Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/95 E. 2020/71 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/95
KARAR NO : 2020/71

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu “…” ve “…” adlı eserlerin beste sahibi olduğunu, müvekkilinin …,…, …, …, … gibi ülkenin en önemli ses sanatçılarına orkestra şefliği yapmış bir müzik adamı olduğunu, “ …, …, …, ….” gibi eserlerin sahibi olduğunu, müvekkiline ait eserlerin davalı yapım firması tarafından gerçekleştirilen ve davalıya ait TV kanalında yayınlanan “…” ve “…” isimli programlarda yarışmacılara kullandırıldığını ve sonrasında davalılara ait dijital platformda ticari kazanç elde edildiğini, müvekkilinin fikri emeği karşılığında yarattığı eserlerin bahsi geçen ses yarışmaları programlarında müvekkilinin muvafakati alınmadan ve mali hakları ödenmeden kullanıldığını, bu yarışmaların yüksek izlenme oranına sahip olduğunu ve reklam, SMS gelirleri ile gerek yapımcının gerekse TV kanalının yüksek gelirler elde ettiğini, buna karşın müvekkiline eserlerin kullanımı ile ilgili herhangi bir ücret ödemesi yapılmadığından bahisle, müvekkiline ait ‘…’ ve ‘…’ adlı eserlerin izinsiz yasaya aykırı kullanılmasından dolayı fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne ve sonradan arttırılmak üzere her bir kullanım için şimdilik 200-TL’ den sekiz kullanım bedeli olarak 1.600-TL’ maddi tazminatın kullanım tarihlerinden itibaren yasal faizi ile,FSEK 68 kapsamında, davalıdan tahsiline, izinsiz kullanım ve bazı eserlerde müvekkilin eser sahibi sıfatı ile ismimin yazılmaması ile manevi haklarının zarar görmesi sebebi ile, izinsiz kullanılan eser başı 2.500-TL den sekiz kullanım için 20.000-TL manevi tazminatın izinsiz kullanım tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, 09.09.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; ek bilirkişi raporu ile belirtilen tutarlar üzerinden fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 17.200 TL ıslah talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen programların müzik yarışma programları olduğnuu, bu tarz müzik yarışma programları sırasında, kullanılan müzik eserlerinin telif ücretlerinin ilgili Meslek Birliklerine ödendiğini, Meslek Birliklerine süresinde gerekli bildirimlerin yapıldığını, davacı tarafça maddi tazminata ilişkin istenilen bedellerin fahiş olduğunu, talep edilen bedellerin müzik albümü ve filmlerde kullanılmak üzere talep edilen yüksek bedellerin talep edildiğini, eserlere ilişkin tarifelerin tespitinde FSEK 42/A mad. belirtilen hususların dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafından istenen telif bedellerin tamamen rekabet bozucu ve müvekkilini maddi anlamda yıkıcı bir hal aldığını ayrıca davacının adının tüm eserlerde kullanıldığını, tespit edemedikleri diğer kullanımlarda isminin yazılmamış olmasının sehven veya program formatı gereği olabileceğini, yarışmacıların eserleri kendi kabiliyetleri ve sesleri oranında jüri önünde seslendirdiklerini, herhangi bir şekillde şarkının genel yapısını bozmadıklarını, manevi tazminat koşullarının da oluşmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
YAPILAN YARGILAMA VE TOPLANAN DELİLLER
Dava FSEK kapsamında açılmış, davacı eserlerinin izinsiz kullanımı , mali ve manevi hak ihlalinin tespiti, maddi-manevi tazminat talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 26.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;” … ve … isimli bestenin FSEK 3 anlamında müzik eseri oldukları, davacının davaya konu … ve … isimli bestenin FSEK 11’deki karine çerçevesinde eser sahibi olduğu, davacının sunduğu ekran görüntülerine göre davaya konu … isimli bestenin 5 defa, … isimli bestenin 3 defa kullanıldığının gmrüldüğü ancak Dosyada yayın CD’leri bulunmadığı, buna mukabil davalıya bu kayıtların sunulması için süre verilmesine rağmen yayın kayıtları sunulmadığından FSEK 76/2 hükmü çerçevesinde kullanımın gerçekleştiği kanaatine varılması halinde vaki kullanımın FSEK m.24’te eser sahibinin mali haklan arasında düzenlenen temsil hakkının ihlali sayılacağı, her bir beste için 1 kullanım karşılığı 750 TL’nin dikkate alınmasının uygun olabileceği kanaatine varılmıştır. Bu çerçevede 750 TL’den … isimli beste için 750 TL x 5 kullanım – 3.750 TL, … isimli beste için 750 TL x 3 kullanım- 2.250 TL olmak üzere toplam 6.000 TL telif bedelinin hesaplandığı ve FSEK 68 çerçevesinde bu bedelin 3 katının talep edilebileceği, her ne kadar davacı FSEK 15’te yer alan “eser sahibi olarak belirtilme” hakkının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davacı tarafından dosyaya ibraz edilen kullanıma ilişkin ekran görüntülerinde davacının ismine besteci olarak yer verilmesi nedeniyle ihlal edilen manevi bir hakkının söz konusu olmadığı…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği, tarafların bilirkişi raporuna itiraz ve beyanlarının değerlendirilmesi sonucu sunulan 02.09.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;”…… ve … isimli bestenin FSEK 3 anlamında müzik eseri oldukları, davacının davaya konu … ve … isimli bestenin FSEK 11 deki karine çerçevesinde eser sahibi olduğu, davacının sunduğu ekran görüntülerine göre davaya konu … isimli bestenin 5 defa, … isimli bestenin 3 defa kullanıldığının görüldüğü ancak dosyada yayın CD’lerı bulunmadığı, buna mukabil davalıya bu kayıtların sunulması için süre verilmesine rağmen yayın kayıtları sunulmadığından FSEK 76/2 hükmü çerçevesinde kullanımın gerçekleştiği kanaatine varılması halinde vaki kullanımın FSEK m.24’te eser sahibinin mali hakları arasında düzenlenen temsil hakkının ihlali sayılacağı, her bir beste için 1 kullanım karşılığı 750 TL’nin dikkate alınmasının uygun olabileceği kanaatine varılmıştır. Bu çerçevede 750 TL’den … isimli beste için 750 TL x 5 kullanım = 3.750 TL, … isimli beste için 750 TL x 3 kullanım3 2.250 TL olmak üzere toplam 6,000 TL telif bedelinin hesaplandığı ve FSEK 68 çerçevesinde bu bedelin 3 katının talep edilebileceği, kök raporda her ne kadar Youtube ekran görüntüsüne göre … isimli program isminin yer aldığı yayına ilişkin görüntüde 24.11.2014 tarihinde … isimli bestenin ismine yer aldığı ve besteci olarak davacının ismine yer verildiği belirtilmiş ise de davacı tarafın sunduğu bu yayına ilişkin ekran görüntüsünde davacının besteci olarak belirtilmediği bunun yeine besteci olarak … ismine yer verildiği görülmekle vaki durumun Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla FSEK 15’te eser sahibin manevi haklarından olan eser sahibi olarak tanıtılma hakkının ihlali sayılabileceği ve davacının bu halde FSEK 70 – hükmü gereğince manevi tazminat talebinde bulunabileceği, FSEK 14 de düzenlenen umuma arz hakkının bir defada gerçekleşen bir defalık bir hukuki fiil olduğundan, kural olarak bir eser umuma arz edildikten sonra, o esere vaki her tecavüz halinde umuma arz salahiyetinin ihlali söz konusu olmayacağı, Yargıtay’ın ise umuma arz fiilinin bir defada gerçekleşen hukuki fiil değil de her kullanımda yeniden İhlal edilebileceği yönünde uygulamasının söz konusu olduğu, Mahkemece bu yönde kanaate varılması halinde somut olayda her bir kullanım nedeniyle ayrı ayrı FSEK 14 çerçevesinde manevi hak ihlalinin gerçekleşebileceği ve bu çerçevede FSEK 70 çerçevesinde manevi tazminata hükmedilebileceği aksi halde hükmedilemeyeceği…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlıktaki İki bestenin eser vasfını haiz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Musiki eserleri FSEK’in 3. maddesinde;” her nevi sözlü ve sözsüz besteler” olarak tanımlanmıştır. Musiki eserleri, bir muhtevayı seslerle ifade eden, kulak vasıtasıyla istifade edilebilecek sanat eserleridir. Musiki eserlerinde ifade aracı sestir. Seslerin bir müzik aletinden, elektronik araçlardan veya insan gırtlağından çıkması, seslerin güzel ya da çirkin olması, eserin musiki eser olmasını engellemez. Diğer taraftan seslerin eser niteliğinde olması için notalarla yahut manyetik bant veya plakla tespit edilmesine de gerek yoktur. Ancak tespit, eser olabilme ve korunma açısından şart olmamakla beraber, eserin kalıcılığının sağlanması ve tekrar edilebilirlik açısından önemlidir. Ayrıca müzik parçasının melodi ve harmoniye sahip olup olmaması da önem taşımaz, modern atonal müzik eserleri de himaye görür. Himaye konusu, sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin melodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımlarıdır. Davaya konu “…”, “…” isimli bestelerin melodi ile yarattığı ahenk, sıra bağlılık ve ritim yönüyle hususiyet arz eden FSEK m. 3 anlamında müzik eseri oldukları kanaatine varılmıştır.
FSEK m.11 hükmüne göre; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bîr güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”.
Musiki eserlerinde eser sahipliği ile ilgili olarak şu hususlara değinmekte de fayda vardır. Bir musiki eserin güftesi veya bestesi aynı kişiye ait olabileceği gibi, eserin güftesinin veya bestesinin farklı kişilere ait olması da mümkündür. Güftesi ve bestesi farklı kişilere ait olan musiki eserlerinin de FSEK m.9 anlamında “ortak esef durumu söz konusudur. Yani beste ve güfte kendi başına eser olma vasfını korumaktadır. Zira, güfte bağımsız bir ilim ve edebiyat eseri iken, beste bağımsız bir müzik eseridir ve sahipleri bunlar üzerinde münferiden tasarrufta bulunabilirleri.
Davacı dava konusu iki eserde beste sahibi olduğunu iddia etmektedir. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere musiki eserinin bestecisi güfte sahibinden bağımsız olarak kendi bestesi ile ilgili olarak bağımsız dava hakkını haizdir.
Dosyada mübrez MSG meslek birliği kayıtları dikkate alındığında davacının davaya konu bestelerin sahibi olduğunun belirtilmesi karşısında FSEK 11’deki karine çerçevesinde davacının davaya konu iki bestenin eser sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava dosyasında kullanıma ilişkin herhangi bir yayın kaydı bulunmamakla birlikte davacı tarafından dosyaya ibraz edilen yayınlara ilişkin ekran görüntülerine göre davaya konu … isimli bestenin 5 defa, … isimli bestenin 3 defa kullanıldığı görülmektedir. Dosyada yayın CD’leri bulunmamakla birlikte davalıya bu kayıtların sunulması için süre verilmesine rağmen yayın kayıtları sunulmadığından FSEK 76/2 ‘de yer alan; “ Bu Kanun kapsamında açılacak hukuk davalarında mahkeme, davacının iddianın doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması halinde, korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullananların, bu Kanunda dhgdtüien izin ve yetkileri aldıklarına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine teşkil eder” hükmü çerçevesinde kullanım gerçekleştiği kanaatine varılmış ve bu kapsamda Bir musiki eserinin söylenmesi, seslendirilmesi FSEK m.24’te eser sahibinin mali hakları arasında düzenlenen temsil hakkı kapsamında olabilir. Eser sahibinin mali haklarından biri olan temsil hakkı, FSEK m.24’te düzenlenmiştir. Anılan bu hükme göre, “bir eserden doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Temsilin umuma arz edilmek üzere vuku bulduğu mahalden başka bir yere teknik vasıta ile nakli de eser sahibine aittin Temsil hakkı; eser sahibinin veya meslek birliğine üye olması halinde, yetki belgesinde belirttiği yetkiler çerçevesinde meslek birliğinin yazılı izni olmadan, diğer gerçek ve tüzel kişilerce kullanılamaz. Ancak, 33 üncü ve 43 üncü maddelerdeki hükümler saklıdır”
Bir fikir ve sanat eserinin, doğrudan doğruya, duyulara hitap edecek şekilde kamuoyuna sunulması temsildir. Fikir ve sanat ürününü duyular vasıtasıyla idrak edilebilir hale getiren her eylem temsil kavramı içine girer. Buna göre, bir ilim ve edebiyat eserinin kamuya okunması, bir musiki eserinin çalınması, icra edilmesi, bir tiyatro piyesinin seyircilere oynanması, bir sinema eserinin seyircilere izlettirilmesi, bir güzel sanat eserinin teşhir edilmesi bu anlamda “temsildir”.
Davaya konu olayda davacıya ait musiki eserlerinin Yarışma programında “okunması” söz konusu olup bu halde söz konusu mali hak temsil hakkıdır. Temsil hakkı için kural olarak eser sahibinden veya hak sahiplerinden izin alınması şarttır. Ayrıca FSEK m.43 hükmüne göre “Radyo-televizyon kuruluşları, uydu ve kablolu yayın kuruluşları ile mevcut veya ileride bulunacak teknik imkanlardan yararlanarak yayın ve/veya iletim yapacak kuruluşlar, yayınlarında yararlanacakları opera, bale, tiyatro ve benzeri sahneye konmuş eserlerle ilgili olarak hak sahiplerinden önceden izin almak zorundadırlar. Bu kuruluşlar sahneye konmuş eserler dışında kalan eser, icra, fonogram ve yapımlar için ilgili olan meslek birlikleri ile 52 nci maddeye uygun sözleşme yaparak izin almak, söz konusu yayın ve/veya iletimlere ilişkin ödemeleri bu birliklere yapmak ve kullandıkları eser, icra, fonogram ve yapımlara ilişkin listeleri bu birliklere bildirmek zorundadırlar.” Dosyaya ibraz edilmiş meslek birlikleri ile ilgili sözleşmede temsil hakkı sözleşme kapsamında bulunmadığından davacının mali haklarından temsil hakkının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Davacının sunduğu ekran görüntülerine göre davaya konu … isimli bestenin 5 defa, … isimli bestenin 3 defa kullanıldığının görüldüğü , buna göre her bir beste için 1 kullanım karşılığı 750 TL’nin dikkate alınmasının uygun olabileceği kanaatine varılmıştır. Bu çerçevede 750 TL’den … isimli beste için 750 TL x 5 kullanım = 3.750 TL, … isimli beste için 750 TL x 3 kullanım 2.250 TL olmak üzere toplam 6,000 TL telif bedelinin hesaplandığı ve FSEK 68 çerçevesinde bu bedelin 3 katının talep edilebileceği anlaşılmıştır.
Buna mukabil davacının eser sahibi olarak adının belirtilmediği iddiasının özellikle … eserine ilişkin olduğu anlaşılmış, buna ilişkin olarak bir görüntüde … eserinin altında söz: Ali Tekintüre, beste: … olarak gösterildiği görülmüş ise de bu eserin başka bir eser olduğu davacının eseri olmadığının da anlaşıldığı, yukarıda belirtilen kullanımlarda ise davacının adına yer verildiği tespit edilmesi nedeniyle davacının iddia ettiği gibi adın belirtilmesi hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılmış ve buna ilişkin, kısa kararda maddi tazminat olarak sehven yazılmış ise de açıkça anlaşılacağı üzere manevi tazminat talebinin reddedilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacının Fsek kapsamında izin alınmaksızın “…” ve “…” isimli eserlerin temsil edilmek suretiyle mali haklarının ihlal edildiği anlaşıldığından rayiç bedel olarak belirlenen toplam kullanım miktarı göz önüne alınarak hesaplanan 6.000,00 TL’nin takdiren üç katı tutarında (18.000,00 TL ) maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu tazminatın tespit edilen izinsiz kullanım tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
Davacının eser sahibi olarak isminin belirtilmesi hakkının ihlal edilmediği anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Alınması gerekli 1.229,58 TL karar harcından, peşin yatırılan 662,87 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 566,71 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 141,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.441,25 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 682,69 TL ile 694,27 TL harç (ıslah+peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.376,97 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır