Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/732 E. 2019/211 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/732
KARAR NO : 2019/211

DAVA : Marka Tecavüzünün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket adına kayıtlı olan … sayılı … ibareli tanınmış markasına davalılar tarafından … ibareli ile tanıttıkları bir ürün ile tecavüz edildiğini, davalıların müvekkili şirketin … ibaresinin tanınmışlığından yararlanmak suretiyle … adını verdikleri bir hamburger ürününün tanıtımı için başta … alan adlı web sitelerinde olmak üzere bilboardlar, AVM merdivenleri, marketler ve akla gelebilecek tüm şehir noktalarında halkın görebileceği türde yazılı görsel reklamlar verdiklerini, davalılara noter kanayla ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davalıların marka tecavüzü eylemlerinin devam ettiğini, davalılardan … A.Ş. Unvanlı şirketin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde ihtarname tebliğinden önce … ibareli bir marka başvurusunda bulunduklarını, ihtarname sonrasında … ibareli bir marka başvurusu olmak üzere toplam 2 adet marka başvurusu yaptıklarını, müvekkilinin markasının tescilli bulunduğu aynı sınıflarda davalının marka başvurusu yaptığını, davalıların kötüniyetli tutumları ile … ibaresi ile tüketiciyi yanıltmak, … ibareli olarak … isimli işyerlerinde hamburger satışı yaparken, müvekkili şirket ile hukuki idari veya ticari bir çatı altında bağlantılı olduğu imasını vermeye çalıştıklarını iddia ederek, davalıların … ibaresi ile müvekkilinin tanınmış … ibareli markasına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, ref’ine, davalıların TPMK nezdinde başvurusunu yapmış oldukları markalarda … ibaresini asli unsur olarak kullanmalarının men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/03/2018 havale tarihli dilekçesinde, … Şti, … Lltd. Şti., … Ltd. Şti. unvanlı davalılar hakkında diğer davalılarla irtibatlı olmaları nedeniyle ve grup şirket olduklarından sehven dava açıldığını ve bunlara ilişkin davalarından feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin adresinin Ümraniye olması nedeniyle davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin … markası ile restoran ortamında hızlı servis imkanı ve keyifli bir oturma düzeni sağlamak, uygun fiyata hem lezzetli hem doyurucu menüler sunmak amacıyla yerel lezzetlerin hamburde buluşmasını sağlayan, restoranlarında günlük hazırlanan taze katkısız et ve tavuk ürünleriyle yetişkinler ile çocukların gönül rahatlığıyla tüketebileceği ürünleri müşterilerinin beğenisine sunan, bir çok noktada hizmet veren mağazalar zinciri olduğunu, davacı tarafın tecavüz iddialarını kabul etmediklerini, davacının gerek ticari unvanından ve faaliyet alanında da anlaşılacağı üzere bulgur, pirinç gibi tarımsal bakliyat ürünleri alanında faaliyet gösterdiğini ve ürünlerini pişmemiş paketli ürünler olarak satışa sunduğunu, müvekkili ile davacının markası arasında herhangi bir benzerlik veya iltibas bulunmadığını, markaları ihtiva eden unsurların ayrıştırılarak tek tek ele alınarak yapılan bütüncül değerlendirme sonucunda müvekkilinin markasının yeterince ayırt edici olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin adresinin Ümraniye olması nedeniyle davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin perakende, sağlık, tekstil, kozmetik, gıda, restoran, denizcilik gibi pek çok farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin yatırımlarına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir holding şirketi olduğunu, diğer davalı …Ş.’nin “…” markası ile davacı yana ait “reis” ibareli marka arasında herhangi bir benzerlik veya iltibas bulunmadığını, markaları ihtiva eden unsurların ayrıştırılarak tek tek ele alınarak bütüncül değerlendirme sonucunda müvekkilinin markasının yeterince ayırt edici olduğunun görüldüğünü, dava konusu markaların tescil edildiği/edilmek istenildiği mal/hizmet tescilleri değerlendirildiğinde davacının pek çok emtia sınıfında tescili olduğunu, bu emtiaları kullanmadığını, diğer davalının ise sadece “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri” ve “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından faaliyet gösterdiğini, işletmekte olduğu “…” isimli işletmede “…” ibaresini sadece ürün ismi olarak kullandığını, davacı yanın ise kuru bakliyat alanında faaliyet gösterdiğini, tescilli olduğu görülen emtialarda herhangi bir faaliyetinin olmadığını, tescil sınıfını haksız yere işgal ettiklerini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca marka tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, men’i, ref’i talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiştir.
Tarafların 23/05/2019 tarihli 6 madde ve 2 sayfadan ibaret protokolü dosyaya sundukları anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan 23/05/2019 tarihli oturumda, davacı vekili; davalılar ile sulh olduklarını, bu nedenle yargılamanın sonuçlandırılmasını talep ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, diğer davalılar yönünden açmış oldukları davadan ön inceleme aşamasında feragat ettiklerini, bu davalılar yönünden de feragatin değerlendirilmesini istediklerini beyan etmiştir.
Aynı oturumda davalı … vekili; davacı ile sulh olduklarını, sulh kapsamında yargılamanın sonuçlandırılmasını, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıklarını beyan etmiştir.
Aynı oturumda davalı …Ş. vekili, davacı ile sulh olduklarını, sulh kapsamında yargılamanın sonuçlandırılmasına, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıklarını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin sunduğu … 23.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh oldukları, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla davalılar … A.Ş ve … A.Ş yönünden sulh sebebiyle konusuz kalan dava yönünden esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle reddine kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın davalılar …A.Ş ve …A.Ş yönünden sulh sebebiyle konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Diğer davalılar hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcının peşin yatırılan 31,40 TL’den mahsubu ile kalan 13,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıklarından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır