Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/599 E. 2020/61 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/599
KARAR NO : 2020/61

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahip olduğu kaliteyi koruma ilkesini çalışma tarzının temel öğesi olarak gördüğünü, bu nedenle AR-GE çalışmalarına ağırlık verdiğini, dünyada ilk kez nano teknoloji kullanarak su ve leke tutmayan ipek kumaşı ürettiğini ve eşarpları yağmur suyu ve lekelerden koruyarak ilk günkü güzelliği ile kullanabilmeyi sağladığını, kendi tasarım atölyesinde dünya modasını geleneksel motiflerli harmanlayarak her sezon tasarladığı tasarladığı 1000’den fazla desen ve renkte eşarp modeliyle Türkiye’de eşarp modasına yön verdiğini, dünyanın en büyük ve modem fabrikalarından biri olan … üretim tesisinde, ileri teknoloji üretim sistemleriyle ipeğin parlaklığı en üst seviyede korunduğnu, Uluslararası … kalite belgesi ile bu konudaki hassasiyeti tescillenen … fabrikasında, üretimin her aşamasında kullanılan malzemelerin işçi ve çevre sağlığına zararlı maddeler içermediğini, bu alanda dünyada varolan …, …, … ve … belgelerinin tümüne sahip olduğunu ve haklı olarak edindiği tanınmışlığı olan marka haklarına son derece ödenm verdiğini, TPMK nezdinde tescilli pek çok markasının bulunduğunu, davalı yaynın … +şekil nolu markasının müvekkili şirketin markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkili şirketin markasının iki adet 8 rakamına benzer şeklin birleşiminden oluştuğunu, davalı yana ait markanın da aynı unsurları taşıdığını, davalı yana aitmarkada ayırt edicilik katacak renk şekil veya ibare de bulunlmladığını bu nedenle davalı yanın markasının müvekkilil şirkete ait marka ile iltibas teşkil ettiğini, davalı markasına TPMK nezdinde itiraz ettiklerini, TPMK tarafından … nolu kararda davalı yanın markasının müvekkili şirketin markasına benzer olduğu ve iltibas teşkil ettiğinin tespit edildiğini, davalı yanın tesil ettirdiği markanın müvekkili şirketin markalarına benzediğini bilmesine veya basiretli tacir olarak bilmesi gerekmesine rağmen tescile bağladığını, bu tescilinin kötü niyetli teşkil ettiğinden bahisle müvekkili şirket adına TPMK nezdinde tescilli markaları ile iltibas teşkil eden advalı yana ait … nolu markanın 6769 sayılı SMK’nın 6/1 ve 25/1 maddeleri uyarınca tescilli oldulğu tüm sınıflar için hükümsüzlüğüne, davalı yanın … nolu markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının dayandığı markaları kullandığını ispatlaması gerektiğini, davacının huzurdaki davada kendi markalarına benzediği ve iltibasa yol açtığı iddiası ile SMK m. 6/1e dayanarak müvekkilinin … nolu 03, 09, 14 ve 21. Sınıflarda tescilli şekil markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiğini, SMK ile birlikte markaların benzerliği iddiası ile açılan hükümsüzlük davalarında davaya mesnet gösterilen markaların kullanıldığının ispatlanması gerektiğini, Bu hususu düzenleyen SMK m. 25/7’deki düzenlemeye göre, davada mesnet gösterilen markaların Türkiyede dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içerisinde, tescil edildiği mal ve hizmetler için ciddi şekilde kullanıldığının ispatlanamaması halinde bu markalara dayalı hükümsüzlük taleplerinin reddinin gerekeceğini, 14.09.2017 tarihinde davanın açıldığını, dava tarihinde 5 yıl ve üzeri zamandan beri tescilli olan davacının … tescil nolu markasının tescil edildiği mal ve hizmetler için SMK m. 25/7 uyarınca tescile konu olduğu her bir mal ve hizmet için Türkiyede markasal biçimde ciddi şekilde kullanıldığının ispatlanmasını talep ettiklerini, müvekkilinin, kadınlara yönelik dünyaca ünlü magazin dergisi … yılından bu yana hazırlayıp basarak satışa sunduğunu, yayın hayatına, Fransada başlayan … dergisinin günümüzde, Türkiye dâhil, 5 kıtada, aralarında Avustralya, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Çin, Fransa, Yunanistan, Macaristan, Tayvan, Hong Kong, Hindistan, İtalya, Rusya, Romanya, Tayland, Güney Kore, İngiltere, Estonya, ABD, İspanyanın bulunduğu 34 ayrı ülkede, basıldığı ülkenin diliyle aylık olarak yayımlandığını, diğer taraftan … markasını moda ve bağlantılı ürünler, güzellik ve bakım ürünler, ev-mutfak eşyaları, dekorasyon için ürünler vs gibi birçok mal ve bunların satışı hizmetleri için de dünyanın birçok yerinde gerek bizzat gerekse lisans yolu ile kullandığını, … markasını ve türevlerini markaları kullandığı ülkeler yanında uluslararası kuruluşlar nezdinde de tescil ettirdiğini, … markasının sayısız ülkede tescilli, dünyaca tanınmış bir marka olduğunu, dergicilik, basın yayın sektörüne ilişkin mal ve hizmet sınıfları yanında moda, kozmetik, güzellik ve bağlantılı sınıflarda da dünya genelini kapsayacak şekilde tescil edildiğini, müvekkilinin dört yapraklı yonca şekli, …’in özel tasarım stüdyosu tarafından, ana marka kimliğinin bir parçası ve tüketicilerin kolaylıkla ayırt edebileceği bir işaret olarak yaratıldığını, bu … şeklinin yalnızca ürünler üzerinde kullanılmak için yaratıldığını, uzun yıllardır kesintisiz bir biçimde kullanıldığını, yıllar içerisinde dört yapraklı yonca şeklindeki markasının çeşitli ihtiyaçlar doğrultusunda güncellediği türlü varyasyonlarını kullandığını ve tescil ettirdiğini, dört yapraklı yoncanın şans simgesi olduğunu, yonca şeklini taşıyan ürünlerinin müşterilerine şans getireceği mesajını vermeyi amaçladığını, aynı zamanda müvekkilinin sevgi dolu, huzurlu bir dünya yaratma isteğini sembolize ettiğini, müvekkilinin gerek … markasının, gerekse bu markadaki … kelimesinin baş harfinden esinlenerek yarattığı dört yapraklı yonca şeklindeki markasının dünya çapında sayısız tescille de koruma altına alındığını, yonca şekil markası ve türevlerinin değişik ulusal Enstitüler nezdinde tescil edildiğini, TÜRK PATENT nezdinde … ve türev markaları için tescillerinin mevcut olduğunu, müvekkilin … markasının TÜRK PATENT nezdinde tanınmış marka olarak da tescil edildiğini, tanınmış marka tescilinden önce de TÜRK PATENT tarafından verilen kararlarla tevsik edildiğini, davacıya ait markalar kelime+şekil kombinasyonundan oluşan … nolu “…+şekil”, … nolu “…+şekil”, … nolu “…+şekil”, … nolu “…+şekil”, … nolu “…”, … nolu “…” markalarının asli unsurunun kelime unsuru olduğunu, müvekkilinin markasında ise kelime unsuru bulunmadığından davacının dayandığı markalar ile müvekkil markası arasında hiçbir benzerlikten söz edilemeyeceğini, Kelime+şekil unsurlarından oluşan markaların asli unsuru açısından yapılan incelemelerde önceliğin kelime unsuruna verileceğini, kelime unsuruna verileceğini, markaların birbirine benzemediği durumda SMK m. 6/1 uyarınca iltibas tehlikesi oluştuğundan bahsedilemeyeceğini, davacının dayandığı şekil markalarından …3 nolu tescilin kapsamındaki mal ve hizmetler ile müvekkil markasının kapsamı birbirinden tamamen farklı olduğunu, SMK m. 6/1 gereği markaların benzerliği yanında mal ve hizmetlerin de aynı/benzer olmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin markasının 03, 09, 14 ve 21. Sınıflarda tescil edildiğini, davacının söz konusu markasının ise 18, 24, 25 ve 35. Sınıfları kapsadığını, tamamen farklı sınıflarda tescil edilen söz konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğundan söz edilmesinin SMKnın açık hükmü gereği mümkün olmadığını, davacının markasının halkaya benzer iki şeklin (ipek böceği kozaları) birbiri içine geçmesinden oluştuğunu, oysa ki müvekkilinin markasının dört yapraklı yonca biçiminde ve stilize bir biçimde özel olarak tasarlandığını, davacının, müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair iddia ve beyanlarının mesnetsiz, gerçeklikten ve mantıktan uzak olduğunu, müvekkili şirketin ve markasının davacıdan çok daha evvel dünya çapında tanındığını, asıl kötüniyetin davacıya ait olduğunu beyanla davacının davasına mesnet gösterdiği ve dava tarihinde 5 yıldır tescilli olan 2010 53213 numaralı markasının dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içerisinde Kanunun aradığı şekilde markasal olarak ve tescil kapsamındaki her bir mal ve hizmet için Türkiyede ciddi bir biçimde kullanıldığının ispatlanmasına, aksi durumda bu markaya dayalı hükümsüzlük talebinin evleviyetle reddine, neticeden haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
YAPILAN YARGILAMA VE TOPLANAN DELİLLER
Dava, 6769 Sayılı Kanun kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğü talepli davadır.
Tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle tarafların tanınmışlık iddiaları değerlendirilmek suretiyle ve yine davacı adına tescilli markalar yönünden davalının SMK 19 kapsamındaki def’isi değerlendirilerek ve hükümsüzlüğe ilişkin her bir iddia ve savunmanın ayrı ayrı değerlendirilmesi hususlarında sunulan 22.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”… davacı yanın …, …, … numaralı … + ŞEKİL ve… numaralı … + ŞEKİL numaralı kelime+şekil markaları ile davalının hükümsüzlüğü talep edilen … ŞEKİL markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı,… numaralı davacı yan şekil markası ile davalının hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı şekil markası kapsamında, markaların ortalama tüketici kitlesi nezdinde benzer olarak algılanması ve markaların sınıf kapsamının aynı olması sebebi ile 6769 Sayılı SMK’nın 6/ (1) maddesine dayalı “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı va da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı va da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine” hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, özellikle tarafların tanınmıştık iddialarına tanınmışlık ve magazinel anlamda bakılınca; … SANAYİ A.Ş., kendisine ait şeklinin, … markası olarak yoğun olarak kullanıldığı, delil olarak sunulan 31 adet EK’te açıkça görülmektedir. Dergiler, kataloglar, reklam mecraları ve markanın kullanıldığı ürünler ve diğer tüm deliller nedeniyle … markası olarak kullanılan şekli, magazinel anlamda bilinen ve giyim sektöründe tanınan bir marka haline geldiği, …, kadınlara yönelik dünyaca ünlü magazin dergisi … DERGİSİ’ni 1937 yılından bu yana yayımlamaktadır. … dergisi Türkiye dâhil, 5 kıtada, 34 ayrı ülkede, basıldığı ülkenin diliyle aylık olarak yayımlanmaktadır. Magazinel olarak tanınmakta hatta magazin gündemi oluşturmaktadır. Fakat … – … tarafından kullanılan ve hükümsüzlüğü talep edilen şekil markasının tanınmışlık ve magazinel niteliği olmadığı, huzurdaki dava tarihinin 14.09.2017 olması, davacının hükümsüzlük talebine gerekçe gösterdiği, … numaralı şekil makasının tescil tarihi 02.11.2011 olması, anılan marka dava tarihinde, beş yılı aşkın süredir tescilli olması kapsamında davalı yanın davacıdan hükümsüzlük talebine gerekçe gösterdiği … numaralı şekil makasının tescilli olduğu sınıflarda, dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık dönem içerisinde (14.09.2017-14.09.2012) ciddi, aralıksız ve yoğun bir şekilde tescilli olduğu her bir emtia grubunda tek tek kullanımının SMK md. 19 kapsamında defi olarak ileri sürmesinin mümkün olduğu ancak, … numaralı markası, hükümsüzlüğü talep edilen davalı markası ile farklı sınıflara ilişkin olması nedeni ile heyetimizce 6769 Sayılı SMK’ nın 6/(1) maddesine dayalı hükümsüzlük koşulları bakımından, mal-sınıf benzerliği bulunmaması nedeni ile değerlendirmeye alınmadığından, bu yönde ayrıca bir değerlendirme yapılmasına kanaatimizce gerek bulunmadığı, davalı yanın önceki tarihli şekil markalarına dayandırdığı, gerçek ve öncelikli hak sahipliği, tanınmışlık savunmalarının, “seri marka yaratılırken önceki markanın ayırt edici unsurunun aynen korunmakla birlikte” şartının gerçekleşmemesi sebebi değerlendirmeye alınamayacağı, davacının 6769 Sayılı SMK’ nın 6/ (9) maddesine dayandırılan kötü niyet hükümsüzlük talebinin ispatlanamadığı…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VEGEREKÇE
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TPMK nezdinde tescilli …, …, …, …, …, … markaları ile davalı yana ait … numaralı markanın 6769 Sayılı SMK’ nın 6/1 ve 25/1. maddeleri uyarınca aynı ya da benzer mal ve hizmetlerde tescilli olup olmadığı, markaların karıştırılmasına neden olacak derecede davacı markaları ile benzer olup olmadığı, bu nedenle davalının markasının hükümsüzlüğüne karar verilip verilemeyeceği, davalı yanın, davacının … nolu markanın SMK 19. maddesi ve ileri sürdüğü kullanmama defi kapsamında, benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınıp alınamayacağı, davalının dava konusu şekil markasının gerçek ve öncelikli hak sahibi olup olmadığı ve tarafların tarafların tanınmışlık iddialarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
6769 Sayılı SMK ‘nın Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi başlıklı 25. Maddesi;
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
(6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.
(7) 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyannca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü defi olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya ruçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya ruçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartlann yerine getirildiğini ispatlar.
6769 Sayılı SMK’nın Marka tescilinde nispi ret nedenleri başlıklı 6. Maddesi:
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz Özerine başvuru reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvurulan itiraz üzerine reddedilir.
Hükümlerini amirdir.
Davacı yanın dava dilekçesi ve dosya kapsamına sunulu dilekçelerinde, davacı yan tarafından hükümsüzlük talebine konu hukuki gerekçelerinin, davacının hükümsüzlük talebinin 6769 Sayılı SMK’nın Marka tescilinde nispi ret nedenleri başlıklı 6. maddesi (1), (9) maddelerinde düzenlenen hukuki gerekçelere dayanıldığı anlaşılmaktadır.
MADDE 6- (1) “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı va da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı va da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine” anılan şartların birlikte varlığı aranmaktadır.
Karıştırılma ihtimalinde halktan kasıt, potansiyel müşteri kitlesine göre belirlenecek ortalama tüketicidir. Buna göre halk tarafından karıştırılma ihtimali incelenirken, ortalama tüketici gözüyle değerlendirme yapılacaktır. Somut olaydaki, taraf markalarının yöneldiği sektör ve mal ve hizmet grubu bakımından, ürün ve hizmetlerin alıcısı daha yüksek ve uzman bir algı düzeyine yönelik bir sınıf ve hizmetin söz konusu olmadığı, ortalama tüketici dikkat ve algısının benzerlik değerlendirmesine konu edilmesi gerektiği göz önüne alınmalıdır.
Karıştırılma ihtimali, klasik ve geniş anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır. Klasik anlamda karıştırılma ihtimali, bir mal veya hizmetin alıcısı durumunda bulunan kimselerin almayı düşündüğü, bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı düşüncesiyle, başka bir işletmenin aynı veya benzer malını veya hizmetini alma ihtimali (tehlikesi) ile karşı karşıya olması anlamına gelmektedir. Geniş anlamda karıştırılma ihtimali ise, markalar arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurulması tehlikesini de içerir.
Karıştırma ihtimalinin inceleme yönteminin nasıl olması gerekmesi konusunun bütünsel değerlendirme ile yapılması gerektiği hususu doktrinde kabul edildiği gibi uygulama ve yargı kararlarında da kabul edilmiştir.
Ancak bütünsel değerlendirme yapılırken karşılaştırmaya konu markalan oluşturan jenerik, tanımlayıcı, tali unsurların değerlendirme dışı bırakılması gerekmektedir.
Doktrinde de kabul gördüğü üzere markalara ait mal ve hizmet listelerinde yer alan emtiaların “benzer” olup olmadığının değerlendirilmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemeler bağlayıcı kesin kurallar içermemektedirler.
Bu nedenle inceleme konusu markaların emtia listelerindeki sınıf numaralandırması ile bağlı kalınmaksızın, karşılaştınlan emtia listelerinin “aynı veya benzer” mal ve hizmetlerden oluşup oluşmadığı incelenmelidir.
“Marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı veya benzer tür olup olmadığı hususunda 1957 yılında yapılmış olan Uluslararası Nice Protokolü kapsamında hazırlanan Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Tebliğ Hükümlerine ve bunun ekindeki sınıflara ve alt gruplara göre yapılan listenin dikkate alınması gerekmekle birlikte tek başına listenin bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu anlamda ilişkilendirmenin varlığı için mal ve hizmetlerin tamamen aynı sınıfta veya aynı alt grupta yer alması gerekmez.
Zira asıl olan, işaretlerin, kapsamındaki mal veya hizmetler üzerinde tescilli bir marka olarak kullanılması durumunda, tüketici nezdinde markaların karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmamasıdır. Bu nedenle mal ve hizmet sınıf ve alt gruplarında benzerlik araştırmasında piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olması, aynı veya yan yana raflarda satışa arz edilip edilmediği kullanım yöntemleri, hedeflenen müşteri kesiminin aynı olup olmadığı hususlarnın araştırılması gereklidir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/759 E., 2018/6323. 2 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/7808 E., 2018/1281 K.)
Taraf markalan benzerlik değerlendirmesine tabii tutulduğunda, markaların bütünsel olarak değerlendirilmesi ilkesi kapsamında, davacı yanın … + ŞEKİL ve … + ŞEKİL markaları ile davalının hükümsüzlüğü talep edilen … ŞEKİL markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, “…” ve “…” ibarelerinin davacı markalarına farklılık kattığı, kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak markalar görsel benzerlik değerlendirmesine konu edildiğinde, … numaralı davacı yana ait şekil markası ile davalının hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı şekil markasının, göz ve zihinde bıraktığı izlenimin çok benzer olduğu , ayrıntılara dikkat edilmesi ile ancak fark edilebileceği, bu sebeple ortalama tüketici kitlesi nezdinde benzer olarak algılanabileceği ve markaların tescil kapsamındaki emtia gruplarının aynı olduğu tespit edilmiş bulunmaktadır.
6769 Sayılı SMK’ nın 6/ (1) maddesine dayalı ; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı va da benzerliği ve kapsadığı mal veva hizmetlerin aynılığı va da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil kanştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine” hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Ayrıca davalı tarafından kullanmama defi ileri sürülen … numaralı marka ile, hükümsüzlüğü talep edilen davalı markasının farklı sınıflara ilişkin olması nedeni ile sınıflar örtüşmediğinden, davacı tarafın … numaralı markası bakımından iltibas ihtimalinin doğmadığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Kaldı ki karıştırılma ihtimali yaratan marka … numaralı şekil markasıdır. Bu bakımdan konuyla ilgisizdir.
Davalının dava konusu markasının tanınmış olduğunu kanıtlayacak yeterli delil bulunmamaktadır. Davalının başka bir markasının tanınmış olduğu tespit edilmiştir. Bu bakımdan konuyla ilgisizdir.
Davacı yanın ise dava konusu hükümsüzlük talebinin gerekçesi olarak ileri sürülen, davalı yan markasının, davacının markasının Türkiye’de ulaşmış olduğu tanınmışlık düzeyinden istifade etmek suretiyle gerçekleştirilmiş olduğunu ortaya koyar, herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Yine söz konusu markanın davalı yan tarafından markayı kullanmak için değil, sadece bir başkasının bu markayı kullanmasına, piyasaya girmesine engel olmak için tescil ettirdiği konusunda somut deliller tespit edilememiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE, davalı adına tescilli … tescil nolu şekil markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 23,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 447,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.947,20 TL ile 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 4.010,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır