Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/702 E. 2022/71 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/702 Esas
KARAR NO : 2022/71

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalıların tarafın …, …, …, adresli internet siteleri üzerinden davacı şirketin markasına ve ticaret unvanına tecavüzde bulunulduğunu, davacı şirket; merkezi Hamburg’da bulunan, …’nin 150’den fazla iştirakinden biri olduğunu, 130 yılı aşkın süredir kendisini tüketicilerin özel ihtiyaçlarını karşılamaya adayan markalarla modern cilt bakımının mucitlerinden biri olarak kabul edildiğini, içerisinde “…” ibaresini içeren ticaret unvanını, 07.01.2013 tarihinde … Ticaret Sicil Odası nezdinde tescil ettirdiğini, davalıların, şirket ’in lisans sahibi olduğu markayı ve logoyu, herhangi bir hakkı ve meşru bir bağlantısı olmadan internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde kullandıklarını, şirketin lisans sahibi olduğu markaların ulaştığı tanınmışlık düzeyinden faydalanarak haksız yarar elde etmekte ve markalarının itibarına zarar verdiklerini, …, adresli internet sitesinin domain sorgulaması yapıldığında; sitenin kurucularının … ve … isimli şahıslar olduğunu, internet sitesinin kurulduğu adresin ise; “…” olarak görüldüğünü, bu adres internetten araştırıldığında “…” görünümlü bir yer olduğunu, … Ticaret Odası sorgularında bu adreste kayıtlı herhangi bir şirket bulunmadığını, müşteriler tarafından şirkete iletilen bir bilgide ise, … adresinden … isimli bir gönderici tarafından ürün gönderildiği, ürünlerin orijinal olmadığı iddia edildiğini, … isimli şahıs internette araştırıldığında pek çok internet sitesinde, bu şahıs hakkında şikayetler olduğunun görüldüğünü, davacı şirketin talebi üzerine bahsi geçen dava konusu internet siteleri için … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 12.10.2017 tarih ve …D.İş … K. sayılı kararı ile 15.000.TL nakdi teminat karşılığında erişimin engellenmesi kararın alındığını, … 31. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 13.10.2017 tarihinde icra edildiğini ve erişim sağlayıcıları birliği aracılığıyla bu sitelere erişimin engellendiğini, ardından .. internet sitesinin ana domainin … isimli internet sitesi olduğunun öğrenilmesi üzerine, yine … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 16.10.2017 tarih ve … D. İş ve.. K. sayılı kararı ile bu site hakkında da erişimin engellenmesi kararın alındığını, bu karar da … 31. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra edilmiş ve bahsi geçen internet sitesine 17.10.2017 tarihinde erişim sağlayıcıları birliği aracılığıyla erişimin engellendiğini, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …D. İş sayılı ihtiyati tedbir dosyasının işbu dava dosyasının eki mahiyetinde celbini talep ettiklerini, ayrıca internet sitelerine, canlı müşteri danışma hatları eklendiğini, bu danışma hatlarından sanki davacı şirketmiş gibi müşterilerle iletişim kurulduğunu, sitelerde müşterilerin kişisel bilgileri ile kredi kartı bilgilerinin istendiği bölümlerinin de yer aldığını, örneğin bir tüketici; kendisine gönderilen ürünün sahte olduğu iddiası ile ürün numunesini davacı şirkete gönderdiğini, bu ürüne ilişkin herhangi bir faturanın bulunmadığını, gönderici adresi; Aşağı …, gönderici adı ise; … olarak kargo bilgileri gönderen tarafından doldurulduğunu, ayrıca verilen siparişe istinaden gönderilen SMS mesajlarında “…” numara taşınabirliği yönlendirme kodunun kullanıldığını görüldüğünü, bilgi teknolojileri ve iletişim Kurumu’nun internet sitesinde yapılan araştırmalarda söz konusu kodun … Ltd. Şti.’ne ait olduğunu, beyan ettiğini, netice ve talep olarak, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı ihtiyati tedbir dosyasının işbu dava dosyasının eki mahiyetinde celbini, … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 12.10.2017 ve 16.10.2017 tarihli … D. İş ve … K. sayılı ihtiyati tedbir kararlarının devamını, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına karar verilmesini, şirketin reklam giderleri, tecavüzü tespit etmek için delil tespiti giderleri, yargılama giderlerini
vb. giderlerini kapsayacak şekilde fiili kayıplarının ve davalıların bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanılmış olması halinde ödenmesi gereken lisans bedeli üzerinden hesaplanacak yoksun kalınan kazancını kapsayacak şekilde zararlarının tazmini amacıyla fazlaya dair haklarının saklı kalmak üzere 5.000,00.TL maddi, 20.000,00.TL manevi tazminata hükmedilmesini, dava sonucu verilecek olan kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri
vasıtalarla tamamen ilan edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin kargo taşımacılığı yapan şirket sahibi olduğunu, şirketinin; doğrudan satış yapan firmaların mallarının lojistik işlerini yaptığını, eğer ilgili firmadan sipariş veren müşteri … içinde yaşıyorsa malı kendi elemanları ile teslim ettiğini ve ücretini tahsil ettiğini, eğer müşteri … dışında ise anlaşmalı olduğu yurt çapında hizmet veren kargo firmaları aracılığı ile malı teslim ettiğini ve malın bedelini tahsil ettiğini, malın bedelini tahsil ettikten sonra satıcı ile imzaladığı sözleşmeye göre taşıma hizmet bedelini almakta ve malın bedelini ilgili firmanın hesabına geçtiğini, kendisinin malları pazarlayan internet sitesi sahibi olmadığını ve malları
taklit eden kişi olmadığını, dava da müvekkilinin diğer davalıları tanımadığını, hiçbirinin mallarını kendisi taşımadığını, müvekkilinin davacının ürünlerinin satıldığı taklit internet siteleri ile de hiçbir ilgisi olmadığını, davacının müvekkilini bir duyum sonucu dava davalı konumuna yerleştirdiğini, müvekkilinin davacının ürünlerini taklit ettiği, pazarladığı ya da taşıdığına ilişkin hiçbir delil bulunmadığını, müvekkilinin davacının marka hakkına tecavüz etmediğimi, netice ve talep olarak; açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil … cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça aleyhime açılan işbu dava ile yakından uzaktan bir ilgisinin bulunmadığını, emekli olduğunu okur yazarlığı dahi olmadığını, tansiyon ve şeker hastası olduğunu, dolayısı ile mevcut durumu itibarıyla ileri sürülen hususlarda faaliyet göstermesinin, başkasına ait marka ile ilgili fiilen veya internet üzerinden marka tesciline aykırı faaliyette bulunmasının imkansız olduğunu, adına kayıtlı bulunan elektrik faturası üzerindeki kimlik bilgilerini alan meçhul kişi veya kişilerce adına usulsüz işlem yapılarak parfüm satışı yapıldığını bundan dolayı da tarafına … firması vekili … tarafından Marka Tesciline tecavüz ettiği gerekçesi ile … 27. Noterliğinin … Tarih … Yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ayrıca … Cumhuriyet Başsavcılığı makamına şikayette bulunulduğunu, bu yönde savcılık makamına 02/10/2017 tarihinde beyanda bulunduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı makamında verdiğim ifade tutanağından anlaşılacağı üzere, kendisi ile aynı isimde bulunan Baba ismi, Doğum yeri ve tarihi ayrı olan … isimli başka bir şahsın bu usulsüzlükleri yaptığı bilgisinin mevcut olduğunu, dolayısı ile adına açılan bu davanın haksız ve her türlü belgeden yoksun açıldığıını, kendisinin böyle bir usulsüzlükten bilgisi olmadığını, neticesi itibarıyla, ekli sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere, adına açılan davanın isim benzerliğinden olduğunu, marka tesciline tecavüzüyle hiçbir ilgisi bulunmadığını, adına açılan davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davalıların cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve TPMK kayıtları celp edilmiş davacıya ait … adına …sayıyla tescilli markaya ilişkin kullandıkları ürün ve hizmet listelerini ve tescil belgesindeki bilgilerin aynısını içerir onaylı renkli sicil kayıtları dosya içerisine alınmış olup, marka tescili halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
Delil listesinde sunulan … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyası Mahkememiz dosyası içerisine alınmış olup, Mahkememiz 07/11/2017 tarihli Tensip Zaptı ile “… 1. FSHHM’nin …D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbirin devamına…” karar verilmiştir.
Davalı … tarafından yapılan şikayet üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığının …numaralı soruşturma dosyası üzerinden devam ettirildiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekiline taşıma sözleşmelerini dosyaya sunması için süre verilmiş, davalı vekili 11/01/2018 tarihli beyan dilekçesi ile; müvekkilinin lojistik işi yaptığını, il içi teslimatlar kendi elemanları vasıtasıyla gerçekleştirdiğini, ,l dışı işlerde ise kargo şirketleri ile çalıştığını, malın bedelini tahsil ettikten sonra satıcı ile imzaladığı sözleşmeye göre taşıma hizmet bedeli aldığını ve malın bedelini ilgili firmanın hesabına geçtiğini, satıcı olmadığını, site sahibi olmadığını, yargılamaya konu malları satan kişinin … isimli kişi olduğunu, satıştan kaynaklı ödemlere ilişkin dekontları sunduklarını, malın tedariki, pazarlanması ve satışı ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, taşıdığı kargo başına ücret aldığını, … ın benzer olaylar ortaya çıktıktan sonra aralarında imzalanan sözleşmeyi çaldığını, ilgili sözleşmenin örneğini halen aradıklarını belirtmiş yargılama safahatinde dosyaya herhangi bir sözleşme sunulmamıştır.
13/02/2020 tarihli celsede davacı vekili davalılar …, …, … ve … hakkında açılan davayı takip etmediklerini bildirmiş, aynı celsede bu davalılar yönünden açılan davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, süresi içerisinde bu davalılara yönelik davalar yenilenmemiştir.
… 1 FSHHM … esas sayılı dosyası dosya içerine alınmış (… 3 FSHHM … esas) incelendiğinde davalı …’ın yine benzer nitelikteki markaya tecavüz iddiasına ilişkin olarak davalı olarak dosyada yer aldığı, aynı savunmalarını bahse konu dava dosyasında da dile getirdiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler kapsamında Mahkememiz 05/11/2020 tarihli duruşmasında “…dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir marka vekili ve bir bilişim uzmanı bilirkişiye tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle deliller arasında yer alan instagram hesabının sahiplik bilgileri de araştırılmak suretiyle davalı kullanımlarının SMK hükümleri kapsamında markaya tecavüz, TTK hükümleri kapsamında haksız rekabet teşkil edip etmediği yönünden bilirkişi raporu alınmasına, 1 nolu ara karar gereği ticari defterlerin sunulması halinde, heyete mali müşavir bilirkişinin eklenmesine, SMK 151/2-c kapsamında tazminat hesaplaması yapılmasının istenmesine…” karar verilmiş olup alınan Bilirkişi Raporunda özetle; davalı … nezdinde yapılan inceleme neticesinde; sunulan belgelere göre, davalının 2016-2018 dönemleri arasında faaliyetini sürdürdüğünü, davalının işletme esasına göre defterlerini tutuğunu sunulan 2016 ve 2017 dönemi işletme defterlerinin açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, fakat defterlerin yazılmadığını, sunulan gelir-gider listeleri incelendiğinde, davalının 2016 yılında KDV hariç toplam 535.032,57.TL tutarında satış yapmış olduğu ve KDV hariç toplam 937.092,31.TL tutarında gider kaydetmiş olduğu tespit edildiğini, davalının 2017 yılına ilişkin alış-satış faturası veya gelir-gider listesi sunmadığını, sunulan 2016 dönemi satış faturaları incelendiğinde, davalının kargo ve taşımacılık faaliyeti ile iştigal ettiği, fatura açıklamalarının da bu faaliyetle alakalı olarak “Nakliye Bedeli” “Taşıma Hizmet Bedeli” şeklinde yazıldığını, netice olarak; Davalı … tarafından incelemeye sunulan alış-satış faturalarına
göre; davalı … ‘ın, davacının tescilli markasına tecavüz edilmesi dolayısıyla, imalat, satış yada pazarlanması vasıtasıyla, menfaat temin edildiği yönünde bir kanaate varılamadığını, Davalı … ‘ın taşımacılık faaliyetini yürüttüğü dikkate alındığında, bu noktada öncelikle davalının taklit ürünlerin taşınmasına aracılık ettiği kişi/kişilerin tespitinin yapılması gerektiğini, taklit ürünlerin göndericisinin davalı … olduğu davacı tarafından beyan edilmekle birlikte şayet asıl göndericinin davalı dışında, taşıma hizmetine aracılık ettiği kişi/kişiler olması, davalının bu taşıma işinde dava konusu yönünden sorumluluğu ve bu bakımdan davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin davalı talebinin değerlendirmesinin, nihai takdirinin Mahkememizde olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Davacı vekili Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Mahkemece dosyanın serbest mali müşavir bilirkişiye teslim edilerek müvekkil şirket markası ayrıştırılarak dava tarihinden itibaren 10 yıllık süreye ilişkin inceleme yapılmasının ve … Ticaret Odası Başkanlığı tarafından verilen cevap uyarınca SMK m.151/2-c kapsamında müvekkili şirketçe yoksun kalınan kazanç bedelinin hesaplanması görevi verildiğini, hal böyle iken, bilirkişi raporunda eksik inceleme yapılması bir yana davalı … açısından davanın husumet sebebiyle reddedilmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapıldığını, bunun yanı sıra bilirkişi raporunda davanın, davalı … tarafından aracılık yapılan kişilere yöneltilmesi gerektiği de ifade edildiğini, bilirkişi tarafından husumet ve davanın yöneltileceği tarafa ilişkin değerlendirmeler yapılmasının hukuki değerlendirme olduğu ve bilirkişinin görevlendirildiği uzmanlık alanı ile alakasını olmadığını, bilirkişi tarafından yapılan incelemede 2017 yılına ait herhangi bir belge bulunmamasına karşın eksik incelemeye dayalı olarak rapor tanzim edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı … tarafından sunulan faturalara karşılık kimden ürün teslim alındığına ilişkin herhangi bir delil sunulamadığını, Müvekkili şirkete ulaşan şikâyete konu birçok sahte ürünün göndericisinin … olarak görünmekte iken ve davalı tarafından savunmasına esas teşkil edecek herhangi bir belge sunulmamış iken davalının dayanaksız savunmasının bilirkişi raporunda kabul edilmesine itiraz ettikllerini, mahkemece uygun görüldüğü takdirde hazırlanacak yeni bilirkişi raporu kapsamında davalı tarafından sunulan faturaların Nivea ürünleri adı altında satılan veya kabul anlamına gelmemekle birlikte taşıması yapılan ürünlere isabet ettiği hususunun değerlendirilmesini talep ettiklerini, tutulan defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, açıklanan nedenlerle bilirkişi tarafından davanın esasına ilişkin hukuki değerlendirme yapıldığından 23.06.2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmayarak dosyanın müvekkili şirketin mahrum kalınan kazancının tespit edilmesi adına yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdiini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 2017 yılına ilişkin işletme defterinin incelenmesi için dosyanın ek rapor alınması için aynı bilirkişiye tekrar tevdiini, ardından dosyanın bilişim uzmanı ve marka vekili bilirkişilere tevdini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasına ve neticeten haklı davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Davalı kabul ve ikrarları, delil olarak sunulan e tespit tutanakları dikkate alındığında davacı markasının tanınmışlığı da gözetilerek marka vekili ve bilişim uzmanınca yeni bir bilirkişi incelemesinin esasa etkili olmayacağına kanaat getirilmiş, usul ekonomisi gözetilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın dosya kapsamı ve mevzuat hükümleri kapsamında gerekli değerlendirme mahkememizce yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde;
13/02/2020 tarihli celsede davacı vekili davalılar …, …, … ve … hakkında açılan davayı takip etmediklerini bildirmiş, aynı celsede bu davalılar yönünden açılan davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, süresi içerisinde bu davalılara yönelik davalar yenilenmediği anlaşılmakla bu davalılar yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalılar yönünden; davacıya ait tanınmış … markasını taşıyan ürünlerin davalılara ait internet sitesi üzerinden taklit olarak piyasaya sunulduğu, davalı … tarafından kargo işlemlerinin ve tahsilatın gerçekleştirildiği, davalının aksi yöndeki iddialarını ispata yarar delilin dosyaya sunulmadığı, açılan davalar dikkate alındığında bu savunmalarının sorumluluktan kurtulmaya yönelik soyut beyan olduğu, zira davalı tarafından ürünün piyasaya sunan ve satışı gerçekleştirdiği iddia edilen … ile aralarındaki sözleşme dosyaya sunulmadığı gibi tahsilatları kendisinin yaptığı ikrarı karşısında izahı yapılan mevzuat kapsamında eylemin ortaklaşa meydana getirildiği, sunulan e tespit tutanakları ve internet sosyal medya kullanımlarından … isminin doğrudan site içeriklerinde yer aldığı, davalı şirketin bu faaliyetlerde aktif olarak yer aldığı bilgilendirme yönlendirme kodlarının davalı şirket üzerinden gerçekleştirildiği dolayısıyla davalıların kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış buna dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden maddenin 151/2-c fıkrası kapsamında tazminat talep ettiği, emsal araştırmasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Somut olaya dönüldüğünde ; mali inceleme yönünden, davalının elde ettiği net kazancın tespiti yönünden davalılara ihtarat yapılmış, davalı E marka ticari defterlerini süresi içerinde incelemeye sunmamış, davalı …’ın kayıtlarının incelenmiş sunulan raporda; ” davalının 2016-2018 dönemleri arasında faaliyetini sürdürdüğünü, davalının işletme esasına göre defterlerini tutuğunu sunulan 2016 ve 2017 dönemi işletme defterlerinin açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, fakat defterlerin yazılmadığını, sunulan gelir-gider listeleri incelendiğinde, davalının 2016 yılında KDV hariç toplam 535.032,57.TL tutarında satış yapmış olduğu ve KDV hariç toplam 937.092,31.TL tutarında gider kaydetmiş olduğu tespit edildiğini, davalının 2017 yılına ilişkin alış-satış faturası veya gelir-gider listesi sunmadığını, sunulan 2016 dönemi satış faturaları incelendiğinde, davalının kargo ve taşımacılık faaliyeti ile iştigal ettiği, fatura açıklamalarının da bu faaliyetle alakalı olarak “Nakliye Bedeli” “Taşıma Hizmet Bedeli” şeklinde yazıldığını, netice olarak; Davalı … tarafından incelemeye sunulan alış-satış faturalarına göre; davalı … ‘ın, davacının tescilli markasına tecavüz edilmesi dolayısıyla, imalat, satış yada pazarlanması vasıtasıyla, menfaat temin edildiği yönünde bir kanaate varılamadığı”” yönünde görüş bildirdikleri bu tespit ve değerlendirme dikkate alındığında tazminat miktarının TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla sunulan deliller davalının ikrar niteliğindeki beyanları hak ve nesafet izahı yapılan değerlendirmeler kapsamında takdiren SMK 151/2-c kapsamında talep edilen 5.000,00 TL yerinde olduğu kanaatiyle talep üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine manevi tazminat yönünden; Manevi tazminat talebi için Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde manevi tazminat şartlarının gerçekleşmesi gerekir.
Yargıtay manevi tazminata hükmederken TTK m.18/2’deki “basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüme aykırı davranılıp davranmadığı esasını dikkate almaktadır. Davalının basiretli bir tacir gibi davranması zorunluluğunun doğal sonucu, ticari yararın zarara uğratılmaması veya böyle bir tehlikeye maruz kalmayı önleyici davranışları da gerektirir. Yargıtaya göre marka hakkına tecavüz varsa başka bir deyişle haksız rekabet eylemi sabit ise bu halde manevi tazminata da hükmedilmesi gerekir.
Sonuç olarak davalı kullanımları dikkate alındığında manevi tazminatın şartlarının da oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL üzerinden manevi tazminatın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı izahı yapılan mevzuat ve sunulan raporlar kapsamında yukarıda izahı yapılan gerekçelerle davanın kabulü yönünden aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalılar …, …, …, … yönünden açılan davanın 13/02/2020 tarihli celsede takipsiz bırakıldığı sonrasında yenilenmediği anlaşılmakla bu davalılar yönünden açılan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalılar … ve … Ltd. Şti. Yönünden açılan davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda …, http://…, http://…, https://…, … isimli sitelere erişimin engellenmesine,
3-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile 5.000 TL’nin davalılar … ve … Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 5.000 TL’nin davalılar … ve …. Şti.’ den alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 256,16 TL’nin davalılar … ve … Ltd. Şti.’ den alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 462,94 TL (peşin + başvuru + vekalet) harç ile 4278,90 TL posta + bilirkişi giderinin kabul red oranı gözetilerek takdiren belirlenen 2.995,23 TL’si olmak üzere toplam 3.458,17 TL’nin davalılar … ve E-Marka İletişim ve Bilgi Teknolojileri Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya ödenmesine,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen markaya tecavüz haksız rekabetin tespiti.. talebi yönünden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Şti.’ den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Ltd. Şti.’ den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Ltd. Şti.’ den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı … a verilmesine,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸