Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/106 E. 2022/26 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/106 Esas
KARAR NO : 2022/26

DAVA : Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarla özetle; davacı müvekkilinin …Tic. A.Ş.’nin yönetsel imtiyazlara sahip B Grubu pay sahibi olduğunu ve şirketi münferiden temsile yetkili yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, şirketin 27.6.2003 tarihli genel kurulunda yurt dışında büyük ortağın davacıyı cebir ve tehditle şirketten attığını ancak genel kurulun butlanına karar verildiğini, buna ilişkin … 2. ATM… E. nolu kararının Yargıtay 11 HD’nin 02.05.2005 T., 2004/7647 E., 2005/4528 K. nolu kararı ile kesinleştiğini, buna rağmen davalı …Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı …’in, …A.Ş.’nin bütün kataloglarının, artist kontratları ve eser işletme belgelerinin tamamının devir alındığını bildirdiği, davacının haberi olmadan iddia konusu devrin yapılmasının mümkün olmadığını, söylentiler nedeniyle davacının Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, İstanbul Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü kayıtlarını incelediğini, bu kayıtlarda, davacının paydası olduğu … A.Ş.’ye ait bütün eser işletme belgelerinin, davalı …A.Ş.’ye devredilmiş olarak göründüğünü, …tarihli … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin … sayfalarında yayınlanan ilan uyarınca davacının paydaşı ve yöneticisi olduğu …A.Ş.’nin genel kurulunun bilinmeyen bir adreste, TTK m. 370 uyarınca bütün paydaşlar hazır olduğu halde toplanarak yeni bir yönetim kurulu seçtiği, davacının yaptığı araştırma sonucunda sahte bir yönetim kurulu karar defteri oluşturulduğunu, ardından 14.11.2011 tarih ve 2011/2 sayılı sahte yönetim kurulu kararı düzenlenerek, eser işletme belgelerinin gerçek sahibi dava dışı … A.Ş. genel kurulunun olağanüstü toplantıya çağırıldığını, ardından … tarihinde … 3. Noterliği … yevmiye no ile tasdik edilen bu sahte karar ile Bakanlığa müracaat edilerek genel kurul için gerekli iznin alındığını, aynı anda paydaş olmadıkları halde paydaşmış gibi gösterilen 5 İngiliz uyruklu kişiye izafeten atılan sahte imzalarla … yevmiye sayılı vekaletname ve … yevmiye numaralı imza sirkülerinin tanzim edildiğini, düzenlenen sahte pay defterine göre hazırlanan sahte bir hazirun cetveli ile davalı … A.Ş.’nin kendi kanuni merkezinde toplanan genel kurulda sahte pay defterinde pay sahibiymiş gibi gösterilen sözde paydaşlar adına sahte imzalarla oluşturulan vekaletnamelere istinaden toplantıya katılan … A.Ş. paydaşı ve … Başkanı…’in başkanlık ettiğini, hazır bulunan hükümet komiseri …’nun da yasal görevlerini yerine getirmediği bu toplantıda, sahte vekaletnamelerle vekil tayin edilmiş gibi gösterilen …’in vekaleten verdiği oylarla yönetim kuruluna seçilmiş gibi kararlar alındığını, aynı gün yönetim kurulu üyelerinin sahte imzalarıyla, davalı … A.Ş. … Başkanı …’in, … A.Ş.’ye 6 ay süreyle genel müdür olarak atandığı ve şirketi her konuda ahzu kabz yetkisi ile ilzam etmesine dair … tarih ve … sayılı başka bir Yönetim Kurulu kararı oluşturulduğu ve bu karara istinaden … 7 Noterliği’ne başvurularak … tarih ve … yevmiye nolu imza sirküleri tanzim ettirildiği, daha sonra bu sahte imza sirkülerine dayanılarak … A.Ş.’nin aralarında …’ın eser ve icralarının yer aldığı fonogramlara ait eser işletme belgelerinin de bulunduğu, değeri milyonları ifade eden yerli ve yabancı eserler işletme belgelerini … 7. Noterliği …tarih ve …, … tarih ve …, … yevmiye numaralı üç adet devir sözleşmesi ile paydaşı ve yönetim kurulu başkanı olduğu … A.Ş.’ne devrettiğini, yönetim kurulu kararlarının butlanlarına karar verilmesini talep ettiğini, yönetim kurulu kararının yoklukla malül olduğuna karar verildiğini, yokluk kararının geçmişe etkili olduğunu, imza sirkülerinin de yok hükmünde olduğunu, yapılan devirlerin yoklukla malul olduğunun tespitinin talep edildiğini, devre konu sözleşmelerdeki eser işletme belgelerinin davalı şirketten alınarak dava dışı … A.Ş.’ye iadesine hükmedildiğini, toplam 7 adet eser işletme belgesinin diğer davalı …Tic. Ltd. Şti’ne devredildiğinin öğrenildiğini, yokluk kararı nedeniyle devrin geçersiz olduğunu, bir tacir yapımcının başka yapımcıya ait tespitlerin kendisine ait olduğunu beyan ve bu hileli davranışıyla yarar sağlamasının dolandırıcılık suçu teşkil ettiğini, tecavüzün refini talep etme hakkını haiz olduğunu, davacı tarafından … 25. Noterliği’nin … T. ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile eser işletme belgeleri ile aynı tespitler için yeniden düzenledikleri eser işletme belgelerine mündemiç mali hakları yasa dışı kullanmaya son vererek, hukuka aykırı olarak mal edilen eser işletme belgelerinin davacının paydaşı olduğu şirkete iade edilmesini ihtar ettiğini, buna rağmen davalı … Ltd. Şti.’nin davaya taraf olmadığını, kötü niyetle devrin söz konusu olduğunu, … A.Ş. ile davalı … Şti. arasındaki … 33. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu noter satış anlaşmasının yoklukla malül olduğunun tespitini, dava konusu 7 adet eser işletme belgesinin muvafakatnameler ve taahhütnameler ile aynı tespitler için düzenlettikleri mükerrer 4 adet kayıt için ve tescil belgesinin iptalini, tirajı en yüksek 3 gazetede ilanını, teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının HMK m. 114/1 e ve h bentleri uyarınca dava açma yetkisi ve dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, …’un davayı şahsen açtığını ve fakat paydaşı olduğunu … A.Ş. adına taleplerde bulunduğunu, TTK ve FSEK uyarınca dava hakkı bulunmadığı, … A.Ş. şirketinin 07.07.2014 yılında ticaret sicilinden terkin edildiği, talep edilen haklara ilişkin hak sahipliği iddia edilen tarafın … A.Ş. olduğunu, ayrıca … A.Ş. tarafından … A.Ş.’ye karşı açılan eser işletme belgelerinin yoklukla malul olduğuna dair … 43 Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … E., ve … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …E. ve … K. nolu derdest davalar bulunduğu, … 9 Asliye Ticaret Mahkemesi … E., … K., dosyada davacı … davalı … olduğu, davacının ortağı olduğu şirkete karşı dava açtığı, yine … 43 Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … E., … K. Sayılı dosyada davacı tarafından ortağı olduğu şirket aleyhine genel kurul iptal davası açıldığı, müvekkili şirketin herhangi bir tecavüzünün söz konusu olmadığı ve …’ın eser sahibi ve icracı sanatçı olduğu, açıklanan nedenlerle davanın usulden ve esastan reddini talep etmektedir.
Davalılar …Şti. ve … Vekili 27.04.2018 tarihli cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; eser işletme belgelerinin menkul mal niteliğinde olduğunu, MK m. 777 uyarınca davalı …’in iyi niyetle, kesintisiz ve davasız olarak 5 yıl süreyle eser işletme belgelerini mülkiyetinde bulundurduğunu ve kazandırıcı zamanaşımı ile malik olduğunu bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduğunu, yine davacının 2014 yılında ticaret sicilden terkin edilen ve TTK geçici m. 7 uyarınca münfesih sayılan dava dışı … A.Ş.’nin 1 / 50.000 hisse sahibi olduğu iddiasıyla dava ikame ettiğini, gerek HMK gerekse TTK uyarınca bu şirket adına taleplerde bulunmasının mümkün olmadığını, davacının eser sahibi, yapımcı veya icracı sanatçı da olmadığı ve bu sıfatlarla FSEK uyarınca dava açma yetkisinin bulunmadığını, sonuç olarak davanın HMK m. 114/ d ve e bentleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, zira … A.Ş.’nin fiili ve hukuki varlığı bulunmadığı, dava konusu eser işletme belgelerinin iade edileceği bir şirket tüzel kişiliğinin bulunmadığı, tesis edilecek hükmün icra edilemeyeceği, davacının işbu davayı münfesih şirket adına değil kendi adına ikame ettiği, bu durumun HMK m. 27 uyarınca hukuki dinlenilme hakkına da açıkça aykırılık teşkil ettiği, esas yönünden davalı …ve …’ın davaya konu 4 adet eser işletmeyi daha önce Eylül 2011’de devralınan 7 adet eser işletme belgelerinin usulsüz olduğu kaygısıyla, gerçek dışı beyanla düzenlemedikleri, bir kısım belgelerin asıl sureti bulunmaması ve eser işletme belgelerinin düzenlendiği tarihlerdeki haklar ve teknik imkanlar bakımından halihazırda kullanıma müsait olmaması, sanatçının yaklaşık 10 yıldır eserlerinden gereği gibi faydalanamaması ve teliflerinin tahsil edememesi üzerine uzun yıllar birlikte çalıştığı, karşılıklı güven ve işbirliği ilişkisini kurduğu … Ltd. Şti ile birlikte yasal haklarından faydalanmak gayesiyle ve hiçbir şey gizlemeden 27.12.2012 tarihli eser işletme belgelerinin oluşturulduğu, …’in 2011 yılında 7 adet eser işletme belgesini yasal prosedüre uygun ve bedelini ödemek kaydıyla devir alması sonrasında, önceye dayalı güven ilişkisi gereği ve sahibi olduğu eserlerden faydalanmak adına bahse konu işlemlerin yapıldığı, bahse konu eserlerin 1996-2003 arasındaki yıllara ait eser işletmeler olduğundan dijital ortamdan faydalanmaya müsait olmadığı, mali haklardan gereği gibi faydalanabilmek için …. (…Kodu) oluşturacak şekilde yeniden eser işletme belgesine bağladıkları, bu işlemin yapılmasında hukuka aykırı veya hileli bir davranış bulunmadığı, dava konusu eserler ve bu eserlerin tespiti yapılan fonogramlardaki esas hak sahipliği icracı sanatçı ve eser sahibi olarak …’a ait olduğu, …’ın bu haklarını FSEK m. 52 uyarınca … veya …’e devretme hakkı olduğu, ayıca FSEK m. 58 uyarınca cayma hakkı da bulunduğu, …’in yönetim kaynaklı karışıklıkları yüzünden dava konusu eser işletme belgelerine bağlanan eserler yönünden 2003-2012 arasında sanatçının manevi ve mali haklardan faydalanamadığı, bu nedenle cayma hakkı koşulları alenen oluştuğundan …’ın …’e karşı cayma hakkını, … Ltd.ye muvafakat vermek suretiyle eylemli olarak kullandığı, …’in akıbetinin ve adresinin belirsizliği nedeniyle süre verilse de bunun sonuçsuz kalacağının aşikar olduğu, bu nedenle cayma hakkının kullanımının derhal hüküm ve sonuç doğuracağı, akabinde de eserlerin mali ve manevi haklarından layıkıyla faydalanmak için …. Ltd. Şti. ile mali hakların devri konulu muvafakatname imzaladığı, bu muvafakatnamelere dayalı olarak günün teknolojisine uygun dijital ortamdan faydalanmak üzere yeni eser işletme belgelerinin alınmasının son derece olağan olduğu, bu bakımdan davacının herhangi bir hak sahibi olmadan, gerçek hak sahibi olan ve FSEK korumasından faydalanmaya öncelikli olarak hakkı bulunduğu, müvekkillerinin eser işletme belgelerinin …’e devrinin yoklukla malul olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, zira iptal edilen genel kurul kararlarının usulüne uygun olarak tescil ve ilan edildiği, ticaret sicil kayıtlarının TTK m. 36 uyarınca üçüncü kişileri bağladığı, toplantının iptaline ilişkin ilgili dava açıldığının davalılara bildirilmediği, Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde yapılan araştırmada eser işletme belgelerinin sahibinin … olarak gözüktüğü, kayıtlar üstünde şerh bulunmadığı, hileli tutumun söz konusu olmadığı, açıklanan sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … İtd. Şti. ve … Vekilinin 30.09.2021 Tarihli Cevap Dilekçesindeki Kısmi Islah Beyanlarında Özetle; Cevap dilekçesini sadece eser işletme belgelerine konu fonogramlar yönünden ıslah ettiklerini, bu husus dışında kalan tüm beyanlarını yinelediklerini, müvekkil sanatçı …’ın 2005 yılı itibari ile müvekkil şirket ile çalışmaya başlaması üzerine 2011 yılında sanatçının faydalanamadığı işbu uyuşmazlık konusu eser işletme belgelerinin yasal prosedüre uygun olarak ve bedelini ödemek kaydı ile müvekkil şirket tarafından devralındığını, eserlerin ve eser işletme belgelerinin yenilenmesine karar verildiğini, müvekkili …’tan ayrıca eserlerin kaydına iştirak edecek müzisyenlerden eserlerin işlemesini yapan aranjörlerden muvafakatnameler alındığını, eserlerin yeniden okuma düzenlemesi, işlenmesi ve aranjesinin gerçekleştirildiğini, eser işletme belgelerine bağlı olan kayıtların farklılık gösterdiğini, müvekkil şirket adına kayıtlı bulunan dava konusu eser işletme belgelerinin kanun ve yönetmeliklere uygun, ilgili bakanlıklar nezdinde gerekli başvurular yapılarak tescil edildiğini, eserlere ilişkin kullanımların denetlemeye müsait aleni ortamlarda sürdürüldüğünü, 18.02.2020 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı doğrultusunda davacıya yeniden kesin süre verilerek kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri eser işletme belgelerine konu masterband kayıtlarının celbinin gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılmasını, ıslahın kabulünü, davanın reddini, davacı yana kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri eser işletme belgelerine konu masterband kayıtlarını sunmaları için kesin süre verilmesini, dosyanın bilirkişiye tevdini, talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarla özetle; davalının huzurdaki dava ile aynı olduğunu ileri sürdüğü davaların davanın tarafları, konusu ve sebebi ile huzurdaki davadan farklı olduğunu, davalılar dava dışı …Anonim Şirketi’nin TTK.’nun Geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edildiğini, dava tarihinde davaya taraf olabilecek ya da herhangi bir malvarlığı bulunan tüzel kişiliği aktif olan bir şirketin söz konusu olmadığını, bu nedenle davacının kendi namına açmış olduğu davasında hissedar olduğu iddiası ile dava dışı münfesih şirket adına taleplerde bulunmasının mümkün olmadığını, temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar yapılmadan kapsam dahilindeki bir şirketin kaydının silinmesinin mümkün olmadığını, … Ticaret Anonim Şirketi’nin davalı sıfatıyla ikame ettiği 6 davası olduğunu, dava dışı şirketin sicil kaydını re’sen terkin ettiğini, ancak yapılan işlemin yok hükmünde olduğunu, şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere yapılması zorunlu olan ihtarın yapılmadığını, …’nin kendilerini dava dışı şirketin yetkilisi gibi göstermek suretiyle sahte yönetim kurulu kararları tanzim ederek ve şirket genel kurulunu toplantıya çağırarak, bu çağrıyı Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ettirdiğini ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirdiğini, dava dışı şirket hakkında … 37. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile 350.987 – TL tutarlı bir ilamsız takip başlattığını, kısa bir süre sonra sicil kaydının değiştirildiğini, dava dışı şirketin hukuki statüsünün Tasfiye Halinde … Yapım Organizasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olarak tescil edildiğini, davanın ikame edildiği tarihte dava dışı şirketin Tasfiye Halinde … Yapım Organizasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olduğunu, müvekkilinin hukuki yararının olduğunu, cevaplarında FSEK’le bağdaşmayan savunmalar ileri sürdüklerini, bir tespitin ve tespitten kaynaklanan mutlak hakların sahibinin o tespiti yapan yapımcı olduğunu, tespit üzerinde eser sahibinin ve icracı sanatçının bir hakkının olmadığını, tespitin sahibinin yapımcı olduğunu, sahibi olduğu tespit üzerindeki mali hakkını kullanırken eser sahibinin veya icracı sanatçının iznine muhtaç olmadığını, devir ve iktisabın geçersiz olduğunu, dava konusu tespitlerin de yer aldığı tüm fonogramların kendisini sahte ve yok hükmündeki belgelerle dava dışı şirketin temsil ve ilzama yetkili genel müdürü olarak gösteren … tarafından paydaşı ve yönetim kurulu başkanı olduğu davalı …’ne devredildiğini, …’in, kendi şirketi olan davalı …’nin merkezinde topladığı genel kurulda alınan kararlar ile dava dışı şirkete temsil ve ilzama yetkili genel müdür atanmış gibi düzenlenen sahte yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğuna dair hüküm verildiğini, verilen hükmün Yargıtay tarafından kesinleştiğini, davalı …’nin dava konusu tespitlerinin devir selahiyetinin de olmadığını, müvekkilinin paydaşı olduğu dava dışı yapımcı şirketin dava konusu tespitlerin her biri için olağanüstü altyapı, stüdyo, vokalist, aranjör masraflarını yaptığını, bazı prodüksiyonları yurtdışında kiraladıkları stüdyolarda dünyaca ünlü müzisyenlerin vokalleri ile gerçekleştirdiğini, davalı …’ın ”…” isimli albümün maliyetinin 288,164 USD, ”…” isimli albümünün toplam maliyetinin 336,607 USD olduğunu bildiğini, davalılar arasında … 33. Noterliğinde düzenlenen … yevmiye numaralı Noter Satış Anlaşması’nın ilgili noterden celbi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …Şti. Ve … vekilinin ikinci cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımının defi eserlere ilişkin öne sürülmediğini, eserlerin tecessüm ettiği eşyaya ilişkin ileri sürüldüğünü, davacının müvekkiline herhangi bir talep yöneltme hakkının ve yetkisinin bulunmadığını, zamanaşımı definde bulunmalarının temelinin davadaki taleplerin menkul mal statüsündeki eser işletme belgelerine dayanıyor olduğunu, davacı yanın cevaplarının yerinde olduğunun dikkate alındığında işbu davanın müvekkili …’a yöneltilmesinin de mümkün olmayacağını, eser sahibinin sanat eseri üzerinde mutlak, tekelci ve sınırsız hak sahibi olduğunu, davacının zamanaşımı define cevaben yönelttiği iddiaların dayanıksızlığını, davanın bütünüyle hukuka aykırı olduğunu, davacının dava ehliyetinin bulunmadığını, dava dışı şirketin 2003 yılından beri faaliyetinin bulunmadığını, dava dışı şirketin 16.07.2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiğini, gerek fiilen gerekse de hukuken Türkiye’de faaliyetleri ve tüzel kişiliği sona eren şirketin, dava hak ve ehliyetine sahip hissedarının olamayacağını, dava dışı şirket aleyhe açılmış bir dava sebebiyle ve yalnızca o davaya münhasır olarak ihya edilmiş olup ihyanın başka davalara teşmilinin hukuken mümkün olmadığını, davacının FSEK korumasından faydalanabilecek sıfatlara haiz olmadığını, davacının eser sahibi, eser sahibine komşu hak sahibi olan icracı sanatçı veya yapımcı sıfatını da taşımadığını, davacı vekilince de bu durum bilindiğinden dilekçesinde bu hususa hiç değinilmediğini,16.03.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde … 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. sayılı dosyasına esas olmak üzere ihya edildiğini, şirketin tasfiye halinde olduğu da 22.03.2018 tarihli karar ile İTO’ya kaydedildiğini, emsal gösterilen kararda da vurgulandığı üzere şirket ortaklarının hukuki yararının sadece butlan talebine ilişkin olduğunu, davacının hukuki yararının bulunduğu hususları işbu davadan evvel ileri sürerek karara bağlanmasını sağladığını, davacının … Yapım Organizasyon San. ve Tic. A.Ş.’yi temsilen ”…” olarak değil bizzat “…” olarak kendi nam ve hesabına ikame ettiğini, dava dilekçesindeki tüm iddialarını ve taleplerini ise dava dışı şirket üzerinden kendisi adına ileri sürdüğünü, … Yapım Organizasyon San. ve Tic. A.Ş. bir dönem eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı hak sahibi olsa dahi bu hakların eser sahibine karşı kullanılmasının mümkün olmadığını, davaya konu eserlerin eser sahibi ve icracı sanatçısının müvekkili … olduğunu, davaya konu, eser işletme belgelerinin bir kısmının asıl suretinin bulanamamasının eser işletme belgelerinin düzenlendiği tarihlerdeki haklar ve teknik imkanlar bakımından halihazırda kullanıma müsait olmamasından dolayı olduğunu, sanatçı …’ın mali hakların kullanma yetkisinin … Yapım Organizasyon San ve Tic. A.Ş.’de olduğu dönemde yaklaşık 10 yıl süreyle eserlerinden gereği gibi faydalanamadığını ve teliflerini tahsil edemediğini, davacının müvekkili sanatçı ve müvekkil şirket ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, …’e gerçekleştirilen devirlerin hukuka uygun olduğunu, ticaret sicil kayıtlarına dayanarak eser işletme belgelerinin devrinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili …’in Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtlarını da kontrol ettiğini, mali haklarla ilgili yetkili kimsenin … olması neticesinde eser işletme belgelerini devraldığını, yapılan devir işlemlerinde herhangi bir sakatlık bulunmadığını, söz konusu eser işletme belgelerini devir alırken mali haklardan gereği gibi yararlanmak için ve ISRC (Uluslararası Standart Kayıt Kodu) oluşturacak şekilde eserlerin yeniden eser işletme belgesine bağlanması için gerekli iş ve işlemleri yürütmek zorunda kalacaklarını, o dönemde dava dışı … Tic, A.Ş ile aynı grup içerisinde yer alan …, …, …, … gibi birçok firmanın iflas ettiğini ve bu firmalara alt eser işletme belgelerinin … İcra ve İflas Dairelerinde 500-1500 TL arasında değişen fiyatlarla satıldığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu müzik albümlerine ait eser işletme belgeleri talep edilmiş, Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün 11.04.2018 tarihli yazısı ile; …eser işletme nolu “…”, … nolu “…”,… nolu “…”,… eser işletme nolu “…”, …. eser işletme nolu “…”, … nolu “…”, …eser işletme nolu “… ” isimli yapımlara ait eser işletme belgeleri dosya içerisine alınmıştır. Yine dava konusu 01.07.2005 tarih ve 05/61086 sayılı (… İsimli Albüm), … tarih ve… saydı (10.03.2007 tarihli …), 18.11.2009 tarih ve …saydı (…), 17.04.2013 tarihli ve …saydı (…) ve 04.04.2018 tarih ve … saydı (… albümü) isimli eser işletme belgelerinin tasdikli suretleri dosya içerisine alınmış, eser işletme belgelerinde davalılardan … Şirketinin yapımcı olarak kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden … . A.Ş. ve Tasfiye Halinde … Tic. A.Ş. E ait kayıtlar celp olunmuş, yine Tasfiye halinde … Yapım Organizasyon San. Tic. A.Ş.nin Yetkililerinin Tasfiye Memuru … olduğu göreve başlama tarihi 20.02.2018 olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen, Davacı … davalılar … A.Ş. ve …arasındaki, … 14 Asliye Ticaret Mahkemesi…E., … K., 02.02.2016 T. nolu dosya kapsamında dava konusu edilen … 7 Noterliğinin… tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu eser işletme belgeleri ve fonogram devri sözleşmelerinin her birinin yoklukla malül oldukları tespit edilmiş ve … A.Ş.ye iadesine karar verilmiş, dosya Yargıtay 11 HD 21.12.2017 tarihli 2016/6840 E., 2017/7530 K. sayılı ilamı ile onanmış, bu defa Yargıtay 11 HD 2018/1093 E., 2019/5868 K., 26.09.2019 kararı ile karar düzeltme istemi reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
… 33. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu eser devir sözleşmesi tasdikli sureti dosyaya sunulmuştur. Sözleşmede 3500 TL bedelle davalı …’i temsilen … tarafından davalı …’ın …, …, … albümlerinin eser işletme belgeleri ve kullanma haklarının davah …Şti.ne devredildiği anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından “…”, “…”, “…”, “…” isimli albüm içerisinde işlenerek düzenlenmesi için davalı … ‘a verilen 12.9.2012 tarihli muvafakatnameler ve sözleşmeler, … isimli albüme yönelik ayrıca 3.12.2012 ve 27.12.2012 tarihli sözleşmeler, “…” isimli albüm için verilen 12.9.2012 tarihli muvafakatnameler dosyada yer almaktadır.
Dosyaya sunulan delil ve belgelerin değerlendirilmesi, ticaret mahkemesinin kesinleşmiş kararlan davalının cayma beyanı dikkate alınarak FSEK m. 80/1-a maddesi de irdelenmek suretiyle eser işletme belgelerinin iade ve iptal şartlan oluşup oluşmadığı hususlarında alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilmiş olup 17/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Ticaret Sicil Memurluğundan gelen yazı cevabında şirketin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye memurunun … olduğunu, …’un bu görevinin belirli davalarla sınırlı olup olmadığı yönünde bir bilgi yer almadığını, TTK 555. gereğince pay sahiplerinin şirketin uğradığı zararın tazmini için dava açma hakkının olduğunu, huzurdaki davanın tazminat davası olmadığını, yönetim kurulu tarafından yapılan işlemlerin butlanı ve iptali için dava açabileceğini, huzurdaki davanın daha önce kesinleşmiş karar ile dava dışı şirkete dönen eser işletme belgelerinin, davalılar tarafından yeniden düzenlenmesine ilişkin olduğunu, davacı tarafın hukuki yararının bulunduğunu, Ticaret Sicil Kayıtlarına göre davacının tasfiye memuru sıfatına sahip olduğunu, fikri hakların zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığını, dosyaya celp edilen davacı … davalılar … A.Ş. ve … arasındaki, … 14 Asliye Ticaret Mahkemesi… E., … K., 02.02.2016 T. nolu dosya kapsamında dava konusu edilen … 7. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu eser işletme belgeleri ve fonogram devri sözleşmelerinin her birinin yoklukla malul olduklarının tespit edildiğini, … A.Ş.ye iadesine karar verildiğini, dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2017 tarihli 2016/6840 E., 2017/7530 K. sayılı ilamı ile onandığını, bu defa Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1093 E., 2019/5868 K., 26.09.2019 kararının karar düzeltme isteminin reddedildiğini, dava dışı … ile … arasındaki devrin yoklukla malul olduğunun kesinleştiğini, dolayısıyla … A.Ş.’nin tasarruf yetkisinin haiz olmadığından … Ltd. Şti’ne yapılan devirlerin de kesin hükümsüz olduğunu, gerçek hak sahibinin tecavüzün meni ve refini talep edebileceğini, somut uyuşmazlıkta davalılardan …’ın cevap dilekçesinde …’e muvafakatname vermek suretiyle eylemli olarak cayma hakkını kullandığını, cayma hakkının kullanılmasının şekil şartlarına bağlanmış olduğunun noter aracılığıyla bildirilmesine bağlı olduğunu, …’e muvafakatname vermekle cayma hakkına yönelik belirtilen şekli şartların gerçekleşmediğini, dava konusu eser işletme belgelerinin … ile … arasındaki ilişkiye dair olduğunu, …’ın sonradan … A.Ş’ye cayma beyanını göndermesinin …’e verilen muvafakatnamelerin geçerliliği sonucunu doğurmadığını, davalı … tarafından …. tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile mehil verilmeksizin …’e karşı cayma hakkını kullandığını, her davanın açıldığı gün ki koşullarına göre değerlendirilecek olduğunu, cayma beyanı geçerli kabul edilse dahi …’e tebliğinden itibaren hüküm ifade edeceğinden bu tarihe kadarki kullanımların yetkisiz gerçekleştiğini, Fonogram yapımcısı eser sahibi ve icracı sanatçıdan FSEK m. 52 şartlarını haiz, yazılı olarak izin almak zorunda olduğunu, dosya kapsamında bu iznin alınmadığına dair bir iddianın bulunmadığını, aksine … tarafından verilen iznin süresinde kullanılmadığına dair cayma beyanının ileri sürüldüğünü, icra ürünü sesleri eser sahibi ve icracı sanatçıdan aldığı izinle ilk defa tespit eden fonogram yapımcısı ilk tespitin konusunu ürün üzerinde FSEK m. 80/1 B hükmünde yasa gereği kendiliğinden iktisap ettiğini, eser sahibi ve icracı sanatçının icranın tespitini gerçekleştiren fonogram yapımcısına vermiş olduğu izinden caymasının fonogram yapımcısının bağlantılı haklarını yok etmediğini ve FSEK m.89/I, 1/B’deki bağlantılı haklardan doğan yasaklama yetkilerini tek başma kullanabileceğini, cayma beyanı geçerli kabul edilse dahi ilk tespiti yapan fonogram yapımcısının … A.Ş. olduğu kabul edildiği takdirde, FSEK m. 80/1, 1B’de öngörülen hakların sahibi olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
17/03/2021 Tarihli Raporun Sonuç Kısmında;”…Huzurdaki uyuşmazlıkta, daha önce kesinleşmiş karar ile butlanına karar verilen sözleşme neticesinde dava dışı Universal şirketine dönen eser işletme belgelerinin, davalılar tarafından yeniden düzenlenmesine ilişkin olup, davacı tarafın hukuki yararının bulunduğu, Ticaret Sidl Kayıtlarına göre davacının tasfiye memuru sıfatına sahip olduğu, takdirin saym mahkemeye ait olduğu, Dava dışı … ile … arasındaki devrin yoklukla malül olduğunun kesinleşmiş mahkeme ilamı ile sabit olduğu, dolayısıyla … A.Ş. tasarruf yetkisini haiz olmadığından FSEK m. 54’ün emredici hükmü karşısında …Ltd. Şti.ne yapılan devirlerin de – … iyi niyetli olsa dahi- kesin hükümsüz olduğu ve gerçek hak sahibinin tecavüzün men’i ve ref’ini talep edebileceği, Cayma hakkının kullanılması şekil şartlarına bağlanmış olup ihbarın noter aradığıyla gönderilmesi şart olduğu, dolayısıyla …’e muvafakatname vermekle cayma hakkına yönelik yukarıda belirtilen şekli şartların gerçekleşmediği, Ancak yargılamanın devamında noter aradığıyla bildirilen cayma beyanı -maddi şartlarının da mevcut olması halinde- geçerli kabul edilebilir ise de, bu durum ihbarın tebliği tarihi itibariyle hüküm ifade edeceği, Cayma beyanı geçerli kabul edilse dahi, ilk tespiti yapan fonogram yapımcısının … A.Ş. olduğu kabul edildiği takdirde, FSEK m. 80/1,1 B’de öngörülen fonogram yapımcısına ait bağlantılı hakların sahibi olduğu, Sonuç ve kanaatine varılmıştır…” anlaşılmıştır.
İş bu dava yapımcı hak sahipliğine dayalı olarak tecavüzün tespiti, men’i ve ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
5846 sayılı FSEK in “ESER SAHİBİNİN HAKLARI İLE BAĞLANTILI HAKLAR” başlıklı Madde 80 – (Değişik madde: 03/03/2001 – 4630/32. Md.) Eser sahibinin hakları ile bağlantılı haklar şunlardır: 1. Eser sahibinin haklarına komşu haklar: Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçıların, bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları ile radyo-televizyon kuruluşlarının aşağıda belirtilen komşu hakları vardır…. B) Bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları eser sahibinden ve icracı sanatçıdan mali hakları kullanma yetkisini devraldıktan sonra aşağıda belirtilen haklara sahiptir.
(1) Eser sahibinin ve icracı sanatçının izni ile yapılan tespitin, doğrudan veya dolaylı olarak çoğaltılması, dağıtılması, satılması, kiralanması ve kamuya ödünç verilmesi hususlarında izin verme veya yasaklama hakları münhasıran fonogram yapımcısına aittir. Yapımcılar tespitlerinin işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine izin verme hususunda münhasıran hak sahibidir.
(2) Fonogram yapımcısı, yurt içinde henüz satışa çıkmamış veya başka yollarla dağıtılmamış tespitlerinin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının satış yoluyla veya diğer yollarla dağıtılması hususunda izin verme ve yasaklama hakkına sahiptir.
(3) Fonogram yapımcısı, icraların tespitlerinin telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda tespitlerine ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına sahiptir. Umuma iletim yoluyla tespitlerin dağıtım ve sunulması yapımcının yayma hakkını ihlal etmez.” hükümlerine amirdir.
Madde 82 (1) – (Değişik: 7/6/1995 – 4110/28 md.) Bu Kanunun (Değişik ibare: 21/2/2001 -4630/34 md.) fonogramlar ve ilk film despitleri ile ilgili hükümleri;1. Yapımcıları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan veya,2. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan,(Değişik ibare: 21/2/2001 -4630/34 md.) fonogramlara ve filmlere uygulanır. Bu Kanunun (Değişik ibare: 21/2/2001 -4630/34 md.) bağlantılı haklarla ilgili hükümleri, Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu bir uluslararası andlaşma hükümlerine göre korunan icracı sanatçılara, yapımcılara ve radyo-televizyon kuruluşlarına da uygulanır.(Değişik: 21/2/2001 -4630/34 md.) İcracı sanatçıların hakları, icranın tesbitinin yapıldığı tarihten başlayarak, yetmiş yıl devam eder. İcra tespit edilmemiş ise bu süre, icranın ilk aleniyet kazanmasıyla başlar.(Değişik: 21/2/2001 -4630/34 md.) Yapımcıların hakları, ilt tespitin yapıldığı tarihten başlayarak yetmiş yıl devam eder. Radyo-televizyon kuruluşlarının hakları, programın ilk yayınlandığı tarihten başlayarak 70 yıl devam eder.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık izahı yapılan FSEK 80/1 B/1 kapsamında hak sahipliğine dayalı olarak; davalı … tarafından diğer davalı … devri yapılan fonogramların … 14 Asliye Ticaret Mahkemesi … E., …K., 02.02.2016 T. nolu dosya kapsamında dava konusu edilen … 7. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu eser işletme belgeleri ve fonogram devri sözleşmelerinin her birinin yoklukla malul olduklarının tespitine ve … A.Ş.ye iadesine karar verilen ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2017 tarihli 2016/6840 E., 2017/7530 K. sayılı ilamı ile onanarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1093 E., 2019/5868 K., 26.09.2019 kararının karar düzeltme isteminin reddine dair karar sonucunda devir işlemlerinin hükümsüzlüğünün tespiti ve davalı … nezdinde devri yapılan fonogramlara ilişkin sonradan oluşturulduğu iddia olunan diğer davalı …’ın icrası sanatçı olduğu bir kısım fonogramların mükerrer nitelikteki eser işletme belgelerinin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davalılar özetle;
-Davacının aktif husumetinin bulunmadığı, hukuki yararının olmadığı,
-Dava dışı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği, ihya davalarının başka davalar ile sınırlı olarak verildiği, iş bu dava yönünden hali hazırda hak sahibi olamayacağı,
-Devir işlemlerinin geçerli olduğu,
-Davaya konu fonogramlar yönünden cayma hakkını kullandıkları,
-Sonradan oluşturulduğu iddia olunan fonogramların aynı kayıtlar olmadığı, inceleme yapılmaksızın bu sonuca varılamayacağı iddia ve savunmalarında bulunmuşlardır.
Husumet itirazlarının ele alınması ;
Her ne kadar yargılama safahatinde davacının açılan dava yönünden kendi adına dava açtığı aktif husumetinin bulunmadığını iddia etmiş iseler ve tedbir talebine yönelik verilen kararın değerlendirilmesinin yapıldığı İstanbul Bam 16 HD’nin 20/09/2018 tarih 2018/2550 esas 2018/1886 karar sayılı kararında aynen “… 16/04/2018 tarihli teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de davanın şirketi temsilen değil gerçek kişi adına açıldığı anlaşılmış olup, şirketin ortağı ve eski yöneticisi ya da halen tasfiye memuru bile olsa davacı gerçek kişinin şirket adına tedbiren usulen mümkün görülmediğinden mevcut delil durumuna göre tedbir koşullarının bulunmadığından…” şeklindeki yorum ve değerlendirmeden tedbir talep hakkı olmayan davacının dava yönünden aktif husumetinin bulunmayacağı sonucuna gidilebilecek ise de davaya dayanak ticaret mahkemesi davasının da aynı şekilde davacı tarafından açıldığı, davacının taleplerinin dava dışı şirkete devre yönelik olduğu, usulsüz ve muvazaalı işlemlere yönelik olarak salt şirket ortağı sıfatıyla dava açmada aktif husumetinin bulunduğu gibi hukuki yararının bulunduğu sonucuna ulaşılmış olup bu noktada davalıların bu yöndeki itirazlarına itibar olunmamış ve emsal nitelikteki yargıtay kararları gözetildiğinde bam kararındaki değerlendirmelere katılmak mümkün olmamış, yargılamaya devam olunmuştur.
Dava dışı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği iddiası;
Dava dışı … AŞ. Ye ait ticaret sicil müdürlüğü kayıtları dosya içerisine alınmış olup tasfiye halinde olduğu anlaşılmaktadır. Yine davalıların aksine sicil kayıtlarından şirketin belli bir davaya ilişkin ihya edildiğine ilişkin herhangi bir kayıt yer almamaktadır.
Bu noktada davanın şirket ortaklığına dayalı olarak ( şirket tasfiye memuru olarak yer alsa da buna dayalı açılmamıştır.) açıldığı dikkate alındığında tasfiye işlemleri süren şirket yönünden tekrardan ihya kararı alınmasına gerek duyulmamış davalıların bu yöndeki itirazlarına itibar olunmamıştır.
Devir işlemlerinin geçerliliği;
5846 sayılı FSEK Madde 54 – “Mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmıyan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez. Salahiyeti olmaksızın mali bir hakkı başkasına devreden veya kullanma ruhsatını veren kimse; salahiyeti bulunmadığına diğer tarafın vakıf olduğunu veya vakıf olması lazımgeldiğini ispat etmedikçe tasarrufun hükümsüz kalmasından doğan zararı tazminle mükelleftir. Kusur halinde mahkeme; hakkaniyet gerektiriyorsa daha geniş bir tazminata hükmedebilir. Haksız fiillerden ve sebepsiz mal iktisabından doğan talepler mahfuzdur.” hükümlerine amirdir.
…14 Asliye Ticaret Mahkemesi … E., …K., 02.02.2016 T. nolu dosyası kapsamında dava konusu edilen … 7. Noterliği’nin… tarihli .. yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu, … tarihli … yevmiye nolu eser işletme belgeleri ve fonogram devri sözleşmelerinin her birinin yoklukla malul olduklarının tespitine ve … A.Ş.ye iadesine karar verildiği noktasında bir çekişme bulunmamaktadır.
Davalılardan …’ın eser ve icralarından oluşan … tarih ve …eser işletme nolu kaset formatındaki … isimli albüm, … tarih … eser işletme nolu cd formatındaki … ismindeki albüm,… tarih … eser işletme nolu cd formatındaki … isimli albüm, … tarih … eser işletme nolu kaset formatındaki … isimli albüm, 30/05/2001 tarih … nolu cd formatındaki … isimli albüm, 30/05/2001 tarih … nolu kaset formatındaki … isimli albüm ve … tarih …eser işletme nolu kaset/cd formatındaki … 2003 isimli albümün davalı …Ltd. Şti. devrinin davalı … AŞ. ile davalı … Tic. Ltd. Şti. Arasında düzenlenen … 33. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu eser işletme belgelerinin devrine ilişkin sözleşme ile yapıldığı, esasen … dava dışı … A.Ş ile yapmış olduğu iş bu eser işletme belgeleri ve fonogram devri sözleşmelerinin Ticaret Mahkemesi kararıyla yoklukla malül olduğunun tespitine dair kesinleşmiş mahkeme kararı karşısında, devre hak ve salahiyeti bulunmayan …, … yapmış olduğu devirlerin de hükümsüz kılınması gerektiği izahtan varestedir.
Sonuç olarak davacının devirlerin geçersizliğine yönelik talebinin izahı yapılan mevzuat ve kesinleşmiş mahkeme kararı kapsamında yerinde olduğuna kanaat getirilmekle bu yöndeki taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine bu noktada dava dışı … Ticaret sicil memurluğunun … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … AŞ.’nin Fonogram yapımcısı sıfatı ile hak sahibi olduğu, davalıların kullanımlarının eser sahipliğine tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla vaki tecavüzlerinin men’i ve refine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu fonogramlar yönünden cayma hakkını kullanılması;
Davalı vekili yargılama devam ederken cayma hakkını kullandıklarını mahkememize bildirmiştir. Esasen cevap dilekçesinde davalı … verilen muvafakatlerin eylemli cayma niteliğinde olduğunu savunmuş sonrasında … 17 Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile FSEK m. 58/2 uyarınca mehil verilmeksizin …’e karşı cayma hakkını kullandığı, ihtarnamenin …’in faaliyette olmaması ve ticaret sicil kayıtlarında bildirilen adreste bulunmaması sebebiyle tebliğ edilemediği, kolluk marifetiyle yapılan araştırmanın sonuçsuz kalması, neticede ilanen tebligat yolu ile … Gazetesi … tarihli sayısının 10. Sayfasmda yayımlandığı, askı süresi tamamlandıktan sonra, … 17 Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile …’e tebliğ edildiği, … tarafından cayma hakkının iptali için dava açılmadığı böylelikle cayma beyanının tüm hüküm ve sonuçlarını doğurduğu ve huzurdaki davanın konusuz kaldığını iddia etmiştir.
FSEK’in “CAYMA HAKKI” başlıklı Madde 58 – “Mali bir hak veya ruhsat iktisap eden kimse, kararlaştırılan süre içinde ve eğer bir süre tayin edilmemişse icabı hale göre münasip bir zaman içinde hak ve salahiyetlerden gereği gibi faydalanmaz ve bu yüzden eser sahibinin menfaatleri esaslı surette ihlal edilirse eser sahibi sözleşmeden cayabilir. Cayma hakkını kullanmak istiyen eser sahibi sözleşmedeki hakların kullanılması için noter vasıtasiyle diğer tarafa münasip bir mehil vermeye mecburdur. Hakkın kullanılması, iktisap eden kimse için imkansız olur veya tarafından reddedilir yahut bir mehil verilmesi halinde eser sahibinin menfaatleri esaslı surette tehlikeye düşmekte ise mehil tayinine lüzum yoktur. Verilen mehil neticesiz geçerse veya mehil tayinine lüzum yoksa noter vasıtasiyle yapılacak ihbar ile cayma tamam olur. Cayma ihbarının tebliğinden itibaren 4 hafta geçtikten sonra caymaya karşı itiraz davası açılamaz. İktisap edenin mali hakkı kullanmamakta kusuru yoksa veya eser sahibinin kusuru daha ağır ise hakkaniyet gerektiği hallerde iktisap eden, münasip bir tazminat istiyebilir. Cayma hakkından önceden vazgeçme caiz olmadığı gibi bu hakkın dermeyanını iki yıldan fazla bir süre için meneden takyitler de hükümsüzdür.” hükümlerine amirdir.
Rapordaki tespit ve değerlendirmelerde; icra ürünü sesleri eser sahibi ve icracı sanatçıdan aldığı izinle ilk defa tespit eden fonogram yapımcısı ilk tespitin konusunu ürün üzerinde FSEK m. 80/1 B hükmünde yasa gereği kendiliğinden iktisap ettiğini, eser sahibi ve icracı sanatçının icranın tespitini gerçekleştiren fonogram yapımcısına vermiş olduğu izinden caymasının fonogram yapımcısının bağlantılı haklarını yok etmediğini ve FSEK m.89/I, 1/B’deki bağlantılı haklardan doğan yasaklama yetkilerini tek başma kullanabileceğini, cayma beyanı geçerli kabul edilse dahi ilk tespiti yapan fonogram yapımcısının … A.Ş. olduğu kabul edildiği takdirde, FSEK m. 80/1, 1B’de öngörülen hakların sahibi olduğu tespit değerlendirmelerinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Esasen davanın açıldığı tarih itibarı ile usulünce yapılmış cayma bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı verilen muvafakatlerin eylemli cayma olduğunu iddia etmiş ise de yasada belirtilen şekil şartlarını taşımayan başkasına muvafakat vermenin cayma olarak kabul olunamayacağı izaha muhtaç değildir.
Tüm bunların yanında davalı icracı sanatçının devam etmekte olan davada önce eylemli caymada bulunduğunu iddia etmesi sonrasında ise cayma beyanını yargılama safahatinde tüzelkişiliğinin dahi bulunmadığını iddia ettiği şirkete ilanen tebliğ etmek suretiyle caymayı kullandığı süresinde dava açılmadığı dava dışı şirketin hak sahipliğinin bulunmadığını savunmasının (her ne kadar yapılan işlemler usulüne uygun yapılmış görünse bile) dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği hukuken korunmayacağı sonucuna ulaşılmış, cayma savunmalarına itibar olunmamıştır.
Bir an için usulünce yapılmış bir cayma beyanının bulunduğu kabul olunsa bile raporda da tespit olunduğu üzere icracı sanatçının caymasının fonogram yapımcısının bağlantılı haklarını yok etmediği, FSEK m. 80/1, 1B’de öngörülen hakların sahipliğini ortadan kaldırmayacağı, icracı ancak bu kullanımlarının FSEK kapsamın kendi haklarına ya da genel manada hukuken korunan -kişilik hakları ihlali vs- kapsamında kullanımını önleyeileceği sonucuna ulaşılmış caymanın davayı konusuz bırakmadığı gibi davacının taleplerine de zeval getirmediği, geçersiz devre dayalı eser işletme belgelerini geçerli hale getirmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Sonradan oluşturulduğu iddia olunan fonogramların aynı kayıtlar olmadığı, inceleme yapılmaksızın bu sonuca varılamayacağı iddia ve savunmaları;
Davalı … ve … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde “esas yönünden davalı … ve …’ın davaya konu 4 adet eser işletmeyi daha önce Eylül 2011’de devralınan 7 adet eser işletme belgelerinin usulsüz olduğu kaygısıyla, gerçek dışı beyanla düzenlemedikleri, bir kısım belgelerin asıl sureti bulunmaması ve eser işletme belgelerinin düzenlendiği tarihlerdeki haklar ve teknik imkanlar bakımından halihazırda kullanıma müsait olmaması, sanatçının yaklaşık 10 yıldır eserlerinden gereği gibi faydalanamaması ve teliflerinin tahsil edememesi üzerine uzun yıllar birlikte çalıştığı, karşılıklı güven ve işbirliği ilişkisini kurduğu … Ltd. Şti ile birlikte yasal haklarından faydalanmak gayesiyle ve hiçbir şey gizlemeden 27.12.2012 tarihli eser işletme belgelerinin oluşturulduğu, …’in 2011 yılında 7 adet eser işletme belgesini yasal prosedüre uygun ve bedelini ödemek kaydıyla devir alması sonrasında, önceye dayalı güven ilişkisi gereği ve sahibi olduğu eserlerden faydalanmak adına bahse konu işlemlerin yapıldığı, bahse konu eserlerin 1996-2003 arasındaki yıllara ait eser işletmeler olduğundan dijital ortamdan faydalanmaya müsait olmadığı, mali haklardan gereği gibi faydalanabilmek için ISCR (Uluslararası Standart Kayıt Kodu) oluşturacak şekilde yeniden eser işletme belgesine bağladıkları, bu işlemin yapılmasında hukuka aykırı veya hileli bir davranış bulunmadığı, ” savunmasında bulunmuş olmakla davaya konu eser işletme belgelerinin eski fonogramlara ait olduğunu ve yeniden düzenlendiğini ikrar etmiş olup, bu ikrarı sonrasında gerekli incelemenin yapılmadığı fonogramların karşılaştırılmadığı teknik inceleme yapılmadığı savunmasında bulunmuştur.
Kaldı ki mahkememizin 18/02/2020 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile bu hususta beyanda bulunmak üzere 1 aylık kesin süre verilmiş verilen kesin süreye rağmen davalı vekili kayıtlara ilişkin açık bir inkarda bulunmadığı gibi cayma hakkına ilişkin iddalarını ileri sürmüştür.
Sonuç olarak davalı vekilin cevap dilekçesindeki ikrar niteliğindeki beyanları dikkate alındığında bu hususun HMK 179/2 maddesi gözetildiğinde ıslahla dahi değiştirilemeyeceği, verilen kesin süreye rağmen dile getirmediği hususları sonradan ileri sürülmesinin mümkün olmadığı bu noktadaki talep ve itirazlarının yargılamayı uzatmaya matuf talepler olarak değerlendirilmiş, mükerrer kayıtların iptaline ilişkin talepler tecavüzün refi kapsamında kabul olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, izahı yapılan mevzuat, sunulan bilirkişi raporu ve Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş kararı göz önünde bulundurulduğunda; davacının ortağı olduğu dava dışı tasfiye halindeki şirketin menfaatlerinin korunmasına yönelik tecavüzün tespiti, men ve ref e yönelik açılan iş bu davada aktif husumetinin ve hukuki yararının bulunduğu, dava konusu fonogramların dava dışı … Tic. AŞ. Tarafından davalı Avrupa Müziğe devrine ilişkin devir sözleşmelerinin yoklukla malül olduğunun kesinleşmiş Ticaret Mahkemesi kararı ile sabit olduğu dikkate alındığında devir hak ve yetkisi olmayan … davalı … yapmış olduğu devirlerinde hükümsüz kılınması gerektiği, bu noktada geçersiz sözleşmeye dayalı davalı kullanımlarının dava dışı … Tic. AŞ.nin fonogram yapımcısı olmasından kaynaklı haklarını ihlal ettiği, eser işletme belgelerinin iadesi gerektiği gibi yine davalı icracı sanatçı ile … tarafından mükerrer nitelikte oluşturulan eser işletme belgelerinin de iptali gerektiği, davalı icracı sanatçının hakkın kötüye kullanılması niteliğindeki cayma beyanın dikkate alınamayacağı gibi geçerli olduğu kabul olunsa bile dava dışı … Tic. AŞ. Nin fonogram yapımcısı sıfatından kaynaklı haklarının cayma ile ortadan kaldırılamayacağı sonucuna ulaşılmış davacının sübut bulan davasının kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere,
1- Davanın KABULÜ ile; Dava dışı … Ticaret sicil memurluğunun … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … Tic. AŞ.’nin Fonogram yapımcısı sıfatı ile hak sahibi olduğu fonogramlara yönelik davalıların vaki tecavüzlerinin men’i ve refine, bu kapsamda:
A-Davalı … Tic. AŞ. ile davalı … Tic. Ltd. Şti. Arasında düzenlenen … 33. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu eser işletme belgelerinin devrine ilişkin sözleşmenin yoklukla malul olduğunun Tespitine,
B-Davalılardan …’ın eser ve icralarından oluşan …tarih ve … eser işletme nolu kaset formatındaki Kadın isimli albüm, … tarih … eser işletme nolu cd formatındaki Kadın ismindeki albüm, … tarih … eser işletme nolu cd formatındaki … isimli albüm, … tarih.. eser işletme nolu kaset formatındaki … isimli albüm, …tarih … eser işletme nolu cd formatındaki … isimli albüm, … tarih … nolu kaset formatındaki … isimli albüm ve ..tarih … nolu kaset/cd formatındaki … 2003 isimli albümün davalı … Ltd. Şti. Devrinin iptali ile dava dışı … Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … Yapım Organizasyon San. Ve Tic. AŞ’ye İADESİNE,
2-Mükerrer kayıt niteliğindeki …’ın eser ve icralarından oluşan … tarih … eser işletme nolu cd formatındaki … isimli eser, … tarih … nolu cd formatındaki … isimli albüm, … tarih … nolu kaset formatındak… isimli albüm, … tarih … eser işletme nolu kaset cd formatındaki Kadın isimli albümlere ilişkin eser işletme belgelerinin İPTALİNE,
3-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde masrafı davalılara ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan: 3.234,65 TL bilirkişi + posta gideri ve 77,00 TL harç (peşin+başvuru+vh) olmak üzere toplam 3.311,65 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödemnek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸