Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/108 E. 2022/37 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/108 Esas
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilİ … uzun yıllardır birçok önemli esere imza attığını ve …., …, …, …, … (2013 Oscar aday adayı), …, … gibi birçok başarılı dizi ve uzun mettaj filmin de müzik çalışmalarını yaptığını, müvekkilinin aynı zamanda …, … ve … adlarında stüdyo albümleti de bulunduğunu, bunların yanı sıra müvekkili müzik dünyasına damgasını vurmuş eserletin besteciliğini yaptığını, yapmış olduğu bu çalışmalar neticesinde müzik endüstrisinde büyük bir saygınlığa kavuşmuş olan müvekkili …’in, …’de yayınlanan “…” adlı dizinin … (ilk fragman) müziğini yapması için …’ın sahibi olan … ve … çalışanı … ile yapılacan görüşmeler ve anlaşmalardan sonra kullanılmasına karar verilmek üzere bir müzik/musiki eseri meydana getirdiğini, bu müzik eserinin bestelenip, ardından aranje edilerek kayıt edilmesini müteakip müvekkil, kaydı … ile paylaştığını, müvekkilinin eser sahibi olarak … ile paylaşmış olduğu müzik eseri, aralarında herhangi bir lisans veya mali hakların devrine ilişkin bir sözleşme akdedilmemesine karşılık, müvekkilin haberi olmaksızın …’nin televizyon ve çeşitli sosyal medya ve internet hesapları üzerinden 25.09.2017 tarihi itibariyle yayınlanmaya başladığını, bu husus davalılardan … A.Ş.’nin (…) …tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde de sabit olduğunu, bahsi geçen süreç içerisinde davalıların yukarıdaki haklardan faydalanmak suretiyle yayınladığı teaserda kullanılan eser kapsamında, müvekkili ile herhangi bir lisans sözleşmesi veya mali hakların devrine dair bir sözleşme akdetmediklerini, buna bağlı olarak da ücrete ilişkin herhangi bir hususta anlaşma yapmadıklarını, ek olarak bu sürece dek Müvekkiline ödenen yegane paranın müvekkilinin kayıt yaparken çalışacağı orkestranın hizmet ücreti olan 800 TL olduğunu, somut olayda eserin davalılar ile müvekkili arasında herhangi bir anlaşma akdedilmeden ve müvekkilinin izni olmadan …’ye ait gerek internet sitesi, sosyal medya hesaplarında gerek karasal yayın gerekse de uydu üzerinden yayın yapan mecralarda 25.09.2017 tatihinden itibaren birçok kez yayınlandığını, bu durumun davalıların eser kapsamında saydıkları ve münhasıran müvekkiline ait mali haklardan faydalanmaları sebebiyle Kanun’a açık bir şekilde aykırılık teşkil ettiğini, yaşanan bu olaylar üzerine müvekkil adına … ve …’ye ihtarname gönderildiğini ve 25.09.2017 tarihinden itibaren müvekkile ait eserin defalarca kullanılmış olması nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zararın tazmini için kendilerinden 10.000 (on bin) Dolar talep edildiğini, ancak gönderilmiş olan bu ihtarnameye, yukarıda bahsi geçen süreçte hiçbir şekilde muhatap olunmayan … cevap verdiğini, müvekkilinin ilk ihtarnameyi … göndermesine ve cevabın … tarafından verilmiş olmasının…’nin de sorumlu olduğunu gösterdiğini, …, tarafımıza tebliğ etmiş olduğu … 25. Noterliği, … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede açık bir şekilde müvekkilinin kendilerine sunduğu eserin kullanıldığı teaserı, herhangi bir sözleşme akdetmeden yayınladıklarını ve bu yayın sonrasında müzikten tatmin olmamaları sebebiyle de haklara ilişkin bir sözleşme akdetmediklerini belirttiklerini, yani burada eserin yayınlanması ve umuma arz edilmesi noktasında Kanur’un geçerlilik şartı öngördüğü bir sözleşme akdedilmediğinin davalı taraflarca da kabul edildiğini, yine …’in taraflarına tebliğ etmiş olduğu … 25. Noterliği, …tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede müvekkilin teaserı kendi iradesi ile kendilerine teslim ettiğini belirttiklerini, müvekkilinin dinlenilmek üzere göndermesinin kullanımına ilişkin hakları verdiği anlamına gelmeyeceğini, açıklanan nedenlerle müvekkili adına; …, … ve …’den FSEK m. 68/1 uyarınca Müvekkili ile sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya tespit edilecek rayiç bedelin üç katı kadat tazminat talep ettiklerini, eserin kullanıldığı teaserin halen yayınlandığı ve dilekçede linkleri verilen adreslerinden eserin kaldırılmasına ve anılan adreslere erişimin engellenmesine karar verilmesi yönünde ihtiyati tedbire karar verilmesini, davacı müvekkilinin eser sahibinin eserine tecavüzün tespiti, men’i ve tefine, mali haklarının ihlali nedeniyle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1000 TL “maddi tazminatın davalıların müvekkilinin eserini 25/09/2017 tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile davacı’ya ödenmesine katar verilmesini, davacı Müvekkilinin eser sahibinin manevi hakların ihlali sebebiyle Mahkememizce 5.000 TL manevi tazminata, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin çalışanı davacının iyi niyetli olduğunu düşünerek davacının eserin kullanılması için sözlü izin ve muvafakati ile eserin kullanıldığı tanıtımın yayınına onay verdiğini, davacıya öncesinde anlaşmaya varıldığı üzere 800 TL + 1700 TL ödemesi gönderildiğini, ancak davacının kendisine hiçbir şekilde dizi müzikleri konusnda kendisi ile çalışılacağı yönünde bir taahhütte bulunulmadığı halde, dizi müzikleri için başka bir müzisyenle çalışılacağını haber alması üzerine çalışılmadığı için öncesinde talep ettiği bedeli yükselttiğini, tanıtım için afaki rakamlar istediğini bu taleplerinin şirket yetkilerince reddedilince dava dilekçesi ekinde yer alan kötü niyetli ihtarnameyi keşide ettiğini ve tanıtım müziğinin izinsiz kullanıldığını iddia ettiğini, tanıtım müziği için kendisi ile anlaşılmış olan bedel olan 2500 TL de kendisine dilekçede yer alan dekontlar ile görüleceği üzere gönderildiğini ancak ödemenin 1700 TL’lik kısmının kötü niyetli olarak iade edildiğini, davacının dava dilekçesi ile her ne kadar zarara uğradığını iddia etti ise de asıl zarara uğrayan tarafın müvekkili şirket … AŞ olduğunu, itibar kaybı yaşayarak maddi manevi zarara uğradığını, … AŞ. her ne kadar davalı olarak gösterilmiş ise de “…” adlı TV dizisinin yapımının … AŞ. tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili…AŞ ile ile hiçbir anlaşma ve görüşme yapmadığını beyan etmiş olduğu halde davacının müvekkil … AŞ,’ye yönetilen davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile yapımcı … arasında akdedilmiş “…” isimli diziyi konu alan sözleşmeye göre tüm eser ve/veya hak sahiplerinden ve/veya diğer tüm üçüncü kişilerden gelebilecek her türlü taleplerden ve bu kişilerin başlatacağı her türlü hukuki ve cezai takiplerden münhasıran yapımcı … sorumlu olduğunu, bu itibarla hiçbir suretle davacının taleplerini kabul anlamına gelmemek üzere dizinin teaserinin yayınlanmasından doğan talepler bakımından müvekkil şirketin cezai ya da hukuki sorumluluğu bulunmamadığını ve tüm taleplerin yapımcı şirkete yöneltilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra “ …” dizisinin bir dış yapım olduğu müvekkili şirketin yapım sürecine hiçbir katkısı bulunmadığını, dizinin tamamen yapımcı şirket tarafından hazırlandığını, yayına hazır halde müvekkili şirkete sunulduğunu, davacının iddia ettiği hususları dış yapım olması sebebiyle bilmediklerini, kaldı ki davacının eser sahibi olduğunu da ispat edemediğini, eserin kendisine ait olduğunu kanıtlayan tek bir belge dahi sunamadığını, tüm bu hususların değerlendirildiğinde davacının FSEK kapsamında müvekkil şirketten herhangi bir alacağının olamayacağını açıklanan nedenlerle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, haksız davanın reddini ve yargılama giderleri vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince davalı … vekilince sunulan cevap dilekçesine karşı sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalılar … arasında akdedilen sözleşmenin müvekkili açısından hüküm ifade etmediğini, haksız kullanımın davalıya ihtar edilmesine karşın kullanımın bilerek sürdürülmesi karşısında husumet iddiasının yerinde olmadığını, …’nin … ile akdetmiş olduğu sözleşme uyarınca müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını iddiasının borcun) nisbiliği ilkesine göre geçerli olmadığını, husumete ilişkin itirazlarının yerinde olmadığını, zira müvekkilinin eserinin yer aldığı … davalı tarafından televizyon kanalında yayınlanmakla kalmadığını, bununla beraber internet üzerinde birçok farklı mecrada yine bizzat davalı … tarafından yayımlandığını, buna karşın müvekkilinin eserinin izinsiz kullanıldığı ve hukuka aykırı kullanımın bir an evvel sona erdirilmesine ilişkin 13 Ekim 2017 ve 30 Ekim 2017 tarihli ihtarnamelerin de bizzat davalı …’ye gönderilmesine karşın davalı tarafından gerçekleştirilen haksız kullanımın sona erdirilmediğini, müvekkili tarafından oluşturulan müzik eserinin FSEK hükümleri doğrultusunda eser vasfını taşıdığını bu hususun diğer davalılardan… beyanlarıyla da sabit olduğunu, davalılara keşide edilen ihtarnameye cevaben diğer davalı … tarafından keşide edilen cevabi ihtarnamelerde “… müziğinin teslim edildiği”, “tanıtım müziği bedeli karşılığı 800 TL ödeme yapıldığı” ve “… müzik bedeli olarak 800 TL’ye ek olarak bakiye bedel 1.700 TL’nin ödeneceği” ifade edilerek aslında müvekkili tarafından müzik eseri oluşturulduğu hususunun da kabul edildiğini, davalı … her ne kadar müvekkilin eser sahipliğini ispat edemediğini ileri sürse de dava dilekçesine eklenen ve diğer davalılardan … tarafından müvekkile keşide edilen ihtarname içeriklerinden de anlaşılacağı üzere anılan eserin sahipliğine ilişkin herhangi bir tartışma bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davalılardan …’nin husumet ve sair itirazlarının reddiyle neticeten davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince davalılardan … A.Ş. ve … A.Ş. vekilince sunulan cevap dilekçesine karşı sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında FSEK kurucu şartlarını havi yazılı bir devir sözleşmesi bulunmadığından müvekkilinin eserinin izinsiz kullanıldığı hususunun sabit olduğunu, davalılarca her ne kadar yapılan anlaşma uyarınca müzik eserinin kullanıldığı ifade edilmişse de dava dilekçesinde özetlendiği üzere; müvekkilinin paylaştığı eser taraflar arasında FSEK’in kurucu şartlarını havi herhangi bir lisans ya da mali hakların devrine ilişkin sözleşme akdedilmeden ve müvekkilinin haberi olmaksızın yayınlanmaya başlandığını, diğer taraftan davalıların önceden anlaşmaya varıldığı üzere 800 TL + 1700 TL ödemenin müvekkiline gönderildiğini iddia etseler de anılan iddianın gerçeği yansıtamadığını, müzik eseri ve tv dizisinin tanıtımlarında … yapımcı olarak gösterildiğinden ve müvekkilinin süreçte … irtibatta olduğundan husumet itirazı yerinde olmadığını, dava dilekçesi eklerinde de yer verdikleri üzere dizinin tanıtımlarına ilişkin görüntülerde …’nin logosuna yapımcı olacak biçimde yer verildiği ve dizinin kamuoyuna bu biçimde duyurulduğunu, açıklanan nedenlerle davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’in tüm itirazlarının reddiyle neticeten haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının cevaba cevap dilekçesindeki anlatımlardan dava konusu parçanın kullanımıyla ilgili diğer davalı ile arasında bir anlaşmaya varıldığının anlaşıldığını, hal böyleyse derdest davanın konusu FSEK anlamında mali haklara tecavüz değil, ücretin ödenmemesi olduğunu, bu durumda müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmayacağı gibi davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi de mümkün olmayacağını, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, yine diğer davalının ikrarının dava konusu müzik parçasının eser olma niteliği bakımından müvekkili bağlayan bir tarafı olmadığını, davacının iddiasına konu müziğin eser niteliğine haiz olmadığını, zira bir yaratının eser niteliği taşıyabilmesi için “sahibinin hususiyetini” taşıması gerektiğini, söz konusu müzik dinlendiğinde, özgün bir nitelik taşımadığını, pek çok müzik eserinde kullanılmış anonim melodilerin gelişi güzel bir araya getirilmesiyle oluşturulduğunu olduğu açıkça görüleceğini, davacının FSEK kapsamında müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olamayacağını, açıklanan nedenlerle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, haksız davanın reddini ve yargılama giderleri vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler toplanmış olup ön inceleme aşamasına geçilmiş olup Mahkememiz 19/07/2018 tarihli duruşmasında davacı tanığı … dinlenmiş; “… bir stüdyom var, orada film ve dizi müzikleri yapıyorum. Saki kendisine … yapımdan babamın günahları dizisinden kullanılmak üzere jenerik müziği istendiğini söyledi, kendinisinin daha önceden bana dinlettiği bir eseri vardı. Bu eseri aranje edip edemeyeceğimizi sordu. Bende işi ve eseri beğendiğimden birlikte çalışalım dedim. …’ye ayırdım. O dönem Mahmut Kayıntu ile görüşüyordu. Canlı kayıtlar için bir bütçe talep ettim. 700-800 TL gibi bir ücret hesabıma yatırıldı. Bu ücreti müzisyenlerle paylaştım. … acele ettiğinden jeneriğin kaydını üç içinde kayıt ettik, bize fragmanı ilettiler. Fragmana göre müziğin yerleşimini yaptık. Daha sonra kendisine iki versiyon daha hazırladım. …’den beğeninin geldiğini eseri kullanmak istediklerini belirtmeleri nedeniyle revizeye gerek kalmadan jeneriği teslim ettik dedi. …’nun … ile birlikte çalışan olduğunu bana … söyledi. 800 TL’yi bizde çalan kişilere ödedik, minimum kişi başı 200 TL ödenir. …’ye herhangi bir ödeme yapılmadı. ” beyanında bulunmuştur.
Mahkememiz 27/09/2018 tarihli duruşmasında davalı tanığı … dinlenmiş; “Ben Davalı … Filmde yapımcı olarak görev almaktayım. … adlı dizinin yapım aşamasında … ve dizi müziği ile ilişkili olarak davacı … görüşmelerimiz oldu. O dönemde bize birkaç müzik hazırladı. Onları beğenmediğimiz için yine … olarak hazırladığı müziği, sürenin kısıtlı olması ve dizinin yayına girecek olması sebebiyle kullandık. Aramızda yazılı bir sözleşme yapılmadı. Ancak bahse konu müziğin hazırlanması aşamasında 800 Tl ve 1700 TL para ödediğimizi biliyorum. Biz kendisine bu müziğin hazırlanması için 2500 TL teklif etmiştik ancak kendisi müziğin kullanılmasında muvafakatı ve bilgisi olmasına rağmen sonrada bizden bayan avukat vasıtası ile 10.000 TL talep etti. Talep etmiş olduğu ücret sektör uygulamasının çok çok üzerinde olması sebebiyle biz bunu kabul etmedik. Sonrasında dizide kullanılmak üzere başka bir müzik şirketinden 500 TL karşılığında hazır müziklerden aldık. Esasen anlaşmazlık davacı tarafından dizi müziği olarak düzenlenen müziğin beğenilmemesi sebebiyle çıktı davacı dizi müziğinin kendisinin yapacak olduğunu söyleyerek … için fahiş bir ücret talep etti. Esasen piyasadaki uygulamada birden fazla müzisyenle teklif götürülmek suretiyle onların hazırlamış olduğu müziklerden seçilerek iş yapılmasıdır.” beyanında bulunmuştur.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler ile tanık beyanları dinlenmiş Mahkememiz 20/12/2018 tarihli duruşmasında “…resen seçilecek bir FSEK uzmanı, bir telif hakları alanında uzman sektör bilikişi bir medya basım sektör bilirkişiye tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle iddia ve savunmalar kapsamında davacının hangi haklarının ihlal edildiği taraflar arasındaki görüşmelerin sözleşme olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeği hususları göz önünde bulundurularak ihlal tespiti durumunda davacının talep edebileceği tazminat miktarının rayiç değerler dikkate alındığında ne olabileği hususunda takdir mahkemeye bırakılması suretiyle rapor tanziminin istenilmesine…” karar verilmiş olup dosya Bilirkişi Heyetine tevdi edilmiş alınan 15/03/2019 tarihli raporda özetle; FSEK m.52 uyarınca mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğunu, somut olayda taraflar arasında eser sahibi konumundaki davacı ile mali haklarının devrine ilişin bir sözleşmenin bulunmadığı taraf beyanlarından anlaşıldığını, davalı tarafın davacının hazırladığı eserin beğenilmemesi sebebiyle sözleşmenin yapılmadığını ifade ettiğini, ancak dava konusu …’ın sözleşme imzalanmadan umama iletildiğinin açık olduğunu, FSEK m.15’de eser sahibinin adının eserden belirtilmesinin, eser sahibinin manevi haklarından olduğu ifade edildiğimi, FSEK m.70 uyarınca Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı Manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabili denildiğini, dava konusu müzik eserinin yazılı izin alınmaksızın yayınlanmasında, davacının adının belirtilmediğinin anlaşıldığını, bu durumun FSEK m.15 hükmüne aykırılık teşkil etmesi sebebiyle FSEK m.70 uyarınca tazminat talep edilebileceği kanaatine varıldığını, sonuç olarak; davacıya ait çalışmanın FSEK anlamında eser olduğu, davacı ve davalı taraf arasındaki görüşmelere rağmen FSEK m.52 ve 68 uyarınca yazılı izin alınmadan davacının müzik eserinin umuma iletildiği, iletimlerde davacının adının belirtilmediği, dizinin yapımcı … şirketi ile …şirketinin bu iletimlerden sorumlu olduğu, bu iletimler sebebiyle davacının eser sahibi olmasından kaynaklı mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, mali hakların ihlali kapsamında dava konusu eser için piyasa şartlarında ödenecek rakamın 7.500 – 10.000TL arasında olabileceği, manevi tazminat konusunun Mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Davacı vekilince sunulan Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; dava konusu eserin müvekkilinin yazılı rızası bulunmadan umuma iletildiğinin bilirkişi raporu ile de sübut bulduğunu, bilirkişi raporunda davalılardan …’NİN müvekkilinin uğradığı zararlardan sorumlu olmadığına dair tespitlerin doğru olmadığını, müvekkili adına … ve …’ye ihtarname gönderildiğini ve 25.09.2017 tarihinden itibaren müvekkiline ait eserin defalarca kullanılmış olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararın tazmini için kendilerinden 10.000 (on bin) Dolar kendilerinden talep ettiklerini, ancak gönderilmiş olan bu ihtarnameye, bahsi geçen süreçte hiçbir şekilde muhatap olunmayan … cevap verdiğini, bu durumun dahi tek başına müvekkilinin uğradığı zararlardan …’nin de sorumlu olduğunu gösterdiğini, bilirkişi heyeti tarafından dava konusu eser için piyasa şartlarında ödenecek rakamın eksik tespit edildiğini, raporunda dizinin bir bölümlük bütçesinin 875.000,00 TL olduğu yönündeki tespiti göz önünde bulundurulduğunda dava konusu eser için tespit edilen bedelin müvekkilinin zararlarını karşılayamayacak derecede düşük olduğunu, bu nedenlerle … Yapım A. Ş., … Tic. ve San. Ltd. Şti., …Meslek Birliği’ne müzekkere yazılmasını ve müzekkere cevapları doğrultusunda dava konusu eser için Müvekkiline ödenmesi gereken bedelin tespitine ilişkin olarak bilirkişi ek raporu tanzim edilmesini, davanın kabulünü, yargılama gideri vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile yapımcı … arasında akdedilmiş “…” isimli diziyi konu alan sözleşmeye göre tüm eser ve/veya hak sahiplerinden ve/veya diğer tüm üçüncü kişilerden gelebilecek her türlü taleplerden ve bu kişilerin başlatacağı her türlü hukuki ve cezai takiplerden münhasıran yapımcı … sorumlu olduğunu, davacının iddiasına konu müziğin eser niteliğinde olmadığını, bilirkişinin raporunda söz konusu müziğin eser olma niteliğini hangi somut delillere dayanarak tespit ettiğinin anlaşılamadığını, davacının eserin sahibi olduğunu ispat edemediğini, bilirkişi raporunun aleyhe kısımlarını kabul etmediklerini, itirazları ve önceki beyanları doğrultusunda gerekçeli ve detaylı yeni bir heyet raporu alınarak haksız davanın reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 02/05/2019 tarihli duruşmasında “…davacı vekiline emsal lisans sözleşmelerini sunabilmesi ve emsal araştırması yönünden ilgili yerleri bildirebilmesi için iki haftalık kesin süre verilmesine, bildirdiğinde müzekkere yazılarak … için emsal lisans bedellerinin bildirilmesinin istenmesine, ek rapor ve yeni rapor talebinin müzekkere cevabı geldikten sonra talep halinde celse arasında değerlendirilmesine…” karar verilmiş emsal lisans sözleşmeleri yönünden Mahkememizce müzekkereler yazılmış ve dosya içerisine alınmış olup davacı vekilince dosyaya dava konusu müzik eseri de sunulmuş ve yine Mahkememiz 12/11/2020 tarihli duruşmasında “…resen seçilecek üç kişilik müzik sektör (telif uzmanlığı da bulunan) bilirkişisine tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle yapılan çalışmaya ilişkin Cd ve kullanıma ilişkin kayıtlar da irdelenmek suretiyle bahse konu müziğin … yahut jenerik müziği olup olmadığı, sunulan emsaller dikkate alındığında rayiç bedelin ne olabileceği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına…” karar verilerek dosya Bilirkişi Heyetine tevdi edilmiş ve alınan 17/02/2021 tarihli raporda özetle; Davacı tarafın deliller arasında sunduğu müziğin, … görüntüleri üzerinde aynen ve değiştirilmeden kullanıldığı, sadece raporda değinilen notası yazıldığı halde melodisi çaldırılmamış olan ve bu nedenle anlamlı-anlamsız herhangi bir ezgi içermeyen son iki ölçünün kullanılmamış olduğu, bundan dotayı … görüntülerinin CD de sunulmuş olan müzlkten sadece 5 saniye kısa olduğu, yani uzun süreli her hangi bir müzikal çalışma içinden kesme, kırpma alıntılama yapılmadığı, davacı tarafın müzikal olarak ne hazırlamışsa görüntüde onun kullanılmış olduğunun tespit edildiğini, gerek raporda ayrıntılarına yer verilmiş olan “…” tanımı ve gerekse müzik-görüntü ilişkisi açısından değerlendirildiğinde taraflarınca yarattığı etki yönünden “Dizi yayına girmeden önceki günlerde yayınlarıan ve seyircide ilgi ve merak uyandırma amacı güden, ayrıntılara fazlaca girilmeyen kısa bir tanıtım filmine” uygun müzik olduğu yani “…” müziği olduğu ve bu şekilde de kullanıldığı kanaatine varıldığını, huzurdaki vakada taraflar arasındaki ilişkinin odak noktası bir … yapımı olduğunu, raporda da değindikleri üzere davacı tarafın karşı tarafa ilk göndermiş olduğu ihtarnamede kendisinden dizi tanıtımı için … talep edildiğini, bilahare dava dilekçesinde yapım şirketi ve sahibi ile dizinin … (ilk fragman) müziğini yapmaşı hususunda görüştüğünü beyan ettiğini, ardından … için uygun bir müzik hazırlayıp sunmuş olduğunun anlaşıldığını, kanaatlerine göre de yukarıda ayrıntılarına yer verilen gerekçelerle sunulmuş olan müziğin jenerik müziği olmaktan ziyade … olarak kullanıma uygun olduğu bu şekilde kullanıldığı, emsal olarak sunulmuş olan sözleşmede yer alan tutarlar … kullanımının rayiç bedelinin ne kadar olabileceğine dair aydınlatıcı olamadığını, davacı tarafça hazırlanmış olan müziğin raporda yer verilen tüm tanımlar ve değerlendirmelerin ışığında ve kullanıma ilişkin kayıtların da irdelenmesi sonucu … müziği olduğu ve bu şekilde de kullanıldığı, davacı vekilinin ” Hazırlanmış olan jenerik müziğinin içinden bir kışmının alınarak … müziği olarak kullanıldığı” iddiasının sabit olmadığı zira delil olarak sunuları CD de sunulmuş olan müziklerin görüntü üzerinde aynen kullarılmış olduğu, davacı tarafın tanığının ifadesinde yer aları “Bize fragmanı ilettiler, fragmana göre müziğin yerleşimini yaptık” ifadesinden de açıkça anlaşıldığı üzere bir … çalışmasının yapılmış olduğu, davacı tarafın sektörde tanınırlığı, yapmış olduğu dizi film müzikterinden kaynaklı şöhreti göz önüne alınarak hazırlamış olduğu … için ortalama 5000 (beş bin) lira civarında rayiç belirlenmesinin hakkaniyetli olacağı kanaatine varıldığı, Manevi Tazminat hususunda gereğini ve takdirinin Mahkememiz de olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 07/04/2021 tarihli dilekçesi ile dava ıslah edilmiş olup dilekçede özetle; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL (bintürklirası) olarak belirlenen maddi tazminat taleplerini müvekkilinin davaya konu eserine ilişkin rayiç bedeli 10.000 TL olarak belirleyerek dava dilekçelerinde de FSEK uyarınca mevcut talep sonuçlarının 3 katı miktarınca maddi tazminata hükmedilmesi talep edildiğinden, taleplerini 10.000 TL (onbintürklirası)’nin FSEK uyarınca 3 katı miktarınca 30.000 TL (otuzbintürklirası) maddi tazminata, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi şeklinde arttırarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İş bu dava eser sahipliğine tecavüzün tespiti durdurulması önlenmesi ortadan kaldırılması maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Eser Niteliğinin Değerlendirilmesi;
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Sübjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bîr fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bîr deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır.
Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak, ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat esefleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK m.3’e göre, Musiki eserleri, ya sözlü ya da sözsüz olurlar. Sözsüz musiki eserlerinde sadece besteler, sözlü musiki eserlerinde hem beste hem de güfteler musiki eseri olarak FSEK tarafından korunurlar. Ancak güftede ayrıca edebi bir özellik varsa; FSEK m. 2/b.1’e göre bunun dil ile ifade edilen bir eser olarak da korunması mümkündür. Dil ve yazı ile ifade olunan eserler geniş bir fikir alanını kapsarlar. Bu eserler, hikaye, roman,, şiir, bir şarkının güftesi, skeç, tiyatro oyunlarını kapsadığı gibi, bilimsel konferansları, monografileri, siyasi nutukları, eğlendirici sohbet tarzında konuşmaları, çocuk hikayelerini ve benzerlerini kapsar.
Sunulan heyet raporundaki değerlendirmelerden de anlaşılacağı üzere davaya konu … müziğinin izahı yapılan FSEK 3. Madde kapsamında musiki eser niteliğinde olduğu ve FSEK korumasından yararlanacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Eser Sahipliğinin Değerlendirilmesi
Yargıtay kararlarında FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, “eser sahipliği” ya da hak sahipliği sıfatının da re’sen gözetilmesi gereğine işaret edilmektedir. Dolayısıyla huzurdaki davada da, uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin eser sahipliği ya da hak sahipliği sıfatının re’sen irdelenmesi gerekmektedir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eser sahipliği veya hak sahipliği ile ilgili çeşitli karinelere yer verilmiştir.
FSEK m. 11 hükmüne göre; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın.”
Musiki eserlerinde eser sahipliği ile ilgili olarak şu hususlara değinmekte de fayda vardır. Bir musiki eserin güftesi veya bestesi aynı kişiye ait olabileceği gibi, eserin güftesinin veya bestesinin farklı kişilere ait olması da mümkündür. Güftesi ve bestesi farklı kişilere ait olan musiki eserlerinin de FSEK m.9 anlamında “ortak eser” durumu söz konusudur. Yani beste ve güfte kendi başına eser olma vasfını korumaktadır. Zira, güfte bağımsız bir ilim ve edebiyat eseri iken, beste bağımsız bir müzik eseridir ve sahipleri bunlar üzerinde münferiden tasarrufta bulunabilirler.
Somut uyuşmazlık açısından davacının davaya konu … müziğinin eser sahibi olduğu noktasında çekişme bulunamamakla davacının eser hak sahipliğine dayalı dava yönünden aktif husumetinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tazminat Talebi Açısından Değerlendirme:
Münhasıran diziye hazırlanan bu “…” Müzik Eseri yayma girdikten sonra ilgili Meslek birlikleri ile Kültür Bakanlığı tarafmdan bir “ESER” olarak uygulamaya koyulup korunmaktadır.
FSEK m.52 uyarmca mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.
Somut olayda taraflar arasında eser sahibi konumundaki davacı ile mali hakların devrine ilişin bir sözleşmenin bulunmadığı taraf beyanlarından anlaşılmaktadır.
Yine FSEK m.15′ de eser sahibinin adının eserden belirtilmesinin, eser sahibinin manevi haklarmdan olduğu ifade edilmektedir. FSEK m.70 uyarınca Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir.
Dava konusu müzik eserinin yazılı izin alınmaksızın yayınlandığı gibi isminin belirtilmediği de anlaşılmaktadır.
FSEK m.68/I hükmüne göre; “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir”.
FSEK m.68’deki kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yine Yargıtay’a göre; “…eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır…”. Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise, başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise, rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.
Kullanımların ele alınması;
Rapordaki tespitlerde; …: Diziler yayına girmeden önceki günlerde yayınlanan seyircide ilgi ve merak uyandırma amacı güden, ayrıntılara fazlaca girilmeyen kısa tanıtım filmidir. … özel olarak ta çekilebilmekte, film içinden alınmış görüntüler de kullanılabilmekte veya bölümün çok önemli bir sahnesi … olarak kullanılabilmektedir. … temelde bir pazarlama aracıdır. Kelime anlamı muziplik, tahrik etmek olarak çevrilebilecek olan …’da amaç, yayını yaklaşan yeni dizi veya yeni bölümlere dair heyecan ve merak uyandırmaktır. Bu nedenle … hazırlanırken ana konuya dair açıkça bilgi verilmesi veya etraflıca tanıtım yapılması amacı güdülmemektedir.
Buna bağlı olarak … için her zaman özel müzik kullanılmayabilir. … de kullanılan müziğin, dizi müziğinin orijinal müzikal tarzı, soundu, düzenleme stiliyle birebir örtüşmesi beklenmeyebilir. Yapımcının beklentilerine göre dizinin formatından bağımsız sözlü veya sözlü herhangi bir eser, Ortam sesleri, şehir veya doğa sesleri, özel efektler de … müziği yerine kullanılabilmektedir. Fakat bu durum … müziğinin dizinin orijinal tema müziklerinden alınamayacağı anlamına da gelmemektedir. Zira sektörel işleyişte … müziği genel olarak orijinal tema müziğini üreten müzisyenin sorumluluğunda olup nadiren dışardan ücret ödenerek müzik temini yapılmaktadır.
… tanımında da yer verildiği üzere bir dizinin yayın hazırlıklarının son safhasına gelindiğinde … hazırlanırken kullanılacak olan müzik için dizinin diğer ana tema müziklerinin hazır olması veya … müziğinin ana tema müzikleri ile mutlaka örtüşmesi gibi beklentiler, jenerik müziği kadar önem arz etmemektedir.
Bu açıdan bakarak davacı tarafın müziğinin … müziği olarak talep edilmiş olması ve dava dosyasındaki davacı tanığının ifadelerden de anlaşıldığı üzere bizzat davacı tarafından görüntü-müzik kurgusunun yapılarak ve … olarak son seklinin verilip teslim edilmiş olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yine rapordaki tespitlerde ;dizi müziklerinde “Bölüm başı müzik” şeklinde bir kavram söz konusu olmayıp her bölüm için ayrıca farklı müzik yapılmamakta fakat doğal olarak farklı kurgu yapıldığı yani; Dizi için hazırlanmış tüm müziklerden ve onların versiyonlarından yararlanarak “Bölümün müzik kurgusu” veya diğer tanımıyla “Bölümün müzik montajı” yapıldığı, davacı tarafın deliller arasında sunduğu müziğin, … görüntüleri üzerinde aynen ve değiştirilmeden kullanıldığı, sadece üst paragrafta değinilen notası yazıldığı halde melodisi çaldırılmamış olan ve bu nedenle anlamlı-anlamsız herhangi bir ezgi içermeyen son iki ölçünün kullanılmamış olduğu, bundan dolayı … görüntülerinin CD de sunulmuş olan müzikten sadece 5 saniye kısa olduğu, uzun süreli her hangi bir müzikal çalışma içinden kesme, kırpma alıntılama yapılmadığı, davacı taraf müzikal olarak ne hazırlamışsa görüntüde onun kullanılmış olduğunun tespit edildiği, davaya konu teaserın “Dizi yayına girmeden önceki günlerde yayınlanan ve seyircide ilgi ve merak uyandırma amacı güden, ayrıntılara fazlaca girilmeyen kısa bir tanıtım filmine” uygun müzik olduğu yani “…” müziği olduğu ve bu şekilde de kullanıldığı, bir jenerik müziğinde mutlaka olması gereken, ilk duyuluşta izleyicide oluşan etki, dikkat çekicilik, akılda kalıcılık, yeniden dinleme arzusu gibi faktörlerin uzlaşmazlık konusu müzikte hissedilemediği tespitlerinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Şu hale göre uyuşmazlık konusu müziğin teasır niteliğinde olduğu, eser niteğinde olduğu davacının eser sahibi olduğu tespit olunmuş olmakla sunulan emsaller jenerik müziği için olmakla doğrudan davaya emsal olabilecek nitelikte değil ise de davacı …’in bilinirlik ve şöhreti, sektördeki başarısı ve bilinirliği dikkate alındığında rapordaki tespit ve değerlendirmeler ve bütün dosya kapsamı gözetilerek rayiç değerin BK 50 kapsamında takdiren belirlenmesi gerektiği bu noktada 7.500 TL’nin yerinde olacağı dikkate alınarak bu miktar üzerinden FSEK 68 gereği 3 kat hesabı ile toplamda 22.500 TL üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine manevi tazminat talepleri yönünden FSEK 70 atfı ile davacının isminin eser sahibi olarak dizi künyesinde yer almadığı FSEK 15 düzenlenen ismin belirtilmesine ilişkin manevi hak ihlaline sebebiyet verdiği, manevi tazminat şartlarının oluştuğuna kanaat getirilmekle talep edilen 5.000 TL manevi tazminatın yerinde ve hakkaniyete uygun düştüğü anlaşılmakla manevi tazminata yönelik davanın tümden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı izahı yapılan mevzuat kapsamında talep değerlendirildiğinde; davacıya ait … müziğin davalıların yapım ve yayıncılığını üstlendikleri “babamın günahları isimli” dizide izinsiz kullanıldığı, her ne kadar taraflar arasında müziğin yapımı noktasında görüşme sağlanmış ve yapılan müzik davacı tarafından davalılara teslim edilmiş ise de bu kullanımlara ilişkin FSEK 52 de sıhhat şartı olarak düzenlenen yazılı hak devrine ilişkin bir sözleşmenin yapılmadığı, yapılan ödemelerin mali hak devrine ilişkin olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, davacı tarafından yapılan teslimin kullanımı meşru hale getirmeyeceği dolayısıyla izinsiz kullanım şartlarının oluştuğunun kabulünün gerektiği, davalı …’nin husumete yönelik itirazlarının yerinde olmadığı gibi diğer davalı ile yapılan sözleşmenin sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, rayiçler dikkate alındığında davacı sanatçının tanınmışlığı ve sektördeki başarısı izaha muhtaç olmamakla birlikte BK 50 kapsamında 7.500 TL nin yerinde olduğu ve FSEK 68 gereği 3 kat hesabı ile toplamda 22.500 TL üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş, yine davacının eser sahibi olarak isminin belirtilmediği FSEK 15 manevi hak ihlal şartlarının oluştuğu FSEK 70 kapsamında talep edilen 5.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalıların kullanımlarının eser sahipliğine tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda davacıya ait … müziğinin kullanıldığı bölümlerde davacının isminin eser sahibi olarak belirtilmesine, FSEK 68 gereği tazminata hükmolunmuş olmakla ref’e yönelik taleplerin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ve manevi tazminat talebinin tümden kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalıların (davacıya ait… müziği “… isimli” dizide izinsiz kullandıkları anlaşılmakla) kullanımlarının eser sahipliğine tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda davacıya ait … müziğinin kullanıldığı bölümlerde davacının isminin eser sahibi olarak belirtilmesine, ref’e yönelik taleplerin reddine,
2-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 22500,00 TL’nin (7.500,00*3) 25/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile, 5000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1878,52 TL karar harcından peşin alınan (PH+ıslah) 585,90 TL’nin mahsubu ile kalan 1.292,62 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan: 5.618,60 TL bilirkişi ücreti ve posta giderinin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 5.000,00 TL ve 621,80 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 5.621,80 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen eser sahipliğine tecavüzün tespiti vd talepler yönünden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat talepleri yönünden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara ödenmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen ref talepleri yönünden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara ödenmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2022

Katip … Hakim …ü
¸ ¸