Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/657 E. 2019/495 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/657
KARAR NO : 2019/495

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/12/2011
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … şirketi ile yaptığı ticaret kapsamında … markalı tekstil ürünlerini Türkiye’ ye ithal ettiğini, bu malların 26.05.2011 tarihinde ülkeye girişi sırasında davalının hiç bir araştırma ve inceleme yapmadan bu ürünlerin orijinal olmadığı iddiası ile gümrükte durdurduğunu ve mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alarak bu malların ülkeye girişini engellediğini, malların sahte olduğundan bahisle marka tecavüzünün önlenmesi ve tecavüze neden olan ürünlere tedbiren el konulması talebi ile … 4 FSHHM’de dava açtığını, ancak mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda … markasına ait ürünlerin sahte olmadığının ve paralel ithalat kapsamında Türkiye’ ye getirildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davalının davasından feragat ettiğini ve mahkemece tedbir kararının kaldırılarak gümrükte durdurulan malların müvekkiline teslimine karar verildiğini, müvekkilinin tüm bu işlemlerden dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, sezonu kaçırdığını, malların satış imkanının kalmadığını ve malların müvekkilinin elinde kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın haksız tedbir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, 01.04.2014 tarihli dilekçesi ile bilirkişilerce tespit edilen 22.326,88 TL maddi zararın tazmini, müvekkilinin uğradığı 10.000,00 TL’lik manevi zararın tazmini, bilirkişilerce tespit edilen satılma olasılığı neredeyse hiç kalmayan 40.714,00 TL’lik mala ilişkin zararın TBK 50/II.maddesi uyarınca takdir yoluyla mahkemece belirlenmesi ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Gümrük İdaresine başvurusunun bulunduğunu, bu başvuruya dayalı olarak gümrük müdürlüklerinden orijinal olduğuna ilişkin yeterli belge ibraz edilmeyen, taklit markalı ürün olduğu düşünülen ürünler yönünden yapılan işlemlerin 10 gün süreyle re’sen durdurulduğunu, müvekkiline işlem hakkında bilgi verildiğini ve yetkili mahkemede dava açmasının ve ihtiyati tedbir kararı ibraz etmesinin istenildiğini, … 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı davasına konu ürünler yönünden de aynı işlemlerin yapıldığını, davaya konu ürünlerin … Gümrük Müdürlüğünce kendilerine tebliğ edilen … gün ve … sayılı durdurma kararı ile işlem yapıldığını, dava konusu gümrük işlemine ilişkin belgeler incelendiğinde yetersiz oldukları , dayanak faturanın detay içermediğinin, davacının gümrük müdürlüğüne ibraz ettiği beyanname incelendiğinde üzerinde hiçbir marka bilgisinin, ürün kodunun, menşeinin bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin davalının eylemleri nedeni ile dava konusu ürünlerin taklit olduğu kanısına vardığını, ürünlerin paralel ithalat yoluyla ülkemize giren orijinal ürün olduğu öğrenildiğinde ise; 2011/274 esas sayılı davadan feragat ettiklerini, müvekkilinin davacının eksik beyanname ve fatura sunması nedeni ile bazı emare ve olgulardan yola çıkarak davacı hakkında ilgili müracaatlarda bulunduğunu ve Anayasa 556 sayılı KHK, Gümrük Kanunu ile kendisine tanınan haklardan yararlandığını ve müvekkilinin yapılan işlemlerden dolayı kusursuz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaılmıştır.
Başlangıçta davanın … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, … esasına kaydının yapıldığı, Mahkemece … tarih ve…karar sayılı karar ile; haksız tedbir kararı nedeni ile maddi-manevi tazminat talebine ilişkin olan davanın, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkeme olan … 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bakılması gerektiğinden bahisle HMK 399 md. 2.fıkrası kapsamında dava dosyasınan … 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderildiği, … 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esasına kaydının yapıldığı ve yapılan yargılama sonucunda … tarih ve … karar sayılı kararı ile “…davanın kısmen kabulü ile davalı tarafından yapılan başvuru ve talep üzerine konulan haksız ihtiyati tedbirden dolayı taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL maddi ve takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın, gümrükte el koyma tarihi olan 01/06/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine…” dair karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2016 tarih ve 2016/13888 esas, 2016/9515 sayılı kararı ile “… taraf vekillerinin hazır bulunduğu 27/02/2014 tarihli 9 nolu celsede HMK’nın 184. maddesi gereğince taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapmak için söz hakkı tanınmaksızın “tahkikat aşamasının bitirilmesine, sözlü yargılama aşamasına geçilmesine, sözlü yargılama oturumunun gelecek celse yapılmasına ve duruşmanın 03.04.2014 tarihine bırakılmasına” karar verilmiş ve anılan celse davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi tahkikat aşamasının bitirildiği gerekçesi ile dikkate alınmayarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bu itibarla, mahkemece HMK’nın 184. ve devamı maddelerinde belirtilen usullere uyulmadan, tarafların iddia ve savunma hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay Bozması sonrasında davalı …ya tebligatın yapıldığı bu arada davacı …Ltd.Şti. vekili Av….’in dava konusunu tasfiye halindeki davacı şirketten devraldığına dair 22/02/2018 tarihli temliknameyi dosyaya sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı(temlik alan) … vekilinin 06.08.2018 tarihli dilekçesi ile bilirkişilerce tespit edilen ve ıslah harcı yatırılan toplam 22.326,88 Tl.lik maddi zararın, bilirkişilerce tespit edilen stokta kalan ve maliyet değeri 40.714,00- TL olduğu halde 10.675,85 TL’ye zorunlu olarak satılan mal bedelinden oluşan ve harcı tamamlanan 30.038,15-TL’ lik net maddi zararlarının, bilirkişilerce tespit edilen stokta kalan ve maliyet değeri 40.714,00- TL olan mallara ilişkin oluşan 30.038,15-TL’lik net zararı aşan, bu mallardan elde edilemeyen satış karı ile bu ürünlerin 7 yıl gibi uzun bir süre depolanması ve bu bedellerden 7 yılı aşkın süre mahrum kalmaktan dolayı uğradığı tüm zararların TBK 50/II. Maddesi uyarınca “takdir yoluyla” mahkemece tayin edilmesine ve taktir edilecek tazminat tutarına ilişkin harcın bilahare tamamlanmasına, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilimin uğradığı tüm manevi zararların giderilmesi için 10.000.00 Tl.lik manevi tazminatın davalıdan tahsiline, maddi ve manevi zararlar için tedbir ve zararın oluştuğu tarihten itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık … markalı bir kısım ürünlerin davacı tarafça Türkiye’ ye ithali sırasında, davalının Gümrü İdaresine başvurması üzerine gümrükte el konulan, gümrük işlemleri durdurulan ve daha sonra da mahkememizce tedbir kararı verilen giysi ürünlerinin orjinal olduğu ve paralel ithalat yoluyla Türkiye’ ye getirildiğinin anlaşılması sonucunda bu malların davacıya teslim edilmesinden dolayı, elkoyma ve teslim tarihi arasında geçen sürede bu malların davacı tarafça satışının yapılamaması ve elkoyma, ihtiyati tedbir işlemlerinin hukuka aykırı olduğu gerekçesine dayalı tazminat alacağına ilişkindir.
Dava konusu olup, … gümrük Müdürlüğü’ nde … tarih ve … sayılı Gümrük İşlemlerinin Durdurulması Kararı ile gümrükte el konulan … markalı ürünlerin aslında taklit olmayıp orjinal oldukları ve paralel ithalat yoluyla Türkiye’ ye getirildiği taraflar arasında çekişmesizdir. Davacı taraf bu elkoymanın ve durdurmanın haksız olduğunu, müvekkilinin bundan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığınını iddia ederken davalı taraf kendilerinin gereken özeni gösterdiğini, kusurlarının bulunmadığını, tazminat koşullarının oluşmadığını savunmaktadır.
Davalı taraf basiretli bir tacir gibi davranmayarak gerekli araştırmaları, ürün karşılaştırmalarını yapmadan salt beyanname bilgilerine göre malların orjinal olmadığı, taklit olduğu yönünde beyan ve talepte bulunarak önce gümrük işlemlerinin durdurulmasını daha sonra mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemekle kusurludur. Bu nedenle davacının ortaya çıkan maddi ve manevi zararının davalı tarafça tazmini gerekir.
İddia olunan maddi zararın hesaplanabilmesi bakımından bilirkişi incelemeleri yaptırılmış, bilirkişi raporları alınmıştır. Dosyada bulunan 04/02/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu … markalı ürünlere uygulanan 131 günlük ihtiyati tedbir nedeniyle davacının faiz kaybına uğradığı, mahkemenin takdirine göre 5.036,30 TL veya 8.393,83 TL faiz zararının, 1.523,60 TL ardiye ücretinin ve toplam 6.559,90 TL veya 9.917,43 TL zararının bulunduğu ifade edilmiş, 13/03/2013 tarihli ek raporda da aynı görüş yinelenmiştir.
Oluşturulan ikinci bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 26/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, “davacının ihtiyati tedbir nedeniyle uğradığı toplam zararın 22.345,65 TL olduğu, ayrıca davacının elde edemediği gelirin dava tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar 6.425,28 TL olduğu” mütalaa edilmiştir.
30/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise sonuç olarak, “gümrükte el konulan ve gümrük işlemleri durdurularak bekletilen … markalı mallardan dolayı davacının 1.523,60 TL ardiye ücreti ödediği, 15.835,98 TL kazançtan yoksun kaldığı ve ihtiyati tedbir nedeniyle 131 gün gecikmeli olarak satış yapabildiği bundan dolayı hesaplanan faizin de 4.967,30 TL olduğu” görüşü açıklanmıştır. böylece zarar toplamda 22.326,88 TL olmaktadır. Ayrıca stokta kalan ürünlerin toplam maliyetinin ise 40.714.02 TL olduğu belirtilmiş ,davacı taraf uzun bir aradan sonra bu stokları 10.675.85 TL ye üçüncü bir kişiye satmıştır. Böylece artık kalan (40.714,02-10.675,85) 30.038,15 TL zarar miktarı da böylece belirli hale gelmiş ve davacının haksız eylemden doğan zararı toplamda 52.415,03 TL olarak belirlenmiş ve bu miktara hükmolunmuştur.
Davalının eyleminden dolayı davacının manevi zarara uğradığının da açık olduğu gözetilerek ve gümrükte el konulan malların miktarı ve niteliği ile tarafların ekonomik ve sosyal konumlarına göre manevi tazminat talebinin tamamı kabul edilerek 10.000 TL manevi tazminata hükmolunmuştur.
Her ne kadar davacı, ürünlerin depolanması ve mahrum kalınan satış karının da ayrıca mahkeme tarafından belirlenmesini ve karar verilmesini istemişse de; harcı tamamlanarak açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından yapılan başvuru ve talep üzerine konulan haksız ihtiyati tedbirden dolayı (22.326,88 + 30.088,15) 52.415,03 TL maddi tazminatın gümrükte el koyma tarihi olan 01/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacının manevi zarara uğradığı gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın gümrükte el koyma tarihi olan 01/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Her ne kadar davacının ürünlerin depolanması ve mahrum kalınan satış karının da ayrıca mahkeme tarafından belirlenmesini ve karar verilmesini istemişse de harcı tamamlanarak açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 3.580,47 TL karar harcından peşin yatırılan 1.042,55 TL’nin mahsubu ile kalan 2.537,92 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan: 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 500,20 TL posta gideri, 1.896,50 TL yurt dışı tebligatlarına ilişkin giderler olmak üzere toplam 6.396,70 TL yargılama gideri ile 1.060,95 TL harç (peşin+başvuru+ıslah-tamamlama) olmak üzere toplam 7.457,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 6.115,65TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat miktarı yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.931,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26.11.2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır