Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/279 E. 2019/502 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/279
KARAR NO : 2019/502

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacıların adi ortaklık halinde çalışan mimarlar, davalının ise sinema işletmeciliği yapan bir şirket olduğunu, davalının inşa edeceği …, …, …, … sinemalarının fuaye alanlarının iç mimari projelerinin hazırlanması için taraflar arasında anlaşma yapıldığını, anlaşmanın bu dört sinema salonu ile sınırlı olduğunu, iç mimari projelerin dört sinema salonunun fuaye alanı için hazırlanarak davalıya teslim edildiğini ve davalının da bu projeleri uygulayarak dört fuaye alanının inşasını gerçekleştirdiğini, projelerin eksiksiz teslim edildiğini, ancak davalının anlaşma bedelinin tamamını ödemediğini, bakiye alacak olan 25.000-TL’nin tahsili için … 3. İcra Müd. … E. sayılı dosyayla icra takibi başlatıldığını, ayrıca davalı şirketin anlaşma dışında kalan … sinema salonu fuaye alanının inşası için de davacıların projesini kullandığını, söz konusu izinsiz kullanımın 22.03.2018 tarihinde öğrenilmesini müteakip … 7. Noterliği … tarih ve … yev. no.lu ihtarnamenin gönderilerek davalı şirketten zararı tazmin etmesinin istenildiğini, mimari projenin hayata geçirilmesiyle ortaya çıkan eser bedii vasfı haiz güzel sanat eseri olsa da, projenin kendisinin FSEK m. 2 uyarınca ilim ve edebiyat eseri olarak korunduğunu, davacıların sinema salonu fuaye alanı mimari projelerinin de bu nitelikte bir eser olduğunu, eser sahibinin haklarının FSEK’te mali ve manevi haklar olarak iki başlıkta düzenlendiğini, bu hakların eser sahibine ait mutlak haklar olduğunu, mimari proje ve tasarımların fiziki yapı inşasında uygulanmasının FSEK m.22’de tanımlanan “çoğaltma” olarak nitelendirildiğini, tarafların proje çizimi için dört adet sinema salonunun fuaye alanı ile sınırlı olarak anlaştıklarını, projelerin bu dört fuaye alanının inşası haricinde kullanılmasına davacılarca muvafakat verilmediğini, davacıların projelerinin, dört sinema salonunun fuaye alanı için verilen çoğaltma iznini aşacak şekilde davalının … sinema salonunun fuaye alanında da uygulamasının eserin izinsiz çoğaltılması niteliğinde olduğunu, izinsiz çoğaltmayla davacıların mali hakkına tecavüz edildiği için davalının FSEK m.68 kapsamında telif tazminatı ödemesi gerektiğini, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmasının mali hakların ihlali halinde telif tazminatı talep edilmesine engel teşkil etmeyeceğini, taraflar arasındaki anlaşmanın her bir sinema salonunun fuaye alanı için 25.000-TL olduğunu, bu bedel esas alınmak suretiyle üç kat telif tazminatının 75.000- TL olarak hesaplanması gerektiğini, telif tazminatını aşan zararın meydana çıkması halinde bu zararın da FSEK m.70 hükümleri çerçevesinde tazminini talep etme haklarını saklı tuttuklarını, eserin izinsiz çoğaltılmasıyla manevi hakları da tecavüze uğrayan davacıların manevi zararının FSEK m.70 kapsamında tazmin edilmesi gerektiğini, eserin davacıların izni olmadan kullanılmasının izinsiz çoğaltma ve umuma arz niteliğinde olduğunu, bu halde mali ve manevi haklar birlikte ihlal edildiğinden Yargıtay uygulamasına göre, telif tazminatı ile manevi tazminata bir arada hükmedilmesi gerektiğini beyanla, FSEK m.68 uyarınca 75.000-TL telif tazminatı ile 50.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı adi ortaklığın bugüne kadar yaptığı projeler ve fikri hakların devri karşılığında 2016-2017 yıllarında davalıca 135,000-TL ödeme yapıldığını davacının, mimari proje konseptinin başka projelerde kullanılmasına ve buna ilişkin hakların davalıya devrine onayının bulunduğunu, davacının dava dilekçesi ekine eklediği …, …, …, … ve … sinema salonlarında uygulanan mimari konseptin FSEK kapsamında korunması gereken bir eser olduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ve davalı şirketçe yapılan ödemelerin kayıtlarından davacı adi ortaklığın proje konseptinin kullanım-çoğaltma hakkını herhangi bir şube veya sayı ile sınırlı olmaksızın davalıya devrettiğinin anlaşılacağını, çizim ve proje çalışmalarını bizzat yapması halinde şube başı 20.000-TL alacak olan davacı adi ortaklığın 10 şube için şube başı 25.000-TL ödeme yapılmasını kabul ettiğini ve böylece iç mimari konsepti kullanma yetkisinin davalıya ait olduğunu da ayrı bir ücret talep etmeksizin kabul etmiş olduğunu, davacının e-mail yazışmasında bu hususu açıkça ikrar ettiğini, fakat önceki beyanlarıyla konseptin kullanılmasına izin vermesine rağmen şimdi TMK m. 2 hükmüne aykırı olarak önceki beyanları ile çelişen beyan ve isteklerde bulunduğunu, dört sinema salonu için yapılan çalışma bedelinin 80.000-TL olmasına rağmen davacının fikri hakları da devredeceğini söyleyerek 100.000-TL aldığını, söz konusu 100.000-TL ye ilaveten, fikri hakların devri karşılığı 35.000-TL daha ödendiğini,davalı şirket kayıtları incelendiğinde davacı adi ortaklığın 30.11.2017 tarih ve … no.lu, 30.11.2017 tarih ve … no.lu, 01.12.2017 tarih ve … no.lu, 01.12.2017 tarih ve … no.lu dört adet fatura (serbest meslek makbuzu) kesmesine rağmen, toplamda 135.000-TL aldığının görüleceğini, tarafların her bir proje için 25.000-TL bedelle anlaştığı yönündeki davacı iddiasının doğru olmadığını, davacı adi ortaklığın, proje çalışmasını yaptığı beher salon için 20.000-Tl. alması gerekirken, proje haklarının davalıya devri karşılığı 25.000 TL aldığını, bu meblağın 20,000-TL’sinin proje çizim ücreti.,5.000-TL‘sinin de fikri hak bedeli olduğunu bu nedenle, telif bedelinin 25.000-TL olduğunu, FSEK m. 68 uyarınca 75.000-TL tazminat istenilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunduğu 09.10.2019 tarihli dilekçe ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunduğu vekaletnamenin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalılar vekilinin sunduğu 27.11.2019 kayıt tarihli dilekçe ile yargılama gideri ve ücreti vekalet taleplerinin bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. Maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş davalı vekilinin sunmuş olduğu dilekçeyle herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını bildirdiği anlaşılmakla yargılama harç ve giderleri taraflar üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının, peşin yatırılan 2.134,69 TL’den mahsubu ile kalan 2.090,29 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediğini bildirdiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır