Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/97 E. 2020/125 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/97
KARAR NO:2020/125

DAVA:Fikir Ve Sanat Eseri (Madi ve Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ:17/05/2017
KARAR TARİHİ:19/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi ve Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin ülkede üst düzeyde tanınan bir sanatçı olmakla birlikte uluslararası alanda faaliyet sürdüren ve çeşitli ödülleri bulunan … müzisyen besteci ve piyanist olduğunu, Türkiye’de kendi ülkesinden daha çok hayranı ve takipçisi bulunduğunu, müvekkilinin çeşitli fiziki ve dijital ortamlarda çok sayıda satan / dinlenen “…” isimli eserin besteci ve icracısı olduğu, söz konusu bestenin albümlerinin en çok dinlenen şarkısı olduğunu, Dünya çapında birçok radyo tv programı, internet siteleri ve dijital müzik platformlarında çalındığını ve yayınlandığını, Türkiye’de 2013’den itibaren birçok kapalı gişe konser verdiği ancak dava konusu izinsiz kullanımların ve diğer dava dışı 3. şirketlerin izinsiz kullanımları sonucunda müvekkilinin 2016 ve 2017 yıllarında Türkiye’de konser vermediğini, dava konusu eserin … adresinde 9 milyondan fazla izlenme/dinleme sayısına sahip olduğunu, beste altındaki binlerce yorumun hemen tamamının Türkçe olduğunu, Davalılardan … İşletmeciliği A.Ş’ ye ait bulunan … isimli Televizyon kanalının reklam kuşaklarında diğer davalının … markasının reklamlarında dava konusu eserin en can alıcı ve orijinal kısmının izinsiz kullanıldığını, yani dava konusu eserin davalılardan … tarafından müvekkilinin izni veya onayı bulunmaksızın ürünlerine ait çeşitli reklam filmlerinde kullanıldığını, diğer davalının da bu reklam filmlerini kendine ait … kanalında defalarca yayınladığını, ayrıca bu yayınların çeşitli dijital platformlar ve internet üzerinden de tüm Dünya’da yayınlandığını, eserin izinsiz ve müvekkilinin ismi belirtilmeden ve değiştirilerek bütünlüğü de bozularak kullanıldığını, bu nedenle müvekkilinin eserden doğan manevi haklarının da ihlal edildiğini, bu fiillerin derhal sona erdirilmesi gerektiğinin davalılara bildirildiğini, ancak kullanıma devam ettiklerini ve müvekkiline bir bedel ödemeye yanaşmadıklarını, Davalı … paylaşımlarının altında çalan müziğin kime ait olduğunun sorulduğunu, cevap olarak müvekkilinin ismi ve dava konusu eserin bildirildiğini, davalı …’ın reklamda kullandığı müziklere çok önem verdiğini, Dava konusu eserin davalılar tarafından müvekkilinden usulüne uygun istenmiş olması halinde talep edilecek sözleşme bedelinin 8.000$ – 10.000$ olacağı, dolayısıyla çay, siyah zeytin, ayran, kaşar peynir, kaymaklı küp peynir, manda yoğurdu, koyteyl sosis, sos ve sucuk şeklindeki 9 farklı kullanım nedeniyle tavan fiyat olan 10.000$ fiyatın kabul edileceğini, Davalıların fiillerinin FSEK md.21, 22, 24, 25, 15, 16′ da belirtilen maddi ve manevi haklara saldırı ve tecavüz teşkil ettiği aynı zamanda müvekkilinin kendi bestesi üzerinde icracı sanatçı olması nedeniyle FSEK md 80 gereği kanuni haklarının da davalılarca ihlal edildiği belirterek, davanın kabulünü ve 30.000$ talebine karşılık olarak 106.716,00 TL’lik bedelden şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmın davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesine, 50.000 TL manevi tazminatın tazminine, dava dışı …’ın teklifinin eserin davalılar tarafından kullanılmış olması sebebiyle geri çekilmesi nedeniyle müvekkilininin muhtemel kaybı olan 8.000$ ‘a karşılık gelen 28.457,00 TL’ lik bedelin ve müzikal çalışmalarından zaman ayırıp dava konusu videoları bulmak karşı tarafla görüşmek, Türkiye’den avukat bulmak için emek, zaman ve para harcamasına karşılık 10.000 TL’lik bedelden oluşan toplam 38.450,00 TL’lik maddi tazminat talebinin şimdilik 1.0000,00 TL’nin davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesine, bedele 18.11.2016′ dan başlamak suretiyle reeskont faizi işletilmesine hükmün özetinin hürriyet ve posta gazetelerinde birer hafta ara ile ikişer defa ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporundan sonra, 22/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, sözleşme yapılmış olsa idi müvekkilinin talep edebileceği 10.000,00 USD’nin üç katı olan 30.000,00 USD’nin dava tarihi itibariyle 1 USD’nin karşılığı olan 3,5572 TL’den hesaplanması sonucu 106.716,00 TL’nin bedelin tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesini, dava dışı …’ın teklifinin eserin davalılar tarafından kullanılmış olması sebebiyle geri çekilmesi nedeniyle müvekkilininin muhtemel kaybı olan 8.000$ ‘a karşılık gelen 28.457,00 TL’ lik bedelin de tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesini ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu reklamın bir dış yapım olduğunu tüm aşamalarının diğer davalı tarafından kontrol edilerek 3. Kişilerin haklarını haleldar etmediği taahhüdü ile kanala teslim edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, Davacının eserin kendisine ait olduğunu ispatlar delil sunmadığını eserin davacıya ait olduğu varsayımında dahi diğer davalı şirketin davaya konu reklamlarında kullanılıp kullanılmadığının tespiti gerektiğini, bu hususun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, Eserin kullanımının davacı tanıklarınca kayıt altına alındığını TV kaydının yapılmadığını ancak müvekkiline ait … logolu açık kanalda yayınlandığının tespit edildiğinin iddia edildiğini, davacının bu TV kanalı yayınlarının varlığını ispat etmesi gerektiğini, tanıkla ispatının mümkün olmadığı bu şekilde ki kaydın delil niteliğinin olmadığını, Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, dava konusu olayda BK md.76 şartlarının bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle, Dava dilekçesinde belirtilen dijital depolama cihazının taraflarına gönderilmediğini, bu nedenle incelenilmediğini, dava konusu eserin davacıya ait olduğuna dair bir belge sunulmadığını, varsa incelenmek üzere tarafına gönderilmesinin talep edildiğini, müvekkilinin reklam filmini … isimli şahıstan aldığını, reklamın tasarım görselleri ve müziklerinin kendisi tarafından hazırlandığını tüm telif haklarının müvekkiline devredildiğini, reklam filminde kullanılan tüm eserlerin telif haklarının, …’e ait olmasının muhtemel olduğunu, bu nedenle davanın kendisine ihbar edilmesi gerektiğini, eserin davacıya ait olduğu kabul edilse dahi tazminatların maddi dayanaktan yoksun ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava 5846 Sayılı FSEK Kanunu kapsamında açılmış, hak sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün ref’-ine ve men-ine , maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, dava konusu esere ilişkin kullanım kayıtlarının incelenmesi suretiyle ve özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce ilk olarak “…” isimli müzik eserinin kullanımlarının kayıtlarının incelenmesi suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; Davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait ait ayran, kaşar peyniri, yağlı sele siyah zeytin, manda yoğurdu, dilim sucuk, çıtır sosis ve küp peynir gibi çeşitli ürünlerin gerek paketli olarak, gerek sofradaki sunuma hazır hale gelme aşamalarının resim ve video geçişleri halinde sunulmuş olduğunu, reklam videolarının tamamında “…” isimli eserin arka planda fon müziği olarak kullanıldığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememize 23/09/2019 havale tarihi ile sunulan bilirkişi raporunda özetle, Davacı tarafından sunulan orijinal CD içeriğindeki davacının eser sahibi olduğu “…” isimli eserle davalı …’ya ait reklam filmlerinde kullanılan müzik karşılaştırılarak yapılan değerlendirme neticesinde, davacı tarafın üzerinde hak sahibi olduğu müzik eserinin reklamlarda izinsiz şekilde kullanıldığı, söz konusu kullanımların davacının mali ve manevi haklarını ihlal ettiği, izinsiz kullanımın bedelinin ödenmesi gerektiği, Reklam sektöründeki uygulamalar gözetildiğinde izinsiz yapılan bu kullanımda rayiç bedelin 2016 yılı fiyatlarıyla 20.000 Türk Lirası olduğu, belirtilen rakamın reklam kullanım tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsil edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. Musiki eserleri FSEK’in 3. maddesinde; 11 her nevi sözlü ve sözsüz besteler” olarak tanımlanmıştır. Musiki eserleri, bir muhtevayı seslerle ifade eden, kulak vasıtasıyla istifade edilebilecek sanat eserleridir. Musiki eserlerinde ifade aracı sestir. Seslerin bir müzik aletinden, elektronik araçlardan veya insan gırtlağından çıkması, seslerin güzel ya da çirkin olması, eserin musiki eser olmasını engellemez. Diğer taraftan seslerin eser niteliğinde olması için notalarla yahut manyetik bant veya plakla tespit edilmesine de gerek yoktur. Ancak tespit, eser olabilme ve korunma açısından şart olmamakla beraber, eserin kalıcılığının sağlanması ve tekrar edilebilirlik açısından önemlidir. Himaye konusu, sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin melodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımlarıdır.
Bir musiki ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için, bu üründeki şekillendirmenin yani seslerin birbirini izleyişinin, birbirine bağlanışının ve ritmin hususiyet taşıması gerekir.
Bilindiği üzere musiki eserleri beste ve güfte olarak bütün olarak korunabileceği gibi bestenin musiki eseri olarak güftenin ise eser vasfını haiz olması halinde FSEK 2/1 anlamında “dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri” olarak da korunması mümkündür.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında müzik alanında uzman bilirkişinin değerlendirmeleri de göz önünde tutulduğunda davaya konu ” …” adlı eserin şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı bu çerçevede FSEK m.3 anlamında musiki eseri olduğu sonucuna varılmıştır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumda eser sahipliği veya hak sahipliği ile ilgili çeşitli karinelere yer verilmiştir. FSEK m.11 hükmüne göre; ‘ Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın.’
FSEK sistematiğinde tescil ilkesinin kabul edilmemesi nedeniyle eser sahipliğinin tespitinde karinelerin öngörülmesi uygulamada ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca eser sahipliği, bu karineler dışında her türlü delille de ispatlanabilir.
Bu çerçevede dosyada yer alan kayıtlar ve bilirkişi raporu göz önüne alındığında “…” eserinin davacıya ait olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu eserin davalılara ait … kanalında Ekim 2016 tarihinde çesitli ürünlere ait reklamlarda kullanıldığı tespit ve müşahade edilmiştir, bu husus mevcut kayıtlardan anlaşılmaktadır.
FSEK m.68/1 hükmüne göre; “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” FSEK m.68 kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yine Yargıtay’a göre “…eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68.madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır…” Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise, başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise, rayiç bedelin tespiti taraflar arasındeki sözleşme, teklif vs.ile tespit edilecektir.
Dosyada tazminat hesabına ya da emsal bedele ilişkin davacının başka firmalara ilişkin yine aynı amaçla yaptığı sözleşme sunulmuştur. Bu sözleşmenin aynı esere ilişkin olması da rayiç bedel olarak alınmasını kuvvetlendiren bir husustur. Ayrıca kullanım süresi de benzerdir. Bu sebeple sunulan sözleşmenin rayiç olarak alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalının FSEK kapsamında bu kullanımdan sorumlu olduğu, davacıdan geçerli bir izin alınmadığı sonucuna varıldığından davacının mali ve manevi haklarının açıkça ihlal edildiği maddi tazminata ilişkin rayiç bedelin belirlendiği yine ihlal edilen manevi haklara ilişkin de, eylemin işleniş şekli ve kusurun derecesi, hakkaniyet, zenginleşme yasağı ilkeleri çerçevesinde takdiren kısmen manevi tazminat talebinin kabulüne , ref talebinin reddine, TBK m. 76’ya göre istenen tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine , hükmün ilanına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının eserinin davalılar tarafından reklamlarda yayınlanması nedeniyle davacının mali ve manevi haklarının tecavüze uğradığı anlaşılmakla 85.372,80 TL davacının emsal sözleşme bedeli olarak sunduğu 8.000,00 USD’nin sözleşme bedeli olarak kabul edilerek dava tarihinden 1 USD’nin TL karşılığı olan 3,5572 TL’nin hesaplanması sonucu takdiren üç katı kadarının toplamda 85.372,80 TL maddi tazminatın ihlal tarihi olan 18/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,
Davacının manevi olarak zarara uğradığı hasıl olduğundan takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın ihlal tarihi olan 18/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,
Davacının Türk Borçlar Kanunu m.76 gereğince talep ettiği tazminat talebinin reddine,
Ref talebinin reddine,
Hüküm kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak üzere hükmün Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 6.514,91 TL karar harcından peşin yatırılan 888,03 TL ve 2.274,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 3.352,88 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen dava miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 11.896,46TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen ref talebi yönünden davalılar vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen manevi tazminat davası yönünden davalılar vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat davası yönünden davalılar vekili yararına hesap olunan 5.768,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 384,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.984,70 TL’nin ret ve kabule göre hesaplanan 2.054,06 TL’si ve 3.193,43 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 5.247,49 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19/02/2020

Katip …

Hakim …