Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/12 E. 2019/530 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/5 Esas
KARAR NO : 2019/560

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 05.01.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkili …’nin Türkiye’de ve Dünya çapında tanınmış ve kayıtlı ticari isminin temel bir parçası olan “…” ibareli marka ve tescilli logolarının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tarih ve … sayı ile tescil edildiğini, ayrıca müvekkili “…” markasının… sayı ile tanınmış marka özel şekilde korunduğunu belirterek davalının … alan adlı internet sitesini açarak kullandığını, facebook sitesinde aynı isimle sayfa açtığını, youtube’da aynı isimle kanal açtığını, davalıya ait işyerinde ise müvekkiline ait tescilli ve tanınmış “…” marka ve logolarının tescilsiz ve izinsiz kullanıldığını, davalının belirtilen kullanımının tescilsiz, izinsiz, haksız ve hukuka aykırı kullanımının müvekkilinin marka haklarına tecavüz oluşturduğu iddia edilmiştir.
Davacı vekili ayrıca davalıların müvekkiline ait markalar üzerindeki hukuka aykırı ve izinsiz kullanımının müvekkili aleyhine marka tecavüzü teşkil ettiği belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde, davalılara ait “…” ibaresinin müvekkilin yan şirketlerinden biri olduğu izlenimine sebep olduğu, kötü niyetli olarak tescil ettirildiği, davalı tarafın amacının müvekkili şirketin tanınmışlığından ve güvenirliğinden yararlanmak olduğu bu nedenle iptali ve sicilden terkini gerektiği belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde ayrıca davalıların, müvekkiline ait Volvo markaları üzerindeki kullanımlarının müvekkili aleyhine haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilmiştir.
Davacı vekili sonuç olarak haksız kullanımın engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıların tescilsiz olarak hukuka aykırı bir şekilde kullandığı “…” marka ve logolarının kullanımının, ve davalının kendisini “…” olarak tanıtmasının müvekkili aleyhinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete yol açtığının tespitini, tespit edilen söz konusu aykırılıkların durdurulmasına, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini,
Bu kapsamda davalıların hukuka aykırı kullandığı “…” marka ve logoları üzerindeki izinsiz kullanımlarını … alan adlı internet sitesinde ve “…” isimli facebook, youtube hesaplarında kendi işletmesinde, mağazalarında ve varsa bayilerinde kullanmaktan, kendisini “…” ve/veya müvekkili ile arasında herhangi bir ticari ilişki varmış izlenimi oluşturabilecek şekilde tanıtmaktan men edilmesine, … alan adlı internet sitesinde ve “…” isimli facebook ve youtube hesaplarına erişimin engellenmesine, bu kapsamdaki fiillerinin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
Davalılar tarafından tescilsiz ve hukuka aykırı kullanılan “…” marka ve logoları tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ambalajlar, ilan reklam, broşür, afiş, tabela vesair her türlü malzeme ve tanıtım malzemesinin, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrak ve malzemeye esasa ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip el konulmasına ve imha edilmesine karar verilmesini,
Davalıların kötüniyet mahsulü ticaret unvanının iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili Av. … tarafından 07.09.2018 tarihinde UYAP sistemi üzerinden sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkil şirketin … sitesinde oto tamirciliği ile iştigal ettiğini, diğer davalının şirketin sahibi ve oto tamir ustası olduğunu, davalı şirketin daha çok … ve Saab marka araçların bakım ve tamirinde uzmanlaştığını,
Davacının … markalı araçların sadece yetkili servislerde bakım ve onarımının yapılacağı yönündeki düşüncesi ile bu yönde ihtarname gönderdiğini, verilen tedbir kararı uyarınca haksız rekabete ve marka ihlaline yönelik resim, broşür, kartvizit ve levhalar tespit edilmekle davalı şirket tarafından bu ürünlerin kullanımına son verildiğini ayrıca internet ortamındaki müvekkili şirket tanıtım ilan ve sayfalarının da kullanımdan kaldırıldığını,bu sebeple huzurda açılan davanın konusuz kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YAPILAN YARGILAMA VE DELİLLER
Tarafların iddiaları değerlendirilmiş, delilleri toplanmış ve konunun kısmen teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır
Dava dilekçesi ve ekleri değerlendirildiğinde 09.01.2018 tarihinde davacının ihtiyati tedbir talebi kabul edilerek ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
04.07.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle:
” Yapılan değerlendirmede, somut olarak davacının dünya çapında tanınmış bir otomotiv üreticisi ve bilinen bir marka olmasından hareketle , davalının hizmet verdiği alan ve faaliyetlerinde bilinen markanın tescilli argümanlarını (markanın logo , renk , yazı karakteri, resim , yedek parça vb.) kullanarak ilgili markanın araç sahiplerinden ticaret yaparak ticari kazanç elde ettiği görülmektedir, davalıların, davacı şirkete ait “…” markalarını yukarıda açıklanan şekilde izinsiz kullanmalarının 6769 sayılı yasanın 29/1-a maddesi kapsamında marka hakkına tecavüz oluşturduğu, Ayrıca … ibaresinin sonuna davalılar tarafından … kelimesinin eklenmesi suretiyle “…” ibaresinin oluşturulduğu bu şekilde sanki davacı marka sahibinin izni ve onayı ile oluşturulduğu izlenimi verilmek istendiği, bu isim altında internet sitesi, youtube kanalı ve facebook hesabı açıldığı ayrıca davalı tarafın işyeri adresindeki tabelaya bu ibarenin yazıldığı bu şekilde kullanımın da tüketiciler nezdinde Davacı ile davalılar arasında bir ticari ilişki varmış izlenimi oluşturabileği, yine davalıların fiillerinin 6769 sayılı yasanın 7/5 c bendinde istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği,
Ayrıca bu kullanımların davalının bir lisans sözleşmesi olmamasına rağmen davacı şirket ile arasında bir işbirliği bulunduğu izlenimi verebileceği, bu çerçevede özellikle TTK m.55/l-a)-4 uyarınca davacı markasını lisans kapsamında kullanan firmaların işleri ile karıştırabileceği, bu sebeple TTK m.54 vd. uyarınca haksız rekabet olarak nitelendirilebileceği” belirlemeleri yapılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
03.05.2019 tarihinde davalı tarafça belirtilen ve mahkeme dosyasında geçen adreste davacı vekili, davalı … ve vekili ile mahkememiz dosya bilirkişi heyeti azalarından otomotiv uzmanı ve bilişim uzmanı bilirkişilerin katılımıyla keşfen mahalinde “Bilirkişi İncelemesi” yapılmıştır.
Bu incelemede; davalıların belirtilen adreste bulunan servisinde … ve Saab marka binek araçlara “…” olarak hizmet verdiği, serviste muhtelif model ve tipte … binek araçların bulunduğu, bu araçlara bakım-onarım hizmeti verildiği görülmüştür. Davacı şirket ile davalıların aynı sektörde hizmet sunduğu aralarında herhangi bir bayilik, satış sonrası hizmet, servis, bakım, onarım, yedek parça alım-satım-hizmet yetkilendirme sözleşmesi sunulmadığı tespit edilmiştir.
… adlı web sitesinde de serviste verilen hizmetler ile ilgili detaylı bilgi görülmektedir.
… adlı alan adının sahiplik bilgilerine yönelik yapılan araştırmada; alan adının … adına tescil edildiği bilgisine ulaşılmıştır.
Dosyadaki belge örneklerinin incelenmesinde Davacı …’nin “…” ibaresini ® olarak Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde ilk kez 26.09.1990 tarih … sayı ile 01,02,03,05, 06, 07, 08, 09,11,12, 16,18, 20, 21,22, 24, 25 ve 27. sınıflarda tescil ettirdiği, ayrıca kurum nezdinde kayıtlı …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı ve 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 11, 12, 16, 18, 20, 21,22, 24, 25,27,28,35, 36,37 ve 39 sınıflardaki ürün/hizmetleri kapsayan “…” ve ^esas unsurlu markaların sahibi olduğu, davacı şirkete ait “…” markasının … sayı ile tanınmış marka olarak Türk Patent nezdinde kabul edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu olayda tüketiciler nezdinde davalılara ait oto tamir ve özel servis hizmeti verilen işyerinde karıştırılma ihtimalinin olup olmadığının tespiti için yani … – … – … Marka ve ibareleri arasında iltibasın varlığından bahsetmek için hem karşılaştırmaya konu marka işaretleri arasına hem de işaretlerin tescil edileceği mal ve hizmetler arasındaki benzerlik, daha sonra ise marka işaretleri arasındaki benzerlik incelenmeli, son olarak da marka işaretleri arasındaki benzerlik derecesi ile mal ve hizmetler arasındaki benzerlik derecesi dikkate alınarak markalar arasında, uyuşmazlık konusu mal veya hizmetler yönünden iltibas oluşup oluşmadığı tespit edilmelidir.
Marka hakkına tecavüz sayılan filler ise 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1. maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre bu haller “a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.”şeklinde belirlenmiştir.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7. Maddede Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları sayılmış olup buna göre;
7/(1) Bu Kanun ile sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
7/(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini herkese karşı talep edebilir: a) Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması, b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli markanın ilişkilendirilmesini de içerecek şekilde, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmişlik düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması şeklinde belirtilmiştir.
Dava tarihi olan 05.01.2019 tarihinde marka hakkına tecavüzün oluşup oluşmadığının tespiti açısından yapılan değerlendirmede, dosyada mevcut … 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait … D. İş sayılı dosyaya sunulan 29.05.2017 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında davalılara ait “…” isimli sitede davacı şirket adına tescilli marka olan “…” ibarelerinin ve marka şeklinin aynısının izinsiz olarak kullanıldığı, davacı şirkete ait 4 adet araç fotoğrafının kullanıldığı, “…” isim ve logosunun sitenin birçok yerinde kullanıldığı, yine site içeriğindeki resimden görüleceği üzere davalılara ait işyeri girişine ait tabelada davacı şirkete ait markasının olduğu, “…” ibaresinin yazılı olduğu, … uzantılı facebook hesabında ve…uzantılı youtube kanalında davacı şirkete ait “…”, markalarının kullanıldığı,
İhtiyati tedbirin 12.01.2018 tarihinde gerçekleştirilen infazı sırasında “…” markalarını taşıyan çok sayıda ruhsat kabı, kartvizit, anahtarlık, plaka, iş emri ve benzeri eşyalar tespit edilerek davalıya yediemin olarak bırakıldığı ayrıca markayı taşıyan tabelanın söküldüğü, ihtiyati tedbirin devamı kapsamında 12.06.2018 günü yapılan icra işlemi sırasında “Volvo” markalı çok sayıda kartvizit, afiş, tişört, paspas ve tabela tespit edilerek davalılardan …’ya yediemin olarak bırakıldığı anlaşılmıştır.
Davacının dünya çapında tanınmış bir otomotiv üreticisi ve bilinen bir marka olmasından hareketle , davalının hizmet verdiği alan ve faaliyetlerinde bilinen markanın tescilli enstrümanlarını, ,markanın logo , renk , yazı karakteri, resim , yedek parça vb. kullanarak ilgili markanın araç sahipleri ile ticaret yaparak ticari kazanç elde ettiği görülmektedir, davalıların, davacı şirkete ait “….” markalarını yukarıda açıklanan şekilde izinsiz kullanımlarının 6769 sayılı yasanın 29/1-a maddesi kapsamında marka hakkına tecavüz oluşturduğu, ayrıca … ibaresinin sonuna davalılar tarafından … kelimesinin eklenmesi suretiyle “…” ibaresinin oluşturulduğu bu şekilde sanki davacı marka sahibinin izni ve onayı ile oluşturulduğu izlenimi verilmek istendiği, bu isim altında internet sitesi, youtube kanalı ve facebook hesabı açıldığı ayrıca davalı tarafın işyeri adresindeki tabelaya bu ibarenin yazıldığı bu şekilde kullanımın da tüketiciler nezdinde davacı ile davalılar arasında bir ticari ilişki varmış izlenimi oluşturabileği, yine davalıların fiillerinin görünüş , yoğunluk, vurgulama ve şekilleri dikkate alındığında 6769 sayılı yasanın 7/5 c bendinde istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bu kullanımların davalının bir lisans sözleşmesi olmamasına rağmen davacı şirket ile arasında bir işbirliği bulunduğu izlenimi verebileceği, bu çerçevede özellikle TTK m.55/l-a)-4 uyarınca davacı markasını lisans kapsamında kullanan firmaların işleri ile karıştırabileceği, bu sebeple TTK m.54 vd. uyarınca haksız rekabet oluşturduğu sonuçlarına varılmış olup , davanın kabulüne, davalı şirketin ticaret ünvanının doğrudan davacı markasına gönderme yaptığı ve başka türlü aykırılığın giderilemeyeceği anlaşıldığından davalı şirketin ticaret ünvanın terkinine karar verilmesi, gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1–Davanın kabulüne, davalı tarafın “…” ibaresini kullanarak davacı tarafın marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabetin tespitine, tecavüzün men’ine ve ref’ine,
2-“…” ibaresinin ticaret unvanı olarak kullanırken markasal kullanım yaptığı anlaşılmakla, davalının “…” ibareli ticaret unvanının sicilden terkinine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 8,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan, bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 3.008,75TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.080,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.24/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸