Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/692 E. 2021/35 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/692 Esas
KARAR NO : 2021/35

DAVA : Markaya Tecavüzü ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 28/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan markaya tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkiline ait “…” ve “…+Şekil”, …, …+Şekil markalarının …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tescil numaraları ile tescilli olduğunu, davalı tarafın işyerinde satışını yaptığı takı ve aksesuar ürünlerinde müvekillinin tescilli markasını izinsiz kullanıldığını, bu hususun Mahkememizin … D.iş sayılı dosyasında bilirkişi aracılığıyla tespit edildiğini, davalının taklit niteliğindeki bu eyleminin 556 sayılı KHK’ya aykırılık oluşturduğunu, davalının müvekkiline ait markayı gerek tek tek unsurları ve gerekse de bir bütün olarak görünümü itibariyle birebir taklit eden ürünleri sattığını, mükekkilinin “…” markasının gerek TPMK gerekse WlPO nezdinde aranan tanınmışlık kriterlerini karşıladığını iddia ederek, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüzünün tespitine, men’ine ve sona erdirilmesine, 100,00 TL maddi, 2.500,00 TL manevi ve 2.500,00 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ile mahkememiz tensip tutanağı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davalı taraf davaya cevap vermemiş, yazılı ve sözlü yargılamaya katılmamıştır.
Davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu 02/10/2019 tarihli beyan dilekçesinde tazminat taleplerinin 6769 sayılı yasanın 151/2-c maddesinde düzenlenen lisans örneksemesi yöntemi ile hesaplanmasını talep ettiklerini, müvekkillerine ilişkin sözleşmelerde yer alan gizlilik kaydı nedeniyle örnek lisans sözleşmesini dosyaya sunamadıklarını, emsal lisans bedellerinin tespiti yönünden ticaret odasına müzekkere yazılmasını istediklerimi mahkememize bildirmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde, dava açılışta 100,00 TL olarak talep etmiş olduğu tutarı 2.400,00 TL tutarında ıslah ederek 2.500,00 TL maddi tazminatın, 2.500,00 TL manevi tazminatın ve 2.500,00 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK ve vergi kayıtları getirtilmiş, ticaret sicilden emsal lisans bedeli sorularak bilirkişi raporları alınmıştır.
Davacı şirket (…) “…+Şekil” markasını … tescil numarası ile 19/06/1995 tarihinde TPMK nezdinde 03, 04, 05, 06, 08, 09, 11, 14, 15, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 26, 28 ve 30. emtia sınıflarında tescil etmiştir.
Davacı şirket “şekil” markasını … tescil numarası ile 08/12/2000 tarihinde TPMK nezdinde 03, 05, 08, 09, 10, 11, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 26, 27, 28, 30, 32 ve 34.emtia sınıflarında tescil etmiştir.
Davacı şirket “…+Şekil” markasını … tescil numarası ile 02/11/2006 tarihinde TPMK nezdinde 24. ve 35. emtia ve hizmet sınıflarında tescil etmiştir.
Davacı şirket “…” kelime markasını … tescil numarası ile 03/12/2009 tarihinde TPMK nezdinde 03, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 28, 30, 32, 35, 43, 44. emtia ve hizmet sınıflarında tescil etmiştir.
Davacı şirket “…” şeklini … tescil numarası ile 01/07/2009 tarihinde TPMK nezdinde 03, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 28, 30, 32, 35, 43, 44. emtia ve hizmet sınıflarında tescil etmiştir.
Davacı şirket aynı sınıflarda “…” kelime markasını … tescil numarası ile 03/12/2009 tarihinde, “…” şeklini … tescil numarası ile 26/06/2009 tarihinde tescil ettirmiştir.
Davacı şirket ” …” kelime markasını … tescil numarası ile 14.09.2009 tarihinde, TPMK nezdinde 41. Emtina ve hizmet sınıfında tescil ettirmiştir.
Davacı şirket ” şekil” markasını … tescil numarası ile 14.09.2009 tarihinde, TPMK nezdinde 41. Emtina ve hizmet sınıfında tescil ettirmiştir.
Davacı şirket ” şekil” markasını … tescil numarası ile 14.09.2009 tarihinde, TPMK nezdinde 41. Emtina ve hizmet sınıfında tescil ettirmiştir.
Davacı şirket “…” markasını … tescil numarası ile 14.09.2009 tarihinde TPMK nezdinde, 41.emtia ve hizmet sınıfında tescil etmiştir.
Davacı şirket “şekil” markasını … tescil numarası ile 20.08.2010 tarihinde TPMK nezdinde, 41.emtia ve hizmet sınıfında tescil etmiştir.
Davacı şirket “şekil” markasını … tescil numarası ile 20.08.2010 tarihinde TPMK nezdinde, 41.emtia ve hizmet sınıfında tescil etmiştir.
Davacı şirket “şekil” markasını … tescil numarası ile 04.09.2014 tarihinde TPMK nezdinde, 03 / 08 / 09 / 14 / 16 / 18 / 20 / 21 / 24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 30 / 32 / 35 /.emtia ve hizmet sınıflarında tescil etmiştir.
Davacı şirket “…+şekil” markasını … tescil numarası ile 16.08.2016 tarihinde TPMK nezdinde, 42.emtia ve hizmet sınıfında tescil etmiştir.
Davacı şirket “şekil” markasını … tescil numarası ile 10.04.2017 tarihinde TPMK nezdinde, 05 / 04 / 10 / 11 / 12 / 22 / 23 / 26 / 27 / 29 / 33 / 34 .emtia ve hizmet sınıfında tescil etmiştir.
Davacı şirket “…” markasını … tescil numarası ile 19.07.2017 tarihinde TPMK nezdinde, 004 / 05 / 10 / 11 / 12 / 22 / 23 / 26 / 27 / 29 / 33 / 34 .emtia ve hizmet sınıfında tescil etmiştir.
ITO’dan gelen cevapta, firmalar arasında lisans sözleşmesi yapılmış olması halinde sözleşmede belirtilen şartların geçerli olacağı, sözleşmenin olmaması durumunda ise söz konusu ürünün cirosunun yüzde 15’i oranında rakamın emsal lisans bedeli olarak tespit edileceği hususunda görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin … D.İş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespit sonrası alınan raporda; davalı kullanımlarına ilişkin görsellerin yer aldığı, söz konusu görsellerde yer alan ürünlerde davacı markalarının tescil edildiği emtia bakımından … + şekil ibareli markalarında yer alan şekil unsurunun benzer şekilde kullanıldığı, davalının bu kullanımları davacı tarafın … + şekil unsurlu marka tescillerinden kaynaklanan marka hakkını ihlal eder nitelikte olduğu, tespit isteyenin … ve … tescil nolu şekil markalarının diğer tescilli emtialarının yanı sıra 26 nice sınıfında yer alan ”…” kapsadığı, delil tespiti talep eden tarafın halen marka sahibi olduğunun görüldüğünü, belirtilen şekil markalarının ” … ” adlı iş yerinde tescilli emtiadan olan ” … ” üzerinde iltibas edilmek sureti ile ve markasal olarak 210 adet ürün üzerinde kullanıldığını, markasal kullanım tespit edilen ürünlerin ise 100 adet kız çocuk tokası ve 110 adet kız çocuk saç tacından ibaret olduğunu, tescilli emtiadan olan ürünler (…) üzerinde iltibas edilmek sureti ile kullanıldığını, kullanımın ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak şekilde olduğunu, aleyhine tespit talep edilen tarafça tespit sırasında dosyaya herhangi bir marka tescil belgesi, lisans sözleşmesi, devir sözleşmesi fatura, irsaliye vb hukuki kayıt sunmadığı, marka kullanımının, izinsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve tespit isteyenin tescilli marka hakkına tecavüz edebilecek şeklinde olduğu ” şeklinde görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1)Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Alınan tespit raporu dikkate alındığında tekrardan inceleme yapılmasının esasa etkili olmadığı usul ekonomisine uygun düşmeyeceği anlaşılmakla tekrardan inceleme yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuş olup, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi yönünden yine davalının yapılan ihtarata rağmen ticari kayıtlarını sunmadığı dolayısıyla mali inceleme yapılarak tazminat hesaplanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla BK 50 gereği tazminat talepleri takdiren değerlendirilmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde ; diş dosyasında alınan raporda “tespit isteyenin … ve … tescil nolu şekil markalarının diğer tescilli emtialarının yanı sıra 26 nice sınıfında yer alan ” …” kapsadığı, delil tespiti talep eden tarafın halen marka sahibi olduğunun görüldüğünü, belirtilen şekil markalarının ” … ” adlı iş yerinde tescilli emtiadan olan ” … ” üzerinde iltibas edilmek sureti ile ve markasal olarak 210 adet ürün üzerinde kullanıldığını, markasal kullanım tespit edilen ürünlerin ise 100 adet kız çocuk tokası ve 110 adet kız çocuk saç tacından ibaret olduğunu, tescilli emtiadan olan ürünler (…) üzerinde iltibas edilmek sureti ile kullanıldığını, kullanımın ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak şekilde olduğunu, aleyhine tespit talep edilen tarafça tespit sırasında dosyaya herhangi bir marka tescil belgesi, lisans sözleşmesi, devir sözleşmesi fatura, irsaliye vb hukuki kayıt sunmadığı, marka kullanımının, izinsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve tespit isteyenin tescilli marka hakkına tecavüz edebilecek şeklinde olduğu” nun değerlendirildiği, bu tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarından doğan haklarını ihlal niteliğinde olduğu anlaşılmakla izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz şartlarının oluştuğu sonucuna ulaşılmış buna dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; tespit raporundaki değerlendirmeler dikkate alındığında davalının davacıya ait markaları iltibasa sebebiyet şekilde kullanımlarının izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiş, kısa kararda sehven unutulan bu husus maddi nitelikte olmakla ve taraflar açısından ek bir hak yada yükümlülük doğurmamakla gerekçeli karara resen eklenmiştir.
Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
(5)Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6)Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden maddenin (c) fıkrası kapsamında muteber bir lisans anlaşması yapılsaydı ödenecek lisans bedeli üzerinden tazminat talep ettiği ancak emsal lisans sözleşmesi sunmadığı, mahkememizin emsal dosyalarında İTO tarafından emsal kullanımlarda %15 emsal lisans oranının olabileceğinin değerlendirildiği, bunun yanında davacının SMK 150/2 gereği itibar tazminatı ve 151/4 kapsamında tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
Somut olaya dönüldüğünde ; davacının emsal lisans sözleşmesi sunamadığı, İTO yazı cevabında belirtilen oranların uygulanması açısından davalı kayıtlarının incelenmesi gerektiği, davalının ihtarata rağmen ticari kayıtların sunulmadığı şu hale göre zararın tespitinin mümkün olmadığı dikkate alındığında SMK 151/2-c kapsamındaki tazminat miktarının TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla davalının kullanım durumu, sunulan deliller hak ve nesafet izahı yapılan değerlendirmeler kapsamında takdiren 2.000,00 TL üzerinden talebin kabulüne yine SMK 150/2 gereği hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğradığına kanaat getirilmekle takdiren 500,00 TL maddi tazminata hükmolunmuş toplamda 2500 TL üzerinden talebin kabulüne karar vermek gerekmiş, bu noktada izahı yapılan mevzuat kapsamında tazminat talebinin SMK 151/2-c ye dayalı olduğu gözetildiğinde SMK 151/4 e dayalı tazminat talebinin dinlenilemeyeceği sonucuna ulaşılmakla fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine manevi tazminat şartlarının da oluştuğu gözetilmekle eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek takdiren 2.000,00 TL üzerinden manevi tazminatın kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve sunulu tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davalının davacıya ait tescilli markaları tescilli oldukları emtiadan olan ürünler (toka ve taç) üzerinde iltibas ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak şekilde herhangi bir hakka dayalı olmaksızın kullandığı, izahı yapılan mevzuat gözetildiğinde davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiş yine tazminat talepleri yönünden, davacının zararını tespitin mümkün olmadığı, anlaşılmakla tazminat miktarlarının TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla davalının kullanım durumu, sunulan deliller hak ve nesafet izahı yapılan değerlendirmeler kapsamında ayrıntıları yukarıda belirtildiği hali ile takdiren 2.500,00 TL maddi ve 2000,00 TL manevi tazminatın yerinde olduğuna kanaat getirilmekle bu miktarlar üzerinden tazminat taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiş dosya kapsamı itibarı ile (ilan masrafları gözetildiğinde sağlanacak olan faydaya oranla orantısızlık doğuracağı kanaatiyle) ilan talebi yerinde görülmemekle bu talebin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik açmış olduğu davanın KABULÜ ile; davalının eylemlerinin davacıya ait markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik eylemlerinin ÖNLENMESİNE, SONA ERDİRİLMESİNE, bu kapsamda davalı uhdesinde olmak kaydıyla tecavüz teşkil ettiği değerlendirilen ürünlere el konularak karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere İMHASINA,
2-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; takdiren 2.500,00 TL ‘nin (2.000,00 TL SMK 151/2-b, 500,00 TL 150/2 kapsamında ) 100,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren 2.400,00 TL’sini 20/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, takdiren 2.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
4-Dosya kapsamı tecavüzün niteliği göz önünde bulundurularak ilan talebinin reddine,
5-İnfazda mahkememizin … D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunun dikkate alınmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 307,395 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL ile 125,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 156,40 TL harcın mahsubu ile kalan 151,55 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan markaya tecavüz ve haksız rekabet talebine ilişkin hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13 maddesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesap olunan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10 maddesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 600,00 TL tespit bilirkişi ücreti, 173,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 773,20 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 463,92 TL’nin ve 156,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 620,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafça herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 28/01/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.