Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/187 E. 2021/54 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/187
KARAR NO : 2021/54

DAVA : Fsekten Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Refi, Rayiç Bedel, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fsekten Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Refi, Rayiç Bedel, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1960 yılından beri Fotoğraf Sanatında duayen bir sanatçı olduğunu, davalının sponsorluğunda düzenlenen Türkiye’deki Sanayileşme evrelerine ve dünden bugüne Türkiye’nin endüstri tarihine ışık tutacak olan … sergisinde müvekkiline ait pek çok fotoğrafın sergilendiğini, aynı şekilde davalı …’nun … Caddesindeki Genel Merkezi’nin tam karşısındaki duvara asmış olduğu panoların birinde söz konusu sergide sergilenen müvekkiline ait 4 adet fotoğrafın hiçbir izin alınmadan haber verilmeden ve ücret de ödenmeden sergilendiğini, daha sonra … yetkilileri ile görüşme yapıldığı, yetkililerin durumu kabul ettiğini ancak talep edilen 70.000,00 TL bedelin yönetim kurulu kararı ile ödenmemesine karar verildiğini belirterek, müvekkiline ait izinsiz olarak kullanılan 4 adet fotoğrafa yönelik tecavüzün refine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile FSEK m.68 gereğince 3 kat hesabıyla 70.000,00 TLmaddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminat ve bilirkişi raporu ile tespit edilecek zararın tespit tarihinden itibaren İşleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle iddia edilen bir türde kullanım bulunmadığını, taraflar arasındaki uzlaşma görüşmelerinin Avukatlık Kanunu m.16/6 gereğince delil olarak sunulamayacağını, davacı tarafından dilekçe eklerinin sunulmadığını, davaya konu 4 adet fotoğrafın kullanıldığı iddiasının doğru olmadığını, fotoğrafların müvekkili tarafından kullanımına davacı tarafından muvafakat edildiğini, müvekkili tarafından düzenlenen sergi için davacıdan katılım bedeli talep edilmediğini ve davacının da hiçbir fotoğrafını satışa sunmadığını, panoda kullanılan dava konusu fotoğraflar için talep edilen miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Mahkememize sunulan 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu fotoğrafların gerek çekim tekniği, gerekse fotoğrafçının ustalığı bakımından eser sahibinin hususiyetlerini yansıtan eser niteliğinde olduğu, davaya konu fotoğrafların tarihsel değeri olan ve bir daha çekilmesi mümkün olmayan özellikte, bir dönemin Türkiye’sinin sanayi ve teknolojisine tanıklık eden değerde eserler olduğu, eser sahibi davacının tanınmış ve imza değeri yüksek bir fotoğraf sanatçısı olduğu, davacının davalı tarafa eserlerini dava konusu etkinlik içinde kullanılmasına ilişkin bir mali haklar devir sözleşmesi imzaladığına dair belgenin dosyada mevcut olmadığı, davacının FSEK rn.68 e göre eser bedelinin 3 katına kadar maddi tazminat isteme hakkının bulunduğu, davacının izinsiz kullanılan 3 fotoğraf için talep ettiği 70 bin TL bedelin, fotoğrafların yukarıda açıklanan niteliğine, davacının diğer firmalara kestiği faturalara ve/veya davacının sektördeki konumuna göre değerlendirildiğinde makul ve uygun olduğu, davalının davaya konu sergileme sırasında fotoğrafların kadrajlarında kesilme ve kırpma yapılmak suretiyle FSEK m.16 ya göre eser üzerinde izinsiz değişiklik yapıldığı, 2 fotoğrafın üzerindeki davacının imzasının silinerek FSEK m. 15’e göre isim belirtme hakkının ihlal edildiği, bu yönde manevi tazminat talep edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkemizce bilirkişi heyetine fotoğraf sektörü uzmanı bilirkişi eklenerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti üyeleri tarafından üç ayrık bilirkişi raporu sunulmuştur.
Heyette yer alan Fotoğraf ve Tasarım Uzmanı Akademisyen … ayrık raporunda, kök raporda yer alan kanaatlerini tekrarlamıştır.
Fsek uzmanı Hukukçu … ayrık raporunda özetle; dava konusu fotoğraların eser vasfı niteliğinin bulunduğunu, Fsek m.68’e göre eser bedelinin üç katı kadar tazminat talep etme hakkının bulunduğunu, Fsek m.15’e göre manevi tazminat hakkının bulunduğu, bedel tespiti konusunda teknik bilirkişi ile görüş ayrılığı yaşandığını belirtmiştir.
Fotoğraf ve Grafik Uzmanı … ayrık raporunda dava konusu fotoğrafların Fsek m.4 anlamında güzel sanat eseri sayılamayacağını ancak Fsek m.2b.3 anlamında ilim ve edebiyat eseri olarak korunabilecekleri, eser niteliğinin kabulü durumunda çoğaltma hakkının ihlalinden bahsedilebileceğini, mali hakların ihlali nedeniyle izinsiz kullanım için rayiç bedel konusunda 1.400,00 TL – 1.800,00 TL arasında değer hesaplaması yapılabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporlarında çelişki bulunması nedeniyle iki kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememize sunulan 08/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu fotoğrafların eser niteliği olduğu, fotoğrafların izinsiz kullanıldığı, fotoğrafların kesilme ve kırpma yapıldığını, eser üzerinde izinsiz değişiklik yapıldığı, rayiç bedel ve manevi tazminat talep edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava 5846 sayılı Fsek hükümleri uyarınca açılmış, Fsekten Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Refi, Rayiç Bedel, Maddi ve Manevi Tazminat talepli davadır.
ESER SAHİPLİĞİ YÖNÜNDEN İNCELEME
Bilindiği gibi FSEK m. 1; eser kavramını “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlamaktadır. İşbu davaya konu olan husus fotoğrafa yönelik olduğundan FSEK m.4 de yer alan güzel sanat eserleri tanımı içindeki “fotografik eser” kavramına gitmek gerekmektedir. Kanunun her iki hükmü birlikte dikkate alındığında bir fotoğrafın “hususiyet taşıması” halinde eser olarak korunabileceği sonucuna varılmaktadır. Hususiyet kavramı ise mevcudu fotoğraflamanın dışımda özel bazı teknikler kullanarak, görsele aynı zamanda estetik bir değer kazandırmayı ifade etmektedir. Özellikle fotoğrafçılıkta bir fotoğrafa ışık, efekt, açı, zemin vs. gibi pek çok özgün katkı ile mevcudun fotoğraflanmasmda dahi hususiyet katılabileceği kabul edilmektedir. Fotoğrafçdık özü itibariyle “olanı fotoğraflama/yansıtma’ olduğundan özgünlük unsuru ancak bu hususiyetlerle kazandırılabilmektedir. Bu nedenle özgünlük eşiğinin diğer güzel sanat eserlerine göre daha alt noktada değerlendirilmesi gerekmektedir. İşbu davaya konu fotoğraflama tekrar çekilmesi mümkün olmayan tarihsel değer taşıyan mekan fotoğrafı niteliği taşımaktadır. Burada mekanın bazı özelliklerini ya da fabrikada üretilen ürünleri üretildikleri ortamla beraber öne çıkarmak, görseli algıda seçici kılmak adına ışık teknikleri kullanmak, az ışığa sahip loş ortamda geniş makine veya ekipmanları bütün olarak ışık patlaması olmadan göstermek, ortamdaki ışığa uygun ASA değerinde film kullanarak pozlama süresi netlik ve diyafram açıklığını konuya uygun seçmek, kadraj kompozisyonunu fotoğrafı çekilen nesnelere uygun yapmak gibi çeşitli teknikler bu amaca hizmet eder. Bu nedenle mekan fotoğraflamak başlı başma bir meslek alanı haline dahi gelmiş ve ticari işletmeler ürünlerini / mekanlarını bu alanda uzmanlaşmış kişilere fotoğraflatmak ister hale gelmiştir.
Fotoğrafta orijinallik için yargı içtihatlarında kabul edilen koruma eşiği düşük olup, fotoğrafçının konu seçimi, kullandığı fılm-malzeme, pozlama, ışığın kullanımı, kamera açısı, fotoğrafın çekiminde seçilen an gibi unsurlar ile birlikte seçilen konuya ilişkin veri-bilgi sunma amacının telif hakkı koruması tanımak için yeterli olduğu kabul edilmiştir. Buna göre, bir fotoğrafın ortaya çıkarılmasındaki şu üç aşamadaki seçimlerin herhangi birinde orijinallikten söz edilebilecektir: 1) fotoğrafta yer alan objelerin dirilişi & aranjmanı, ışık ve kameranın seçimi vb. ön belirlemelerde. 2) Çekim anı ve çekim açısına ilişkin belirlemelerde. 3) Çekimden sonra fotoğraf üzerinde yapılacak müdahalelerde.’ Fotoğrafçı önceden kompozisyonu kurgulamış, çekime ilişkin hazırlık fâaliyetlerinde bulunmuş ve asgari düzeyde bireysel fikri bir çaba ortaya koymuş ise, bu halde fotoğrafçıya anılan korumayı sağlamamak yerinde olmayacaktır. Davaya dayanak olan 3 adet fotoğrafın sergilenmiş hali ve ham film hallerinin teknik bilirkişilerce incelenmesi neticesinde bu fotoğrafların; en ön yakın plandan 20-30 metrelik en arka plana kadar net olarak çekildiği,çekim yapılan ortamın çok aydınlık olmamasına rağmen az ışık ortamında alan derinliği netliğinin kusursuz yapıldığı, bu çekimin başlı başına profesyonellik gerektirdiği, çeken fotoğrafçının ustalığını ve hususiyetini yansıttığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla fotoğrafı çeken kişinin mesleki bilgisi ve tecrübesi sayesinde fotoğraf çekim aşamasında planlı ve bilinçli olarak yaptığı müdahaleler ve seçimler ile fotoğrafların eser niteliğinde olduğu ve çekenin hususiyetini yansıttığı anlaşılmakla, dava konusu fotoğrafların FSEK bağlamında eser vasfında olduğu, fotoğrafları vücuda getirenin profesyonel bir fotoğrafçı olduğu, fotoğrafçının hususiyetlerinin eserlere yansıdığı kanaatine varılmıştır.
HAK İHLALİ OLUP OLMADIĞI YÖNÜNDE İNCELEME
Davacıya ait fotoğrafların ve bu fotoğraflar haricindeki çok sayıda davacı tarafından çekilmiş diğer sanayi – endüstri fotoğraflarının dava tarihinden çok daha önce davalı … odasının sergi salonunda davacının rızası ve izni dahilinde sergilendiği dosyadaki taraf beyanlarıyla sabittir. Uyuşmazlık daha çok davacının, davalının sergi salonunda daha önce sergi açmasının davalıya yapılmış mali hak devri niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
FSEK m.52 kapsamında mali hak devir için sözleşmelerin yazılı yapılması ve hangi hakların devredildiğinin ayn ayn yazılması gerektiği “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayn gösterilmesi şarttır ” hükmüyle ifade edilmiştir. Dolayısıyla davacı fotoğrafçının içlerinde dava konusu fotoğrafların da bulunduğu çok sayıda fotoğrafıyla davalının sergi salonunda sergi açması davalıya sergi etkinliği dışında herhangi bir kullanım izni vermemektedir. Davalıya ait olduğu anlaşılan reklam panosunda İstanbul Sanayisinin ve … Sanayi Odasının ne kadar eski ve geçmişe dayalı olduğu mesajını vermek maksadıyla “…” kelimesini kullanarak billboard boyutlarında reklam panosu bastırıldığı, bu reklam panosundaki “…” yazısının ve … Sanayi Odası (…) ve 65. Yıl logosunun bulunduğu reklam panosunda davacıya ait bundan 40-45 yıl önce çekilmiş sanayi fotoğraflarının reklamdaki … konseptiyle uyumlu kullanıldığı dosya içerisinde bulunan görsellerden tespit edilmiştir. Davacı tarafın fotoğraflarının kullanımı hususunda sadece … sergisinde sergilenmesi için nza gösterdiği görülmekte olup, davacı fotoğrafçının davalı odada çeşitli fotoğraflarıyla sergi açması durumunun davalının sergilenen fotoğraflardan 3 tanesini daha sonra sergiden bağımsız olarak kendi reklamında kullanabileceği anlamına gelmemelidir. Bu şekilde davacıya ait fotoğraflardan 3 tanesinin davacıdan izin alınmaksızın davalı tarafça reklam panosunda kullanılması davacının eser üzerindeki mali haklarından FSEK m.22 çerçevesinde çoğaltma, m.23 kapsamında yayma hakkının ihlali olduğu kanaatine varılmıştır.
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN İNCELEME
Davacı, FSEK m.68 çerçevesinde rayiç bedelin 3 katı tutarında tazminat talep etmektedir. FSEK m.68/l hükmüne göre; ‘’Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isleyebileceği bedelin veya bu kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” demektedir. FSEK m.68 kapsamında bu taleplerin ileri sürütebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir.
YHGK’nın 20/03/2002 Tarih, 2002/11-176 Esas, 2002/214 Karar sayılı ilamında “… Eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır…” demektedir. Yargıtay 11. HD’nin 19/03/2022 Tarih, 2001/10702 Esas, 2002/2515 Karar sayılı ilamında da “… Aynca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise, başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise, rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.. ” demektedir.
Yargıtay içtihatları, ilgili kanun hükümleri, hükme esas alınan, çelişkileri giderir mahiyetteki 08.09.2020 bilirkişi raporu ve dosya kapsamında sunulan deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacı fotoğrafçının sektörde ve sanat dünyasında tanınmış bir fotoğrafçı olduğu, ulusal ve uluslararası pek çok ödüle sahip olduğu 60 yıldır fotoğraf çektiği 11 milyon adet fotoğrafmın bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça emsal olarak dosyaya sunulmuş kendisinin daha önce dava dışı farklı firmalara fotoğraf çekimi yaptığı ve karşılığında aldığı yüksek bedelleri gösterir faturaların mevcut olduğu görülmüştür. Söz konusu faturaların davacı tarafından kesildiği göz önüne alındığında dava konusu ihlale ilişkin maddi tazminat hesaplamasında birinci elden emsal teşkil edecek nitelikte ve davacının fotoğraflarının rayiç bedeli gösterir mahiyette olduğu anlaşılmaktadır. Bu çerçevede bilirkişilerce yapılan davaya konu fotoğrafların uyuşmazlıktaki kullanım mecrası, önünden günlük geçen insan sayısı, eserin tarihsel değeri ve fotoğrafçının esere olan katkısı, fotoğrafçının tanınmışhğı da dikkate alındığında izinsiz kullanılan 3 eser için davacının 70.000 TL talep edebileceği, FSEK 68 çerçevesinde bu bedelin 3 katının davacı tarafından talep edilebileceği tespit edilmiştir.
Fsek 66/son maddesinde “tecavüzün şümulü, kusurun olup olmadığı ve ağırlığının takdir edileceği” öngörülmüş, Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği”, Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiş, Dolayısıyla taraflar arasında davalının kullanımlarına dayanak oluşturacak bir sözleşme yapılmış olsaydı, somut olaydaki kullanımlar karşılığı hangi miktarda bir bedel ödenecekti ise bunun belirlenmesi ve somut olayda, ihlalin niteliği, süresi ve kullanılan mecraya göre, FSEK m 66/4 hükmü koşulları da dikkate alınarak varsayımsal bedelin ne alabileceği yönünde mahkememizce araştırmalar yapılmış, somut olayın özelliğine göre YHGK’nın 20/03/2002 Tarih, 2002/11-176 Esas, 2002/214 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında, davaya dayanak teşkil eden üç adet fotoğrafın kullanımının ihlal süresi, ticari olmayan bir maksatla yayınlanması gibi nedenler gözetilerek takdiren tespit edilen bedele FSEK md. 68 çerçevesinde 2 kat’a kadar tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.
Davacı tazminat taleplerinin yanında tecavüzün refini (kaldırılmasını) talep etmektedir. Ancak davacı tarafından FSEK m.68 düzenlemesine dayanılarak maddi tazminat talep edildiğinden ve alınan son rapor denetime uygun bulunduğundan, rayiç bedelin 70.000 TL, farazi sözleşme bedelinin ise 2 katı tutarındaki 140.000TL olduğu kabul edilmiştir. Mahkememizce tespit edilen ücretin 2 katına hükmedildiğinden ve yüksek yargı içtihatlarına göre tazminata karar verilen hallerde ref’e karar verilemeyeceği hususu bilindiğinden ref isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı, manevi tazminat da talep etmiş olup, manevi tazminat miktarının zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıma fonksiyonu, manevi tazminat davasının gerçek anlamda bir tazminat davası olmaması, maddi hukuka ilişkin zararın tanzim edilmesini amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli miktar kadar olması gerektiği, huzurdaki somut olayın özelliği yanında tarafların sıfatı, işgal ettiği makam ve tarafların sosyal konumları somut olayın gerçekleşme biçimi bir arada değerlendirildiğinde; davacı fotoğrafçının sektörde ve sanat dünyasında tanınmış bir fotoğrafçı olduğu, davalının davaya konu sergileme sırasında fotoğrafların kadrajlarında kesilme ve kırpma yapmak sureti ile FSEK md. 16 kapsamında eser üzerinde izinsiz değişiklik yaptığı, iki fotoğraf üzerinde davacının imzasının silinerek FSEK md. 15’e göre isim belirtme hakkının ihlal edildiği tüm bu nedenlerle de talep edilen 10.000 TL tazminat tutarının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde Yargıtay içtihatları, FSEK hükümleri, hükme esas alınan, çelişkileri giderir mahiyetteki 08.09.2020 bilirkişi raporu ve dosya kapsamında sunulan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; yukarıda gerekçeleri ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, davanın kısmen kabulü ile, davacıya ait dört adet eser niteliğindeki fotoğrafın izinsiz kullanımı nedeniyle Fsek m.68 uyarınca belirlenen rayiç bedel olan 70.000,00 TL’nin takdiren iki katı olan 140.000,00 TL’nin tespit tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi hak ihlaline dayalı olarak belirlenen 10.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat dayanağı Fsek m.68’e göre talep edildiğinden taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulduğundan davacının ref talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacıya ait dört adet eser niteliğindeki fotoğrafın izinsiz kullanımı nedeniyle Fsek m.68 uyarınca belirlenen rayiç bedel olan 70.000,00 TL’nin takdiren iki katı olan 140.000,00 TL’nin tespit tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi hak ihlaline dayalı olarak belirlenen 10.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat dayanağı Fsek m.68’e göre talep edildiğinden taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulduğundan davacının ref talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 10.246,50 TL karar harcından peşin yatırılan 1.366,20 TL’nin mahsubu ile kalan 8.880,30 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen rayiç bedel miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 17.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen ref talebi yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 3.800,00 TL bilirkişi ücreti, 226,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.026,00 TL ve 1.402,10 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 5.428,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸