Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/169 E. 2021/194 K. 04.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/169 Esas
KARAR NO : 2021/194

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/08/2011
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 2003 yılında kurulmuş olan müvekkil şirketin “…” olarak anılan ve kısaca Outlook ile entegre çalışan, bilgisayar üzerinden posta kutularına gelen e-postaların filtre edilerek mobil telefonlarına SMS kopyasının iletilmesini sağlayan vs. birçok kişiselleştirme fonksiyonu bulunan bilgisayar programı geliştirmiş olduğunu, yazılım markası olan “…” ibaresinin 2004 yılında tescil edilmiş olduğunu, dava konusu ürün ile davalı …’in yakından ilgilenerek bu ürünü satın almak ve müşterilerine satmak üzere davacı ile görüşmelere başlamış olduğunu, Temmuz 2004’de programın …’in …’üne ve kurum çalışanlarının … larına kurulumunu yaptıklarını, … ile yapılan görüşmeler neticesinde yazılım programını … Bankasında kurulup çalıştırıldığını, …’in çözüm ortakları …’a ürünün prezantasyonları yapılmış olduğunu, Temmuz 2004’den Ekim 2005’e kadar …’in müvekkilinin yazılımı olan “…” ile ilgilenerek müvekkilden teklifler aldığını, başka bir ürüne baktıklarını bildirerek görüşmeleri kestiğini, …’in olumlu yaklaşımı nedeniyle bu bir yıllık süreçte müvekkilin Telsim gibi başkaca operatörlerden gelen tekliflere red cevabı verdiğini, davalının izin almaksızın müvekkil yazılımının “…” adı altında 2010 yılında piyasaya sunulduğunu Mayıs 2011’de öğrendiklerini, bilgisayar yazılımının FSEK kapsamında koruma altında olduğunu, müvekkilin … adlı bilgisayar yazılımının … adı altında piyasaya sunulması ve gelir elde edilmesi neticesinde elde edilen kâr tespit edilerek FSEK m.70/3 gereğince davalının elde ettiği kârın müvekkile ödenmesini; FSEK m. 66 gereğince tecavüzün men’i ve ref ini; davalının haksız kazanç nedeniyle 50.000,00-TL maddi tazminat ve davalının elde ettiği kar ile, 50.000,00-TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilin 1994’de Türkiye’de GSM temelli mobil iletişim faaliyetlerine başlayan müvekkilin hizmet çeşitliliği, kalitesi ve abone sayısını artırarak gelişimini sürdürmek suretiyle sektörün öncü ve lider kuruluşu olduğunu, abonelerin ihtiyaçları doğrultusunda teknik altyapısını geliştirerek abonelerine gereken hizmeti sunan müvekkilin bu doğrultudaki bir hizmetinin de “…” uygulaması olduğunu, haksız fiile dayalı açılan davada zaman aşımının bulunduğunu, müvekkil şirketin … programının daha eski tarihli bir uygulama olduğunu, … marka başvurusunun 09.06.2004 tarihinde yapıldığını, … marka başvurusunun ise 13.01.2004 tarihinde yapılmış olmasının dahi müvekkilin … servisinin daha önce uygulamaya sokulduğunun bir göstergesi olduğunu, davacının fınansal destek olarak geliştirildiğini iddia ettiği anlatımlar, soyut düzeyden çıkılarak somutlaştırılmamış olduğundan FSEK kapsamında eser olarak kabul edilemeyeceğini, davacı ürününün yeni ve orijinal olmadığını, ofis uygulamalarına yönelik e-postaların SMS kayıtlarının iletilmesi temelli benzer uygulamaların, tüm dünyada çeşitli şekillerde uygulamakta olan uygulamalar olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat talep hakkı için aranan şartların oluşmadığını, FSEK m.70 kârı talep edemeyeceğini, aksinin kabulünün zararı iki kez tazmin anlamına geleceğini ve hukuka aykırı olacağını, davacının maddi tazminatı yoksa kâr yoksunluğunu talep ettiğini açıklaması gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini beyan ve talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ‘…’ olarak anılan bilgisayar programını ürettiğini, projenin özelleştirme sosyal Başbakanlıkça onaylanan Özelleştirme Sosyal Destek Projesine kabul edildiğini, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca projenin desteklenerek eleman ve kira desteğine karar verildiğini, projenin … tarafından 21 Şubat 2005 tarih ve 1211 sayılı yazıyla yenilikçi Ar-Ge Projesi olması niteliği ile kabul olup mali olarak desteklendiğini,Davacı şirket tarafından üretilen bu ürünle davalı … in yakından ilgilenerek , Bu programı satın almak ve … müşterilerine satmak iizere davacı firma ile görüşüp , Temmuz 2004 de programın …’m …’üne ve kurum içindeki çalışanlarının … larında kurulumunu yaptırdığı, davalı şirket üst yöneticileri ile tanıtım toplantısı yapılarak … Bankasında programın kurularak çalıştırıldığı … üst düzey müdürlerinin bütün aşamalarla bizzat ilgilendikleri ve 2005 Ekim ayında benzer mantıkla çalışan başka bir ürüne de baktıklarını bildirerek görüşmeleri kesmişler, davaya konu bilgisayar yazılım ürününü ve haklarını davacıdan satın aldıklarını, ancak davalı şirketin 2010 Yılı … adlı ürününde davacının … adlı ürününün özelliklerini kopyalayarak piyasaya sunduğunu, bundan ticari gelir elde ettiğini, bu durumdan 2011 yılında haberdar olan davacı şirketin Mahkememizin 2011/120 Esas nolu dosyası ile dava açtığını, açılan bu davanın da bu davaya ek olarak açıldığını 12.08.2011 ilk dava tarihinden bugüne kadar devam eden davalı şirketin müvekkil şirkete ait olan ürünü FSEK na aykırı olarak yolsuz iktisapla kendisine mal edip ‘…’ adı altında ticari olarak piyasaya sunması ve bu faaliyetinden ticari kazanç ve kar elde etmesi nedeniyle, FSEK nun ilgili hükümleri gereğince davalı şirket ticari defter kayıtlarının incelenerek davalının ‘…’ kayıtlarından elde ettiği karın tespitine, FSEK nun 70’ci maddesi gereğince davalı şirketin temin ettiği tespit edilecek kar’ın davalı şirketten alınarak davacı şirkete Ödenmesine, FSEK nun 66.cı maddesi gereğince tecavüzün re’fi ile davacıya ait ürünün davalı yanca piyasaya sunulmasının ve satışının engellenmesine, fazlaya dair haklar saklı tutularak şimdilik davalının haksız kazanç dolayısıyla elde edip davacının zararını oluşturan 20.000,00 TL maddi ve davacının elde ettiği karın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat ve dava konusu alacağa 25.05.2011 ihtar tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dava dosyası Fsek hükümleri uyarınca açılmış tazminat talepli davalardır.
Davacı vekili 09/04/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, taraflar arasında herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacının vekaletnamesinin incelenmesinde feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın vaki feragat nedeniyle reddine,
2-Birleşen Mahkememizin 2013/190 Esas sayılı davasının vaki feragat nedeniyle reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin ve ıslah harcı ile yatırılan toplam 1.560,55 TL’den 59,30 TL karar harcının mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 1.501,25 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Birleşen dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 341,55 TL’den 59,30 TL karar harcının mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 282,25 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine,
5-Taraflar arasında vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Taraflarca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerilerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2021

Katip
¸

Hakim
¸