Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/791 E. 2019/516 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/791
KARAR NO : 2019/516

DAVA : Endüstriyel Tasarım Tecavüzünün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım tecavüzünün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin uzun yıllardır bayan giyim tekstili alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, tüm marka ve endüstriyel tasarımlarını mevzuatın öngördüğü şekilde TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, bu anlamda 02-02 locarno sınıfında 17/02/2016 tarih ve … tescil numarası ile tescilli “…” ürünlerinin tasarımında tescilli münhasır hak sahibi olduğunu, davalı tarafın müvekkiline ait tescilli tasarım ile iltibas yaratacak derecede birebir benzeyen ürünleri haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ürettiğini ve sattığını, bu eylemin aynı zamanda haksız rekabete yol açtığını, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile davalıya ait ilgili adresteki “…” mağazasında yapılan tespitte davaya konu 1 adet taklit ürünün bulundurulduğunu ve satışının yapıldığının tespit edildiğini, tescilli tasarıma yönelik tecavüz olup olmadığının tespitini, tecavüzün önlenmesini, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılması ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi zararın tazminini, ele geçen ürünlerin imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiş ve duruşmalarada katılmamıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu Kaban-1 adlı tasarımın 02-02 Lokarno sınıfında, 17/02/2016 tarihinde tescil edildiği ve … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler, davalıya ait …’nda tespit edilen 1 adet kaban üzerinde, davalıya ait … nolu kaban tasarımının iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerinin kullanıldığı, davacıya ait … nolu kaban tasarımının tescilli olduğu, yenilik ve ayırt edici özelliklere sahip olduğu, dosya kapsamında yenilik vasfının devam ettiği, tasarım hakkına tecavüzün mahkemenin takdirinde olduğu, bu konuda hüküm kılınması halinde, dava konusu tasarıma ilişkin davacının talep ettiği 151/2-a bendi kapsamında maddi tazminat hesaplandığında, 1.990,00 TL’si maddi tazminat tutarının makul sayılabileceğini, ancak davalı tarafın ticari defterlerinin incelenememesi, dava konusu tasrımdan ne kadar satış yaptığının tespit edilememesi, bununla birlikte davacı tarafın dava konusu tasarıma yönelik net satış ve karlılık oranlarının tespit edilememesi nedeniyle, davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, hususlarında görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyaya ait 15/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalıya ait …’nın bulunduğu iş yerinde; 1 adet olarak tespit edilen kabanın tespit isteyen … Tic. Ltd. Şti adına … tescil nolu endüstriyel tasarım belgesindeki 1 nolu kaban modeli ile karşılaştırmasında, tasarımın kullanıldığı ürün grubunun aynılığı, bilgilenmiş kullanıcı açısından, ürünlerin genel izlenimlerinin ayırt edilemeyecek derecede benzerliği hususlarının tümü ve tasarım tarifnamesindeki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, davacının tasarım hakkının ihlal edildiği, hususunda görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım tecavüzünün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir. Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
Aynı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. ” yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151- (1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5)Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6)Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
TASARIM TECAVÜZÜ YÖNÜNDEN ;
Tasarımlar ayırt edici nitelik açısından birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi Kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. (Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca)
Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir. Bu sebeple bilgilenmiş kullanıcı olarak bu tür elbiselerin satıldığı mağazada çalışan satış elemanının ürünler üzerindeki bilgi seviyesinden bahsedilebilinir.
Genel olarak giysi modelleri üzerinde tasarımcının kullanacağı kumaşın renginden, desenlerine, giysi üzerindeki işleme ve baskılardan, kemer-düğme-fermuar vb eklentilere, dikiş noktalarına, kesimlerine kadar pek çok farklı hususta oldukça geniş seçenek özgürlüğüne sahiptir.
Dava konusu giysilerin işlevini yerine getirecek ebat ve formlarda olması gerekliliği (insan vücut yapısına uygun olmak) hariç herhangi bir teknik zorunluluğun bu tür tasarımlar açısından var olmadığı ve seçenek özgürlüğünün tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı olacak düzeyde geniş olduğu görülmektedir.
Ayrıca genel piyasa şartlarında tasarımcıların birbirlerinin tasarımlarından etkilenme durumu da söz konusudur. Tasarımcılar birbirlerinin tasarımlarından esinlenerek (ilham alarak) kendi tasarımlarında farklı görselliklere ulaşabilmektedirler. Bu sebeple, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Somut olaya dönüldüğünde; gerek tespit raporu gerekse yargılama safahatinde alınan raporda davalı iş yerinde tespit olunan ürünler ile davacı adına tescilli 2016/01272 tescil nolu endüstriyel tasarım belgesindeki 1 nolu kaban modelinin karşılaştırmasında, tasarımın kullanıldığı ürün grubunun aynılığı, bilgilenmiş kullanıcı açısından, ürünlerin genel izlenimlerinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olarak algılandıkları tespit olunmuş olup izahı yapılan ve dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken mevzuat kapsamında davalı eyleminin tescilli tasarıma tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Maddi tazminat talebi yönünden;
Davacı vekili tazminat taleplerini 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a uyarınca “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.” e göre hesaplanmasını talep etmiştir.
Bilirkişi heyet raporundaki tespitlerde; davacı tarafın, satışını gerçekleştirdiği dava konusu tasarıma ilişkin kaban için, ticari defter ve belgeleri üzerinde ayırt edici bir ibare kullanmadığını, satış faturaları tek tek incelendiğinde, kaban satışlarının “…” ürün açıklaması ile gerçekleştiğini bu nedenle, dava konusu tasarıma ilişkin kabanlan, piyasada ne kadara satışa sunduğu ve ne kadar kazanç elde ettiği tespit edilemediğini, ürün bazlı karlılık ve maliyet hesabı yapmadığını davacı tarafın, 2016 yılı mali tablolarında görünen Faaliyet Karlılık Oranı %1,3521, 2017 yılı faaliyet karlılık oranı % 1,5381 olduğunu, karlılık oranı, davacı tarafından beyan edilen karlılık oranına göre oldukça düşük olduğunu, davacı tarafın, muhtemel kazanç hesabı, ortalama piyasa şartlanndaki karlılık oranına göre yapıldığında ise davalı tarafın rekabeti olmasaydı, davacı tarafından satışa sunulacak, dava konusu tasarımın satışından, ortalama piyasa şartlarına göre yapılan hesaba göre, davacı tarafın elde edeceği muhtemel kazanç 1.990,00 TL olabileceği hesaplanmıştır. Davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmamıştır. Tazminat taleplerinin TBK 50 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacının TPMK nezdinde 02-02 Lokarno sınıfında … no ile tescilli … adlı tasarımın sahibi olduğu, davalı işyerinde tespit edilen ürünlerin davacı adına tescilli tasarım ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu bilirkişi incelemeleri sonucu tespit edilmiş olmakla davalı tarafından satışa sunulan ürünlerin davacıya ait tasarıma tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına bu kapsamda davalı uhdesinde olmak kaydıyla tecavüz teşkil ettiği tespit olunan ürünlere el konularak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına karar vermek gerekmiş, maddi tazminat talebi yönünden yapılan mali incelemedeki hesaplama göz önünde bulundurulmak suretiyle (esasen bu tür davalarda net zarar tespitinin mümkün olmaması, farazi hesaplamalar doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte olmaması, tespit edilen miktarın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun düşmediği dikkate alındığında BK 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla) paranın alım gücü ve hakkaniyet gözetilerek BK 50. Maddesi gereği takdiren 3.000,00 TL üzerinden talebin kısmen kabule karar vermek gerekmiş, yine manevi tazminat yönünden yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 3.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuş ve hüküm özetinin ilanına karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalı tarafından pisaya sunulan ürünlerin davacıya ait … nolu tasarıma tecavüz teşkil ettiğinin TESPİTİNE, TECAVÜZÜN DURDURULMASINA, ÖNLENMESİNE, ORTADAN KALDIRILMASINA, bu kapsamda davalı uhdesinde olmak kaydıyla tecavüz teşkil ettiği tespit olunan ürünlere EL KONULARAK masrafı davalıya ait olmak üzere İMHASINA, infazda 1. FSHHM’nin … değişik iş dosyasında yer alan 15/10/2017 tarihli ve dosya içerisinde yer alan 28/08/2018 tarihli raporların dikkate alınmasına, raporların hüküm eki sayılmasına,
2-Davacının SMK 151/2-a kapsamındaki maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; takdiren 3.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; takdiren 3.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere traji en yüksek üç gazeteden birinde bir defaya mahsus olmak üzere ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 409,86 TL karar harcından peşin yatırılan 170,78 TL’nin mahsubu ile kalan 239,08 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tecavüz talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 176,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.276,70 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.306,02 ve 202,18 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.508,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır