Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/758 E. 2019/403 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/758
KARAR NO : 2019/403

DAVA : FSEK-İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 5846 sayılı FSEK’in 42.maddesi gereğince kurulmuş bir meslek birliği olduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasında akdedilen 26/06/2009 tarihli Yayın İzin Sözleşmesinin tarafların karşılıklı edimlerini hüküm altına aldığını, sözleşmenin 6.maddesi ile davalı şirketin mali hak bedeli ödemeyi, ödemeler karşılığında faturaların KDV eklenerek kesileceği, damga vergisi de dahil olmak üzere sözleşmeden doğan her türlü vergi, resim ve harçları ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, söz konusu sözleşmenin 8.madddesinde sözleşmenin süresi ve feshinin açık bir şekilde düzenlendiğini, davalının geçerli bir fesih beyanı göndermediği için taraflar arasında imzalanan sözleşmenin otomatik olarak yenilendiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, davalının hangi oranda müvekkiline borcu olduğunu bilmesine rağmen bakiye borcunu ödemediğini, bunun üzerine alacaklarının tahsili için … 35. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borca, faize ve imzaya itiraz ettiğini, davalının bu haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ve görevsizlik itirazında bulunduklarını, icra müdürlüğü dosyasından tebliğ edilen ödeme emrine, müstenidat sözleşmedeki imzaya, borcun tamamına, faize ve her türlü ferilerine itiraz ettiklerini, dava konusu lisans sözleşmesindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, davanın haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davanın meslek birliği lisans sözleşmesine dayalı olduğu dikkate alındığında davalının görev itirazının yerinde olmadığı, yargılmanın mahkememizin görev alanında kaldığı yine yetki yönünden para borcu niteliğindeki alacağın tahsiline ilişkin yapılan takipte icra dairesi ve mahkememizin yetkisine ilişkin olarak davacının adresi gözetildiğinde bu yöndeki itirazların da yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, davalının imza inkarına yönelik iddialarının değerlendirilmesi yönünden sözleşme aslı ve davalı vekilince ıslak imzalı vekaletnameler dosyaya sunulmuş, davacı vekilinin talebi gibi Ticaret Odası Başkanlığı kayıtları getirtilmiş ve icra dosyası dosyamız arasına alınarak, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi heyeti oluşturularak yapılan inceleme sonunda rapor alınmıştır.
Mahkememizce adli tıp uzmanı grafolog bilirkişiden alınan raporda bilirkişi, “Tetkik konusu Müzik Eserleri Lisans Sözleşmesi aslındaki … Ticaret Ltd. Şti’ne atfen atılı imza ile …’a ait mukayese imzalar arasında; tersim tarzı, imzaların başlangıcı ve bitirilişi, gramaların örgülenmesi, sıklığı, eğilimi, çizgisel hareketlerin biçimlenmesi, bukle, figür yapılanması, noktalama alışkanlığı, devinim noktaları, işleklik derecesi, ebat, meyil, istikamet, seyir, sürat, istif, kalem alışkanlıkları ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik bulunmadığı, tetkik konusu Müzik Eserleri Lisans Sözleşmesi aslındaki …Ticaret Limited Şirketi’ne atfen atılı imzanın mevcut mukayese imza örneklerine kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı” hususunda görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında, raporu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, bilirkişinin incelemeyi 26/06/2009 tarihli sözleşme ile 2011 tarihli vekaletname ile 2014 tarihli imza sirküleri fotokopisi üzerinden yaptığını, 2011 ve 2014 yılı imzalarını içerir belge asıl ve bir takım fotokopiler ile yapılan imzaların mukayesesinin denetime elverişli olmadığını, davalıya ait inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan imza örneklerinin istenilmesi gerektiğini ve sonrasında yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce alınan heyet raporunda bilirkişiler, “Davaya konu icra takibine ilişkin 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yılları sözleşme bedelleri ile ilgili davacı tarafından davalı tarafa fatura düzenlemediği, ancak iş bu düzenlenmeyen faturalara ilişkin de davalıdan KDV talep edildiği, oysa fatura düzenlenmeden KDV talep edilemeyeceği, dosyaya davacı tarafça sunulmuş bulunan sözleşmeye göre, davaya konu icra takibi tarihi itibriyle davacı … ‘in davalı şirketten 4.374, 46 TL alacağı olduğunun hesaplandığı, fakat davalı şirketin sözleşmedeki imzaya itiraz ettiği ve söz konusu imzanın davalı şirketin anılan dönemdeki yetkili temsilcisi …’a ait olmadığının grafolog bilirkişi tarafından da saptanığı, imzanın muhtemelen şirketin bir önceki dönemde yetkili temsilcisi olan …’a ait bulunduğu, her halükarda sözleşmenin davalı şirket adına yetkisiz temsilci tarafından imzalandığının anlaşıldığı, yetkisiz temsilcinin akdettiği bir sözleşmenin temsil edileni bağlaması için onun tarafından TBK m.46/I (BK m.38) hükmü uyarınca açıkça veya zımnen onanmış sayılması gerektiği, yetkisiz temsilcinin imzaladığı bir sözleşme uyarınca ödeme yapmanın veya bu sözleşmeye göre kesilmiş faturaları kabul etmenin de “zımni onama” teşkil edebileceği, şu halde, davalı şirketin anılan sözleşmeye onay vermiş olup olmadığını saptayabilmek için ticari defterlerinin incelenerek davacı tarafından kesilen faturaların davalının defterlerine kayıtlı bulunup bulunmadığının veya davalı şirketin bu sözleşme uyarınca herhangi bir ödeme yapmış olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, ne var ki davalı şirketin defterleri incelemediği için söz konusu tespitlerin yapılamadığı, davalı şirketin 2009-2010 yıllarına ait ticari defter kayıtlarının incelenmek üzere ibrazının istenmesine” hususlarında görüşlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından mahkemece gerekli görülmesi halinde ticari defterlerin sunulacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili yazılı beyanlarında davalı borçlu aleyhine başkaca yapmış oldukları takipleri itiraz olunmaksızın ödendiği, lisans bedeline ilişkin ortak hesaba ödemelerin yapıldığı davalının itirazında kötü niyetli olduğu iddiasında bulunmuştur.
İş bu dava taraflar arasında akdedildiği iddia olunan lisans sözleşmesine dayalı yapılan takibe vaki itirazın İİK.’nın 67. Maddesine dayalı iptali istemine ilişkindir.
İİK.’nın 67. Maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 mad.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibin de haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükümlerine amirdir.
… 35. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının …, borçlusunun …Tic. LTD ŞTİ olduğu, sözleşmeye dayalı olarak 5040,23 TL alacağa ilişkin icra takibi başlatıldığı, borçlunun imza ve borca 7 günlük yasal süre içinde itiraz ettiği, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, imza incelemesine yönelik bilirkişi raporu ile bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı davalı borçlu ile aralarında akdedildiği iddia olunan 26/06/2009 tarihli Meslek Birlikleri Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesine dayalı olarak davalının sözleşme gereği ödemekle yükümlü olduğu lisans bedellerini kötüniyetli olarak ödemediği, bunun üzerine alacaklarının tahsili için … 35. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatmış oldukları ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan borca ve imzaya itirazın iptalini talep etmiş ise de, davalı borçlunun imzaya yönelik itirazlarının değerlendirilmesi yönünden yaptırılan bilirkişi incelemelerinde sözleşmede yer alan imzaların şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığı tespit edilmiş olmakla davalı borçlunun sözleşmeye kaynaklı cari hesaba dayalı olarak başlatılan takipten sorumluluğunun bulunmadığı, itirazında haklı olduğu, davacı tarafça davalının aynı sözleşme kapsamında daha önce ödeme yaptığı, dolayısıyla kötü niyetli olduğu iddia olunmuş ise de davalının önceki dönemlere ilişki yapmış olduğu ödemelerin sözleşmeyi kabul ettiği ve belirsiz süreli olarak düzenlenen sözleşme hükümlerinden sorumlu olacağı sonucuna bağlanamayacağı, mali incelemeye yönelik raporda imzanın muhtemelen önceki müdür Yusuf Kemal Yıldız’a ait olduğuna yönelik yoruma dayalı değerlendirmelerin hükme esas alınmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla her ne kadar davalı kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davacının yapılan takip yönünden dosya kapsamı itibarı ile kötü niyetli olduğunun kabulünü gerektirir bir durum bulunmadığı kanaatiyle davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 60,88 TL’den karar harcı olan 44,40 TL’nin düşülmesine, kalanı 16,48 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır