate alındığında her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde mülga KHK ya atıf yapmış ise de uyuşmazlığa uygulanması gereken mevzuat KHK değil SMK’dır.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir. Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
Aynı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. ” yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151- (1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5)Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6)Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
TASARIM TECAVÜZÜ YÖNÜNDEN;
Tasarımlar ayırt edici nitelik açısından birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi Kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. (Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca)
Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir. Bu sebeple bilgilenmiş kullanıcı olarak bu tür elbiselerin satıldığı mağazada çalışan satış elemanının ürünler üzerindeki bilgi seviyesinden bahsedilebilinir.
Genel olarak giysi modelleri üzerinde tasarımcının kullanacağı kumaşın renginden, desenlerine, giysi üzerindeki işleme ve baskılardan, kemer-düğme-fermuar vb eklentilere, dikiş noktalarına, kesimlerine kadar pek çok farklı hususta oldukça geniş seçenek özgürlüğüne sahiptir.
Dava konusu giysilerin işlevini yerine getirecek ebat ve formlarda olması gerekliliği (insan vücut yapısına uygun olmak) hariç herhangi bir teknik zorunluluğun bu tür tasarımlar açısından var olmadığı ve seçenek özgürlüğünün tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı olacak düzeyde geniş olduğu görülmektedir.
Ayrıca genel piyasa şartlarında tasarımcıların birbirlerinin tasarımlarından etkilenme durumu da söz konusudur. Tasarımcılar birbirlerinin tasarımlarından esinlenerek (ilham alarak) kendi tasarımlarında farklı görselliklere ulaşabilmektedirler. Bu sebeple, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Somut olaya dönüldüğünde; gerek tespit raporu gerekse yargılama safahatinde alınan raporda davalı … mağazasında tespit olunan ürünler ile davacı adına tescilli … tescil numaralı çoklı tasarımında yer alan 1, 2 ve 3 nolu tasarımların karşılaştırılmasında birebire yakın derecede benzer oldukları, tüketiciler nezdinde bıraktığı genel izlenimde ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelik taşıdığının tespit edildiği ve söz konusu ürünlerin satışa arz edilmesinin SMK 81/1-a gereği tasarım hakkına tecavüz tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Maddi tazminat talebi yönünden;
Davacı vekili tazminat taleplerini 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a uyarınca a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir” e göre hesaplanmasını talep etmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmamıştır. Tazminat taleplerinin davalının ticari kayıtlarını dosyaya sunmamış olması, ne miktarda ürün piyasaya sunduğunun tespit olunamaması, farazi tespit ve değerlendirmeler üzerinden zarar tespitinin mümkün olmaması sebebiyle, davacının SMK 151/2-a kapsamında zararının TBK 50 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç olarak; alınan bilirkişi raporları ve taraf beyanları doğrultusunda, esasen bu tür davalarda net zarar tespitinin mümkün olmaması, farazi hesaplamalar doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte olmaması, tespit edilen miktarın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun düşmediği dikkate alındığında Borçlar Kanunu 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla paranın alım gücü ve hakkaniyet gözetilerek taleple bağlı kalınarak BK 50. Maddesi gereği takdiren 10.000,00 TL üzerinden talebin kabulüne karar vermek gerekmiş,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149. Maddesinin 1-ç bendinde ” Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini” belirtildiği üzere, tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibinin mahkemeden manevi zarar talep edebileceği hüküm altına alındığı, bu madde ve somut olay ele alındığında davacı tasarım hakkı sahibinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz edildiği, manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminat üzerinden talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacının TPMK nezdinde … nolu çoklu tasarım tasarımın sahibi olduğu, davalıya ait etiketleri taşıyan ve tespit olunan ürünler üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda tescilli tasarım arasında tasarım bütünlüğü açısından bilinçli tüketiciler nezdinde aynı ürünler olarak algılanacağının alanında uzman bilirkişilerce tespit olunduğu anlaşılmakla davalının eyleminin tescilli tasarıma tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış bu kapsamda davacının tasarım tecavüzüne dayalı tazminat taleplerinin yerinde olduğuna kanaat getirilmiş (eylemin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği kabul olunmakla birlikte netice-i talepte doğrudan haksız rekabete ilişkin talep bulunmadığı anlaşılmakla bu yönde hüküm tesis olunmamıştır.), maddi tazminat talebi yönünden davalının usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve kayıtları sunmadığı, SMK 151/2-a kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılamadığı (esasen bu tür davalarda defterler sunulsa dahi ürün bazlı kayıtların yer almaması ve kayıt dışı ticari faaliyetler sebebiyle net zarar tespitinin mümkün olmaması, farazi hesaplamaların doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte olmaması, tespit edilen miktarın çoğu zaman hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun düşmediği dikkate alındığında BK 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla) anlaşılmakla paranın alım gücü ve hakkaniyet gözetilerek, davacının talebinin yerinde ve makul olduğu anlaşılmakla BK 50. Maddesi gereği takdiren 10.000,00 TL üzerinden talebin kabule karar vermek gerekmiş, yine manevi tazminat yönünden izahı yapıldığı üzere manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından piyasaya sürülen ürünlerin davacıya ait … nolu çoklu tasarımdaki 1, 2 ve 3 nolu elbise tasarımlarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine bu kapsamda davalı uhdesinde olmak kaydıyla bahse konu ürünlerin toplatılarak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına,
2-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile, takdiren 10.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, takdiren 5.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin tiraji en yüksek üç gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus ilanına,
5-İnfazda mahkememizin … D.iş sayılı dosyasına sunulan 18/05/2018 tarihli bilirkişi raporu ile mevcut dosyaya sunulan 01/08/2019 tarihli bilirkişi raporlarının dikkate alınmasına, raporların hüküm eki sayılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.024,65 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 988,75 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.800,00 TL bilirkişi ücreti, 196,85 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.996,85 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 2.247,63 TL, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında yapılan 860,00 TL (bilirkişi+posta) ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.179,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır