Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/703 E. 2018/176 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/703
KARAR NO : 2018/176

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkin davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … asıl unsurlu ve şekil ibareli birçok markalarının bulunduğunu şekil markası ve markada yer alan karakter üzerinde müvekkilin gerçek hak sahibi olduğunu davalının kötü niyetli olarak müvekkili şirket dışında hiçkimse tarafından kullanılmayan bu karakteri marka olarak tescil ettirdiğini davalının kötü niyetli olduğunu markasının tanınmış marka olduğunu belirterek davalı markasının hükümsüzlüğüne ve dava sonuçlanıncaya markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının … 4.FSHHM’nin … Esas sayılı dosyasında açtığını mahkemenin kapatılması sonucu mahkememizin 2017/419 esasını aldığını …’nin … Yönetiminde kurulu şirket olması nedeniyle yargı makamları önünde hukuki kişiliğinin bulunmaması nedeniyle davanın reddedildiğini bu nedenle davanın derdestlikten reddi gerektiğini aksi takdirde davanın esastan reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava 6769 sayılı kanun kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış TP kayıtları getirtilmiş yargılamaya yapılarak bitirilmiştir.
Dava 6769 sayılı kanun kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış TP kayıtları getirtilmiş yargılamaya yapılarak bitirilmiştir.
Davacının TP nezdinde tescilli … tescil nolu …. ibareli 20 ve 28.sınıfta tescilli 30/04/2012 tescil tarihli markası, … 03-41.sınıflarda tescilli şekil markası 24/07/2014 tescil tarihlidir. … tescil nolu … ibareli markası 25/01/2017 tescil tarihli, … tescil nolu 03-43.sınıflarda markanın yunanca yazılımı ibareli markası, … başvuru nolu 20, 28 ve 43.sınıflarda … ibareli marka başvurusu bulunmaktadır.
Davacının davasına dayanak olan şekil markası da … tescil nolu ve … uluslararası tescili bulunan ticaret ve hizmet sınıfından 03-41.sınıflar arasında tescillidir
Davalı taraf da … tescil nolu 17/06/2014 başvuru tarihli ve 31/07/2015 tescil tarihli şekil markasını 18.sınıfta tescil ettirmiştir. Davacının aynı sınıfta tescilli olan başında Eşarp sarı kahkül İri gözler ve gülen ağız içeren kız çocuğu şekil markası birebir kopyalanarak davalı tarafından tescil ettirilmiştir.
Mahkememizin 2017/419 sayılı dosyasında davacı olan yabancı şirketin davacı …’a markalarının devretmesi nedeniyle davacı şirket tarafından mahkememize işbu dava açılmış olup dosyada davacı tarafın farklı olması nedeniyle davalının derdestlik itirazı yerinde görülmemiştir.
6769 sayılı Kanunun 25. maddesinde hükümsüzlük halleri düzenlenmiştir. Maddeye göre Kanunun 5. veya 6. maddesinde sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.
Somut olayda davacının markasını kullanmadığına dair bir defi ileri sürülmemiş olup davalı markasının 31/07/2015 tescil tarihinden dava tarihine kadar da Kanunda düzenlenen 5 yıllık hakdüşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Kanunun 5. maddesinde Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği mutlak tescil engeli olarak belirtilmiştir.
Kanunda nispi red sebebleri olarak 6. maddesinde, Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. hükmü bulunmakta olup tescil varsa da hükümsüzlüğü istenebilir.
Maddenin (5) fıkrasında da tanınmış markalara ilişkin Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. Hükmünce bu şartlar varsa markanın hükümsüzlüğü istenebilecektir.
Markada Karıştırma tehlikesi bakımında önemli olan hususun, halkın bu işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurması olduğunu, burada işitsel veya görsel bir benzerlik hatta genel görünüş açısından ‘umumi intiba olmasa bile’, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulmasının ve hatta çağrıştırılmasının dahi karıştırma ihtimali için yeterli bir ölçüt olarak kabul edilmesi gerekir. Bir işaret, görsel, fonetik veya diğer bir açıdan farklı olsa bile, ‘bütünsel’ bir açıdan yaklaşıldığında herhangi bir sebeple müşteri gözünde başka bir marka ile yaklaşıldığında herhangi bir sebeple müşteri gözünde başka bir marka ile bağlantısı varmış intibaı yaratarak onu çağrıştırıyorsa ve bu yüzden müşterini mal veya hizmet tercihinde etkili oluyorsa, marka olarak tescil engellenebilir. Bir diğer ifade ile, müşterilerin ihtiyaçları olan mal veya hizmetlerini bunları ayırt etmek maksadıyla kullanılan işaretlerin birbirine yakınlığı dolayısıyla karıştırılmaları ihtimal dâhilindeyse bir marka ile diğer işaret arasında benzerlik vardır. Markaların esas itibarıyla bir mal veya hizmeti diğer bir mal veya hizmetten ayırt etmek maksadıyla kullanılmaları esas ise de, bazen müşterilerin, bir markayı sadece mal veya hizmet ile değil, o mal veya hizmeti sağlayan işletme ile de irtibatlandırılabilir
Markalar arasında karıştırılma ihtimalinin varlığı incelenirken İnceleme konusu markaların benzerlik derecesi, mal ve hizmetlerin benzerlik derecesi, önceki markanın ayırt edici gücünün, tanınmışlığının derecesi, inceleme konusu mal ve hizmetlerin tüketicilerinden oluşan ortalama tüketici kitlesinin bilinç ve dikkat düzeyi faktörleri dikkate alınır.
İnceleme konusu davalıya ait markanın bütün olarak ortalama tüketicilerde bıraktığı izlenim çerçevesinde, davacıya ait marka ile davalıya ait marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı tespit edilir.
Somut olayda markayı içeren Animasyon, Çizgi Film karakterleri, Menşei Ülkesi … ve dünyanın başka ülkelerinde özellikle çocuklar ve farklı yaş grupları tarafından bilinen ve tanınan bir markadır. Davacı tarafından dilekçe ekinde sunulan davalının yapmış olduğu marka başvurularında tanınmış birçok markanın kötü niyetli olarak TPMK nezdinde tescil edilmeye çalışıldığı belirtilmektedir. Ayrıca davacı yanın dosyaya sunduğu kazanılan ödülleri ilişkin görseller, 2015 yılında … da gerçekleştirilen konferans 2015 yılında basında şekil markasına ilişkin gerçekleştirilen haberler … sayılı şekil markasına ilişkin WIPO başvurusu hep birlikte değerlendirildiğinde davacı markasının tanınmış marka olduğu anlaşılmaktadır. Davalının davacı markasının birebir aynısını tescil ettirmesi kötü niyetli tescil olarak düşünülmüştür.
Toplanan deliller mahkememizin 2017/419 E. sayılı dosyası içeriği, TP kayıtları, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan dökümanlar ışığında, davalı markasının davacı şekil markası ile iltibas yarattığı, markalar arasında karıştırma tehlikesi olduğu gibi davalının davacı lisansörü izlenimini verebileceği ve işletmeler arasında bağlantı kurulma ihtimali göz önüne alınarak davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı …tarafından davalı … Tic aleyhine açılan davanın kabulü ile davalı adına TPMK nezdinde tescilli … tescil numaralı şekil markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kesinleşen kararın resen Türk Patent ve Marka Kurumu’na gönderilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 35,90 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 124,60 TL posta gideri ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 187,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 19/06/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.