Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/612 E. 2018/187 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/604
KARAR NO : 2018/175

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 20 yılı aşkın bayan giyim sektöründe ürünlerini tasarlayıp ürettiğini, özgün tasarımlarının bulunduğunu, TPMK nezdinde … ibareli üç adet markalarının tescil edilmiş olduğunu ve halen korunduğunu, davalının TPMK nezdinde tescilli … nolu … markasının müvekkili markaları ile ayniyet arzettiğini, aynı sektörde faaliyet gösterdiklerini, ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu belirterek markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, iltibasın olmadığını, tescilde kötü niyetin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında açılmış davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm delilleri toplanmış, TPMK’dan tescil belgeleri getirtilmiş, davanın açılış tarihi itibarıyla yürürlükteki 6769 sayılı Kanun hükümleri uygulanmıştır.
Davacının 02/07/2017 koruma tarihli 25 ve 35. Sınıflarda tescilli … tescil nolu … ibareli markası bulunmaktadır. Ayrıca … ibareli 25. ve 35. sınıflarda 15.02. 2012 tescil tarihli … nolu markası tescillidir. Davacının … + Şekil 18, 25, 35. sınıflarda 02/02/2017 koruma tarihli … tescil nolu markası bulunmakta olup halen korunmaktadır.
6769 sayılı Kanunun 25. maddesinde hükümsüzlük halleri düzenlenmiştir. Maddeye göre Kanunun 5. veya 6. maddesinde sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.
Somut olayda davacının markasını kullanmadığına dair bir defi ileri sürülmemiş olup davalı markasının tescil tarihi olan 16/03/2015 tarihinden dava tarihine kadar da Kanunda düzenlenen 5 yıllık hakdüşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Kanunun 5. maddesinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği mutlak tescil engeli olarak belirtilmiştir.
Kanunda nispi red sebebleri olarak 6. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. hükmü bulunmakta olup tescil varsa da hükümsüzlüğü istenebilir.
Maddenin (5) fıkrasında da tanınmış markalara ilişkin Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. Hükmünce bu şartlar varsa markanın hükümsüzlüğü istenebilecektir.
Markada karıştırma tehlikesi bakımında önemli olan hususun, halkın bu işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurması olduğunu, burada işitsel veya görsel bir benzerlik hatta genel görünüş açısından ‘umumi intiba olmasa bile’, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulmasının ve hatta çağrıştırılmasının dahi karıştırma ihtimali için yeterli bir ölçüt olarak kabul edilmesi gerekir. Bir işaret, görsel, fonetik veya diğer bir açıdan farklı olsa bile, ‘bütünsel’ bir açıdan yaklaşıldığında herhangi bir sebeple müşteri gözünde başka bir marka ile yaklaşıldığında herhangi bir sebeple müşteri gözünde başka bir marka ile bağlantısı varmış intibaı yaratarak onu çağrıştırıyorsa ve bu yüzden müşterinin mal veya hizmet tercihinde etkili oluyorsa, marka olarak tescil engellenebilir. Bir diğer ifade ile, müşterilerin ihtiyaçları olan mal veya hizmetlerini bunları ayırt etmek maksadıyla kullanılan işaretlerin birbirine yakınlığı dolayısıyla karıştırılmaları ihtimal dâhilindeyse bir marka ile diğer işaret arasında benzerlik vardır. Markaların esas itibarıyla bir mal veya hizmeti diğer bir mal veya hizmetten ayırt etmek maksadıyla kullanılmaları esas ise de, bazen müşterilerin, bir markayı sadece mal veya hizmet ile değil, o mal veya hizmeti sağlayan işletme ile de irtibatlandırılabilir
Markalar arasında karıştırılma ihtimalinin varlığı incelenirken inceleme konusu markaların benzerlik derecesi, mal ve hizmetlerin benzerlik derecesi, önceki markanın ayırt edici gücünün, tanınmışlığının derecesi, inceleme konusu mal ve hizmetlerin tüketicilerinden oluşan ortalama tüketici kitlesinin bilinç ve dikkat düzeyi faktörleri dikkate alınır.
İnceleme konusu davalıya ait markanın bütün olarak ortalama tüketicilerde bıraktığı izlenim çerçevesinde, davacıya ait marka ile davalıya ait marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı tespit edilir.
Somut olayda davacı şirketin tekstil sektöründe 25. ve 35. sınıflarda tescilli olan … markalı ibaresi ile davalının … tescil nolu … ibareli 25.sınıfta tescilli olan markası 6769 sayılı SMK’nın 6.maddesi kapsamında benzer işaretler olup davacı markasının birebir aynısı davalı tarafından alınmış başına … ibaresi eklenmiştir. Markada vurgu … ibaresinde bulunmaktadır. Marka bir bütün olarak bakıldığında halk nezdinde karıştırılma ihtimali mevcuttur. Tüketici söz konusu markanın davacı … ibareli markalarının bir serisi olduğu kanaatine varabileceği gibi işletmeler arasında bağlantı bulunduğu izlenimide doğmaktadır. Toplanan deliller TP kayıtları, internet çıktıları, ışığında davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının aynı sınıfta tescilli markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükmün ilanına ilişkin talep yerinde görülmediğinden karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … Ltd. tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile davalının TPMK nezdinde tescilli … tescil nolu … ibareli markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kesinleşen kararın kuruma resen gönderilmesine,
3-Hükmün ilanına ilişkin talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 35,90 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 67,50 posta gideri ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 130,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 19/06/2018

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.