Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/578 E. 2021/197 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/578
KARAR NO : 2021/197

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı şirketin … A.Ş. olarak 1997 yılında ticaret hayatına başladığını, … markası ve … alan adıyla 2006 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, “…” ve “…” markalarının TPMK nezdinde tescil edildiğini, davalı şirkete ait … internet sitesinin aynı hedef kitleye yönelik faaliyet gösterdiğini ve Google arama motorunda davacıya ait marka olan “…” ve “…” kelimelerini kullanarak reklam verdiğini, bu kelimeler yoluyla yapılan arama sonuçlarında … internet sitesinin davacı tarafın internet sitesi olan www…. internet sitesinden daha üst sıralarda ve daha önce listelendiğini, bu nedenle davalı firmaya farklı tarihlerde e-posta ve facebook sayfalarına yazılarak bu durumun ve haksız rekabetin ortadan kalkması için ihtarnameler gönderildiğini, daha sonrasında … 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde delil tespiti yapıldığını, bilirkişi tespitinin bu anahtar kelimelerin kullanıldığı yönünde olduğunu, aynı alanda faaliyet gösteren davalı tarafından bu anahtar kelimeler kullanılarak davacı firmanın unvanının haksız bir şekilde kullanıldığını, davalı firmanın davacıya ait markayı haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullandığını, bu anahtar kelimelerin kullanılmasının davalıya ait Google Adwords hesabının History bölümünde açıkça görüleceğini, davacı firmanın bu durumdan ötürü müşteri ve maddi kayba uğradığını, kullanıcıların davacı firmanın internet sitesine girmeleri gerekirken davalının internet sitesine gidebildiklerini, bu nedenlerden ötürü davalı firmanın haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığını ve marka haklarına tecavüz olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, müvekkili firmaya ait “…” ve “…” marka kelimelerini kullanarak haksız rekabet teşkil eden eylemlerden ötürü, fiilin haksız olup olmadığının tespitine, haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün men’ine, şimdilik 1.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde, alınan bilirkişi raporunda … ve … tıklamalar üzerinden seçenekli hesap yapıldığını, onlıne tıklama seçeneğiyle yapılan hesap sonucunda 124.246 TL maddi tazminat bedeli hesaplandığını, bu nedenle 1.000 TL olan maddi tazminat taleplerini 123.246 TL arttırarak toplam 124.246,00 TL’ye çıkarttıklarını belirttiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının iddia ettiği gibi bir reklam verildiğinin kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, Google’ın herhangi bir ticari faaliyetin gerçekleştiği bir platform olmadığını, böyle bir faaliyet öncesi ara bir durak konumunda olduğunu, müşterinin arama sonuçlarına bakarak hangi reklamın hangi internet sitesine yönlendirme yaptığını anlayabildiğini, dolayısıyla yanlış yönlendirmenin olmadığını, arama yapan kişinin satın alma kararını ancak ilgili firmanın internet sitesini inceledikten sonra verdiğini, ortalama bir kullanıcı göz önüne alındığında reklamın yanıltıcılığı iddiasının abartılı olduğunu, adwords reklam hizmetinde böylesi bir yanıltıcı reklam sisteminin bulunmadığını ve kullanıcıların kararlarını bu platformda vermediklerini, bu platformun bir yönlendirme platformu olduğunu, bu nedenle başkasına ait markayı Adwords reklam sisteminde kullanarak haksız rekabete yol açıldığı sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığını, haksız rekabet teşkil edecek bir davranışın bulunmadığını, davacı firmanın piyasadaki itibarından haksız yararlanma olmadığı gibi, müşterilerinin de haksız yönlendirilmesinin bulunmadığını, bu olayda başkasına ait itibardan yararlanma şartlarının bulunmadığını, Google kullanıcısının arama yaptığı kelime ile bir bağ kurarak, satın alma kararını buna göre vereceğinin kabul edilemez olduğunu, müşterinin haksız yönlendirilmesinin de söz konusu olmadığını, rakip firma ile müşterisi arasına girilerek müşterinin satın alma kararının etkilenmediğini, internet kullanıcısının Google’da bir markayı aradığında, bu marka dışında başka bağlantılı diğer internet sitelerini de göreceğini öngördüğünü, arama motoruna aranacak kelimenin girilmesinin satın alma kararının verildiği anlamına gelmediğini, başkasına ait markanın, Adwords reklam sisteminde anahtar kelime olarak girilmesinin, kullanıcıların marka sahibi firmaya yönlenmesinin engeli olarak nitelendirilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek rapor alınmıştır.
Davacıya ait … numara ile tescilli … ŞEKİL markası: 35. sınıfta [Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık hizmetleri (Muhasebecilik hizmetleri dahil). İthalat ihracat acente hizmetleri. Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).], 38. sınıfta [Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri.], 39. sınıfta [Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, kurye hizmetleri dahil). Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.], 41. sınıfta [Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri. Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.] ve 43. sınıfta [Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri.] 08/01/2010 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edilmiştir.
Tescil 27/08/2012 tarihinde sicile kayıt edilmiş olup, 30/09/2012 tarih ve 419 sayılı Resmi Marka Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Davacıya ait … numara ile tescilli … ŞEKİL markası: 16. sınıfta [Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç). Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç). Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.] 18/09/2012 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edilmiştir.
Tescil 03/10/2013 tarihinde sicile kayıt edilmiş olup, 30/11/2013 tarih ve 426 sayılı Resmi Marka Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Davacıya ait … numara ile tescilli HERKES İÇİN … markası: 35, 38, 39, 41 ve 43. sınıflarda 18/01/2013 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edilmiştir.
Tescil 10/03/2014 tarihinde sicile kayıt edilmiş olup, 31/05/2014 tarih ve 429 sayılı Resmi Marka Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Davalıya ait … numara ile tescilli … ŞEKİL markası: 39. sınıfta [Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, kurye hizmetleri dahil). Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.], 43. sınıfta [Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil).Hayvan bakım evleri hizmetleri.] 31/08/2017 tarihinden itibaren on yıl müddetle yenilenmiştir.
Tescil 12/09/2008 tarihinde sicile kayıt edilmiş olup, 30/11/2008 tarih ve 396 sayılı Resmi Marka Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Davalıya ait … numara ile tescilli … markası: 39. sınıfta [Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, kurye hizmetleri dahil). Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri.], 43. sınıfta [Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri.] 18/06/2009 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edilmiştir.
Tescil 23/07/2010 tarihinde sicile kayıt edilmiş olup, 30/09/2010 tarih ve 407 sayılı Resmi Marka Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
… 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, talep edenin … AŞ, karşı tarafın …Tic. AŞ olduğu, Google arama motorunda, tescilli … markasının haksız rekabete konu edilecek şekilde reklam kelimesi olarak kullanılıp kullanılmadığının tespitinin talep edildiği, yapılan tespitte alınan raporda bilirkişinin, 31/05/2017 tarihinde Google arama motoruna “…” ile “…” ibareli yazıldığında, … isimli internet sitesinin Google Adwords üzerinden yaptığı reklamların görüldüğü, hususlarının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan kök raporda bilirkişilerin; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 29 hükmü uyarınca davacıya ait … numara ile tescilli … ŞEKİL ve … numara ile tescilli … ŞEKİL markalarına tecavüz eyleminin oluştuğu, davacının … numara ile tescilli … ŞEKİL ve … numara ile tescilli … ŞEKİL markalarına yönelik olarak davalı tarafça haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, haksız rekabet nedeni ile davacının uğradığı maddi zararın tazmin edilmesini talep edilebileceği, ancak şu aşamada eldeki verilerle bu zararın hesaplanmasının mümkün olmadığı, hususlarında görüş ve tespitlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin rapora karşı beyanında, bilirkişi raporuna genel itibari ile katıldıklarını ancak zararın hesaplanabileceğini düşündüklerini, bu açıdan bilirkişi raporuna katılmadıklarını belirtmiş, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin rapora karşı beyanında, müvekkili şirketin kötü niyetli olarak Google Adwords üzerinden reklam verdiği yönünde sunulan raporun kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişilerin yetkiyi aşan aleyhe değerlendirmelerinin kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişilerin sürekli aleyhe değerlendirmelerde bulunduğunu, somut olayda haksız rekabet teşkil edecek bir davranış da bulunmamakla birlikte bilirkişi raporunda bu yönde yapılan aleyhe tespitlerin kabulünün mümkün olmadığını belirterek rapora itiraz ettiklerini belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan 07/11/2019 tarihli oturum 2 nolu ara karar uyarınca rapor sunan heyete mali müşavir bilirkişinin eklenmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verildiği, dosyanın tevdi edildiği ve ek raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan ek raporda bilirkişilerin; … tıklama başına satış tutarı 9,20 TL tespit edilmiş olup, davacının internet sitesinde, her tıklamanın ne kadarlık bir satış tutarına denk geldiğini temsil etmekte olan bir ortalama tutar olduğu, tıklama başına satış tutarı = toplam satış tutarı / tıklamalar dolayısıyla, tıklamalar x tıklama başına satış tutarı = toplam satış tutarı; davalının sitesinde oluşan 83950 tıklamanın, davacı tarafında ne kadar satışa denk geldiğini bulmak için çarpıldığında, 83950 tıklama x 9,20 TL = 772340 TL hesaplandığı, ancak 9,20 TL, 2016 Eylül ve 2019 Şubat dönemlerini kapsamadığı, kök raporda belirtildiği üzere 2015 Haziran ve 2016 Ağustos sonu arasında gerçekleşmiş olan 1049 tıklamanın ise tıklama başına satuş tutarının ne kadar olduğu bilgisinin mevcut olmadığı, bu 1049 tıklamanın tıklama başına satış tutarı 9,20 TL’den fazla veya az olmasının hesabı kısmen değiştireceğini, onlıne tıklama başına satış tutarı 1,48 TL tespit edilmiş olup, davacının internet sitesinde, her tıklamanın ne kadarlık bir satış tutarına denk geldiğini temsil etmekte olan bir ortalama tutar olduğu; tıklama başına satış tutarı = toplam satış tutarı / tıklamalar; dolayısıyla, tıklamalar x tıklama başına satış tutarı = toplam satış tutarı; davalının sitesinde oluşan 83950 tıklamanın, davacı tarafında ne kadar satışa denk geldiğini bulmak için çarpıldığında, 83950 tıklama x 1,48 TL = 124246 TL hesaplandığı, 1,48 TL, 2015 Haziran – 2019 Şubat dönemini, dolayısıyla bütün 83950 tıklamayı kapsadığı, bu noktada a) ve b) hesaplamalarının, yani … + … satış ve sadece online satış kavramlarını ayırt etmek adına; online satış, bir ziyaretçinin internet sitesinden direkt olarak yapmış olduğu alışverişi temsil etmekte iken, offline satış, bir ziyaretçinin internet sitesine girdikten sonra, bir iletişim formu doldurarak ve çağrı merkezi aracılığı ile oluşan satış olduğu, bu bağlamda direkt ziyaret sonucu oluşan satış online, ziyaret sonrası dolaylı ve diğer satış yöntemlerinin desteği ile oluşan satış ofline olarak ifade edildiği, online, herhangi bir satış ekibi, çağrı merkezi veya iletişim formu gerektirmezken, … ise dolaylı bir yöntem olduğu, a) ve b) hesaplamalarından (… + … ya da sadece …) hangisinin veya herhangi birinin kullanılıp kullanılmayacağının mahkemenin takdirinde olduğu, hususlarında tespit ve görüşlerini bildirmişlerdir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalı tarafından Google arama motoru Adwords’larinda davacıya ait tescilli marka / markaların anahtar sözcük olarak kullanmasının, markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği ile buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
1) Markaya Tecavüz ve Haksız rekabet iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımının tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara, 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde tüketiciler tarafından karışıklığa sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılmayan “Adwords” reklamlarla marka hakkının ve haksız rekabetin ihlali internet ortamındaki marka hakkının ihlali şekillerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnternette reklamın hedef kitleye ulaşması için bir çok imkan bulunmaktadır. Bunlardan biri, cins ve meslek isimlerinin reklamlarda kullanılmasıdır. İnternet arama motorları, bir hizmet ya da ürün arayan kimseyi, meslek ya da cins isimlerinin bulunduğu siteye yöneltmektedir.
İnternet arama motorlarının en tanınmışı ve en çok kullanılanı olan “Google”, ilk zamanlar internette cins ve meslek isimlerinin reklamlarda kullanılabilmesine imkan sağlarken daha sonra rakip firmalara ait marka, ticaret unvanı ya da başkalarına ait isimlerin de reklamlarda kullanılabilmesine imkan sağlamıştır. Google’ın bu reklam uygulaması, “adwords” reklam uygulaması olarak adlandırılmaktadır.
Arama motorları, reklam müşterilerine, arama motorlarına girilen kavram ve sözcüklere duyarlı reklam yapma imkânı sunmaktadırlar. Reklamın, internet kullanıcısının ekranında görünüp görünmemesi tamamen arama motorlarına girilen sözcük ve kavramlara bağlıdır. Kullanıcıların arama motoruna girdiği kavram ve kelimelerde, mümkün mertebe çok görüntülenebilmek için işletmeler belirli kavramları “keyword” (anahtar sözcük) olarak kaydetmektedirler.
Anahtar kelime eşleme türleri; Geniş eşleme, sıralı eşleme, tam eşleme ve negatif eşleme olarak kısaca dörde ayrılır. Anahtar kelime eşleme türleri, Google’daki hangi aramaların reklamları tetikleyebileceğini kontrol etmeye yardımcı olur. Reklamı geniş bir kitleye göstermek için geniş eşleme seçeneği veya belirli müşteri gruplarına odaklanmak için tam eşleme seçeneği kullanılabilir. Genel olarak, eşleme türü ne kadar geniş olursa, reklamlar daha sık tetiklenebileceğinden anahtar kelimenin trafik potansiyeli de o kadar fazla olur. Buna karşılık, daha dar bir eşleme türü, reklamların daha seyrek gösterilebileceği ancak gösterildiğinde büyük olasılıkla kullanıcının aramasıyla daha alakalı olacağı anlamına gelir. Bir müşteri arama yaptığında, eşleme türleri, reklamın müşterinin aramasına göre farklı şekillerde gösterilecek biçimde tetiklenir.
İşletmeler, genelde anahtar sözcüklerin (keywords) seçilmesinde üst kavramlar ve sözcükler kullanmaktadır. Bu suretle internet kullanıcısı, reklamı verenlerce belirlenmiş herhangi bir kavram ya da sözcüğü (adwords) arama motoruna girdiği takdirde, dört satırlık reklam ilanı, arama sonuçlarından ayrı ve onun üstünde ya da yanında olarak yer almaktadır. Web sitesi birden çok reklama imkân verdiğinden, reklamların kaçıncı sırada yer alacağını, işletmelerin kendileri belirlemektedir; zira sıralama, işletmenin reklama her tıklama için ödemeye hazır olduğu fiyata göre belirlenmektedir. Google Adwords reklamlarında, bir anahtar sözcük için en yüksek ücreti ödeyen kimse reklam sıralamasında yukarılarda, hatta ilk sırada yer almaktadır. Reklam veren işletmeci, internet kullanıcısının reklamı dikkate alıp reklamdaki linke tıklayarak işletmenin internet sitesine girdiği tıklamalar için reklam ücreti ödemek durumundadır.
Ancak adwords’ta başka bir markanın belirleyici kelimeler arasında kullanılmasının, markaya tecavüz teşkil edip etmediği hususunda bir sonuca varabilmek için markasal kullanım olup olmadığının tespiti gerekir. Bir adwords reklamında anahtar sözcük olarak kullanılmakla işaret, söz konusu mal veya hizmetlerin, diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlamaktadır. Reklamı yapılan web sitesinin, marka sahibinin mallarının sunulduğu şeklinde bir intiba oluşturan zihinsel bir bağlantı meydana getirildiği belirtilir. Bu suretle “adwords”u kullanan kimse, yıllardan beri oluşturulan markanın şöhretinden kendisine yarar sağlamaktadır. Bu şekilde, bir markanın üzerinde bulunduğu mal ve hizmetler için müşterileri, kendisine “çekme” işlevi suistünal edilmiştir. Netice itibarıyla bir ürünün işaretlenmesinin modern bir şekli söz konusudur.
Ancak başka bir marka ya da işaretin adwords reklamlarda anahtar sözcük ya da kavram olarak kullanılmasının, arama sonuçlarıyla adwords reklamın açıkça birbirinden ayırt edilmiş olarak sunulması halinde, markasal bir kullanım olmadığı, bir işaretin ana işlevi olan mal veya hizmetin kaynağım göstermesi halinde ancak markasal bir kullanımdan bahsedilebileceğini savunulabilecek bir görüş olmasına rağmen, başkasına ait bir marka ya da işaretin adwords reklamlarda kullanılmasında bu husus çoğunlukla gerçekleşmemekte, burada markanın müşterilerini kendisine çekme işlevi, reklam ve arama sonuçları açıkça ayıri edilebilir şekilde, işletmenin kendi reklamının sunumunu yapmak için kullanıldığı görülmektedir.
Burada markanın dürüstçe kullanımı da değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira marka mevzuatımıza göre bir markanın dürüstçe kullanımı mümkündür ve marka sahibinin bu kullanımı engelleyemez. Markanın dürüstçe kullanımı düzenleyen m. 12’ye göre “Dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adresim, mal veya hizmetlerle ilgili cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafi kaynak, üretim veya sunuluş zamanı veya diğer niteliklere ilişkin açıklamaları kullanmaları marka sahibi tarafından engellenemez”. Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere, tescilli bir markanın başka bir işletmenin reklamlarında kullanılabilmesi için gerçekten bu eylemi ve kullanmayı haklı kılacak bir nedenin bulunması gerekir. Oysa adwords reklamlarda bu şekildeki kullanımı haklı kılacak bir nedenin varlığından bahsetmek mümkün değildir. Şöyle ki başkasına ait tescilli bir markayı anahtar kelime olarak kullanan kimse, kendi hak ettiği bir tamum ıslıktan ve çekicilikten değil, tam aksine bir başka markanın çekiciliğinden faydalanmaktadır ve bu faydalanmayı haklı kılacak bir neden de bulunmamaktadır.
Bilindiği gibi herkesin haklarını kullanırken ya da borçlarını ifa ederken dürüstçe hareket etmesi hukukun temel ilkelerinden biridir. Adwords reklam uygulamalarında bir şirketin iştigal ettiği meslek adını, ürettiği ürün ve herkesin kullanabileceği umumi bir kavramı kullanabilmesi mümkündür. Buna karşın rakip şirketin markasının, ticaret unvanının ya da sloganlarının anahtar kelime olarak kullanıldığı hallerde dürüstçe bir kullanımdan bahsedilemez. Zira burada tamamen reklamı yapan kimsenin amacı, kendi haklı şöhretinden değil, tamamen rakibinin şöhretinden yararlanmaktır. Reklam veren, kendi iştigal alanı ve mesleği ile ilgili kelimeleri anahtar kelime olarak almak yerine, rakibinin tescilli markası ve ticaret unvanı olan işareti ya da bir başkasına ait ismi anahtar kelime olarak almaktadır.
Bu durum, yeni reklam modellerinden ya da teknolojiden yararlanmanın daha ötesinde bir eylemdir ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmamaktadır.
Somut olaya dönüldüğünde ; gerek … 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin… D.iş sayılı dosyasındaki tespitler gerekse alınan heyet raporundaki değerlendirmeler dikkate alındığında davalı firmaya ait Google Adwords hesabı üzerinden davacı tarafın iddia ettiği gibi “…” kelimesi ile Google Adwords üzerinden, farklı tarihlerde ve farklı keywordler ile birleştirilerek … “…” kelimesi için reklam verildiği, davacıya ait markaları google adwords de anahtar sözcük olarak kullandığı, davacıya ait markanın anahtar kelime olarak kullanılmasının SMK 7/3-d kapsamında marka tecavüzü ve TTK 56 vd. maddelerine göre Haksız Rekabet teşkil ettiğinin kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmış buna dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
(5)Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6)Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden SMK 151/2-a ve 151/4 maddelerine dayalı olduğu, tazminat hesaplamasında davalının ihlali gerçekleştirdiği tarihler arasında kendisine ait internet sitesinin tıklanma sayısı baz alınarak kaçının satışa dönüştüğünün tespiti ile ortalama satış üzerinden oluşan zararın tespitinin yapılmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda inceleme yapılması yönünden mali müşavir bilirkişi görevlendirilmiş ve www…. sitesinde Haziran 2015 ile Şubat 2019 tarihleri arasında her tıklamadan kaçının satışa dönüştüğünün ve ortalama satış tutarının (TL cinsinden) kök raporda belirtilen 83.950 tıklamanın ne kadar gelire denk geldiği hususunda;
Taraf ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda; bu reklamlar aracılığı ile Google kullanıcılarının toplamda 1.411.533 kez “…” web sitesi için reklam gördüğü, 83.950 kez tıklama yaptığı ve davalı firmanın bu reklamlar için toplam 35.734 TL harcama yaptığı, reklamların Haziran 2015 ile Şubat 2019 tarihleri arasında yayımlandığı, Haziran 2015’de 65 adet tıklama yapıldığı, Temmuz 2015’de 119 adet tıklama yapıldığı, Ağustos 2015’de 116 adet tıklama yapıldığı, Eylül 2015’de 59 adet tıklama yapıldığı, Ekim 2015’de 17 adet tıklama yapıldığı, Kasım 2015’de 49 adet tıklama yapıldığı, Aralık 2015’de 37 adet tıklama yapıldığı, Ocak 2016’da 42 adet tıklama yapıldığı, Şubat 2016’da 43 adet tıklama yapıldığı, Mart 2016’da 50 adet tıklama yapıldığı, Nisan 2016’da 33 adet tıklama yapıldığı, Mayıs 2016’da 48 adet tıklama yapıldığı, Haziran 2016’da 56 adet tıklama yapıldığı, Temmuz 2016’da 74 adet tıklama yapıldığı, Ağustos 2016’da 241 adet tıklama yapıldığı, Eylül 2016’da 28 adet tıklama yapıldığı, Ekim 2016’da 13 adet tıklama yapıldığı, Aralık 2016’da 7 adet tıklama yapıldığı, Ocak 2017’de 165 adet tıklama yapıldığı, Şubat 2017’de 212 adet tıklama yapıldığı, Mart 2017’de 404 adet tıklama yapıldığı, Nisan 2017’de 385 adet tıklama yapıldığı, Mayıs 2017’de 359 adet tıklama yapıldığı, Haziran 2017’de 913 adet tıklama yapıldığı, Temmuz 2017’de 742 adet tıklama yapıldığı, Ağustos 2017’de 1016 adet tıklama yapıldığı, Eylül 2017’de 749 adet tıklama yapıldığı, Ekim 2017’de 129 adet tıklama yapıldığı, Kasım 2017’de 190 adet tıklama yapıldığı, Aralık 2017’de 716 adet tıklama yapıldığı, Ocak 2018’de 855 adet tıklama yapıldığı, Şubat 2018’de 793 adet tıklama yapıldığı, Mart 2018’de 1326 adet tıklama yapıldığı, Nisan 2018’de 1365 adet tıklama yapıldığı, Mayıs 2018’de 1579 adet tıklama yapıldığı, Haziran 2018’de 12636 adet tıklama yapıldığı, Temmuz 2018’de 13973 adet tıklama yapıldığı, Ağustos 2018’de 9633 adet tıklama yapıldığı, Eylül 2018’de 6381 adet tıklama yapıldığı, Ekim 2018’de 2775 adet tıklama yapıldığı, Kasım 2018’de 14275 adet tıklama yapıldığı, Aralık 2018’de 5618 adet tıklama yapıldığı, Ocak 2019’de 5648 adet tıklama yapıldığı, Şubat 2019’de 0 adet tıklama yapıldığı,
… & … tıklama başına satış tutarı 9,20 TL tespit edildiği, davacının internet sitesinde, her tıklamanın ne kadarlık bir satış tutarına denk geldiğini temsil etmekte olan bir ortalama tutar olduğu, davalının sitesinde oluşan 83950 tıklamanın, davacı tarafında ne kadar satışa denk geldiğini bulmak için çarpıldığında, 83950 tıklama * 9,20 TL = 772340 TL hesaplandığı, ancak 9,20 TL nin 2016 Eylül ve 2019 Şubat dönemlerini kapsadığı, kök raporda belirtildiği üzere 2015 Haziran ve 2016 Ağustos Sonu arasında gerçekleşmiş olan 1049 tıklamanın ise tıklama başına satuş tutarının ne kadar olduğu bilgisi mevcut olmadığı, bu 1049 tıklamanın tıklama başına satış tutarı 9,20 TL’den fazla veya az olması hesabı kısmen değiştireceği, … tıklama başına satış tutarı 1,48 TL tespit edilmiş olup, davacının internet sitesinde, her tıklamanın ne kadarlık bir satış tutarına denk geldiğini temsil etmekte olan bir ortalama tutar olduğu, davalının sitesinde oluşan … tıklamanın, davacı tarafında ne kadar satışa denk geldiğini bulmak için çarpıldığında, 83950 tıklama * 1,48 TL = 124246 TL hesaplandığı,1.48 TL nin 2015 Haziran – 2019 Şubat dönemini, dolayısıyla bütün … tıklamayı kapsadığı, Bu noktada hesaplamaların, yani … satış ve sadece online satış kavramlarını ayırt etmek adına; online satış, bir ziyaretçinin internet sitesinden direkt olarak yapmış olduğu alışverişi temsil etmekte iken, offline satış, bir ziyaretçinin internet sitesine girdikten sonra, bir iletişim formu doldurarak ve çağrı merkezi aracılığı ile oluşan satıştan oluştuğu, bu bağlamda direkt ziyaret sonucu oluşan satış online, ziyaret sonrası dolaylı ve diğer satış yöntemlerinin desteği ile oluşan satış ofline olarak ifade edilebileceği, …, herhangi bir satış ekibi, çağrı merkezi veya iletişim formu gerektirmezken, offline ise dolaylı bir yöntem olduğu tespit ve değerlendirmelerinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; esasen davacı vekilinin talebi doğrultusunda mali hesaplama ve değerlendirmeler sunulmuş ise de esasen hesaplamanın doğrudan hükme esas alınamayacağı, zira 2015 Haziran ve 2016 Ağustos Sonu arasında gerçekleşmiş olan 1049 tıklamanın ise tıklama başına satış tutarının ne kadar olduğunun tespit edilemediği, yine online offline değerlendirmeleri dikkate alındığında her ikisinin de birlikte zarar hesaplamasına kabul edilebilir ise de gibi davalı sitesinde toplamda yapılan 83950 tıklamanın davacı kayıtlarındaki oranda satışa sağlayıp sağlamadığının ya da aynı tıklamaların davacı nezdinde aynı oranda kazanca sebebiyet vereceği değerlendirmesinin farazi bir değerlendirme sonucunu doğuracağı, ayrıca hesaplama dönemlerinde dava tarihinin aşıldığı, dava tarihi olan 25/08/2017 tarihi baz alınarak rapor ele alındığında oranların inceleme tarihine kadar artarak devam ettiği, net bir hesaplama yapılamayacağı dikkate alındığında ek bir inceleme yapılmasının değerlendirme ve sonucu değiştirmeyeceği, davacının SMK 151/2-a kapsamındaki tazminat talebinin TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla davacının 151/4 e dayalı talebi de dikkate alınarak davalının kullanım durumu, paranın alım gücü, eylemin ağırlığı, rapordaki tespitler, hak ve nesafet izahı yapılan değerlendirmeler kapsamında takdiren 50.000,00 TL üzerinden kısmen talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine manevi tazminat şartlarının da oluştuğu gözetilmekle eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek talep olunan tazminat miktarının yerinde olduğuna kanaat getirilmekle takdiren 5.000,00 TL üzerinden manevi tazminatın tümden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporları ve sunulu tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davalının davacıya ait tescilli marka / markaları Google Adwords’de anahtar sözcük olarak kullanmak şeklindeki kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiş yine tazminat talepleri yönünden, davacının maddi zararının tespitin mümkün olmadığı anlaşılmakla tazminat miktarlarının TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenerek maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, manevi tazminatın ise tümden kabulüne karar vermek gerekmiş gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalı kullanımlarının (davacıya ait tescilli markaların Google Adwords’te anahtar kelime olarak kullanılmak sureti ile ) markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına,
2-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; takdiren 50.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacının manevi tazminat DAVASININ KABULÜ ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere tirajı en yüksek üç gazeteden birinden bir defaya mahsus olmak üzere ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.757,05 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL ve 2.121,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 1.604,65 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz ve diğer talepler yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3 uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 5.550,00 TL bilirkişi ücreti, 516,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.066,50 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 4.000,00 TL ve 2.183,80 TL harç (peşin+başvuru+tamamlama) olmak üzere toplam 6.183,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır