Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/628 E. 2018/68 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/628
KARAR NO : 2018/68

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz, Maddi ve Manevi Tazminat (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/03/2010
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yargıtay bozması sonrasnda yapılan yargılaması sonucunda;
DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile “…” arasında imzalanan anlaşma gereğince Türkiye’de üretilen otomobiller ile yedek parça, orijinal aksesuar ve bakım ürünlerinin satış hakkının ve Türkiye’de “…” markası ve logolarının kullanım hakkının kendisine verildiğini, müvekkili şirketin “…” marka ve logosuna ilişkin inhisari lisans hakkını kendisi ile yetkili satıcılık ve yetkili atölye sözleşmesi akdetmiş olan yetkili satıcılar ve yetkili atölyelere kullandırdığını, davalının işyeri tabelasında “…” markası yazılarını ve logosunu kullanarak markaya tecavüz eylemini gerçekleştirdiğini ve bu eyleminin haksız rekabet de oluşturduğunu ileri sürerek davalının marka hakkına tecavüzünün durdurulmasını, davalı tarafa ait “…” yazı ve logosunu içeren tabela ve panoların imhasını, şimdilik 5.000 TL maddi tazminat ve 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini, davalı şirket tarafından yapılmış olan servis hizmeti, yedek parça ve araba satışı üzerinden elde ettiği kazancın belirlenerek makul görülecek bir payın maddi tazminat miktarına eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin özel servis hizmeti verdiğini, yetkili servis imajı vererek faaliyet gösterdiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, tüketicilerin, müvekkili şirketin işletmesini davacı tarafın yetkili servisi ile karıştırması ihtimalinin bulunmadığını, 1974 yılında akdettiği yetkili satıcılık sözleşmesi ile “…” markalı otomobillerin satışı ve servis hizmetine başladığını, bu sözleşmenin 2007 yılında feshedilmesiyle özel servis olarak faaliyet göstermeye başladığını, davalının “…” ibaresine özel servis olarak anılan markalı araçların tamir ve bakımının yapıldığını göstermek amacıyla ve 556 sayılı KHK 12. m.’ye uygun olarak yer verdiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında uzun yıllar yetkili satıcılık sözleşmesi ve servis sözleşmesinin olduğu, davalı kullanımlarının 556 sayılı KHK’nın 12.maddesi kapsamında dürüstçe ticari kullanım mahiyetinde olduğu, tazminatı gerektirir bir tecavüzün ve haksız rekabetin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE
Dava 556 sayılı KHK hükümlerince açılmış marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
Tarafların tüm delilleri toplanmış yargılama yapılarak bitirilmiş davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiş ve mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Dairenin 31. 05. 2017 Tarih 2016/454 Esas, 2017/3242 Karar sayılı ilamında, “ ..dosyada mevcut davalı kullanımına ilişkin fotoğraflar ile davalının işyerindeki ve bina dış kısmındaki tanıtıcı işaretler değerlendirildiğinde, davacının inhisari lisans hakkı sahibi olduğu “…” markasının ve logosunun davalı işletmenin tanıtımında markasal ve baskın mahiyet arz edecek şekilde yer aldığı görülmüştür. Bu durumda, davalının işyeri dışında anılan kullanımının 556 sy. KHK 12. m. kapsamında bir kullanım olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı halde yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi yer almıştır.
Yargıtay bozması öncesinde tarafların dosyada bildirdikleri tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek rapor alınmıştır.
Davacı … dava dışı … ve … ile imzaladığı 8/6/1993 tarihli Dağıtım ve İhracat Anlaşması ile kendisine “… markası üzerinde inhisari lisans hakkı ve ayrıca Türkiye’de üretilen “…” markalı otomobilleri, yedek parçaları ve orijinal aksesuar ve bakım ürünlerini münhasıran satma hakkı verildiğini, buııa dayanarak üçüncü kişilerle yetkili satıcılık ve yetkili atölye sözleşmeleri akdettiğini, bu kişilerden birinin davalı şirket olduğunu; davalı şirket ile arasındaki 31/3/2003 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesini gördüğü lüzum üzerine 15/12/2007 tarihi itibarıyla feshetmiş olmasına rağmen, davalı şirketin “…” marka ve logosunu yetkili servis imajı verecek biçimde kullanmaya devam ettiğini, bu kullanımının “…” markasından doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmektedir. Davacı şirket, marka hakkına tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini ve hükmün ilanını, davalı … şirketinin kullanımının 556 sayılı KHK I2’deki istisna kapsamında kabul edilmesi gerektiğini savunmakta ve davanın reddini talep etmektedir.
… adına TPE nezdinde tescilli markalar; … nolu ticaret markasının 6, 7, 9, 11 ve 12. sınıflarda kullanılmak üzere ilk defa … tarihinde tescil edilmiş olup, tescili … tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilenen “… + Şekil” markası ve … no.lu, çeşidi ticaret, 12. sınıfta kullanılmak üzere ilk defa … tarihinde tescil edilmiş olup, tescili … tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilenen “… + Şekil” markasıdır.
556 sayılı KHK. 12 uyarınca tescilli bir markanın, ticari ve sınai alanlarda geçerli olan dürüstlük kurallarına aykırı olmamak şartıyla, sahibinin iznine gerek olmadan üçüncü kişilerce çeşitli şekillerde kullanılması mümkündür. Düzenleme, “Dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adresini, mal veya hizmetlerle ilgili cins, kalite, miktar kullanım amacı, değer, coğrafi kaynak, üretim veya sunuluş zamanı veya diğer niteliklere ilişkin açıklamaları kullanmaları marka sahibi tarafından engellenemez ” şeklindedir. 21/12/1988 tarih ve 89/104/AET sayılı Üye Devletlerin Marka Hukuklarının Uyumlaştırılmasına İlişkin Yönerge’nin 6. maddesi (c) bendinde, ” …malın veya hizmetin öngörülen amacını ve özellikle teferruat veya yedek parça niteliğini belirtebilmek için gerekli olması halinde ” üçüncü kişinin markayı kullanmasının ticaret ve sanayideki dürüst uygulamalara aykırı düşmedikçe marka sahibi tarafından engellenemeyeceği belirtilmektedir.
Markanın dürüst ticari kullanımının engellenemeyeceği ancak üçüncü kişi tarafından dürüstlük kuralları çerçevesinde gerçekleştirilmesi gereken bu kullanım, gerçeğe aykırı olarak bu kimsenin “yetkili servis” olduğu izlenimi yaratacak nitelikte olursa haksız rekabet ve marka hakkının ihlali söz konusu olacaktır.
Somut olayda; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasında 13/8/2008 tarihinde yaptırılan keşif sırasında davalı … şirketinin “…” markasına yönelik kullanımının tespiti amacıyla çekilen fotoğraflardan; davalı şirketin, o tarih itibarıyla, “…” marka ve amblemini, işyeri binası üzerinde, bina dışındaki tabelalarında ve çalışanlarının kıyafetlerinde vurgulayıcı bir şekilde kullandığı, kullanımında ticaret unvanının ayırdedici eki “…” ibaresine ve “…” kelimelerine de yer verdiği, ancak bunun “…” ibaresine nazaran ön planda olmadığı, özellikle bina çevresine yerleştirdiği bazı tabelalarda “… amblemini tek başına kullandığı, faaliyet belirtici işaret olarak “yetkili servis” değil, “servis” ibaresine yer verdiği, bina içerisindeki birtakım reklam panolarında 2007 Formula Sezonu “…’ Pilotları ve Araçlarının görsellerinin, 2005 Formula 1 Dünya Şampiyonasına dair “… ” açıklamasının yer aldığı, buna göre davalı şirketin … yetkili servisi olduğu dönemde gerçekleşen bu organizasyonların tanıtım panolarını kaldırmadığı tespit edilmiştir.
Davalı … vekilinin 28/5/2010 tarihli ve 25/11/2010 havale tarihli dilekçeleri ekinde sunduğu fotografık görsellerden; davalı şirketin önce “…”, sonrasında “…” ibaresini kullandığı, bina çevresindeki tabelalarda “…” kelime ve amblemini tek başına değil de “…” ibaresi ile birlikte ve “Kaporta”, “Boya”, “Mekanik” ifadelerini de ekleyerek kullanmaya başladığı ve yine önceden olduğu gibi bina üzerinde “…” kelimesinin “…” ifadesine nazaran daha büyük puntolarla yazılı olduğu görülmüştür. Davacı … vekilinin, 4/6/2010 tarihinde çekildiğini belirttiği, 1/7/2010 havale tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu bir takım fotografık görsellerden de, “…” kelimesinin davalı şirketin ticaret ünvanının ayırt edici ekine göre daha ön plana çıkarıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyeti yapmış olduğu incelemede; davalı …’nin markasal kullanımı, 13/8/2008 tarihli keşifte tespit edilen durumdan sonra birtakım değişiklikler gösterdiğini, 556 sayılı KHK 12’deki istisna hüküm kapsamında “dürüstçe” kullanım sayılmaya daha yakın bir hal aldığını, davalı şirketin işyeri binasının üzerinde yazılı “…” kelimesinin, puntosunun küçültülmesinin yada vurgulayıcılığının azaltılması gerektiğini, ayrıca bina çevresindeki tabelalara “…” ibaresinin eklenmesinin uygun olacağını belirtmişlerdir.
Gerek 2008 tarihli keşif sırasında tespit edilen kullanım, gerekse tarafların dosyaya sundukları delillerde görülen 2010 yılına ait kullanımın alınan bilirkişi raporu ile iltibas sonucunu doğurmadığı vurgulanmıştır.
Mahkememizce davalı ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla … 1 Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, fakat ticari defterlerin sunulmaması nedeniyle inceleme yaptırılamamıştır.
Davacı vekilinin alınan bilirkişi raporuna itiraz ederek rapor içindeki çelişkilerin giderilmesi ve dosyaya sunulan emsal işyeri cirolarının değerlendirilerek KHK 66/1-b ye dayalı olarak tazminat hesaplanmasını talep etmesi, dava dışı aynı bölgede ticari faaliyet gösteren emsal işyeri servis faaliyeti, onarım, ciro, prim, satış tutarlarını gösterir belgeleri dosyaya sunması sonucu mahkememizce aynı heyetten ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti bozma öncesi dosyaya sunduğu ek raporunda kullanımların maddi tazminatı gerektirir nitelikte olmadığı kanaatinde olup hesaplama sonrası maddi tazminat hesabını 87.039,23TL olarak tespit etmiştir.
Yargıtay Bozması sonrası mahkememizce davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak tazminat hesaplanması amacıyla muhasip bilirkişi seçilerek dosya tevdi edilmiş, bilirkişi incelemesinde 2008-2010 yılı ilk üç ayı itibariyle davalının 14.992,52 TL kar sağladığı buna KHK 67.maddesi uyarınca makul bir pay olarak 1500 TL eklenebileceği davalının dava konusu yıllar ile ilgili ticari defterler, Kurumlar Vergisi beyannameleri, bilançoları, gelir tabloları ve cari hesap ekstesi incelemesi sonucu toplam 16.492,52 TL kar elde ettiği tespit edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu sonrasında her ne kadar davacı vekili davasını ıslah ederek talebini 16.492,52 TL’ye yükseltmişse de Yargıtay bozması sonrası ıslah yapılamayacağından ıslahı yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Bozması öncesi alınan bilirkişi kök ve ek raporunda her ne kadar davalı kullanımının dürüst ticari kullanım niteliğinde olduğu belirtilmişse de uyulan Yargıtay bozma ilamı kapsamında davalının … ibaresini ön plana çıkaracak şekilde kullanımının davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu tespit olunmakla, davalının davacı marka hakkına tecavüzünün durdurulması ve davaya konu davacı … markasını ve logosunu taşıyan tabela ve logolarının kaldırılarak imhası gerektiği ve 556 sayılı KHK’nın 66/b bendi ve 67.maddesi uyarınca hesap edilen yoksun kalınan kazançtan davacının talebi davalının marka hakkına tecavüzü nedeniyle oluşan manevi zararının telafisi amacıyla takdiren 5.000,00 TL(beş bin Türk Lirası) manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı marka hakkına tecavüz nedeniyle KHK 68.maddesi uyarınca manevi zararına yönelik olarak takdiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetini yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … Aş.tarafından davalı … Ltd. Şti.aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davalının davacıya ait tescilli … marka ve logosunun kullanılmak suretiyle davacı marka hakkına tecavüzünün durdurulmasına, davalıya ait söz konusu ibare ve logoyu taşıyan tabela ve panoların kaldırılarak masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, davacının KHK 66/b ve 67.maddesi uyarınca yoksun kalınan kazancı olarak 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacı marka hakkına tecavüz nedeniyle KHK 68.maddesi uyarınca manevi zararına yönelik olarak takdiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetini yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 683,10 TL karar harcından peşin yatırılan 17,15 TL ve 282,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 383,95 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
5-Marka hakkına tecavüz talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Red edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 2.280,00 TL bilirkişi ücreti,1.122,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.402,00 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan-1.598,94 TL ve 316,30TL harç (ıslah+peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.915,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere açıkça okundu, anlatıldı. 22/03/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı