Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/216 E. 2019/555 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/216
KARAR NO : 2019/555

DAVA : Marka Tecavüzü Nedeniyle Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka tecavüzü nedeniyle maddi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından tüketiciye ulaştırılan … markalarının aynını veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini taşıyan ayakkabılar ile marka hakkına tecavüz ettiğinin tespiti için … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı davanın açıldığını, taleplerinin kabulüne karar verildiğini ve davalının marka tecavüzü eyleminin tespit edilerek kendileri lehine 1.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, ancak davalının verdiği zararın bu kadar olmadığını ve fazlaya ilişkin talep hakları çerçevesinde bu davayı açtıklarını, ilk dava mahkemesinin vermiş olduğu tazminat miktarının zararlarını karşılamadığını, Puma gibi dünya devir bir markaya verilmiş olan zararın 1.000 TL olmayacağını, seçimlik haklarını kullanarak maddi tazminatın lisans esasına göre hesaplanmasını talep ettiklerini belirterek, marka hakkına tecavüzü mahkeme kararı ile sabit olan davalıdan şimdilik 25.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın açıldığı tarihte kapatılan … 3. FSHHM’nin …esas sayılı davasının henüz kesinleşmediğini, davacının kanun yoluna başvurarak karara itiraz edebileceğini ve hakkını arayabileceğini, yeni bir dava açmasında hukuki bir yararının bulunmadığını, kesinleşen davanın taraflarının, dava konusunun, hukuki sebeplerinin ve taleplerinin de aynı olduğunu, açılan ilk davada davacının talep ettiği gibi 6769 sayılı SMK’nın 151/2-c maddesine karşılık gelen 556 sayılı KHK’nın 66/c hükmüne göre hesaplandığını ve davacı alacağının 3.889,80 TL olarak tespit edildiğini, kesin hükmün mahkemeyi bağladığını, davacının 2.889,80 TL farkı ve bu davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi talep edebileceğini, fazlaya ilişkin taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafça müvekkiline gönderilen ihtarnameye cevap verildiğini, ihtarlaşmadan İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın açılışına kadar geçen yaklaşık 5 yılda kendilerine herhangi bir bildirimin yapılmadığını, davacının önceki davada, seçimini yapmış olduğundan artık alacağını 6769 SMK’nın 151/2-c hükmüne göre hesaplanamayacağını, davacının haklarının zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, uygun görülmediği takdirde ilk davada tespit edilen alacak bakiyesinden fazlasına ilişkin talebinin reddine, bu taleplerinde uygun görülmemesi halinde davacının dürüstlükle ve iyi niyetle bağdaşmayan ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olan tüm taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilerek, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davacıya ait TPMK kayıtları dosya içerisine alınmış; … sayılı şekil markasının, 18,25 ve 28. Sınıflarda 18/10/1994 tarihinden, … sayılı yan şerit şekil markasının 25. Sınıfta, 29/05/1998 tarihinden, … sayılı yan şerit şekil markasının 9. Sınıfta 08/06/2000 tarihinden itibaren, … sayılı, … sayılı, … sayılı yan şerit şekil markalarının Puma ibareli markaların 10’ar yıl müddetle davacı adına tescil edildiği, süresi bitenlerin yenilendiği tespit edilmiştir.
Davaya dayanak … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı dosyası incelendiğinde; taraflarının ve dava konusunun dosyamız tarafları ve dava konusu ile aynı olduğu, “Davalının … adlı internet sitesinde satışa sunduğu spor ayakkabılarında davacının … markasını kullanmamış ise de, … markası ile hazırlanan bu ayakkabıların yan kısmında davacı yanın yan şerit markasını aynı bölümde ve iltibasa yol açar şekilde kullandığı, daha önce benzer şekilde tasarımı mevcut ise de, bu tasarımın mahkemece hükümsüz kılınmasına ve kararın kesinleşmesine rağmen davalının yan şerit markası şeklini kullanmaya devam ettiğinden, fiilinin davacı markasına tecavüz oluşturduğu anlaşılmakla, davalının davacı markasına tecavüzde bulunduğunun tespiti ile men ve ref’ine, yan şerit markasının kullanıldığı tecavüzlü ürünler ile ilgili sayfaların davalının belirtilen internet sitesinden kaldırılmasına, sitenin uzantısı sebebiyle bunun mümkün olmaması halinde ilgili siteye Türkiye’den erişimin engellenmesine, davalının ürünleri ürettiği iddia olunan makine ve kalıplar ile ilgili davacı yan iddiasını kanıtlayamadığından, bu materyallere el konularak mülkiyet hakkının tanınmasına ilişkin talebin reddine, KHK’nın 66/c maddesi gereğince hesaplanan tazminat miktarı nazara alınarak ve taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL maddi ve fiilin yoğunluğu, işleniş şekli ile mevcut deliller nazara alındığında da takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde özetinin ilanına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı..” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bahse konu 09/02/2017 tarihli hükümün, davacı … vekili Av. …’a 25/04/2018 tarihinde, davalı … A Ş vekili Av …’a 26/04/2018 tarihinde tebliğ olunmuş, tarafların kararı süresi içerisinde istinaf etmemesi üzerine hükmün, dava sonrası 11/05/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… 3. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına sunulan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; “Davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımların 02.03.2012 tarihinden sonra tescilli bir hak çerçevesinde gerçekleşmediği, davalı kullanımlarındaki ayakkabdarın yan tarafında yer alan görsellerin davacı markasının aynısı olduğu, davalı tarafından satışı yapılan ürünlerin davacı markasına KHK 61. Maddesi gereğince tecavüz oluşturduğu, davalı tarafından kendisine gönderilen ihtarnameye cevaben ürünlerin satışının dava dışı … Şirketinin tescilli tasarımı çerçevesinde gerçekleştirildiğinin bildirilmesin ardından, davacı tarafından dava dışı …Tic. Lıd. Şirketine ait olan tasarımların hükümsüzlüğü için dava açıldığı, tasarımın hükümsüz kılındığı, kararın 02,03.2012 tarihinde kesinleştiği, ancak davalı tarafından satışlara devam ettiği, dolayısıyla davalının husumeti önceden bildiği ve ticari ilişkisi de devam eden şirketin tasarımının hükümsüz kılındığını bilmesi gerektiği, buna rağmen satışa devam ettiği, davalının kusurunun olduğu, ancak 02.03.2012 tarihinden önceki kullanımın dava dışı … Tic, Ltd. Şti.’nin tescilli tasarımı çerçevesinde gerçekleştiği, bu dönemdeki kullanımların tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı, hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonraki davalı kullanımın tecavüz oluşturacağı, davacının tazminatın hesabında KHK 66/c bendi gereğince “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemdi gereken lisans bedeline göre” hesaplanmasını talep ettiği, bu duruma göre Lisans bedelinin 3.889,80 TL olarak hesap edildiği. davacının manevi tazminat talebinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu” yönünde kanaat bildirildiği, 23.06.2016 tarihli ara karar ile “Davacı yanın maddi tazminat talebine KHK nın 66/c maddesi gereğince ıslah etmesi sebebiyle heyete ayakkabıcılık sektöründen komisyon listesinde kayıtlı … in ilavesi ile KHK mn 66/c maddesi gereğince tazminat talebi ile ilgili değerlendirmek yapılarak ek rapor düzenlenmesi” ne karar verildiği, bilirkişi heyetince sunulan ek raporda; davalı şirketin incelenen ticari defter ve belgelerine göre, davalı şirketin davacı şirkete ödemesi gereken lisans ücretlerinin davalı şirketin 2013 yılı İçin 2 890,80 TL, 2014 yılı için 999,00 TL oîmak üzere olmak üzere toplam 3,889,80 TL lisans ücretini davacı şirkete ödemesi gerektiği hesap edildiğini, sektör bilirkişisi olarak, kök rapor içerisinde hesap edilen 2013 ve 2014 yılları içerisinden toplam 3092 Çift ayakkabı satışı sonucu elde edilen toplam 43.220,00 TL satış cirosu üzerinden % 9 oranında 3.889,80 TL lisans bedeli hesabının, sektör uygulamaları kapsamında olduğu, sektörde aşağı yukarı 3092 çift ayakkabı için 3.889,80 TL lisans bedeli uygulandığı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka tecavüzünden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin ek davadır.
Esasen davanın ek dava olarak açıldığı, asıl davanın dava tarihi itibarı ile kesinleşmediği dikkate alındığında asıl davanın bekletici mesele yapılması gerek ise de yargılama devamında asıl davanın kanun yoluna gidilmeksizin kesinleştirildiği, şu hale göre bahse konu davadaki mahkeme kabullerinin taraflar açısından bağlayıcı olduğuna kanaat getirilmiş, davalının derdestliğe ilişkin itirazının açılan davanın ek dava olduğu bakiye zararın tazminine ilişkin olduğu dikkate alındığında yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1)Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Davanın ek dava olarak açıldığı, kesinleşen asıl davada gerekli incelemelerin yapıldığı tekrardan inceleme yapılmasının davanın esasına etkili olmayacağı anlaşılmakla tekrardan inceleme yapılmaksızın HMK 30 maddesi de gözetilerek yargılama bitirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın ek dava olarak açıldığı, davalının derdestlik itirazının bu sebeple yerinde olmadığı, davadaki talebin bakiye kalan tazminata ilişkin olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlerde dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 66/2-c kapsamında lisans hesaplaması üzerinden 3.889,80 TL tazminat hesaplandığı esasen ek dava olarak açılan bu dava yönünden davacı tarafından hükme esas alınan rapora yönelik mahkeme kabulünün kanun yoluna götürülmeksizin iş bu dava sonrası kesinleşmenin yapıldığı dikkate alındığında dava tarihi itibarı ile kesinleşmiş bir hüküm bulunmasa da dava sırasında kararın kesinleştirildiği şu hale göre davacının kanun yoluna götürmeksizin kesinleştirdiği mahkeme kabulleri ile bağlı olduğu yeniden bir hesaplama yapılmasını talep edemeyeceği, davalı kabulünde de olduğu üzere karardan bakiye kalan 2.889,80 TL yönünden talebinin değerlendirilebileceği anlaşılmakla bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının açmış olduğu maddi tazminata yönelik davanın KISMEN KABULÜ ile; 2.889,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 197,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL ve 44,40 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 117,10 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.889,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 115,20 TL posta giderinden kabul oranına göre hesaplanan 13,31 TL ve 116,20 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 129,51 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-… 3. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde mahkemesine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır