Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/182 E. 2019/22 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/109
KARAR NO : 2019/29

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.10.2017 tarihli, 2016/1117 esas ve 2017/857 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen davanın esasa kaydı yapılmış ve yargılama yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında “…” yazılımının davalı için geliştirilmesi ve davalıya satışı için sözleşme imzalandığını, bu kapsamda davacı şirket ile davalı arasında 27/03/2014 tarihinde … Lisansları ve Hizmetleri Tedarik Sözleşmesinin akit ve imza edildiğini, bu sözleşme ile davacı şirketin yazılım için davalıya sözleşmede belirlenen bedel karşılığında lisans verildiğini ve davalının ihtiyaçları doğrultusunda bu yazılımı geliştirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının da sözleşme ile aldığı lisans mukabilinde davacı şirkete net 580.000 USD’yi 5 yılda eşit taksitler halinde ödemeyi kabul ettiğini, sözleşme uyarınca davalı şirketin söz konusu yazılımı geliştirmeye başladığını, bu kapsamda taraflar arasında yazışmalar ve toplantılar yapılarak yazılımın tamamlandığını, yazılımın kabul testinin ilk aşaması olan teknik testlerin de başarı ile sonuçlandığını, davalının teknik testlerin başarı ile sonlanmış olduğu 18/08/2015 tarihli toplantı ile hemde davacı şirkete vermiş olduğu 20/08/2015 tarihli kesin onay belgesi ile onaylandığını, onaydan sonra testlerin başarı ile sonlandığını teyit eder dökümanın imzalanması davacı şirket tarafından talep edilsede davalının login mekanizmasının tamamlanmadığını gerekçe göstererek bu teyit belgesini kötüniyetli olarak imzalamadığını, yine sonrasında 01/02/2016 tarihinde davalı ile yapılan değerlendirme toplantısında davalının bu kez anlaşılamaz bir biçimde daha önce yazılı olarak onay verdiği bazı hususlara itiraz etmeye başladığını, bundan sonra da kötüniyetli olarak davacıya ihtarnameler göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalının ihtarnamesindeki iddiaların tamamen gerçek dışı ve afaki olduğunu, sözleşme gereği kararlaştırılan 580.000 USD lisans bedelinin ilk taksitinin 31/03/2014 tarihli faturaya istinaden 30/05/2014 tarihinde ödendiğini, yine ikinci taksit bedelinin ise 12/03/2015 tarihli faturaya istinaden 30/04/2015 tarihinde ödendiğini, ancak 27/05/2016 tarihli 401.729,11 TL bedelli faturanın davalı tarafça … 11.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini ve ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … 27.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazlarının haksız olduğunu, anılan nedenlerle davalı borçlunun … 27.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin avans faizi ile takip talebindeki koşullar üzerinden devamına, davalı borçlunun %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin kredi finansmanlığı faaliyetinde bulunan bir holding olduğunu, davacı ile daha önce 2007 yılında yaptığı sözleşme kapsamında “Transact” adlı yazılım programını kullanmakta iken davacı şirket tarafından bu programın belirli ihtiyaçları karşılamayacağı ve ileri tarihlerde Microsoft altyapısı tarafından desteklenmeyeceği bildirilerek davalı şirket için daha iyi bir ürünün geliştirilmesinin teklif edildiğini, davacı firmanın davalı için daha ileri ihtiyaçları karşılayacağını taahhüt ettiği “…” yazılımını getiştirmeyi kabul ettiğini ve bu kapsamda 27/03/2014 tarihli “… Yazılım Lisansları ve Hizmetleri Tedariki Sözleşmesi”nin imzalandığını, ancak imzalanan sözleşme gereği yazılım tesliminin kararlaştırıldığı tarihten 1 yıl geçmiş olmasına rağmen davalı şirketin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye getirilemediği gibi en basit haliyle bile çalışabilecek konuma getirilemediğini, önceki yıllardan ticari ilişkilerin olması ve beraber çalışılmış olması nedeniyle davacı firmaya karşı son derece müsamahakar olunduğunu, tüm bu iyi niyetli davranışlara rağmen davacının karşılamayı taahhüt ettiği teknik özellikleri karşılayamadığı gibi en temel özellikleri bile hazır hale getirilemediğini, bu durum üzerine 24/03/2016 tarihinde eksikliklerin tamamlanarak sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmesi amacı ile davacıya ihtarname çekildiğini, davacının aldığı ihtarnameye karşı bir ihtarname ile itiraz ettiğini ve davalı tarafça gönderilen ihtarnamede yer verilen 28 günlük sürenin dolması akabinde davacı tarafından söz konusu hususlara ilişkin herhangi bir iyileştirmenin de yapılmamış olması nedeniyle 23/05/2016 tarihi itibariyle davacıya fesih ihtarnamesinin gönderildiğini, gönderilen fesih ihtarnamesi ile bu zamana kadar ödenen fatura bedellerinin faizleri ile birlikte 15 gün içinde iade edilmesinin ihtar edildiğini, ancak davacının bu bedelleri ödemeyeceğini bildirdiğini, davacı tarafın “… ” yazılımını hiçbir surette çalışabilir bir hale getiremediğini, yine davalı şirketçe kullanıcı kabul testinin hiç bir suretle imzalanmadığını, yazılımın test sürecinde eksiklik ve hataların tespit edildiğini, davacının karşı edimini yerine getirmemiş olduğundan sözleşme bedelini talep etme hakkına sahip olmadığı gibi önceden ödenen taksitleride iade etmekle yükümlü olduğunu, anılan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava; taraflar arasında imzalanan 27/03/2014 tarihli “… Lisansları ve Hizmetleri Tedariki Sözleşmesi” kapsamında davacı tarafça “…” yazılımının davalı için geliştirilmesi ve davalıya satışı konusunda taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davacının üstlenmiş olduğu tüm edimlerin yerine getirilerek yazılımın eksiksiz olarak davalıya teslim edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça sözleşme gereği üstlenilen sözleşme bedelinin davacıya ödenmediği iddiasıyla bu yöndeki davacı alacağının tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vakii davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, mahkememiz dosyası ile yine mahkememizin 2017/133 esas sayılı dosyasında görülen ve davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varıldığından işbu dosyanın mahkememizin 2017/133 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
Dosyamızda görülen dava ile yine mahkememizin 2017/133 esas sayılı dosyasında görülen ve davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varıldığından işbu dosyanın mahkememizin 2017/133 esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasımızın bu şekilde kapatılarak yargılamanın birleştirilen 2017/133 esas sayılı dosyamız üzerinden yürütülmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ESAS KARARLA BİRLİKTE İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/01/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır