Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/245 E. 2019/425 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/245
KARAR NO : 2019/425

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1990 yılında ticari faaliyetlerine başlayan … Grubu bünyesindeki firmalara 2006 yılında katıldığını, yüksek teknoloji ve Ar-Ge çalışmaları gerektiren, bayan ve çocuk çorapları ve seamless (dikişsiz ürün teknolojisi) ürün gruplarında, üretim ve pazarlama yaptığını, bunun dışında üretim faaliyetleri içerisinde, sütyen, saten, tül ve pamuklu gecelikler, pijamalar, modal ve pamuk iç giyim ürünleri, safyün ve termal ürünler gibi bir çok ürün üreten şirketin %100 Türk sermayeli olduğunu, kurulduğu günden bu yana büyüyen iş hacminin, şirket merkezini ve lojistik departmanlarını değişik dönemlerde daha büyük alanda çalışmaya yönlendirdiğini, 2012 yılında …’nde toplam kullanım alanı 15.000 metrekare olan daha geniş bir alana taşındığını ve burada dikişsiz iç ve dış giyim üretme becerisine sahip yeni makine yatırımları yapılarak, ürün kalite ve modellerinde çok büyük yenilikler ve farklılıklar oluşturmayı başardığını ayrıca gecelik, termal içlik , sabahlık, sütyen, atlet, külot, tayt, pijama, korse, çorap, babydoll, mayo ve bikini gibi renkli ürün çeşitleriyle, bay, bayan ve çocuk ürünleri başta olmak üzere her zevke ve giyim tarzına hitap eden üretimler yaptığını, müvekkil firma ile davalının aynı sektörde ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, … başvuru numaralı “…” ibareli Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 35. Sınıfında tescilli, … başvuru numaralı “…” ibareli Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 25. Sınıfında tescilli, … başvuru numaralı “…” ibaresi Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 25. Sınıfında tescilli, … başvuru numaralı “… şekil” ibareli Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05 / 06 / 08 / 16 / 22 / 33 / 34 / 36 / 37 / 38 / 39 / 40 / 42 / 43 / 44 / 45 Sınıflarında tescilli markaların da dahil olduğu 19 adet Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilli markanın da sahibi olduğunu, davalı adına tescilli “…” markası müvekkil adına tescilli “… ” markası ile aynı marka olduğunu, davalının markasının içerisinde “….” ibaresinin ingilizce “ayakkabı” anlamına gelen genel kullanımlı basit bir sözcük olduğunu, “…” marka ibaresinin tanıtıcı unsurunun, doğrudan müvekkilinin markası olan “…” ibaresi olduğunu davalı adına tescilli “… ” markasının müvekkil adına tescilli “…” markası ile aynı ve benzer mal ve hizmetleri kapsadığını, müvekkilinin faaliyet gösterdiği sektörde gerek ulusal çapta gerek uluslararası çapta önde gelen tekstil firmaları arasında bulunduğunu ve tüketiciler nezdinde tanınır olduğunu “…” ibaresini ilk olarak 1986 yılında, halen müvekkili tarafından aktif olarak kullanılan “ …” olarak tescil edilen markayla birlikte kullanılmaya başlandığını, 1997 yılında “…” markası ve solfej işaretli logosunun 25. Nice koduyla tescil edildiğini, 2003 yılında ise müvekkilinin haleln kullandığı renkli, solfej işaretini de barındıran “…” ibaresi taşıyan logosunun tescil edildiğini, TPE sicilinde tescilli olduğu nice kodlarıyla ilişkili tüm ticari işlerde özellikle tekstil sektöründe aktif olarak kullanıldığını, davalının 04.08.2017 tarihinde, “… ” ibaresinin marka olarak tescili için TPE’ne başvuruda bulunduğunu, davalının 25. Nice sınıfında tescili “ayak giysileri” kategorisinde olduğunu, müvekkilinin 25.sınıfta ayak giysileri alanında olmasa da “…” markasını yıllarca çorap üretiminde de kullandığını, davalının markasının tescilli olduğu ürünler bakımından da ürünlerin benzer olması nedeniyle iltibas oluşturduğunu, davalı markasının ayakkabı, terlik, sandalet ürünlerinde tescilli olduğunu, davalının evvelce … başvuru numaralı “…” ibareli bir markanın tescili için de başvuru yaptığını, bu başvurunun TPE tarafından tescil edildiğini, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile bu markaya ilişkin hükümsüzlük davası açıldığını ve mahkemece markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davalının davaya konu “… ” markasının tescili başvurusunu yaptığı tarihte yine davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlük davasının devam ettiğini, bu nedenle davaya konu “… ” ibareli markanın, öncelikle kötü niyet nedeniyle hükümsüzlüğüne, mahkeme aksi kanaatte ise iltibas nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiklerini, devamla müvekkiline ait mallar ile davalı firmaya ait mallar arasında ortalama tüketiciler bakımından iltibas tehlikesinin mevcut olduğunu, ayrıca dava konusu markanın ibaresinin müvekkilinın markasıyla aynı ibareyi taşıdığını, hal böyleyken davalı yanın sair ticari kullanımları ile yaptığı kullanımların, yoğun maddi ve manevi emek sarf edilerek yaratılan “…” ibareli marka ile iltibas teşkil eden davalı yanın işbu dava ile hükümsüzlüğünü talep edilen … başvuru numaralı “… shoes” markası bakımından tescil almasının ve müvekkili firma ürünleri ile iltibas teşkil eden ürünleri ticari faaliyetlerinde kullanmasının müvekkilini her geçen gün zarara uğurattığından bahisle, davalının … başvuru numaralı “… ” ibareli markasının 3. kişilere devrinin önlenebilmesi için yargılama sonuçlanıncaya kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin her türlü maddi ve manevi tazminat talep ve dava hakları ile bilcümle hukuki ve cezai hakları saklı kalmak kaydı ile; davalı adına tescilli … başvuru numaralı “… ” ibareli Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına Dair Tebliğin 25. Sınıfında tescilli bulunan markasının öncelikle kötü niyetli tescil nedeniyle, mahkemenin aksi kanaate olması durumunda ise iltibas nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu markanın uzun yıllardır kullanıldığını, kullanımın tekstil alanında olduğunu beyan ederek, müvekkilinin … başvuru numaralı, 25 Nice sınıfında tescilli “… ” markası ile iltibas oluşturduğu iddia etmesinin hukuki bir dayanağı olmadığını, davacı markasının maruf marka olmadığını, ayrıca dava konusu marka ile davacı markasının aynı sınıfta tescilli olmadığını, müvekkilinin markasının farklı faaliyet alanlarında ve ürün gamlarında yer aldığını bu nedenle de davacı markası ile iltibas oluşturmasının söz konusu olmadığını, davacının tescilinin Nice 25 sınıfta ayak giysileri alanında öncesinde tescilli iken sonradan yenileme yapılmadığı için tescilli olmadığını, davacının markasını ayak giysileri sınıfından kullanmak istemediğini yenileme iradesi göstermeyerek ortaya koyduğunu, müvekilinin markası ile aynı faaliyet alanında yer almayan markaların tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının faaliyet alanı olarak çorap, tayt, mayo, bikini gibi ürünleri ürettiğini, ayakkabı üreten müvekkilinin ürününün hiçbir şekilde iç giyim malzemeleri ile birlikte satışa sunulmadığını, farklı alanlardaki kullanım nedeniyle davacı ile müvekkilinin markalarının karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, davacı tarafın tüketici nezdinde markanın ayırt ediciliğinin …,…,… harfleri üzerinde olduğunu iddia ettiğini, ancak markanın tasarımı olarak müzik notalarına vurgu yapıldığını ve bu vurgunun nota anahtarı ile iyice belirgin hale geldiğini, tüketici nezdinde algının “…” müzik notası şeklinde oluşturulduğunu, müvekkilinin markasında müzikal terimleri çağrıştıran bir ibare olmadığını, markanın kırmızı, şekil, mavi ve sarı renklerin kombinasyonu ile oldukça renkli bir yazım ile “…” harfinin üzerinde taç ve ayakkabı deseni verilmek sureti ile ayakkabı sektörüne ait bir marka olduğunun açıkça vurgulandığını, bu nedenle her iki markanın yan yana gelmesi halinde dahi yazım, karakter ve tüketicide oluşturduğu algı açısından farklı ürünlere ait olduğu algısının sabit olduğundan bahisle haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu “…” ibareli ve 35.sınıfta tesilli markanın, … tescil nolu “…” ibareli ve 25.sınıfta tescilli markanın, … tescil nolu ” … ” ibareli ve 25.sınıfta tescilli markanın ve … tescil nolu “…” ibareli ve 05, 06, 08, 16, 22, 33, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 42, 43, 44 ve 45.sınıflarda tescilli markanın davacı … Anonim Şirketi adına kayıtlı olduğu, … tescil nolu “… ” ibareli markanın 25.sınıfta davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle iddia ve savunmalar kapsamında hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında alılnan 03.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda;”…Davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tescil numaralı “… ” markasının davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” markaları arasında bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu, iltibas yarattığı, davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tescil numaralı “… ” markasının SMK md. 6/1 ve md.25/1 gereği hükümsüzlüğüne karar verilebileceği…” kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte dan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesine göre 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. 5. madde “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri” ne ilişkindir. Madde 5/1-ç de “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” mutlak red nedeni olarak düzenlenmiştir. 6. Madde ise “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” ne ilişkin olup, madde 6/1 “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” yine 6/5’e göre “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” yine 6/9’a göre “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmüne amirdir.
MARKALARIN BENZERLİĞİ YÖNÜNDE DEĞERLENDİRME;
Markaların benzerliğinin değerlendirilmesi, markada yer alan kelime veya şekil unsurlarının birbirlerinden bağımsız olarak tek tek ele alınması yoluyla değil (Yargıtay 11.HD. 21.06.2011 T., 2009/12972 E., 2011/7528 K.; İltibas tehlikesi değerlendirmesinde, işaretlerin dikkat çekici özellikleri de gözetilmek suretiyle üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gerekir. Bu değelendirme yapılırken de ibareler bir bütün olarak dikkate alınıp ibarenin parçalara bölünmesi suretiyle itibas tehlikesi oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi mümkün değildir.” markanın tüm unsurlarının birlikte yarattığı bütüncül izlenime göre yapılmalıdır.
Somut olayda, dava konusu markalar incelendiğinde; davacının markasının “…” ibaresinden, davalının markasının “… ” ibarelerinden oluştuğu, markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının markasında yer alan “…” ibaresinin ayakkabı anlamına geldiği ve ayırt özelliğinin bulunmadığı, ayrıca davalının markasınının korumak istediği sınıfı tanımladığı, tarafların markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı olduğu, her iki markada yer alan “…” ibaresinin ortak olduğu ve ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde benzer oldukları, görsel, fonetikve anlamsal olarak aynı oldukları kanaatine varılmıştır.
MAL VE HİZMETLERİN AYNI YA DA BENZER OLUP OLMADIĞI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME;
Karıştırılma tehlikesinin değerlendirilmesinde malların ve hizmetlerin benzerlik derecesi arasında karşılıklı bir bağlantı mevcuttur. Buna göre örneğin markaların kullanıldığı mal ve hizmetler arasında düşük benzerlik derecesi, markalar arasındaki benzerlik derecesinin yüksek olmasıyla dengelenebilir. Bu değerlendirmede özellikle, tescilli markanın tanınmışlık derecesi arttıkça mal veya hizmetler arasındaki benzerlik derecesi az olabilir. Diğer bir ifadeyle böyle bir durumda da karıştırılma tehlikesi söz konusu olabilir
Nice sınıflandırması ve TPMK tebliğine göre farklı sınıflarda yer almalarına rağmen halk nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin “benzer” olarak değerlendirilmesi de mümkündür ve aynı husus öğreti de kabul edilmektedir. Nitekim Yargıtay da kararlarında bu yönde değrelendirme yaparken, mal ve hizmetlerin nice sınıflandırılmalsı ve TPMK tebliğine göre mutlaka aynı sınıfta kullanılmasını değil, benzer mal ve hizmetler yönünden kullanılmasını esas almaktadır. Mal ve hizmetlerin benzediği veya ilişkilendirilebilir niteliği literatüre ve genel kabullere göre; “Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve olanlarının benzerliği, mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği, malların fiziksel görünümünün benzerliği, mal ve hizmetlerin ticari pazar ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği, mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik, mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmalsından kaynaklanan benzerlik, malların mağazalarında aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik” durumlarında ortaya çıkabilir.
Firmaların hizmet verdiği kitle özel bir tüketici grubu ya da uzmanlık/ihtisas sahibi bir tüketici grubu değildir. Bu sebeple ortalama tüketicinin dikkate alınması gerekmektedir. SMK M.6/1’de belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketii anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. (İlhami Güneş, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları/Haksız Rekabet Davaları isimli eserinde sf.145-146).
Somut olayda, taraf markaları incelendiğinde davacı markalarının 25. ve 35. sınıflarda tescilli olduğu, davacının 25.sınıfta; İç çamaşırı, dış giysi, gömlek, tunik, hırka, t-şort, eşofman, eldiven, kaşkol, fular, eşarp, süveter, trençkot, atkı, kravat, rob, robkombinezon, robdopiyes, robsabahhk, forma, anorak, şal, kasket, kapşon, ceket, etek, döpiyes, tayyör, bluz, yelek, palto, manto, mont, zıbın, pardesü, yağmurluk, parka, montgomerı, rüzgarlık, bere, külot, bikini, sütyen, atlet, pijama, gecelik jipon, hamile külotu, hamile sutyeni, body, fanila, kombinezon, şortlu takım, boxer şort, paçalı kilot” olarak tescilli olduğu, davalı markasının 25. Sınıfta; “ayak giysileri, ayakkabılar, terlikler, sandaletler” için koruma altında olduğu, her iki taraf markalarının 25.sınıfın farklı alt grupları için koruma altında olduğu, dosya kapsamında davacının uzun yıllardır çorap üretimi de yaptığı ve ayak giysilerinde de markasını kullandığı, sonuç olarak her iki taraf markalarının aynı sınıfta korunduğu ve aynı alanda kullanıldığı kanaatine varılmıştır.
KARIŞTIRILMA İHTİMALİ YÖNÜNDEN;
SMK’daki deyimiyle “halk tarafından ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali” incelenirken gerek Yargıtay içtihatlarında gerek öğretide kabul edildiği üzere markaların bir bütün olarak bıraktıkları intiba dikkate alınmalı ve inceleme buna göre yapılmalıdır. Zira benzerlik göreceli bir kavram olduğundan bu olgunun objektif bir esasa bağlanması gereklidir. Objektif esas ise markanın bütünü dikkate alındığında ilk bakışta kolayca ayırt edilemeyecek şekilde bir benzerliğin olmasıdır.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu içtihadında belirtildiği üzere, karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde asıl olanın ortalama tüketicinin algılaması olduğu, tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, markada yer alan yardımcı unsurların ve ayrım gücü az olan ifadelerin her zaman hatırda tutulamayacağının, tüketicinin daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın al almak yahut hizmetten yararlanmak isteyeceği, bu şekilde genel olarak ürünün önemine göre tanıdığı, beğendiği, bilinirliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek zaman kısıtlılığının yarattığı olumsuzluklardan kurtulmaya çalışacağı, markanın sağladığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşüneceği dikkate alınmalıdır.
Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka bir mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil alıcıların mal ve hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan ve yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali bulunmaktadır. İki işaret arasındaki benzerlik, telaffuzdan, biçim ve anlam benzerliğinden, genel görünümden ve çağrışımdan doğabilir.
Markanın işlevlerinden biri de, söz konusu malların kaynağını/menşeini garanti etme işlevidir.
Markalar bilindiği gibi tek ibareden oluşmuyor ise “esas unsur” ve “yardımcı unsur”lardan oluşabilir. Bu durumda inceleme markanın bütünü dikkate alınarak ayrıca markalarda yer alan esas unsurlar karşılaştırılması suretiyle gerçekleştirilecektir.
Dava konusu markalar incelendiğinde, davacının markalarının 25. Ve 35. Nice sınıflarında tescilli olduğu, davalının makasının ise 25. Sınıfta tescilli olduğu görülmüştür. Davacının markalarının ,… ibaresi ve şekilden oluştuğu, davalının markasının ise … ibaresi ve şekilden oluştuğu, davalının markasının yazımında farlı renkler ve yazı karakteri kullandığı da görülmüştür.
Bir işaretin kullanıldığı sınıfta ayırt edicilik gücü yüksekse karıştırılma ihtimali de yüksek olacaktır.( Uğur Çolak ,Türk Marka Hukuku, s.248, Onikilevha Yaıyıncılık, 4. Baskı,2018 ) Somut olayımızda davacının …+şekil markası kullanıldığı mal ve hizmet yönünden ayırt ediciliği yüksek olup , davalının farklı renk ve yazı tipine sahip markasının müzik notası olan ifadelerin baş harflerinin büyük ve bitişik yazılması karşısında karıştırılma ihtimaline sebebiyet vereceği, işitsel, görsel ve kavramsal algılamada bıraktığı genel izlenimin benzer olacağı ;
Ortalama tüketici kitlesinin dikkati nazara alınarak markaların aynı sınıfta korunduğu ve kullanıldığı, davacının markaları ile davalının tescilli markası arasında bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu ve iltibas yarattığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davalının tek bir sınıfta , 25. Sınıfta markasının tescilli olması ve bu sınıf bakımından karıştırılma ihtimali oluşacağı sonucuna varıldığından markanın tamamen hükümsüz sayılması gerektiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda izahı yapılan mevzuat hükümleri, bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; davalıya ait markanın davacıya ait markalarla aynılık derecesinde benzer ibarelerden oluştuğu, markaların tescilli olduğu sınıfların da benzer olduğu dikkate alındığında markalar arası iltibas ve halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının SMK hükümleri kapsamında sübut bulan davasının kabulü ile davalı adına tescilli … nolu “… ” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli … nolu “… ” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 8,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 1.300,00 TL bilirkişi ücreti,175,95 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.475,95 TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.547,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır