Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/143 E. 2020/286 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/143
KARAR NO : 2020/286

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 1986 yılında yayıncılık hayatına başlayan “…” grubu sınavlara hazırlık amaçlı kitaplar çıkartmaya başladığını, daha sonra da “…” ve “…” markaları adında Türkiye’nin en çok satan ve tercih edilen dergilerini yayınlamaya başladığını, bu bağlamda müvekkiline ait dergilerin tescilli marka adlarıyla Türkiye’nin her yerinde tüketiciye sunulduğunu, sonuç olarak 15 yıldır “…” ve “…” markalarının gerek müvekkilinin ticaret unvanı olarak gerekse müvekkiline ait yayınlar ile tüketicinin karşısına çıktığını, yayıncılık alanındaki kullanımı dışında, markalarını eğitim öğretim alanında da kullandığını, … ve … markasını meşhur eden müvekkiline ait okulların da bulunduğunu, dershanelerin kapatılması sürecinde tüm birimlerini temel lise, … ve … ile güncellediğini, müvekkiline ait 4 yayınevi yüz binleri aşan öğrenci, on bine yakın öğretmeni bulunduğunu ve ayrıca müvekkiline ait 214 dershanenin halihazırda okula dönüştürüldüğünü, … ve … Markası’nın müvekkili adına tescilli ve korumaya sahip markalar olduğunu, müvekkilinin … markasının ülkemizde Türk Patent Enstitüsü nezdinde … sayı ile tanınmış marka olarak koruma altına alındığını, bu nedenle … markasının Paris Konvansiyonu 1. Mük 6. Maddesi ve TRİPS 16/2 maddesi ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. Maddesinin 4. ve 5. Fıkraları uyarınca özel ve geniş bir korumadan yararlandığını ve … markasını tescil ederek halihazırda kullanmaya devam ettiğini, davalı şirket kurucusunun bulunduğu Sürt İlindeki “… “, “… ‘, ‘’…”, “…” isimli eğitim kurumlarının adlarında, müvekkili ile aynı sektörde, müvekkilinin herhangi bir bilgisi ve izni olmaksızın müvekkiline ait tescilli “…” markasını kullanarak faaliyet gösterdiğini, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı tespit dosyasında yapılan delil tespiti neticesinde, müvekkilinin tescilli “…” markalarına iltibas yaratacak nitelikte, ayniyet derecesinde benzerlikte birebir aynı ibareli mal ve hizmetlerden haberdar olduğunu, tespit edilen taklit marka kullanımı sonucu davalıya ait kullanılan ibarelerin, müvekkile ait markalarla ayırt edilemeyecek derecede görsel, İşitsel ve sesçil yönlerden müvekkili adına tescilli marka ile benzer olduğunu, bu haliyle açık bir şekilde marka tecavüzü ve haksız rekabet hali yarattığını, müvekkilinin 02.01.2018 tarihinde posta kanalıyla bir ihtar göndererek, davalıya “…” ibareli kullanımlarının, tescilli “…” markasına birebir benzer olması ve iltibas içermesi nedeniyle haksız bir kullanım olduğunu, varsa tescile ilişkin belgelerin sunulmasını, müvekkilinin izni ve bilgisi dışında olan haksız kullanıma muvafakat etmeyeceğinin ihtar ve ihbar edildiğini, buna karşılık davalının 16/02/2018 tarihli cevabi yazısında kullanmakta olduğu markanın … Genel Müdürlüğü’nden …ve 14/08/2014 tarihlerinde alınmış ruhsata dayandığını, TTK hükümlerince kazanılmış hakları olduğunu, bu nedenlerle levha değişikliği, sanal ortamlarda ve yayınlardaki baskılarını geri çekmeyeceğini belirttiğini, müvekkilinin ilk olarak … markasını … başvuru numarası … tescil numarası ile tescil ettirdiğini, devamında eğitim sektöründe değişen ve gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda yeni girişim ve eğitim faaliyetleri kapsamında “ …”, “… “, ” … * “… +Şekil” olarak seri markalarını tescil ile koruma altına almaya devam ettiğini, söz konusu … markalı dershaneleri, dershanelerin zorunlu olarak kapatılma sürecinden sonra özel okul statüsündeki kolejlere çevirerek ‘… ‘, “… “, “… “, “… ” markalarını tescil ettirdiğini, davalının haksız kullanımının tüketici nezdinde, müvekkilinin eğitim sektöründe ve piyasada oluşturduğu güven ve itibar algısından haksız olarak faydalanmasına, markaların aynı kişiye ait olduğunun sanılmasına, ticari işletmeler arasındaki iktisadi, idari ve ekonomik birliktelik intihasına ve seri marka algısı oluşmasına ve geniş çapta iltibasa sebebiyet verdiğini, davalının, eğitim sektöründeki faaliyetinde hiçbir teknik zorunluluğu olmadığı ve hatta sonsuz seçeneği olduğu halde müvekkile ait marka ile karıştırılacak, iltibas ve iktibas yaratacak şekilde birebir aynı ibareyi kullanarak haksız rekabete neden olduğunu, davalı şirketin kurucusu ve sahibi bulunan … İli’ndeki “… “, “… “, ” … “, ” …” isimli eğitim kurumlarının adlarındaki ve faaliyetlerindeki … sözcüğü ile ilgili tüm kullanımlarının durdurulması ve önlenmesi için İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini, davalının eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, eylemlerinin tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, muhtemel tecavüzün önlenmesine, tecavüz fillerinin durdurulmasına, tecavüzün kaldırılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi zararlarının davalıdan tahsiline ,tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, ele geçirilen tabela ve sair ürünlerin imhasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği, 23.07.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de; 50.000,00 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği ve herhangi bir delil de bildirmediği anlaşılmıştır.
…1. Asliye Hukuk Mahkemesinin Değişik İş dosyasında yapılan tespit sonucu alınan rapor ile … ibaresinin, davalı tarafından markasal olarak Anadolu Lisesi ve Kolejlerde kullanılmakta olduğu ve bu kullanımın tüketici nezdinde, davacının eğitim sektöründe ve piyasada oluşturduğu güven ve itibar algısından haksız olarak faydalanılmasına ve karıştırılmaya sebebiyet vermesinin mümkün olduğu yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık; 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca davacı markasıyla haksız rekabet oluşturan ve tecavüz teşkil eden davalı eylemlerinin durdurulması, önlenmesi, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL maddi ( Davacı vekili 23.07.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle; maddi tazminat istemini 50.000 TL olarak arttırmıştır. ) ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, tecavüzün devamın önlenilmesi kapsamında tedbir kararı verilmesi, hükmün ilanı istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ olunmuş, dilekçe teatisi tamamlandıktan sonra dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, davalı tarafın usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmada hazır bulunmadığı görülmüş, tahkikat duruşmasına devam olunmuş, davacı beyanlarında geçen deliller toplanmış, marka tescil belgesi celp edilmiş, davacı yan tazminat seçim yöntemi olarak SMK 151/2-b maddesini seçmiş olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil numaralı “…” ibareli markanın 16.sınıfta tescilli olduğu, … tescil numaralı ” …” ibareli markanın 16.sınıfta, … tescil numaralı “…” ibareli markanın 39. ve 41. Sınıfta, 2006 … tescil numaralı “… ” ibareli markanın 16. ve 41.sınıflarda, … tescil numaralı “…” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “… dershanesi” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “… ” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı, “… ” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “… ” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “… ” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “…” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “… ” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda, … tescil numaralı “… ” ibareli markanın 16. ve 41. Sınıflarda davacı … Tic. Ltd. Şti. Adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış; dosyaya sunulan 28.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda;”…Davacının davalıya … ibaresini içeren tescilli markasını kullanması yönünde bir izin vermediği, davalının … ibareli kullanımlarının tescilli … markasına birebir benzer olması ve iltibas içermesi nedeniyle haksız bir kullanım olduğu ve bu sebeple SMK m.7 uyarınca davacının tescilli marka hakkını ihlal ettiği ve bu ihlalin SMK m. 29 düzenlemesi çerçevesinde marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, Davalının, davacı adına tescilli … markasını ihlal ederek aynı sektörde ve iltibas oluşturacak düzeyde kullanmasının, davacıya ait markanın tanınmışlığından ve tüketici nezdinde oluşturduğu güven duygusundan faydalanarak davacının emeğinden haksız çıkar elde etmesine, marka sahibi olan davacının ticari itibarına zarar vermesine neden olduğu ve söz konusu haksız fiillerinin md. 55/1 (a) 4. madde uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği, 25.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise;”…Davacı tarafın, maddi tazminat talebi doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, davalı tarafın, dava konusu markayı kullanmaya başladığı tarihten itibaren, markaya yönelik elde ettiği satış hasılatını gösterir satış raporları, ilgili döneme ilişkin ticari defterler, satış faturaları ve ilgili dönemlere ilişkin Kurumlar Vergisi beyanlarının incelemeye sunulması gerektiği, ancak dosya üzerinde yapılan incelemede davalı tarafından gerekli belgelerin incelemeye sunulmadığının anlaşıldığı, dava dosyası üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, davacı tarafın maddi tazminat talebi doğrultusunda hesaplama yapılamadığı, davalı tarafından gerekli belgelerin sunulması halinde bu yönde ek rapor hazırlanabileceği, davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. Ve 51.maddelireni göre belirlenmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüz Yönünden Tespit ve İnceleme
6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerekliği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir.
Somut olayda; Davacının marka tescil belgesi celp edildiğinde … ibareli markanın 16 ve 41. .sınıf için tescilli olduğu ve bu sınıf içinde eğitim öğretim hizmetlerinin yer aldığı davalıların ise ise izinsiz olarak aynı alanda birebir bu markayı kullandığı anlaşılmıştır. Davacının tanınmışlığı da eğitim ve dersanecillik alanında olduğundan davalıların ise izinsiz olarak haklı bir nedenle markayı kullandıklarını ispat edemedikleri anlaşıldığından sunulu deliller kapsamından davalı eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır.
SMK md. 7/2-c bakımından yapılan incelemede: İlgili madde aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması durumunu düzenlemektedir. Davacının … markasının davalı tarafından kullanıldığını öğrenmesinin ardından davalıya ihtar çekerek izinsiz kullanımını sona erdirmesini istemesine rağmen, davalının söz konusu tescilli markayı kullanmaya devam etmesi, yukarıda tespit edildiği üzere Türkiye de tanınmış olan markadan izinsiz ve haksız olarak yarar elde etmek ve … markasının tüketici nezdinde oluşturduğu güven duygusundan faydalanmak yönündeki kötü niyetini göstermektedir.
Yukarıda anılan SMK hükümleri uyarınca davacının kendisine ait tescilli … markasının, davalı tarafından izinsiz olarak kullanılmasını önlemeye yönelik talep hakkı bulunmaktadır. Marka hakkına tecavüz kenar başlıklı SMK md. 29 düzenlemesi uyarınca marka sahibinin İzni olmaksızın markanın 7, Maddede belirtilen biçimlerde kullanılması, marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmektedir Somut olayda davalının davacıya ait tescilli marka ile aynı olan işareti, aynı sektörde ve tescil kapsamına giren hizmetlerde kullanımı, bunun neticesinde tüketici nezdinde karıştırılma ve iltibasa sebebiyet vermesi ve söz konusu tescilli markanın tanınmışlık düzeyinden faydalanarak bundan haksız çıkar elde etmesi ve marka sahibinin ticari itibarına zarar verecek şekilde kullanım sebebiyle davacının marka hakkına tecavüz şartlarının oluştuğu izahtan varestedir. Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür
Haksız Rekabet İddiası Yönünden İnceleme
6102 sayılı TTK md. 55/1 (a) 4. madde uyarınca başkasının mallan, iş ürünleri, faaliyet ve işleri ile iltibasa yol açacak önlemler alınması bir haksız rekabet hali olarak düzenlenmiştir. Bu anlamda karıştırılma; öncelikle mal ya da iş ürünlerinin dış görünüşleri itibariyle yanıltmayı, kandırmayı, yanlış algılamaya neden olmayı ifade eder. Bir ticari İşletmenin yıllarca büyük reklam harcamalarına katlanarak piyasada tanıttığı markasını ve bu markaya ait tescilli şekli, başka bir tacirin hiçbir zahmete katlanmaksızın aynen kullanması, kendisine başkasının emeğinden haksız bir biçimde yararlanarak çıkar sağlaması anlamına gelmektedir. Yargıtay da pek çok kararında ’emek ilkesfni zikretmekte ve kullanmaktadır (Yarg. 11. HD E.2004/1757, K. 2004/10912; Yarg. HGK E. 2011/11-59, K. 2011/271).
Somut olayda davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu belgeler arasında davalı tarafın web sitesine ilişkin görseller yer almaktadır. Bu görsellerde davalının web sitesi için kullandığı tasarım ve kompozisyonun gerçekten de davacıya ait tanınmış marka statüsündeki … markasına ait web sitesi ile benzer olduğu, ayrıca bu web sitesinde kullanılan davalıya ait logonun içerisinde yer alan ‘hdf İbaresinin davacı tarafından tescil edilen “…”, “… ” ibaresi ile iltibas oluşturacak düzeyde aynı olduğu ve ayrıca bu logonun şekilsel olarak da davacıya ait logoyla aynı görsele sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, görsel olarak iltibasa neden olabilecek düzeyde bulunan söz konusu benzerlik bir yana her iki tarafın da aynı alanda faaliyet gösterdiği göz önünde bulundurulduğunda, davacının marka hakkını ihlal eden davalının fiillerinin, aynı zamanda TTK madde 55 ve devamında düzenlenen hükümler gereği haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerinin Değerlendirilmesi
Tüketici tanınmış marka olarak bildiği … ibaresini kullanan davalının verdiği hizmeti tercih etmesi halinde davacının maddi ve manevi olarak zarara uğrayacağı açık olup, bu tazminat seçim yönteminin ispat hukuku açısından bizatihi mali verilere göre değil, toplanan tüm delilere göre incelenmesi gereklidir. Tüketicinin marka olarak bildiği … tanınmış markasının piyasadaki yarattığı güvenden kaynaklı olarak aldandığı varsayımı ile bir zarar bedeli belirlenmelidir.Davalının her kayıt ettiği öğrencinin, davacının verdiği eğitim garantisi altında verileceği inancı ile öğrenci kayıt edeceği dikkate alındığında tüketicinin aldaranak davacının eğitim kurumunu değil davalıları tercih etmesi nedeniyle bu haksız eylem nedeniyle davacının mahrum kaldığı zararının belirlenmesi gerekli olacaktır. Her ne kadar davacı vekili SMK 151/2-1-b maddesi gereğince sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancın tazminini talep etmiş ise de davalının cevap dilekçesi sunmaması, ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi karşısında davacının da 23/07/2020 tarihli talep dilekçesi doğrultusunda TBK 50-51 maddeleri kapsamında hesaplamaya gidilmiş, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 2017,2018,2019 ve 2020 tarihli davaya konu uyuşmazlığa emsal oluşturabilecek Franchise Sözleşmeleri ve benzer nitelikteki yargı kararları dikkate alındığında eğitim sektöründe markanın tüketicinin tercihinde birinci öncelikli yer tutması nedeniyle TBK hükümlerine göre davacının bedel arttırım dilekçesi ile talep ettiği 50.000 TL’nin, Türk Borçlar Kanunu’ nun 51. Maddesine, davacı markasının tanınmış marka olmasına, davalılarca markanın kullanıldığı süre, davacının mali kapasitesi ve davalı kusurunun ağırlığına göre (SMK 7/2-c) hakkaniyete uygun bir zarar olarak kabul edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 20.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı,toplanan deliller, mali hesaplamalara ilişkin emsal Franchise sözleşmeleri , … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası, marka tescil belgesi, davacı markasının tanınmış marka olduğuna dair Türk Patent ve Marka kurumundan gönderilen marka tescil belgesi alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulü cihetine gidilmiş, davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve TBK’ya göre 50.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi dair hukuki ve vicdani kanaate varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve TBK’ya göre 50.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Mahkememizce verilen 25/04/2018 tarihli tedbir kararı davacı tarafından uygulanmadığından karar kesinleştiği takdirde davalının “…” ibaresi içeren her türlü basılı evrak, tabela, tanıtım vasıtalarına el konularak imhasına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafının davalıdan tahsiline,
5-Alınması gereken 4.781,70 TL karar harcından peşin yatırılan (peşin+ıslah) 1.196,33 TL’nin mahsubu ile kalan 3.585,37 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan: 2.800,00 TL bilirkişi ücreti, 262,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.062,90 TL yargılama gideri ile 1.232,23 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 4.295,13TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine yönelik talepler yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 7.300,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.