Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/597 E. 2019/189 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/597
KARAR NO : 2019/189

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin 1993 yılında …’da kurulduğulnu, … A/S’nin bir parçası olarak tekstil sektöründe yer aldığını, “…” ibareli markasını ulusal ve uluslararası tescillerle koruduğunu, dünya çapında tanınan markası, … işlem numarası ile de WIPO nezdinde birçok ülkede tescil edildiğini, “…” ibaresi için yapılan Google aramalarında müvekkiline ait marka ve bu markayı taşıyan ürünlerin çıktığını, tüm dünyada tüketici nezdinde “…” işaretinin müvekkilinin markasını tanımlamak için kullanıldığını bu yönüyle, müvekkiline ait markanın çok güçlü bir ayırt edici niteliğe haiz marka olduğunu, müvekkili şirketin bir çok ülkede tescilli markası ‘…’i, … işlem numarası ile 25. Sınıf bakımından TPMK nezdinde tescil koruması talebinde bulunduğunu, bu başvurusunun …’nin … işlem numaralı “…” ibareli markasının varlığı nedeniyle reddedildiğini, “…” ibaresinin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, markalarını tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de uzun yıllardır kullandığını, yüksek bilinirliğine ulaştırdığı … markasını Türkiye’de, davalı adına kayıtlı olan ve kullanılmayan önceki tarihli marka sebebiyle tescil koruması altına alamadığını, davalının 13.03.2007 tarih ve … işlem numaralı ‘…’ ibareli markayı 556 sayılı markaların Korunması Hakkındaki KHK’ya göre çıkarılan marka tescil başvurularına ait Mal ve Hizmetlerin Sınırlandırılmasına İlişkin Tebliğin 18 / 25 / 35. Sınıflar bakımından adına tescil ettirdiğini, “…” markası adı altında 25. Sınıf bakımından hiçbir emtia üretip satmadığından bahisle, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. Maddesi gereğince davalı adına TPE nezdinde tescilli … işlem numaralı ‘…’ ibareli marka tescil belgesinin 25. sınıf bakımından iptaline, markanın bu emtialar yönünden sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … Ticaret Ltd. Şti.nin 1991 yılında… tarafında kurulduğunu, dava tarihi itibari ile de faaliyetlerine devam ettiğini, kurulduğu tarihten bu yana giyim, tekstil ve tekstil aksesuarları sektöründe hizmet verdiğini, uzun yıllar boyunca hazır giyim alanında faaliyet göstermesiyle tanındığını, Almanya, Polonya, Rusya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, İsviçre gibi ülkelere ihracat yaptığını, ilk marka başvurusunu 2000 yılında … başvuru numaralı ‘’… ‘’ markası için 25. Sınıfta gerçekleştiğini, müvekkili şirketin “…” ifadesini tescil ettirdiğinde davacı şirketten ve davacı şirketin markasından haberdar olmadığını, müvekkili şirketin 1991 yılında kurulmuş olmasına rağmen davacı şirketin kuruluş tarihinin 1993 olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. Maddesi’ne göre tescilli bir markanın, tescil edildiği tarihi takiben marka sahibi tarafından kullanılması gerektiğini, markanın kullanılmaması ya da kullanımına tescil tarihinden itibaren kesintisiz 5 yıl boyunca ara verilmesi halinde markanın iptali için dava açılmasının mümkün olacağını, müvekkili … sayı ile kayıtlı “…‘’ ibareli markanın tescil tarihinin 18.11.2009 olduğunu, davacı tarafın 2009 yılından bu yana markasının müvekkili şirket adına tescilli olduğunun bilincinde olduğunu, davanın tescil tarihinden uzun bir süre sonra açılmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, davacı tarafın sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığını, müvekkil şirketin davacının iddia ettiğinin aksine … işlem numaralı “…” markasını tescil ettirdiği 25. Sınıf “koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç dış giysiler, ayak giysileri, baş giysileri,” bakımından kullandığını ve kullanmaya devam ettiğini, bu kategorilerde emtialar ürettiğini ve ürettiği ürünleri gerek yurt içi gerek de yurt dışı şirketlere pazarladığını, ayrıca korume süresi sonunda müvekkili tarafından marka başvurusunun yenilendiğini, müvekkili şirketin “…” markasının tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, 1991 yılından bugüne kadar aktif olarak kullandığını, tüketiciler nezdinde tanınan markalar haline getirmek için uğraş sarf ettiğini, “…” ibaresinin müvekkili şirketle özdeşleştiğini, müvekkilinin markasıyla ayniyete varacak derecede benzer olan davacı tarafa ait … başvuru numarası ve 07.11.2016 başvuru tarihi ile kayıtlı olan “…” ibaresi ile … başvuru numarası ve 30.09.2016 başvuru tarihi ile kayıtlı olan “…” ibareli markalara ilişkin itirazda bulunulduğunu ve bu itirazlarının kabul edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış, davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli markanın 25. Sınıf bakımından hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtların incelenmesinde, … tescil nolu “…” ibareli markanın … Ticaret Ltd.Şti’ne ait olduğu, 18,25,35 emtia sınıfları bakımından tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın … tescili nolu “…” ibareli markasının, tescilli olduğu tüm sınıflar ve bu sınıflardaki her bîr emtia yönünden ayrı ayrı dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre içerisinde ciddi kullanımı olup olmadığı hususlarında davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı tarafa ait ticari defterlerin, açılış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun alarak yapıldığı, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, TTK. 64. maddesine istinaden yapılması gereken kapanış tasdiklerinin zamanında ve yasalara uygun yapıldığı, ticari defterlerin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu tespit edilmiş, davalı tarafın, dış giyim eşyalarının toptan ticareti faaliyetinde bulunduğu, şirket merkezinde inceleme günü sunulan alış ve satış faturaları üzerin de yapılan incelemeler de, dava konusu … ibareli markanın, faturalar üzerinde kullanılmadığı, davalı tarafından, İnceleme gününden sonra Mahkemeye sunulan ürün katalogunda, dava konusu markaya yönelik görsellerin bulunduğu, ancak, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, dava konusu markaya yönelik satışının bulunup bulunmadığı, var ise ne kadar satış yaptığı, satışlarının toplam ciro üzerinde ki payının ne olduğu, kullanım var ise bu kullanımların ciddi kullanım olup olmadığı hususlarının, satış faturaları üzerinde markasal kullanımın olmaması nedeniyle tespit edilemediğinin…” bildirildiği anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’da kullanılmama nedeniyle iptal md.9’da düzenlenmiştir. 26.madde 1/a’daki atıf doğrultusunda 9.maddenin 1.fıkrasındaki şartların gerçekleşmesi halinde markanın talep üzerine TÜRK PATENT tarafından iptal edilebileceği hükme bağlanmıştır.
Marka üzerindeki hakkın kazanılması için sicile tescil edilmesi yeterli olsa da kanun koyucu tescil edilmiş marka ile marka hakkı sahibine sağlanan korumanın devam edebilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Bunun arkasında; tescil edilen bir markanın haksız yere sahibinin tekelinde kalmasının engellenmesi, marka sicilinin kullanılmayan markalarla dolu bir ‘çöplük’ haline gelmesini önlemek veya kullanılmayan bir markadan onu kullanmak ve bir değer yaratmak isteyen bir başka kişinin yararlanmasının önünü açmak gibi pek çok ekonomik ve toplumsal nedenler yatmaktadır. Zira marka hakkı sahibine inhisari bir yetki veren ve herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğundan kanun koyucu, bu geniş hakkın yanı sıra marka sahibine hakkaniyet ölçüsünde birtakım sorumluluklar da yüklemiştir. Markanın usulünce kullanılması zorunluluğu da bunlardan bir tanesidir. SMK md. 9 “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda öncelikle kullanılmama sebebiyle iptali istenen markanın niteliği iyi belirlenmelidir. Ciddi biçimde kullanımdan bahsedebilmek için en öncelikli kriter markanın kullanım yoğunluğu ve markadan elde edilen ekonomik yarardır. Markanın sadece birkaç defa ambalajlara basılması veya az sayıda bastırılan broşürlerde kullanılması gibi kullanım süresi ve etkisi sınırlı, hatta göstermelik denebilecek kullanımlar SMK md.9 anlamında ciddi kullanım teşkil etmez. Markanın ciddi kullanımı belirlenirken markanın kullanım şekli, kapsamı, süresi gibi objektif kriterlerden hareket edilmelidir. Marka sahibi markasını aynı mal veya hizmeti üreten teşebbüslerin oluşturduğu piyasada farklı bir yer edinmek veya yeni bir mal veya hizmet piyasası oluşturmak biçimde kullanmışsa ciddi bir kullanımdan söz edilebilir.
Dava dosyası incelendiğinde davalı adına tescilli, kullanılmayan emtialar yönünden kısmi iptali talep edilen markanın, 25.sınıfın raporda tespit olunan ciddi biçimde kullanıldığına dair herhangi bir kanıta rastlanmamış ve kullanıldığına dair bir belge dosyaya sunulmamıştır.
Kullanılmama nedeniyle bir markanın iptal edilebilmesi için kullanılmamanın haklı bir sebebe dayanması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde 25.sınıfın alt gruplarında kullanılmamasının haklı bir sebebe dayandığına dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır.
Toplanan deliller hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, bir markanın iptalinin istenebilmesi için haklı bir sebep olmadan Türkiye’de tescilden itibaren 5 yıldır ciddi bir şekilde kullanılmamış olması veya kullanımına 5 yıl süreyle ara verilmiş olması gerektiği, dava konusu markanın iptalinin istendiği 25.sınıfa ilişkin emtiların tescil edildikleri tarihten itibaren ciddi biçimde kullanıldığına dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, ciddi biçimde kullanmamanın haklı bir sebebe dayanmadığı, SMK md.9’da öngörülen kullanılmama nedeniyle iptalin şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabul ile davalı adına … no ile tescilli “…” ibareli markanın 25.sınıf yönünden kısmen iptaline, sicilden bu emtilar yönünden terkinine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABÜLÜ ile TPMK nezdinde davalı adına … no ile tescilli “…” markasının 25.sınıf yönünden kısmen iptaline, sicilden bu emtialar yönünden terkinine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 13,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan:800,00 TL bilirkişi ücreti, 220,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.020,10 TL ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.082,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır