Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/204 E. 2018/249 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/204
KARAR NO : 2018/249

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ : 01/11/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüzünün tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat talepli davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … başvuru numarası ile “…” markası adını Türkiye Paten Enstitüsü nezdinde ve … sicil numarası ile “…” unvanını … Ticaret Odası kayıtlarında tescil ettirdiğini,müvekkilinin … adı altında faaliyet gösteren ve kuruyemiş cinsi gıdaların satışını yapan işyerlerine sahip olduğunu, davalı faaliyet konusu aynı olan işyeri tabelalarında ve fişlerinde müvekkili adına tescilli olan “…” ismini kullanarak marka hakkına tecavüz ettiğini, haksız rekabet hükümlerine muhalefet ettiğinden bahisle, davalı firmasının müvekkiline ait markaya tecavüzünün önlenmesi ve menine; davalının … Ticaret Odası kayıtlarında mevcut unvanından “…” jenerik isminin silinmesine, 5.000,00 TL maddi tazminat, 15.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı markasının müvekkili tarafından kullanımının söz konusu olmadığını, müvekkili ile davalının ortaklaşa kuruyemiş işini yaptıklarını, davacı ile yeni şube açan müvekkilinin “…” ismini kullanmasının ortak kararları olduğunu, ortaklığını bir süre sonra sona ermesi ile “…” isminin müvekkili tarafından kullanılmaya devam etmesi hususunda anlaştıklarını, davacının ise “…” ismini kullanarak aynı alanda faaileyete devam ettiğini ayrıca … markasının da davacıya ait olmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İş bu dava marka hakkına tecavüzünün tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat
Davacı vekilince taraflar arasında düzenlenen 07.09.2018 tarihli sulh sözleşmesinin dosyaya ibraz edildiği, sözleşme içeriğinde tarafların birbirlerinden herhangi bir yargılama gideri ve ücreti vekelat taleplerinin bulunmadıkları anlaşılmıştır.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre ” Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh oldukları sulhe göre hüküm kurulması taleplerinin bulunmadığı yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinini bulunmadığı anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin yatırılan 341,55 TL’den mahsubu ile kalan 305,65 TL’nin yatırana iadesine,
3-07.09.2018 tarihli sulh sözleşmesi doğrultusunda tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmedikleri anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸