Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/601 E. 2020/188 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/601
KARAR NO:2020/188

DAVA:Caymaya İtiraz
DAVA TARİHİ:15/09/2017
KARAR TARİHİ:11/03/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Caymaya İtiraz davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dosyada bulunan dilekçelerinde özetle; Davalının ….Noterliği … tarih ve … yevmiye numarasıyla gönderdiği ihtarnamede, tek mirasçısı olduğunu belirttiği … 95 adlı eserin sözleşme şartlarında bulunan pursantaj bedellerinin, halka açık alanlarda gelen komşu haklan bedellerinin, internet ve telefon bedellerinin kendisine ödenmediğini iddia ederek cayma hakkını kullandığını, Müvekkili ile davalının babası … arasında dava konusu eserin devredilmesi, lisans verilmesi veya mali hakların ödenmesi için herhangi bir sözleşme bulunmadığını, icracı sanatçı …’a dava konusu albümle alakalı olarak bağlı bulunduğu meslek birliği … aracılığıyla tüm hakedişlerinin ödendiğini, davalı tarafından gönderilen ihtarnamede söz konusu eserin sahipliğini kanıtlayan herhangi bir belge bulunmadığını, davalının eserler üzerinde herhangi bir hakkının bulunmadığını, davalının cayma hakkını kullanabilmesinin yasal şartlarının oluşmadığım, çünkü davalının cayma hakkını kullanabilmesi için öncelikle bir eserinin bulunması gerektiğini, Müvekkil şirketin albümü … İflas Müdürlüğü … tarih ve … sayılı yazışma istinaden …Asliye Ticaret Mahkemesi … tarih ve … E … K sayıh karan ile müflis … San. Ve Tie. A.Ş’nin iflası ve iflas şerhi işlenen eser işletme belgelerini 01.12.2009 tarihinde açılan ihale sonucu tüm hak ve bedelleri ödeyerek satın aldığını, önce … adına daha sonra da noter kanalıyla müvekkil … adına kaydedip tescil ettirildiğini, FSEK m.58 uyarınca cayma hakkını kullanmanın önşartı olan menfaatlerin esaslı surette ihlal edilmesi şartının gerçekleşmediğini, FSEK m.80 uyarınca icracı sanatçının haklarının ihlal edilmediğini iddia etmek suretiyle, Davalı tarafından ileri sürülen caymanın geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyada bulunan dilekçelerinde özetle; Müvekkilinin babası … ile … arasında 24,11.1994 tarihinde bir sözleşme imzalandığını, 10.03.1995 tarihinde bandrol alınarak … 95 adlı albümün piyasaya sürüldüğünü, sözleşme şartlan gereği … firmasına CD, plak, kaset vs gibi araçların üretme ve satın alma hakkı verildiğini, eserle ilgili tüm telif bedellerinin … tarafından ödendiğini, master bant harcamalarının sponsor tarafından karşılandığını ve … firmasına teslim edildiğini, kaset ve CD piyasaya çıktıktan sonra harcanan klip ve reklam bedellerinin sponsor ve … tarafından tahsil edilip, satış gelirlerinden 2500 TL …’a, 2500 TL sponsora ödendiğini, fakat internet ve mobil telefonlara kullanım izninin …’e verilmediğini, radyo TV, halka açık alanlardan gelen gelirlerinde …’a ödendiğini, tüm hakları …’a ait eserin …. San Ve Tic Ltd. Şti tarafından icra kanalıyla satın alındığını, daha sonra davacı …’e devredildiğini, ama … tarafından yapılan davacıya yapılan devrin geçerli olmadığım devirden önce müvekkilinden yazılı izin alınmadığım, devir işleminden soma da müvekkile herhangi bir bedel ödenmediğini, Müvekkili …’nın cayma hakkım kullanabilmesi için tüm yasal şartların oluştuğunu, …’ın tek mirasçısı olduğu için de cayma hakkım kullanabileceğini, FSEK m.49 uyarınca eser üzerindeki mali haklan iktisap eden kişinin kısıtlamalar ile hakları devraldığını, davacıya devirde kendi rızalarının aranmadığını, Davacı ile müvekkili arasında mali hakların devrine ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, FSEK m.52 uyarınca yazılı bir sözleşmenin bulunması gerektiğini, Eser sahibinin doğrudan veya fiziksel olmayan medya aracılığıyla eserin umuma üetimini kontrol etme hakkı bulunduğunu, FSEK m.51/1 uyarınca 2001 yılından önce imzalanmış sözleşmelerin dijital ortamda umuma erişim izni veremeyeceğini, Benzer konularda verilmiş yargı kararlan bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇE
Davacı taraf dava konusu eser üzerinde varis sıfatıyla hak sahibi olduğuna dair dosya 20.03.2006 tarihli veraset ilamını sunmuştur. Aynı şekilde …’e başvurarak YETKİ BELGESİ alındığı görülmektedir. Davalı taraf tek varis olarak …’95 albümü üzerindeki haklarını da …’e devrettiğine bu yetki belgesinde beyanda bulunmuştur. Davalı tarafın tek yasal varis olması sebebiyle dava konusu eser üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf eser işletme belgesine sahip olması sebebiyle eser üzerindeki mali haklara sahip olduğunu iddia etmektedir.
Kayıt Tescil Belgesi Hak doğurucu bir belge değildir. Sadece hak sahibi olunduğunu ispat eden bir belgedir. Bu nedenle hakların kullanılması için alınması gereken zorunlu bir belge değildir. Fakat eserin ticari dolaşıma sokulmaya karar verilmesi durumunda diğer yasal mevzuat gereği elde edilecek gelirlerden vergilerin nasıl ve kimlerden alınacağının tespiti için önemlidir. Ayrıca şirketlerin mülkiyetinde gösterilebilmeleri için de gereklidir. Ancak eser üzerinde nihai bir hak sahipliğini ispatlama fonksiyonu bulunmamaktadır.
Somut olayda davacı taraf Eser İşletme Belgesine sahip olmakla birlikte, varis/hak sahibi davalı taraf eserin dijital platformlarda satışıyla ilgili bir hak devrinde bulunmadığı dosyaya sunulan 24.11.1994 tarihli … ile … arasında yapılan sözleşmeden anlaşılmaktadır.
Eser hakkı sahibi tarafından açık şekilde devredilmeyen mali bir hakkın, sadece Eser İşletme Belgesine sahip olunmasından dolayı var olduğu kabul edilemez, Bu sebeple davacı tarafın eserin dijital platformlarda satışı konusunda hak sahibi olmadığı kanaatine varılmaktadır.
Davalı tarafın … kanalıyla aldığı ödemeler incelendiğinde bu ödemelerin hangi ortamlardaki satışlardan kaynaklandığı belirtilmemektedir. Bu sebeple dijital satışlardan dolayı davalının ne miktarda ödeme aldığı tespit edilememiştir.
Cayma hakkı başlıklı FSEK m.58 uyarınca:
Mali bir hak veya ruhsat iktisap eden kimse, kararlaştırılan süre içinde ve eğer bir süre tayin edilmemişse icabı hale göre münasip bir zaman içinde hak ve salahiyetlerden gereği gibi faydalanmaz ve bu yüzden eser sahibinin menfaatleri esaslı surette ihlal edilirse eser sahibi sözleşmeden cayabilir.
Cayma hakkını kullanmak istiyen eser sahibi sözleşmedeki hakların kullanılması için noter vasıtasiyle diğer tarafa münasip bir mehil vermeye mecburdur. Hakkın kullanılması, iktisap eden kimse için imkânsız olur veya tarafından reddedilir yahut bir mehil verilmesi halinde eser sahibinin menfaatleri esaslı surette tehlikeye düşmekte ise mehil tayinine lüzum yoktur.
Verilen mehil neticesiz geçerse veya mehil tayinine lüzum yoksa noter vasıtasiyle yapılacak ihbar ile cayma tamam olur. Cayma ihbarının tebliğinden itibaren 4 hafta geçtikten sonra caymaya karsı itiraz davası açılamaz.
İktisap edenin mali hakkı kullanmamakta kusuru yoksa veya eser sahibinin kusuru daha ağır ise hakkaniyet gerektiği hallerde iktisap eden, münasip bir tazminat istiyebilir.
Cayma hakkından önceden vazgeçme caiz olmadığı gibi bu hakkın dermeyanını iki yıldan fazla bir süre için meneden takyitler de hükümsüzdür.
FSEK m.48 uyarınca:
Eser sahibi veya mirasçıları kendilerine kanunen tanınan mali haklan süre, yer ve muhteva itibariyle mahdut veya gayrimahdut, karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalanna devredebilirler.
FSEK m.63 uyarınca:
Bu Kanunun tanıdığı mali haklar miras yolu ile intikal eder.
Bunlara göre varis/hak sahibinin cayma hakkına sahip olduğu hususunda şüphe bulunmamaktadır.
Ancak caymanın geçerli olabilmesi için eser sahibinden veya icracı sanatçıdan bir hak veya ruhsat kazanan kimsenin bu hak veya ruhsatı kullanmamış veya gereği gibi kullanmamış olması icap eder. Oysa davalının ihtarnamelerinde hiç veya gereği gibi kullanılmayan haklardan bahsedilmemiştir. Cayma hususunda odak noktası hakkı kazananın ihmali veya kusuru sonucu bu hakkın kullanılmaması olup, hakkı kazananın sınırı aşan şekilde kullanımı caymanın kapsamı dışındadır. Sınırı aşan kullanımların haksız kullanım olduğuna şüphe yoktur. Bu durumda davalının sözleşmenin haklı sebeple feshi yoluna başvurması gerekirken cayma yoluna başvurması korunamaz. Tüm bu sebeplerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE, davalı tarafından yapılan … Noterliği, … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile yapılan caymanın geçersizliğine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 23,00TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 750,00 TL bilirkişi ücreti, 151,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 901,10TL ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 963,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/03/2020

Katip …

Hakim …