Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/660 E. 2018/69 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/660
KARAR NO : 2018/69

DAVA : İtirazın İptali (7.867,00 TL)
DAVA TARİHİ : 08/05/2013
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali talepli davanın Yargıtay Bozması sonucu yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … garanti markasının sahibi olduğunu, … markasının herhangi birisi tarafından kullanılmak istenmesi durumunda müvekkili ile sözleşme yapılmasının gerektiğini, davalı ile müvekkilinin … markası konusunda 28/12/2006 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, bu markayı kullanmak isteyen kimselerin yıllık kullanım bedelleri ödemesi gerektiğini, davalının 2011 yılına ait marka kullanma ücretini ödemediğini, fatura gönderilmesine ve tebligata rağmen davalının bu kullanım bedelini ödemeyerek sözleşmenin feshini istediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, davalıya sözleşme fesih tarihine göre davalının 2011 yılına ilişkin kullanım bedelini ödemediği, bu konuda … 11. İcra Dairesi’ nin … Esas sırasına kayıtlı icra takibi başlattıklarını ancak davalının haksız itirazı üzerine bu takibin durduğunu” savunarak itirazın iptalini,%20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, “Taraflar arasındaki 28/12/2006 tarihli sözleşmenin 1 yıl için düzenlendiğini, son olarak 2009 yılında vize yapıldığını, 28/12/2010 tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin hak talep edemeyeceğini, davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen Marka Kullanım Sözleşmesi nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesinden kaynaklı itirazın iptali istemli davadır.
… 4 FSHHM’nin kapatılması sonucu mahkemenin dosyalarının mahkememize devredilmesi ile dosya yeni esas numarası alarak mahkememizde yargılaması yapılarak bitirilmiştir.
Taraflar arasında … marka kullanımı ile ilgili olarak 28/12/2006 tarihinde bu sözleşmenin yapıldığı sabittir. Uyuşmazlık bu sözleşmenin sona erdiği tarihe kadar davalının ödenmemiş bir marka kullanım bedeli olup olmadığı, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra … markalarını kullanıp kullanmadığı, eğer kullanım söz konusu ise icra takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği alacak miktarının ne olduğu hususlarına ilişkindir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen 18/02/2014 tarihli bilirkişi raporundaki açıklamalara ve hesaplamalara göre icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.867 TL asıl alacak, 157,61 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere alacaklı olduğu görüşü açıklanmıştır.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında … Ürün Belgelendirme Yönergesi’ne göre 28.12.2006 tarihli …. sayılı standardın kullanımına ilişkin … Marka Kullanım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalıya Türk Standartları Uygunluk Belgelerinin verildiğini, davalının bu belgeler nedeniyle … Belgesi kullanım hakkı bedeli ödediğini, 2011 yılı marka kullanım ücretine ilişkin 24.03.2012 tarih ve 5.900,00 TL, 2012 yılına ilişkin olarak 10.05.2012 tarihli 1.967,00 TL tutarında faturaların düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında icra takibine başlanıldığını, söz konusu takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce verilmiş olan 08/05/2014 tarih ve 2013/109 Esas, 2014/107 Karar sayılı önceki kararla ilgili 08/12/2014 tarih ve 2014/12690 Esas, 2014/19220 Karar sayılı bozma ilamında Yüksek Mahkeme, yapılan yargılamanın ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, sözleşme hükümlerinin mahkemece değerlendirilerek sözleşmenin kendiliğinden uzayıp uzamayacağı, davacının faturaya dayanak gösterdiği alacağının olup olmadığı, varsa fatura bedellerinin ilgili tarife ve yönerge hükümlerine uygun olup olmadığı hususlarının yeterince tartışılmadığını, belge iptali için davalının 2011 yılı başlarında başvuru yaptığı yönündeki savunmasının yeterince araştırılmadığı belirtilerek bu hususlarda bilirkişi raporu alınmak suretiyle ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Uyulan bozma ilamı sonrasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 11/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bu raporda sonuç olarak, davalının defter ve kayıtlarında 31/12/2011 ve 31/12/2012 tarihli faturaların kayıtlı olmadığı, davalının 2011 yılı ve sonrası için sözleşmeyi fesih talebinde bulunduğuna dair bir talebinin olmadığı, bu dönemde davalının … belgesini kullandığı, 28/12/2006 tarihli sözleşmenin 5. Maddesine göre temerrüde düştüğü, takip tarihi itibariyle 7.867 TL borçlu olduğu, alacağın likit olduğu görüşü açıklanmış ve rapor ekinde davalının kalite garantisi olarak kullandığı … ugunluk belgesi örnekleri ibraz edilmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 28.12.2006 tarihinde düzenlenen sözleşme hükümlerinden sözleşmenin otomatik olarak uzadığı sonucuna varılamayacağını, müvekkilinin en son 31.12.2009 tarihinde vize işlemlerini yaptığını, bu itibarla dönem sonu olan 28.12.2010 tarihinde sözleşmenin sona erdiğini, müvekkilinin başka bir firmaya ait standart belgesini bu tarih itibariyle kullanmaya başladığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; bilirkişi raporu alınmış olup, taraflar arasındaki … marka kullanım sözleşmesine göre, davalının … markalarını kullanabileceği, sözleşmenin 5. maddesine göre sözleşme süresi bir yıl olup, 1 ay önceden aksi yönde herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarda 1 yıl daha uzayacağının taraflarca kararlaştırıldığı, sözleşme kapsamında davalı tarafça yapılacak ödemeyle ilgili herhangi bir açık hükmün bulunmadığı, davalının bu sözleşme ile elde ettiği marka kullanım hakkı karşılığında … tarafından belirlenen ücretlendirme tarifesine göre, kullanım devam ettiği sürece yıllık bedel ödemesi gerektiği, somut olayda davalı taraf 2010 yılı sonundan sonra … markalarını kullanmadığını, bunun yerine başka bir kalite uygunluk sistemi olan … uygunluk belgesini kullandığını savunduğu, davaya konu faturaların ilgili olduğu dönemlerde davalının … belgesinin kullandığını, ancak bunun … ile yapılan marka kullanım sözleşmesinin feshedildiği anlamına gelmediğini, her ne kadar davacı taraf, davalının sözleşmeyi feshetmemesi nedeniyle sözleşmenin aynı şartlarda 1 yıl uzadığını iddia etmiş ise de, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre sözleşmenin 2010 yılı sonuna kadar birer yıl süre ile uzamış olduğu kabul edilse dahi 2009 yılı sonunda yapılan son vize işleminden sonra, 2010 yılı sonundan itibaren sözleşmenin fiilen sona erdiği, bu tarihten sonra davalının … markasını kullanmadığı yönündeki savunmanın aksinin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar sonrası Yargıtay incelemesi sonucu dosya tekrar bozularak mahkememize gönderilmiştir.
Yargıtay Bozma İlamı gerekçesinde ”Taraflar arasındaki 28/12/2006 tarihli “… Marka Kullanım Sözleşmesi”nin 5. maddesine göre, sözleşme süresi bir yıl olup, taraflarca 1 ay önceden aksi yönde herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığı takdirde, sözleşme aynı şartlarda 1 yıl daha uzayacaktır. Davacı 2009 yılı sonunda yapılan son vize işleminden sonra 2010 yılı sonundan itibaren sözleşmenin fiilen sona erdiği bu tarihten sonra … belgesini kullanmadığını ileri sürmüş ise de, taraflarca sözleşmede kararlaştırılan şekilde yapılan herhangi bir fesih ihbarı olmadığına göre, sadece ithalat ve ihracat için vize işlemi yapılması sözleşmenin sona erdiği anlamına gelmeyecektir.Bu itibarla, mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen sözleşmenin yapılan vize işlemi ile sona erdiği gerekçesiyle, davacı iddiaları ve davalının savunması yeterince karşılanmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” görüşü belirtilmiştir.
Yargıtay Bozma İlamı sonrasında davacı vekili bozmaya uyulmasını, davalı vekili de kararda direnilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Yargıtay Bozma İlamına uyulmuş ve dosyada alınan ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli hesap bilirkişisi …’dan alınan rapor kapsamında takibe konu alacağın yerinde olduğu ve 11. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yapılmış olan 10/05/2012 tarihli 1.967 TL’lik fatura ve 24/03/2012 tarihli 5.900 TL’lik fatura alacağına ilişkin faiziyle birlikte 8.024,61 TL üzerinden takibin devam etmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller Yargıtay Bozma İlamı öncesinde alınan bilirkişi raporu kapsamında 11.İcra Müdürlüğünce yapılan takibin yerinde olduğu bu nedenle bulunduğu hal üzere devam edilmesi gerektiği ve likit olan alacak nedeniyle alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmolunması gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından davalı … Ltd. Şti.aleyhine açılan davanın kabulü ile davalının 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin olduğu hal üzerine devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yasal faiz yürütülmesine,
2-Likit fatura alacağından dolayı alacağın %20’sine tekabül eden 1.573,00 TL (bin beş yüz yetmiş üç) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 537,39 TL karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 900,00 TL bilirkişi ücreti, 287,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.187,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay Kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 22/03/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza