Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/288 E. 2022/226 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/288 Esas
KARAR NO : 2022/226

DAVA : Tazminat (Fikir ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava konusu … video paylaşım sitesinde yayınlanmakta olan “…”, “…(Tüm Albüm)”, “…2002 (Tüm Albüm)”, “… (Tüm Albüm)”, “… (Tüm Albüm)”, “… (Tüm Albüm)”, “… (Tüm Albüm)” isimli albümlerin tüm mali haklarının ilgili eser sahiplerinden hukuka uygun bir şekilde devralındığını, Bakanlık nezdinde Eser İşletme Belgelerinin çıkartıldığını ve yine hukuka uygun bir şekilde müvekkili şirketlere devredildiğini, söz konusu eserlerin dijital haklarının … Şirketi tarafından takip edildiğini, davalı tarafın haksız bir şekilde müvekkillerinin kullanımını engellemek amacı ile … üzerinden telif ihlali bildiriminde bulunduğunu, bu durumun müvekkillerinin gelir elde etmesini engellediğini, ticari itibarlarını zedelediğini ve böylece maddi zarar oluşturduğunu, … politikasına göre üç adet telif ihlali bildirimi ile ilgili kanalın kapandığını, davalının da 3 kez telif ihlali bildiriminde bulunarak müvekkili şirketlerin … sayfasını kapattırdığını, bu nedenle müvekkillerinin gelir elde etmesinin durduğunu ve kanala yeni videoların da eklenemediğini, bu nedenle zarara uğradığını, davalının eserlere ilişkin hak edişlerini ilgili meslek birliklerinden aldığını, eserlerin müvekkili şirketlere hukuka uygun olarak devredildiğini ve eser işletmelerden yararlanma hakkının da yalnızca Eser İşletme Belgesinin sahibi olan müvekkili şirketine ait olduğunu, davalı tarafın yalnızca kendisinin para kazanmak istediğini ve bu nedenle telif ihlali bildiriminde bulunduğunu beyan ederek davalı tarafından …’a yapılan telif ihlali bildirimlerinin kaldırılması amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla daha sonra bilirkişi incelemesi ile belirlenmek üzere, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, davalı tarafından …’a yapılan telif ihlali bildirimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilinin dava konusu eserlerin hak sahibi olduğunu, eser işletme belgesinin yapımcıya hak vermediğini, fonogram hakkının ancak eser sahibi izni ile kullanılabileceğini, eser mali haklarının sahibinin yalnızca eser sahibi olduğunu, tarafınca davacı şirketlere mali hak devrinin yapılmadığını, müvekkilinin davacı tarafa muvafakat vermediğini, muvafakatinde 3. kişi yahut şirketlere devir yetkisi vermediğini, mevcut muvafakatlerin de sadece eserin icrasına ilişkin olduğunu, “…” albümü, “…” albümünün davacı şirketlere yapılan devirlerinin müvekkilinin devire ilişkin yazılı muvafakati alınmadan yapıldığını ve yapılan işlemde usulüne uygun bir devir olmadığını, “…” albümü ile “…” albümünün 1998-1999 yıllarına ait olduğunu ve Türkiye’de dijital satışın 2008 yılında başladığını, dolayısıyla dijital hakların devre konu olamayacağını, davacıların dosyaya sunduğu eser işletme belgelerinin kendilerine dijital hak sahipliği, mali hak sahipliği yetkisi vermediğini, davacılar ile taraf arasında imzalanan bir sözleşmenin de bulunmadığını, taraflarınca yalnızca eser sahibi olunduğu eserlere ilişkin telif ihlali bildiriminde bulunulduğunu, telif ihlali bildiriminin tüm albümlere ilişkin yapılmadığını ancak davalıların albümünün tek bir video olarak yayınlamalarının nedeni ile videonun tamamının kapandığını, albüm müdahalesinin muhatabının … olduğunu, …’da 1. telif ihlali bildiriminin alındığında, itiraz edebilineceğini, karşı bildirimde bulunabileceğini veya 90 günlük sürenin geçmesini bekleme haklarının olduğunu, davacıların tarafına telif ihlali bildiriminde bulunması nedeniyle kendisinin karşı bildirimde bulunduğunu, …’un Davacı …’in iş ortağı olan …’i dolayısıyla ….’i haksız bularak haklarını kendisine iade ettiğini, … kanalının şahsi olması nedeni ile meslek birliği ödemesi kapsamına girmediğini, Davacıların tarafını maddi ve manevi zarara uğrattığını, tarafınca tehdit, şantaj vb. unsurlar içeren hiçbir yazının gönderilmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli cevaba cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Dava konusu eserlere ilişkin …’da ki hak ihlali bildirimlerinin kaldırılması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafından Mahkemeye gönderilen dilekçenin imzalı olmadığını, cevap dilekçesi değil yazılı beyan olarak Mahkemeye sunulduğunu, davalı tarafın sunmuş olduğu ve hakları devretmediğini kanıtladığını iddia ettiği muvafakatnamede dava konusu eserlerden bir kısmının dijital haklar ve devir hakkı da dahil olmak üzere tüm haklarının dava dışı … Şirketine devredildiğini, davalı tarafın …’ın “…” isimli albümü için dava dışı …Tic. A.Ş.’ye vermiş olduğu muvafakatname ile “…İnternet ortamında şarkı, video klip, melodi, gerçek ses, gerçek müzik, animasyon, reklam müziği, dizi müziği, film müziği olarak kullanılmasına… İşbu muvafakatnamenin düzenlendiği tarihten sonraki dahi teknik olanaklar ile üretilebilecek görüntülü, görüntüsüz ses ve görüntü taşıyıcılarında kullanılmasına, yayınlanmasına, dağıtılmasına, çoğaltılmasına, pazarlanmasına, umuma açık mahallerde çalınması için lisansların verilmesine, her türlü mekanik, dijital, komşu ve temsil haklarının kullanılmasına, bunların gelirlerinin tahsil edilmesine, bu belgede bahsedilen tüm hakların üçüncü kişi ve kuruluşlara devredilmesine… … haklarım saklı kalmak kaydıyla muvafakat ediyorum.” denmek suretiyle bu hakların …’e, ..’ten de müvekkili …’e devredildiğini, davanın haklılığının davalı tarafından da kanıtlandığını, davalı tarafın müvekkili şirketlerin ticaretini engellediğini ve zarara uğramalarına neden olduğunu, davalı tarafın … platformu dışında hiçbir mecraya, hiçbir platforma telif ihlali bildiriminde bulunmadığını, davalı tarafın … üzerinden yapmış olduğu haksız fiili neticesinde müvekkili şirketleri hem maddi hem de manevi anlamda zarara uğrattığını, müvekkili şirketlerin hak sahibi olduğu yeni albümlerin piyasaya sürüldüğünü ancak bu albümlere ilişkin videoların da …’a yüklenemediğini, bu eser ve albümlere ilişkin olarak da hem tanıtım yapılamadığından hem de gelir elde edilemediğinden büyük zararlara uğrandığını, davalı tarafın …’da yayınlanan albümlerdeki hak sahibi olduğu eserlere ilişkin olarak hakedişlerini üyesi olduğu Meslek Birliği …’den tahsil ettiğini beyan ederek davalı tarafından …’a yapılan telif ihlali bildirimlerinin kaldırılması amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile zararın tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller, belgeler ile Kültür Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…, ve “…” isimli eserlerin eser işletme belgelerinin tasdikli suretleri celp edilmiş ve Mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır.
Taraf delilleri toplanmış ve dilekçeler teatisi tamamlanmıştır.
Mahkememizin 16/10/2018 tarihli ara kararı uyarınca; ”…6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri gereğince dosya kapsamı dikkate alınarak davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 25.000,00 TL (yirmibeşbin) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ ile, …’ta yayınlanan …, …, …, …, …, … ve … ilişkin …’daki hak ihlali (strike) bildiriminin dava sonuçlanıncaya kadar kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve belgeler kapsamında Mahkememizin 12/03/2019 tarihli duruşmasının 5 numaralı ara kararı uyarınca; ”……’ye müzekkere yazılarak davaya konu eserler üzerindeki mali haklara ilişkin olarak davalı tarafça devri yapılan haklara ilişkin ve muvafakatlere ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı suretlerinin mahkememize gönderilmesi, ara kararlar yerine getirildiğinde dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir Fsek uzmanı bir şarkı/söz yazarı/besteci telif alanında uzman sektör bilirkişi bir bilişim uzmanı bilirkişiye tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle davacıların eser üzerindeki mali haklarının tespiti ile muvafakatlere yönelik iddia ve savunmalar kapsamında … uygulamaları da dikkate alınarak davalının eserlere ilişkin … bildirimlerinin yerinde olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanziminin istenilmesine…” yönünde karar verilmiş olup Mahkememizce …’ye müzekkere yazılarak davaya konu eserler üzerindeki mali haklara ilişkin olarak davalı tarafça devri yapılan haklara ilişkin ve muvafakatlere ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı suretleri celp edilmiş ve taleplerin değerlendirilebilmesi yönünden; Dosya Mahkememizin 15/03/2022 tarihli bilirkişi teslim tutanağı ile Bilirkişi Heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunu tanzimle 28/01/2020 tarihinde Mahkememiz dosyası içerisine ibraz etmiştir.
Alınan 28/01/2020 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davalının “…” isimli albümde yer alan “…, …, …” isimli eserlerine ilişkin vermiş olduğu muvafakatname belgesinde, muvafakatname konusu hakların 3. kişi ve kuruluşlara devri de düzenlendiği, devredilebileceği düzenlenen haklar içinde dijital platformlardan yayınlama, umuma iletme haklarının da mevcut olduğu, bu kapsamda davacının söz konusu eserler üzerinde internet mecrasında yayınlama hakkının olduğunun değerlendirildiğini, … tarafından müzekkere cevabı ekinde sunulan “…” albümünde yer alan “…, …, …, …” isimli eserler ile …” albümündeki “…” eseri için ilişkin icracıya okuma iznini içeren muvafakatname verdiğinin görüldüğünü, bu eserler için de muvafakatin artık bağlantılı hak sahiplerine yayın hakkı doğurduğu ve dolayısıyla icracının verdiği haklar çerçevesinde davacıların söz konusu eserler üzerinde internet mecrasında yayınlama hakkının olduğunun değerlendirildiğini, diğer dava konusu eserlere ilişkin ise dosya kapsamında herhangi bir muvafakatname – hak devri – lisans belgesine rastlanılmadığını, ilgili kurumlardan dava konusu eserlere ilişkin varsa muvafakatname – lisans veya mali hak devir belgelerinin celbi halinde eser işletme belgelerinde davacıların hak sahibi olup olmadığı ile dava konusu taleplerde haklarının olup olmadığı hususunun değerlendirilebileceği yönünde görüş ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır.
Davacılar vekilinin 25/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; …’den gelen cevabi yazıda “Davaya konu diğer albümlere ilişkin albüm yapım tarihleri dolayısıyla herhangi bir kayda rastlanılmamıştır.” dendiğini, albüm yapım tarihlerinde davalının üye olduğu meslek birliğinin … olmadığını, bu nedenle söz konusu muvafakatname/yetki belgesi ve sair evrakın davalının üye olduğu … meslek birliğinden sorulması gerekeceğini, bu evrakların dosyaya sunulduğunda ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmesi gerekeceğini, …. 11. Noterliğinin … tarih … sayılı muvafakatnamesi ile davalı tarafından … tarafından seslendirilecek “…” isimli esere ilişkin muvafakat verildiğini, diğer üç albümün yapım tarihlerinin göz önünde bulundurulduğundan yapım tarihinin üstünden 20 yıl geçmiş albümlere ilişkin davalının herhangi bir muvafakati yoksa bu albümlerin yirmi yıldır yayınlanmasının da hayatın olağan akışında mümkün olamayacağını, bilirkişilerin raporu hazırlarken bu hususu gözardı ettiğini beyan ederek …’a müzekkere yazılarak Bilirkişiler tarafından incelenmek istenen muvafakatname / lisans veya mali hak devir belgelerinin celp edilmesini, …’ye müzekkere yazılarak dava konusu albümlere ve eserlere ilişkin olarak davalı …’ye ödenen hakedişlerin ve bu eserlere ilişkin olarak davalı adına … tarafından hak takibi yapılıp yapılmadığının sorulmasına karar verilmesini, söz konusu belgelerin dosyaya geldikten sonra dosyanın yeniden bilirkişilere tevdii ile itirazları ve önceki dilekçelerin de değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan 25/02/2020 tarihli Bilirkişi Raporuna Karşı İtiraz dilekçesinde özetle; İcracı sanatçının, eser sahibinin izni ile iktisap ettiği FSEK md.80/I 1A maddesinde yazılı hakların kendi icrası üzerinde olduğu, eser sahibinin tüm haklarının var olmaya devam ettiği, müvekkilinin eser sahipliğinden doğan hakları ile bağlantılı haklarının birbirinden bağımsız olduğu, her bir bağlantılı hak sahibinin hakkının da birbirinden bağımsız olduğu, bir eserin çoğaltılabilmesi ve yayılabilmesi için sadece icracı sanatçıdan izin almanın yetmeyeceği eser sahibinden de izin alınması gerektiği, müvekkili tarafından davacı şirketlere herhangi bir muvafakat verilmediği, herhangi bir mali hak sahipliği belgelerinin de bulunmadığı, davacıların dosyaya sunduğu eser işletme belgelerinin kendilerine dijital hak sahipliği ve mali hak sahipliği yetkisi vermediği, davacı yapımcının eserleri dijital ortamda kullanabilmesi için ayrıca eser sahibi müvekkilinden
izin alması gerektiği, … uygulaması ve düzenlemelerinden de bu yönde olduğu, dijitalde herhangi bir yapımcının muhakkak eser sahibinden muvafakatname almak zorunda olacağı, davacının dava konusu eserleri devralırken, bu devrin haricinde müvekkilinden ayrıca muvafakatname almadığı, bu nedenle tek başına devrin bütün hakların davacıya geçtiği anlamına Gelmeyeceği, kök rapordaki “icrai eser üzerinde icracı sanatçının mali hak sahibi olduğu, münhasıran icrai
eserin dağıtımı, yayını vb. İzinleri verebileceği, artık ilk eser sahibinden farklı ancak ona komşu yeni bir eser doğduğu” tespitinin tamamen hatalı bir tespit olduğu, eserin çoğaltılması hakkının münhasıran eser sahibinin olduğu, bu nedenle bir eserin icrasının ilk tespitinin hukuka uygun biçimde çoğaltılabilmesi için sadece icracı sanatçıdan izin almanın yetmeyeceği, bunun için ayrıca eser sahibinden de izin alınması gerektiği, eğer çoğaltma, fonogram, yapım veya yayından istifade
edilerek yapılacaksa, ilk tespiti yapan fonogram yapımcısından ve eserin icrasının tespitini içeren fonogram veya yapımın yayınını gerçekleştiren yayın kuruluşundan da izin alınması gerektiği, fonogram hakkının ancak eser sahibinin izni ile kullanılabileceği, eserin temsili hakkının münhasıran eser sahibine ait olduğu, bu nedenle bir eserin icrasının tespitinin hukuka uygun biçimde umuma yönelik, örneğin; alışveriş merkezi oyun ve spor salonları, lokanta, otel lobisi ve eğlence mekanı gibi yerlerde vasıtalı temsili için ayrıca eser sahibinden, ilk tespiti yapan fonogram veya film yapımcısından da izin alınması gerektiği, Müvekkilinin davacılara muvafakat vermediği, mevcut muvafakatlerin de sadece eserin icrasına
ilişkin olduğu ve bunlarda 3. kişi yahut şirketlere devir yetkisi bulunmadığı, Eser sahibinin vermiş olduğu izin üzerine icrası ile birlikte, icracı sanatçının FSEK’in 80/I, 1, A maddesinde yazılı komşu haklarının doğduğu, icracı sanatçının, eser sahibinin izni ile gerçekleşen icrası ile birlikte doğan mutlak haklarının, eser sahibinden devir alınmadığı, aksine kendiliğinden ve aslen kazanıldığı, bu konuda eser sahibi ile icracı sanatçı arasında halef selef ilişkisi yahut bir ortaklık bulunmadığı, Eser sahibi, icracı sanatçı, fonogram ve film yapımcısı ile yayın kuruluşunun izni yoksa, her bir hak sahibinin diğerinden bağımsız olarak, kendi haklarına dayanarak icranın tespitinin çoğaltılmasına karşı çıkabileceği hususlarını beyan etmiştir.
Mahkememiz 05/11/2020 tarihli duruşmasında “…Davalı vekiline icracı sanatçıların eser icrası yönünden davalının muvafakatinin bulunup bulunmadığı hususlarında beyanlarını sunabilmesi için bir aylık kesin süre verilmesine, aksi takdirde bu hususta beyanda bulunmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtarına (ihtarat yapıldı), … ve …’ye müzekkere yazılması hususunun 1 nolu ara karar yerine getirildikten sonra talep halinde değerlendirilmesine…” karar verilmiş olup davalı vekilince sunulan 03/12/2020 tarihli Beyan dilekçesinde özetle; Ara karara ilişkin olarak; FSEK 21. Maddesinde açıklanan İşleme Hakkı, 22. Maddesinde Çoğaltma Hakkı, 23. Maddesinde belirtilen yayma hakkının Eser Sahibi müvekkili …’de olduğu hiçbir şekilde bu hakların davacılara devrinin söz konusu olmadığını, FSEK 52. MADDE “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” Şeklinde düzenlendiğini, mali hakların devrinde geçerliliğini olabilmesi için yazılı olmasının yanında devre konu hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğunun düzenlendiğini, davaya konu eserler açısından ne eseri okuyan sanatçılara ne de davacı firmalara müvekkil tarafından verilmiş bir muvafakat bulunmadığını, davaya konu yapımların hiç birinin davacı taraf olan ( …, …, …) firmalarda yapılmış prodüksiyon olmadığı, müvekkilinin davacı firmalarla ne geçmişte ne de şuanda doğrudan veya dolaylı bir çalışması bulunmadığını, davacının … üzerinden yapılan yayının (umuma iletimi) hukuka aykırılık teşkil etttiğini, davacının hem eser sahibi hem de icracıdan mali hakların kullanımı için FSEK 52. Madde’ye uygun izin alması gerektiğini, davacı tarafından müvekkilinden herhangi bir izin alınmadığını, ayrıca davaya konu eser üzerindeki hakların davacılara devredilmediği gibi dava dışı …’ye de devredilmediğini, bu kapsamda müvekkilinden izin almadan eserlerin … kanalında yayınlanmasının müvekkilinin mali haklarını ihlal ettiğini beyan etmiş ve Mahkememizce 05/11/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince 25/12/2020 tarihli … ve …’e müzekkere yazılarak “…Mahkememizce yapılan yargılamada verilen ara karar uyarınca, yazımız ekinde dava dilekçesi örneği gönderilmiş olup, davaya konu eserler (…, …, …, …, …-… …, …) yönünden hangi haklara ilişkin hak devrinin yapıldığı ve buna ilişkin devir sözleşmesi ya da muvafakatnamenin bir suretinin duruşmanın bırakıldığı 11/02/2021 tarihinden önce mahkememize bilgi verilmesi…” istenilmiş olup cevabi yazılar Mahkememiz dosyası içerisine alınmış ve Mahkememizin 05/04/2021 tarihli ek bilirkişi incelemesi ara kararı uyarınca; ”…Sunulan muvafakatnamelere ilişkin müzekkere cevapları ve taraf itirazlarının değerlendirilmesi yönünden, sunulan muvafakatlerinde dikkate alınmak suretiyle dosyanın daha önce rapor sunan heyete tevdi edilerek ek rapor alınmasına…” yönünde karar verilmiş olup Mahkememizin 28/01/2020 tarihli kök Bilirkişi Raporuna ilişkin beyan, itiraz ve taleplerin değerlendirilebilmesi yönünden; Dosya Ek Rapor alınmak üzere Mahkememizin 21/05/2021 tarihli bilirkişi teslim tutanağı ile Bilirkişi Heyetine tevdi edilmiş olup Bilirkişi Ek Raporunu tanzimle 27/06/2021 tarihinde Mahkememiz dosyası içerisine ibraz etmiştir.
Alınan 27/06/2021 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; Davacının …. isimli albümünde yer alan “…, …, …” isimli eserler, … isimli albümünde yer alan “…, …, …, …” isimli eserler, … albümündeki “…” isimli eser üzerinde internet mecrasında yayınlama hakkının olduğunun değerlendirildiği, nitekim dosyaya gelen muvafakatnamelerde; “…, …, …, …, …” isimli eserler için “okunmasına muvafakat” verildiğinin görüldüğü, dolayısıyla icraya muvafakat verildiği ve icracı sanatçının Fsek’ten doğan haklarının yasal olarak doğduğunun anlaşıldığı, yine …albümündeki …” isimli eser için “okunmasına muvafakat” verildiğinin görüldüğünü, dolayısıyla icraya muvafakat verildiği ve icracı sanatçının Fsek’ten doğan haklarının yasal olarak doğduğunun anlaşıldığı, … isimli albümde yer alan “…, …, …, …, …” isimli eserler üzerinde …Tic. A.Ş. adına bahsi geçen tüm hakların üçüncü kişi ve kuruluşlara devrinin de düzenlendiği, hem icraya izin verildiği hem de hakların devri ile devredilebileceği, düzenlenen haklar içinde dijital platformlardan yayınlama, umuma iletme hakları verildiği, dolayısıyla söz konusu şirketin FSEK’ten doğan haklarının yasal olarak doğduğunun anlaşıldığını, …” isimli esere ilişkin olarak yayın, dağıtım, çoğaltma haklarının devredilmiş olduğu, mali hakların açıkça sayılarak devredildiği, devralanın FSEK’ten doğan haklarının yasal olarak doğduğunun anlaşıldığını, bu durumda parantez içerisinde belirtilen; (…, … — …, …—…,… eserler için davalının (eser sahibi) kimi zaman icracı sanatçıya icra izni vererek kimi zaman doğrudan yapımcıya mali haklarını devrederek FSEK’ten doğan mali hakları verdiğini, davalı yanın savunmasının aksine FSEK icrayı eser sahibinin izniyle yapan icracı sanatçılara icralarını elektronik ticaret yoluyla satma, satışa sunma ve dijital ortamlarda üçüncü kişilerin erişimine sunmak suretiyle umuma iletilmesine izin verme veya yasaklama hakkını tanıdığını, sonuç olarak FSEK 80. maddesi ile komşu hak sahibi olan icracı sanatçıların mali haklarını icranın temsil edilmesi (canlı icra), icranın tespiti (ses veya görüntü nakline yarayan araçlara kaydedilmesi), tespitin çoğaltılması, yayılması (dağıtılması, satılması), kiralanması veya ödünç verilmesi, ses, işaret ve/veya görüntü nakline yarayan vasıtalarla topluma iletilmesi veya yeniden yayım yoluyla iletilmesi, yurt içinde satışı veya diğer yollarla tedavüle konulması, elektronik ticaret yoluyla satışı, satışa sunulması ve dijital ortamlarda gerçek kişilerin emrine sunulması şeklinde sıralayabilmenin mümkün olduğunu, icracı sanatçıların icra üzerindeki mali haklarını bizzat kullanacakları gibi başkalarına da devredebileceğini, ayrıca icracı sanatçının eser sahibi de olmak üzere üçüncü kişileri mali hakları izni olmadan kullanmaktan men edebileceğini, kanuna göre icracı sanatçıların kendilerine tanınmış olan bu hakları uygun bir bedel mukabilinde yapımcıya devredebileceğini, dolayısıyla eser sahibinin hakkı icra edilen eserin yayını üzerinde yeniden doğmadığını, icrai eserin icracıya tanıdığı hakların Kanunda açıkça sayıldığından ancak verilen izinde yazılı olarak istisnalar sayıldığı takdirde Kanunda verilen hakların daraltılabileceğini, Örneğin; İcra edilen eserin her yayınında veya dijital yayınlarda eser sahibi kendi izninin alınmasını yazılı olarak saklı tutsaydı FSEK’de sayılan hakların kısıtlandığının söylenebileceğini, diğer bir hususun da dijital mecralarda yayın için ayrıca bir izin alınıp alınmaması hususu olduğunu, dijital mecraların teknolojinin gelişimiyle hayatımıza girdiğini, ancak mali hakların dışında veya yepyeni bir hak doğuran bir alan oluşturmadığını, dağıtım, çoğaltma ve yayma haklarının doğal bir parçası olduğunu, ileride belki bugün hiç düşünülemeyecek yeni teknoloji alanları olduğunda da yayın veya dağıtımın içeriğinde yer alacağını, dolayısıyla dijital mecralar için ayrıca bir izin alma zorunluluğunun olmadığını, mali hakların devrinin açıkça saklı tutulmadıkça bu hakkın da devrini içerdiğini, bu sebeple davalının bu savunmasının muvafakatlar karşısında geçerli olarak değerlendirilemediğini, devreden kişinin başkasının devrine de açıkça izin verilmesi gerektiği savunulmuşsa da, devirin bir ruhsat ya da yaygın tabirle lisans olmadığını, devirin anlamı itibariyle hakkın başkasına geçmesi olduğunu, hak verildikten sonra onun başkasına devrini yasaklamanın genel hükümlere göre mümkün olmadığını, muvafakatnamede adı geçen eserlere ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra davaya konu olup muvafakatlarda yer almayan; …, …, … isimli albümlerinde davalının eserleri mevcut ise bu eserlerin yayınını kendi izni dışında olduğu için durdurtma hakkının mevcut olduğunu, zira FSEK m.52 gereği anlaşma, devir, muvafakatların yazılı olmasının gerektiğini, bu nedenle yazılı olarak muvafakat veya sair devri içerir anlaşma olmayan eserlerde davalının eser sahibi olarak haklarının devam ettiği sonucuna varıldığını ancak davalının sanatçıya ait tüm albümü değil, albüm içindeki kendine ait eserin yayını durdurtma hakkı olduğundan bunu aşan durdurtma fiillerinin de hukuka aykırı olacağını, dolayısıyla davalının; …, …, …, … isimli albümlerindeki eserlerine ilişkin yayını durdurtma hakkının bulunmadığını,…, …, … isimli albümlerindeki eserlerine ilişkin yayını durdurtma hakkının ise bulunduğu yönünde sonuç ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır.
Davacılar vekilince sunulan 14/07/2021 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Kök rapora olan itirazları tam olarak incelenmeden, eksik ve hatalı tespitler içerir ek rapor tanzim edildiğini, Mahkeme’nin ara kararında belirtilen ve …’dan gelen müzekkere cevabı ve ekleri incelenmeksizin / değerlendirilmeksizin hazırlanan raporun kabulünün mümkün olmadığını, önceki beyanlarında defalarca belirttikleri üzere, müvekkilin şirket dava konusu albümleri, devren değil, icra satışı sonrasında tüm takyidatlarından ari bir şekilde satın aldığını, davalı şahsın dava konusu albümlere ilişkin muvafakat ve yetki belgelerini üyesi olduğu meslek birliğine verdiğini, telif bedellerini de yine üyesi olduğu meslek birliğinden aldığını, muvafakat vermediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, …’dan gelen müzekkere cevabından ve eklerinden bahsedildiği ancak dosyada görülemediği, bilirkişilerce zarar tespitinin yapılmadığı, …’a müzekkere yazılarak Bilirkişiler tarafından incelenmek istenen muvafakatname / lisans veya mali hak devir belgelerinin celp edilmesini, …’ye müzekkere yazılarak dava konusu albümlere ve eserlere ilişkin olarak davalı …’ye ödenen hakedişlerin ve bu eserlere ilişkin olarak davalı adına … tarafından hak takibi yapılıp yapılmadığının sorulmasına karar verilmesini, söz konusu belgeler dosyaya geldikten sonra ve daha önce … ve … tarafından gönderilen ve işbu dilekçeleri ekinde sunulan evraklarla bilrlikte tüm evrakların incelenmesi ve eksik hususların giderilmesi amacıyla, dosyanın yeniden bilirkişilere tevdii ile, itirazları ve önceki dilekçeleri de değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan Bilirkişi Ek Raporuna karşı beyan ve itirazını içerir dilekçesinde özetle; Aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, FSEK 21. Maddesinde açıklanan İşleme Hakkı, 22. Maddesinde Çoğaltma Hakkı, 23. Maddesinde belirtilen yayma hakkının Eser Sahibi müvekkili İlyas Keçeci’de olduğu hiçbir şekilde bu hakların davacılara devrinin söz konusu olmadığını, FSEK 52. MADDE “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” Şeklinde düzenlendiğini, mali hakların devrinde geçerliliğini olabilmesi için yazılı olmasının yanında devre konu hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğunun düzenlendiğini, davaya konu eserler açısından ne eseri okuyan sanatçılara ne de davacı firmalara müvekkil tarafından verilmiş bir muvafakat bulunmadığını davacıların dosyaya sunduğu eser işletme belgelerinin kendilerine dijital hak sahipliği ve mali hak sahipliği yetkisi vermediği,
davacı yapımcının eserleri dijital ortamda kullanabilmesi için ayrıca eser sahibi müvekkilinden izin alması gerektiği, … uygulaması ve düzenlemelerinden de bu yönde olduğu, dijitalde herhangi bir yapımcının muhakkak eser sahibinden muvafakatname almak zorunda olacağı, davacının dava konusu eserleri devralırken, bu devrin haricinde müvekkilinden ayrıca muvafakatname almadığı, bu nedenle tek başına devrin bütün hakların davacıya geçtiği anlamına
gelmeyeceği, icranın tespitinin aslı ve çoğaltılmış nüshalarının yayılması, aynı zamanda icrası gerçekleştirilen eserin de maddi bir cisme bürünerek yayılması sonucunu doğurduğunu, eserin yayılması hakkının ise münhasıran eser sahibinin olduğunu, bu nedenle bir eserin icrasının ilk tespitinin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının hukuka uygun biçimde yayılabilmesi için sadece icracı sanatçıdan izin almak yetmeyeceğini, bunun için ayrıca eser sahibinden de izin almak gerekeceğini, Müvekkilinin dava konusu eserlerin hak sahibi olduğunu, Müvekkilinin davacılara muvafakat vermediğini, mevcut muvafakatlerin ise sadece eserin icrasına ilişkin olduğunu, Müvekkili tarafından verilen muvafakatnamelerde 3.kişi yahut şirketlere devir yetkisi bulunmadığını, gerek kök rapor gerekse ek rapor aynı bilirkişi heyeti tarafından hazırlanmış olup ek raporda; kök rapora ilişkin itirazları yönünden bir değerlendirme yapılmadığını, her iki rapordaki aleyhe tespitlere itiraz ettiklerini, bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınarak, farklı bir bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 21/10/2021 tarihli duruşmasında Bilirkişi Ek Raporuna karşı beyan ve itirazlar da dikkate alınarak “…… ve …’ye müzekkere yazılarak davalının sahip olduğu eserlere ilişkin meslek birliğine vermiş olduğu muvafakat ve yetkiler dikkate alındığında davaya konu eserlerin dijital alanda yayınlanmasının meslek birliğine devrolunan ve takibi yapılan haklar kapsamında kalıp kalmadığı, davacı ile meslek birlikleri arasında lisans sözleşmeleri imzalanıp imzalanmadığı, icracı sanatçılara ait kliplerin yayınlanmasının lisans sözleşmesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, meslek birliğince davalıya davaya konu eserlerden kaynaklı telif ödemesi yapılıp yapılmadığı hususları araştırılarak mahkememize bildirilmesinin istenilmesine, Müzekkere cevabı geldiğinde tarafların rapora yönelik itirazları da dikkate alınarak ek yahut yeni inceleme talebinin celse arasında değerlendirilmesine, Mali inceleme taleplerinin iki nolu ara karar ile birlikte değerlendirilmesine…” karar verilmiş ve Mahkememiz 21/10/2021 tarihli ara kararı gereğince aynı tarihte … ve …’ye müzekkere yazılarak “…Davalının sahip olduğu eserlere ilişkin meslek birliğine vermiş olduğu muvafakat ve yetkiler dikkate alındığında davaya konu “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” isimli eserlerin dijital alanda yayınlanmasının meslek birliğine devrolunan ve takibi yapılan haklar kapsamında kalıp kalmadığı, davacı ile meslek birlikleri arasında lisans sözleşmeleri imzalanıp imzalanmadığı, icracı sanatçılara ait kliplerin yayınlanmasının lisans sözleşmesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, meslek birliğince davalıya davaya konu eserlerden kaynaklı telif ödemesi yapılıp yapılmadığı hususları araştırılarak duruşmanın bırakıldığı 24/02/2022 tarihinden önce mahkememize bilgi verilmesi…” istenilmiş olup ilgili bilgi ve belgeler Mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır.
Mahkememizin 17/11/2022 tarihli duruşmasının ara kararı uyarınca; Davaya konu İcracı Sanatçı …’a ait seslendirdiği ve dijital hak devirleri yönünden davaya konu diğer eserlerden ayrılan ve mali inceleme yönündeki talepler kapsamında ayrıca ele alınması gereken ”…” isimli eserler/ albümler yönünden usul ekonomisi ve yargılama sürecinde mali inceleme taleplerinin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi yönünden dosyanın tefriki ile yeni bir esasa kaydına, davacı vekilinin ek ve mali inceleme taleplerinin tefrik edilen dosya üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiş, tefrik edilen dosya Mahkememizin 2022/234 Esas sayısını almış olup halen derdesttir.
İşbu Dava; Eser Mali Hak Sahipliğine Tecavüzün Tespiti, Durdurulması Önlenmesi Ortadan Kaldırılması ve Maddi Tazminata ilişkindir.
Eser vasfının değerlendirilmesi;
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı resen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer.
Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
Eser sahipliğinin ve hak sahipliğinin değerlendirilmesi;
Yargıtay kararlarında FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, “eser sahipliği” sıfatının da resen gözetilmesi gereğine işaret edilmektedir. Dolayısıyla huzurdaki davada da, uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin “eser sahipliği” ve “hak sahipliği” sıfatının resen irdelenmesi gerekmektedir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11 ve 12 inci maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin neler olduğu düzenlenmiştir. FSEK m.11 hükmüne göre; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”. FSEK m.12 hükmüne göre ise; “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11 inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11. maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır”.
FSEK sistematiğinde tescil ilkesinin kabul edilmemesi nedeniyle eser sahipliğinin tespitinde yukarıdaki karinelerin öngörülmesi uygulamada ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca eser sahipliği, bu karineler dışında her türlü delille de ispatlanabilir.
Somut olaya dönüldüğünde; Davaya konu olan ve dosyada mübrez kayıtlar incelendiğinde söz ve bestelerin FSEK m.2/1 anlamında dil ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olduğu, müziklerinin ise FSEK 3 madde kapsamında musiki eser olduğu davalının eser sahibi olduğu bu noktada taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Eser Sahipliğine Tecavüz İddiasının Değerlendirmesi;
Taraflar arasındaki çekişmenin temeli davalının eser sahibi hakkına dayalı yapmış olduğu ihlal bildirimlerinin, davacıların devren iktisap ettikleri mali haklara tecavüz teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Yine uyuşmazlığın temeli FSEK kapsamında hak devirlerinin yapılıp yapılmadığı devrolunan hakların kapsamı, esas itibarı ile 2001 değişikliği ile mevzuatta yer bulan ve davaya konu dijital hakların devrinin ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği somut uyuşmazlığın çözümünde ele alınması gerekli zorunlu unsurlardır.
Madde 68- (Değişik madde: 07/06/1995 – 4110/21 md.;Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./137.mad) Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir… Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir. Madde 69 – Mali veya manevi haklarında tecavüz tehlikesine maruz kalan eser sahibi muhtemel tecavüzün önlenmesini dava edebilir. Vaki olan tecavüzün devam veya tekrarı muhtemel görülen hallerde de aynı hüküm caridir.” hükümlerine amirdir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eser sahibinin hakları manevi ve mali haklar olarak iki ana başlığa ayrılmaktadır. Buna göre; manevi haklar, manevi haklar eser sahibinin eser üzerinde bulunan ekonomik olmayan, eser sahibi ile eser arasındaki duygusal ilişkinin sonucu olarak ortaya çıkan hak ve yetkileridir. Umuma arz, eserin halka yayınlanıp yayınlanmayacağına, yayınlanma tarihine ve yayınlanma şekline yalnızca eser sahibi karar verebilir. Adın belirtilmesi, eser sahibi eserinin yayınlanması durumunda kendisinin eser sahibi olarak tanıtılmasını talep etme yetkisine sahiptir.
Eserde değişiklik yapılmasını men etme, eser sahibinin izni olmadıkça eser üzerinde herhangi bir değişiklik yapılması mümkün değildir. Eser sahibinin zilyet ve malike karşı hakları, eserin tek ve özgün olması halinde, eser sahibi daha önceden vermiş olduğu eserini; kendisine ait tüm dönemleri kapsayan bir sergide veya çalışmada kullanmak amacıyla iade edilmek üzere geri isteme hakkına sahiptir. Bu hak daha çok resim, heykel gibi eserler için öngörülmüştür.
Mali Haklar, mali haklar ise eser sahibinin eser üzerinde bulunan ekonomik hak ve yetkileridir. Bunlar: İşleme hakkı, eseri işlemek suretiyle eserden faydalanma hakkı sadece eser sahibine aittir. Çoğaltma hakkı, eser sahipleri eserin aslını veya kopyalarını herhangi bir yöntemle doğrudan veya dolaylı olarak, tamamen veya kısmen, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, eser sahibi, eserin aslını veya çoğaltmış olduğu nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkına sahiptir.
Temsil hakkı, eser sahibi, eserini doğrudan doğruya ya da işaret, ses veya resim iletilmesine yarayan teçhizatlarla okuyabilir, çalabilir, oynayabilir ve icra edebilir.
FSEK in “İŞARET, SES VE/VEYA GÖRÜNTÜ NAKLİNE YARAYAN ARAÇLARLA UMUMA İLETİM HAKKI başlıklı 03/03/2001 tarih 4630 sayılı yasanın 15 maddesiyle değişik Madde 25 e göre ” Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Eser sahibi, eserinin aslı ya da çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda eserine erişimini sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına da sahiptir. Bu madde ile düzenlenen umuma iletim yoluyla eserlerin dağıtım ve sunumu eser sahibinin yayma hakkını ihlal etmez.” hükümlerine amirdir.
Bu hakları kullanma yetkisi doğrudan ve yalnızca eser sahibine aittir. Eser sahipleri veya mirasçıları mali haklarını karşılıklı veya karşılıksız, süreli veya süresiz olarak devredebilirler. Eser sahibinin mali haklarından biri de yukarıda yer aldığı gibi eserin umuma iletilmesi hakkıdır. Bu hak gerek uluslararası sözleşme hükümleri ve gerekse Türk Hukukunda 5846 sayılı FSEK’te yer verilen bir mali haktır.
Eser sahibinin mali haklarının korunması suretiyle eser sahibinin ekonomik yararlarının ihlal edilmesi veya ihlal tehlikesine maruz kalmasının önüne geçilmiş olmaktadır. Mali haklardan yararlanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Yine aynı yasanın “DEVREN İKTİSAP” başlıklı Madde 49 – Eser sahibi veya mirasçılarından mali bir hak veya böyle bir hakkı kullanma ruhsatını iktisap etmiş olan bir kimse, ancak bunların yazılı muvafakatiyle bu hakkı veya kullanma ruhsatını diğer birine devredebilir. İşleme hakkının devrinde, devren iktisap eden kimse hakkında da eser sahibi veya mirasçılarının aynı suretle muvafakatı şarttır. Hükmüne amirdir.
FSEK Madde 51 – İLERİDE ÇIKARILACAK MEVZUATIN ESER SAHİBİNE TANIMASI MUHTEMEL MALİ HAKLARIN devrine veya bunların başkaları tarafından kullanılmasına mütaallik sözleşmeler batıldır. İleride çıkarılacak mevzuatla mali hakların şümulünün genişletilmesi veya koruma süresinin uzatılmasından doğacak salahiyetlerden vazgeçmeyi yahut bunların devrini ihtiva eden sözleşmeler hakkında aynı hüküm caridir.
SIHHAT ŞARTI OLARAK DÜZENLENEN “ŞEKİL” başlıklı Madde 52 ise – Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır. Hükmüne amirdir.
Yine Madde 54 – Mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmıyan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez. Salahiyeti olmaksızın mali bir hakkı başkasına devreden veya kullanma ruhsatını veren kimse; salahiyeti bulunmadığına diğer tarafın vakıf olduğunu veya vakıf olması lazımgeldiğini ispat etmedikçe tasarrufun hükümsüz kalmasından doğan zararı tazminle mükelleftir. Kusur halinde mahkeme; hakkaniyet gerektiriyorsa daha geniş bir tazminata hükmedebilir. Haksız fiillerden ve sebepsiz mal iktisabından doğan talepler mahfuzdur. Hükmünü içermektedir.
Uyuşmazlığın çözümü noktasında FSEK Madde 80 – (Değişik madde: 03/03/2001 – 4630/32. Md.) hükmünün ele alınması gerekmektedir.
Buna göre ” Eser sahibinin hakları ile bağlantılı haklar şunlardır: 1. Eser sahibinin haklarına komşu haklar: Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçıların, bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları ile radyo-televizyon kuruluşlarının aşağıda belirtilen komşu hakları vardır.”…
B) Bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları ESER SAHİBİNDEN VE İCRACI SANATÇIDAN MALİ HAKLARI KULLANMA YETKİSİNİ DEVRALDIKTAN SONRA aşağıda belirtilen haklara sahiptir. (1) Eser sahibinin ve icracı sanatçının izni ile yapılan tespitin, doğrudan veya dolaylı olarak çoğaltılması, dağıtılması, satılması, kiralanması ve kamuya ödünç verilmesi hususlarında izin verme veya yasaklama hakları münhasıran fonogram yapımcısına aittir. Yapımcılar tespitlerinin işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine izin verme hususunda münhasıran hak sahibidir. (2) Fonogram yapımcısı, yurt içinde henüz satışa çıkmamış veya başka yollarla dağıtılmamış tespitlerinin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının satış yoluyla veya diğer yollarla dağıtılması hususunda izin verme ve yasaklama hakkına sahiptir. (3) Fonogram yapımcısı, icraların tespitlerinin telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda tespitlerine ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına sahiptir. Umuma iletim yoluyla tespitlerin dağıtım ve sunulması yapımcının yayma hakkını ihlal etmez. Hükümlerine amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde;
Hak devri ve hakların kullanımına ilişkin hususların hukuki tasnif ve değerlendirme gerektirdiği bu noktada alınan heyet raporundaki kanunun ruhuna ve eser sahipliğine ilişkin izahı yapılan düzenlemelere aykırı yorum ve değerlendirmelerin dikkate alınamayacağı, açık kanun hükümlerinin yorumlama yoluyla eser sahipliğine dayalı hakların daraltılmasının kabul edilemeyeceği gibi hakim açısından da bağlayıcılık sağlamayacağı izaha muhtaç değildir.
Dava konusu eserlere ilişkin eser işletme belgeleri incelendiğinde Müflis … nın iflası sonucunda ihale suretiyle davacılara geçtiği anlaşılmaktadır. Bu noktada fonogram yapımcı haklarının cebri icra satışından devren iktisap suretiyle elde edildiği sunulan kayıtlardan anlaşılmakta ise de bu iktasabın ilk yapımcı haklarıyla sınırlı olduğu, bu noktada eser sahipliğine tecavüz açısından alınan izinlerin izahı yapılan mevzuat kapsamında usulünce yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
FSEK 80 de düzenlenen bağlantılı haklara ilişkin düzenlemede fonogram yapımcılarının eser sahibinden ve icracı sanatçıdan mali hakları kullanma yetkisini devraldıktan sonra komşu haklara sahip olacağı düzenlenmiş olup dosya kapsamında davalının eser sahibi olarak bir kısmında dava dışı icracı sanatçılara icra noktasında, bir kısmında ise yapımcıya muvafakat verdiği anlaşılmaktadır. Esasen eserin icrasına ilişkin verilen muvafakatler FSEK 52 maddesinde düzenlenen ve sıhhat şartı olarak öngörülen mali hak devri olarak kabul edilemeyeceği açık olmakla birlikte bir an için böyle olduğunun kabulü halinde fonogram yapımcısının da usulünce mali hakları kullanma hakkını devralması gerektiği kanunda açıkça öngörülmüştür.
Yine esas çekişme konusu olan dijital haklar ilişkin olarak ise dijital hakların 2001 yılında mevzuatımıza girdiği, önceki dönem itibarı ile söz konusu olmayan ve sonradan düzenlenen haklara ilişkin olarak ayrıca hak devrine ilişkin sözleşme yapılması gerektiği, bu dönem öncesi verilen izin ve ruhsatların ya da hak devirlerinin bu hakkı kapsamayacağı FSEK 51 de düzenlenen (İLERİDE ÇIKARILACAK MEVZUATIN ESER SAHİBİNE TANIMASI MUHTEMEL MALİ HAKLARIN devrine veya bunların başkaları tarafından kullanılmasına mütaallik sözleşmeler batıldır. İleride çıkarılacak mevzuatla mali hakların şümulünün genişletilmesi veya koruma süresinin uzatılmasından doğacak salahiyetlerden vazgeçmeyi yahut bunların devrini ihtiva eden sözleşmeler hakkında aynı hüküm caridir.) amir hüküm dikkate alındığında eser sahiplerinin haklarını ortadan kaldıracak nitelikte yorumlanamayacağı, sıhhat şartında belirtilen hakların ayrı ayrı gösterilme şartlarını bile ihtiva etmeyen muvafakatlerin yorum yoluyla genişletilerek sonradan mevzuata giren dijital hakların doğrudan kullanma hakkını tanıdığını kabul etmenin eser sahibinin haklarını ortadan kaldıracağı gibi zaten mali haklar kullanma ve bunlardan faydalanma noktasında zayıf konumda olan eser sahiplerine karşı haksız bir kazanç oluşturacağı, gelişen teknoloji karşısında mali haklardan faydalanamaz hale düşüreceği açıktır.
Bu noktada meslek birliklerinin hak takipleri ile olan ilişkisi ise mevcut çekişmenin konusunu oluşturmamaktadır. FSEK md 41 ve 43 kapsamında meslek birlikleri ile lisans sözleşmesi yapmakla yükümlü umumi mahallerin, radyo ve televizyonların, yayıncı kuruluşların yapmış oldukları lisans sözleşmeleri; ilgili meslek birliği eser ve icraları üzerinde yapımcı reklam veren ve benzeri 3. Kişilerin doğrudan eser sahipleri ve icracılar ile sözleşme yapma, mali hakları kullanma noktasında izin alma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, kullanımları meşru hale getirmeyeceği açıktır. (Doktrinde Tekinalp yetki belgesi vermekle kurulan hukuki ilişkiyi “menfaat koruma sözleşmesi” olarak nitelendirmektedir.) Zira meslek birlikleri üyelerinden devraldıkları bir kısım mali hakların gelirlerini tahsil noktasında kanuni zeminde hak takibi yapmakta olup buradaki süreç usulünce alınan izin ve ruhsatlar dahilinde gelirin tahsiline ilişkindir. Yoksa meslek birliklerinden gelir elde etmek mali hak devretme manasında olmadığı gibi eser sahibinin meslek birliğinden gelir elde ettiğinden bahisle hak devir ilişkisine girmeyenlerin kullanımlarını meşrulaştırmayacağı izaha muhtaç bir durum değildir. (örnek manasında; tv kanallarının meslek birlikleriyle sözleşme yapması kanalda üyelerin eserlerinin sınırsız bir şekilde kullanma izni vermediği gibi 3. Kişilerin kanal yayınlarında kullanacak oldukları reklam vs yapımdaki kullanacak olduğu eserleri izin almaksızın kullanım hakkı vermeyeceği bu kişilerin ayrıca eser sahibiyle sözleme yapması gerektiği gibi)
Tüm dosya kapsamı izahı yapılan mevzuat hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu…, …, … isimli albüm ve eserlere ilişkin eser sahibi davalıdan alınmış herhangi bir muvafakatin bulunmadığı, diğer davaya konu eserler yönünden yine fonogram yapımcısı tarafından FSEK 52 hükmünü kapsar mali hak devir sözleşmelerini dosyaya sunamadığı, bir an için verilen bir kısım muvafakatlerin hak devri niteliğinde olduğu kabul olunsa bile veriliş tarihleri dikkate alındığında dijital hak hakların 2001 değişikliği ile mevzuatımıza girdiği, önceden verilen muvafakat izin ya da hak devrine yönelik sözleşmelerin FSEK 51 kapsamında ileri doğmuş olan hak olarak kabulü gereken dijital kullanım haklarını kapsamayacağı, meslek birliklerinden gelir elde edilmesinin usulünce hak devrini sağlamamış olan fonogram yapımcısının izinsiz kullanımlarını meşrulaştırmayacağı davacıların bu yöndeki savunmalarının dinlenilemeyeceği, emsal olarak Yargıtay 11 HD nin 05/04/2021 tarih 2020/5890 esas, 2021/3300 karar sayılı kararındaki aynı yöndeki tespit ve değerlendirmeler (…mali hakların dava dışı şirkete devrine ilişkin sözleşmenin ve davacı yanca 1998 yılında verilen muvafakatin eserin internet üzerinden umuma iletimini de kapsadığı savunulmuşsa da, müzik eserlerinin internet üzerinden umuma iletimine ilişkin mali hakkın 5846 sayılı FSEK’in 25. maddesinde 2001 yılında yapılan değişiklikle ihdas edilmiş olması, mali hakların devrine ilişkin sözleşmenin ve davacı yanca verilen muvafakatin değişiklikten önceki tarihlerde gerçekleşmesi ve FSEK’in 51. maddesinin, ileride çıkarılacak mevzuatın eser sahibine tanıması muhtemel mali hakların devrine veya bunların başkaları tarafından kullanılmasına müteallik sözleşmelerin batıl olduğuna ilişkin hükmü bir arada gözetildiğinde davalının anılan savunmasının dinlenilemeyecek olmasına göre…) davaya konu albümlerde yer alan muvafakat beyanında dijital hakların yer almaması, ayrıca bir dijital hak devir beyanın sunulmamış olması, FSEK 25 ve FSEK 51 maddeleri dikkate alındığında davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar harcının davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan eser mali hak sahipliğine tecavüze yönelik talepler yönünden hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan maddi tazminata yönelik talepler yönünden hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip Hakim
¸ ¸