Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/213 E. 2018/192 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/173
KARAR NO : 2018/181

DAVA : FSEK-Tazminat (Islah ile 45.000,00 TL)
DAVA TARİHİ : 23/12/2013
KARAR TARİHİ : 22/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin rol aldığı …, … ve … adlı filmlerin davalıya ait … TV logolu televizyon kanalında 28/07/2013, 12/08/2013 ve 18/08/2013 tarihlerinde yayınlandığını, bu filmlerin televizyon vasıtasıyla umuma iletim ve yeniden iletim haklarının müvekkili tarafından herhangi bir kişiye verilmediği, müvekkilinin izni olmaksızın bu filmlerin televizyonda yayınlanmasından dolayı müvekkilinin icracı sanatçı olarak bağlantılı hak sahipliğinden kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini, iddia ile söz konusu sinema eserlerinin televizyonda iletimi ve yeniden iletimi nedeniyle müvekkilinin talep edebileceği rayiç bedeller belirlenerek FSEK 68. madde gereğince rayiç bedelin 3 katı hesabıyla ve dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının söz konusu filmlerle ilgili eser sahibi olmadığını, eser sahipliğinin, bu filmlerin yapımcısı olan … Film şirketine ait olduğunu, davacı ile … Film şirketi arasında yapılan lisans devir sözleşmesi ile davacının ücretini aldığını, şimdi herhangi bir bedel talep yetkisinin bulunmadığını, 1995 yılı öncesinde yapılan sinema eserleri yönünden eser sahibinin sadece yapımcı olduğunu, umuma iletim yetkisinin de münhasıran eser sahibi … Film şirketine ait olduğunu, müvekkili ile … Film arasında yapılan sözleşme ile dava konusu filmlerin yayın haklarının devralınmış olduğunu, dolayısıyla davacının bedel talep hakkının bulunmadığını, davanın haksız olduğunu” savunarak davanın … Film şirketine ihbarını ve reddini talep etmiştir.
Dava ihbar olunan … vekili fer’i müdahale dilekçesinde özetle, dava konusu …, … ve … adlı filmlerin 1974 yılında yapıldığını, o tarihlerde yürürlükte olan kanuni düzenlemeye göre eser sahibi olan film yapımcısının filmler üzerinde sınırsız tasarruf hakkı bulunduğunu, 4110 ve 4630 sayılı kanunlar ile icracı sanatçılar için bağlantılı hak sahipliği tanındığını, ancak 1974 yılındaki mevzuata göre bu filmler için icracı sanatçılara herhangi bir mali hak tanınmadığını, yapılan yasal değişikliklerin geriye yürütülemeyeceğini, bunun Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına ihlal oluşturacağını, mahkemelerin de geçmişe etkili olacak şekilde yasaları uygulayamayacaklarını, dava konusu filmlerin imalinden 20 yıl sonra yürürlüğe giren kanuni düzenlemelerin bu filmlere uygulanması durumunda mülkiyet haklarının ihlal edilmiş olacağını, bunun Anayasanın 35. maddesine ve hukuk güvenliği ilkesine aykırı olacağını” savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava 5846 sayılı kanun kapsamında açılmış mali hak ihlaline dayalı tazminat davasıdır.
Dosyada tarafların tüm delilleri toplanmış … 4 FSHHM tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş yargıtay incelemesi sonrasında mahkeme kararı bozularak iade edilmiştir.
… 4 FSHHM’nin kapatılması sonucu dosya mahkememize devrolunduğundan bozma ilamına uyularak yargılama yapılıp bitirilmiştir.
RTÜK tarafından gönderilen 07/01/2014 tarihli tezkere cevabında, davalıya ait … TV logolu yayın kuruluşunda … adlı filmin 28/07/2013 tarihinde, … adlı filmin 12/08/2013 tarihinde, … adlı filmin ise 18/08/2013 tarihinde yayınlandığı belirtilmektedir. Esasen somut olayda dava konusu …, … ve… adlı sinema filmlerinin … TV logolu televizyon kanalında yayınlandığı hususu taraflar arasında çekişmeli değildir. Dava konusu uyuşmazlık bu filmlerin davalıya ait STAR TV logolu televizyon kanalında yayını nedeniyle davacının FSEK 80. maddeye göre bedel talep hakkının bulunup bulunmadığı, varsa bu miktarın ne olabileceği hususlarına ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3915 esas ve 2017/6598 karar sayılı ilamında “Dava, davacının icracı sanatçı olarak rol aldığı ”…., … ve …” adlı dava konusu filmler bakımından bağlantılı hak sahibi olduğu, davalının … TV logolu televizyon kanalında izinsiz yayınlanması nedeniyle icracı sanatçı olarak bağlantılı hak sahipliğinin ihlali nedeniyle FSEK 80. maddesine göre tazminat istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin 05/04/2016 gün 2015/6889 E. 2016/3668 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere; uyuşmazlık konusu sinema eserleri 4110 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 12/06/1995 tarihinden önce meydana getirildiğinden, söz konusu eserlerde başrol oyuncusu olarak yer alan davacının başlangıçta icracı sanatçı olarak komşu hak sahipliği bulunmamakla birlikte, 4110 sayılı Kanun ile değişik 5846 sayılı FSEK’in 80. maddesi ile icracı sanatçılara tanınan haklar, aynı Kanun’un 21/02/2001 tarih ve 4630 sayılı Kanun ile değişik ek 2. maddesi uyarınca 12/06/1995’ten önceki icraları da kapsadığından, davacı davada bahsi geçen sinema eserlerinde icracı sanatçı olarak 5846 sayılı FSEK’in 80. maddesi uyarınca komşu hak sahibi olmuştur.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu sinema eserlerinin yapımının tamamlandığı 12/06/1995 tarihinden önce yürürlükte bulunan 5846 sayılı FSEK 8. maddesi uyarınca da bir sinema eserinin sahibi onu imal ettirendir. Dolayısıyla, 5846 sayılı FSEK uyarınca eser sahibine tanınan mali ve manevi hak ve yetkileri herhangi bir sözleşme veya izne tabi olmaksızın elde eder. Bu bakımdan, somut olayın çözümünde FSEK’in 4110 ve 4630 sayılı kanunlar ile değişikliğinden önceki ve sonraki hükümlerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
4110 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki FSEK 8. maddesi uyarınca sinema eserlerinin eser sahibi için koruma süresi 20 yıl ile sınırlı iken, 4630 sayılı Kanun ile sinema eserleri hakkındaki uzatılmış koruma süresinin eser sahiplerine avdet etmesi neticesinde dava konusu filmlerin yapımcısı olan … halen söz konusu eserler üzerinde tüm mali haklar kapsar şekilde eser sahipliği hakkına sahip bulunmaktadır.
4110 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce meydana getirilen dava konusu filmlerde o tarihler itibariyle icracı sanatçı hakları mevcut olmadığından; yapımcı/eser sahibi olan dava dışı … ile davacı arasında akdedilen sözleşme kural olarak belirli bir sonucun taahhüt edildiği işgörme sözleşmesi niteliği taşımaktadır. Bu sözleşmeler de kural olarak eser sözleşmesi niteliğindedir.
5846 sayılı FSEK 80/1-A maddesi 1. bendine göre icracı sanatçının ancak eser sahibinin izniyle gerçekleştirdiği icrası üzerinde komşu hak sahipliği vardır. Yine aynı maddenin 5. bendi uyarınca da icracı sanatçılar haklarını uygun bir bedel karşılığında sözleşme ile yapımcıya devredebilirler. Dava konusu sinema eserlerinin meydana getirilmesi esnasında taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte, dava, yapımcı … ile davacının başrol oyunculuğuna ilişkin şifahi sözleşme taraflarca ifa edilip söz konusu sinema filmleri 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirildiğine göre, film yapımcısının (imalatçının) herhangi bir sınırlama olmaksızın eserden doğan bütün mali hakları iktisap ettiği, sonradan çıkarılan 4630 S.K. ile sinema eserlerini de kapsayacak şekilde icracı sanatçılara bağlantılı hak hak sahipliği hakkı tanınmış olmasının da eser sahibi olan film yapımcısının mali haklarına herhangi bir kısıtlama getirmeyeceği, zira davacının FSEK m. 80. ile sahip olduğu mali hakları filmlerin yapımı öncesinde yapımcıya uygun bir bedel karşılığında sözleşme ile devrettiği, yapımcının eser sahibi olduğu ve FSEK 27/son maddesi uyarınca eser üzerindeki hakkının da 70 yıl süre ile koruma altında bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, eser sahibi olan yapımcı … 5846 sayılı FSEK. uyarınca sahip olduğu ve koruma süresi devam eden eserlerin çoğaltılması, dağıtılması, temsil ve umuma iletimden oluşan mali haklarına dayalı olarak dava konusu eserler üzerindeki mutlak hak sahipliği kapsamında tasarruf yetkisi bulunduğundan davacının, eser sahibine veya eser sahibinden lisans sözleşmesi uyarınca yayın hakkını alan davalıya karşı bu filmlerin gösterimleri nedeniyle FSEK 80/1 uyarınca mali hak ihlali ya da elde edilen kazançtan sözleşmeye dayalı olarak uygun bir bedel talep hakkı bulunmamaktadır.
O halde, taraflar arasında başlangıçta akdedilen sözleşmeye aykırı bir kullanımdan söz edilemeyeceği gibi, davacının, davalıdan dava konusu sinema eserlerini eser sahipliğinin tanıdığı mutlak ve yasal haklar kapsamında yapımcı …’den lisans sözleşmesi uyarınca … TV logolu televizyon kanalında yayınlanması nedeniyle icracı sanatçı olarak komşu hak sahipliğinden doğan bir hak talebinde bulunamayacağı gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasını gerekmiştir” gerekçesi ile dosya mahkememize iade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve uyulan yargıtay bozma ilamı doğrutusunda davacının mali haklarını yapımcıya uygun bir bedel karşılığında sözleşme ile devretmesi ve eser üzerindeki mali hakların yetmiş yıl süre ile yapımcıya ait olduğu ve korunduğu bu nedenle davacının sözleşmeye aykırılık ve ihlalden kaynaklanan herhangi bir talepte bulunamayacağı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 38,45 TL ve 731,00 TL ıslah harcından 35,90 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 733,55 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 5.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 157,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 22/06/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.