Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/536 E. 2019/438 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/523
KARAR NO : 2019/446

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … grup şirketi olduğunu, 2003 yılında kurulduğunu, …’nın doğal gaz, elektrik ve su dağıtımı servisleri gibi kamu hizmetlerinin lokal ve bölgesel bir sağlayıcısı olduğunu, enerji sektöründeki operasyonlarının doğal gaz dağıtımı ve diğer olası enerji projelerine yönelik olduğunu, Türkiye’nin 11 şehrinde yer alan doğal gaz dağıtım şirketlerinin farklı oranlardaki hisse senetlerine sahip olduğunu ve 11 şehirde doğal gaz dağıtım ve altyapı faaliyetlerini sürdürdüğünü, Türkiye’nin bu 11 şehrinin 30 yıl süresince gaz dağıtım lisansına sahip olduğunu, … Şirketi’ne ise; 19.12.2013 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi ticareti yapmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından lisans verildiğini, Türkiye’nin ilk enerji ihracatına yönelen şirketleri arasında olduğunu, Mahkememizin 2016/75 esas sayılı dosyası kapsamında 556 Sayılı KHK’nın yürürlükte bulunduğu dönemde dava açıldığını ancak Anayasa Mahkemesi’nin KHK’nın 14.maddesini iptal etmesi nedeni ile davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı şirketin … tescil numaralı … markasının 39. sınıfta yer alan “boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri” bakımından kullanılmadığını, davalı şirketin ticari faaliyetinin doğal gaz, elektrik ve su temin-taşıma hizmeti olmadığını, bu hizmetleri yapabilmesi için şirketlerin ilgili bakanlık tarafından onaylanmış lisanslarının olması gerektiğini, davalının böyle bir lisansa sahip olmadığını, davalı şirketin ticari faaliyet konusunun, “iletişim, haberleşme, medya, reklam, basım ve yayın alanlarında her türlü metod ve malzemeden yararlanarak çalışmalar yapmak, iletişim, bilgi haberleşme ve yayın sistemleri kurmak ve 07.01.2013 tarihinde tescil edilen tadil metnin yazılı olan diğer işler” olduğunu, 07.01.2013 tarihli ana sözleşme tadil metninde de şirketin amaç ve konu başlığı altında doğal gaz, elektrik ve su dağıtımı ile ilgili olan hiçbir ibarenin olmadığını, davalı şirketin meslek grubunun “İşletme Destek Hizmetleri ” olduğunu beyanla , davalı şirket adına kayıtlı davalı şirket adına kayıtlı olan … başvuru numaralı … markasının davanın devamı esnasında üçüncü şahıslara devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … Başvuru numaralı markanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. ve 26. Maddeleri gereğince kullanmama nedeniyle, marka emtia listesinde yer alan ve Mal ve Hizmetlerin Uluslar arası Sınıflandırmasına İlişkin Nice Anlaşması uyarınca 39. sınıfta yer alan boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri bakımından kısmen iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma tarafından açılan, müvekkil firmanın sahibi olduğu … markasının Nice Anlaşması 39. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından kısmen hükümsüzlüğü talebini ihtiva eden davanın, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde görüldüğünü, davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, HMK 114 hükümleri gereğince kesin hükme bağlanmış aynı talepleri içerin bu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının … markası ile ilgili olarak YİDK tarafından verilen kararın iptaline dair Türk Patent ve Marka Kurumu ve müvekkil firmaya karşı … 3. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde … E, sayılı dosyasında karar verildiğini, … markası için yaptığı başvurusunun reddedildiğini ve … Numaralı YİDK Kararı dolayısıyla … ibareli markanın tescilinin reddolunduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin 2016/148 E. 2016/189 K. sayılı kararında korunan hukuki yararın SMK için de geçerli olması gerektiğini, müvekkili firma tarafından usulüne uygun şekilde 04.,06.,40.,35. VE 39. sınıflarda tescil edilen “…” markasının müvekkili tarafından mevzuata uygun şekilde kullanıldığını, müvekkili şirketin ortağı olduğu şirketlerin elektrik dağıtım sektöründe faaliyette bulunduğunu, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanının aynı zamanda bu şirketlerin de yönetim kurulu başkanı olduğunu, Seminer ve konferanslarda … markasının reklamının yapıldığını, Grup şirketlerinden olan …Şirketi’nin müvekkili tarafından verilen izinle söz konusu markayı dava konusu hizmetler bakımından kullandığını, müvekkili şirketin … markasını elektrik dağıtım hizmetlerinde kullandığını, boru hatları ile taşıma alanında kullanmak için de jeotermal kaynak arama ruhsatı aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış kullanmamaya dayalı markanın hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu Marka Dairesi kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu … ibareli markanın … Şirketi adına 39.sınıfta tescil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2016/75 esas sayılı dosyasında ve iş bu dava dosyasında sunulan 08.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Dosyaya sunulan … markasının kullanımlarının dava dışı şirket tarafından gerçekleştiği, bu şirket ile davalı şirket arasında marka kullanımına ilişkin bir düzenlemenin dosya kapsamında bulunmadığı, söz konusu kullanımların dava konusu hizmetler bakımından gerçekleştiğini söylemenin mümkün olmadığı, bu sebeple SMK m.9 uyarınca davalı adına tescilli … markasının dava konusu “boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri” bakımından iptalinin talep edilebileceği…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ‘nın 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir 2- Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fikra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.3)- Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” şeklindeki düzenleme ile kanun koyucunun Markalar Sicilini kullanılmayan markalardan arındırma amacını güttüğü anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde SMK m.26/I-a) hükmü de SMK m.9/I’de belirtilen hallerin bir iptal sebebi olduğunu ortaya koymaktadır.
Marka üzerindeki hakkın kazanılması için sicile tescil edilmesi yeterli olsa da kanun koyucu tescil edilmiş marka ile marka hakkı sahibine sağlanan korumanın devam edebilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Bunun arkasında; tescil edilen bir markanın haksız yere sahibinin tekelinde kalmasının engellenmesi, marka sicilinin kullanılmayan markalarla dolu bir ‘çöplük’ haline gelmesini önlemek veya kullanılmayan bir markadan onu kullanmak ve bir değer yaratmak isteyen bir başka kişinin yararlanmasının önünü açmak gibi pek çok ekonomik ve toplumsal nedenler yatmaktadır. Zira marka hakkı sahibine inhisari bir yetki veren ve herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğundan kanun koyucu, bu geniş hakkın yanı sıra marka sahibine hakkaniyet ölçüsünde birtakım sorumluluklar da yüklemiştir. Markanın usulünce kullanılması zorunluluğu da bunlardan bir tanesidir.
SMK madde 9’da marka kullanılmama sebebiyle iptali edilebilmesi için haklı bir sebep olmaksızın tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından tescil tarihinden itibaren 5 yıl boyunca Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmamış veya kullanımına beş yıl ara verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir. Ciddi biçimde kullanımdan bahsedebilmek için en öncelikli kriter markanın kullanım yoğunluğu ve markadan elde edilen ekonomik yarardır. Markanın sadece seminer ve konferanslarda reklamının yapılması, ambalajlara basılması veya az sayıda bastırılan broşürlerde kullanılması gibi kullanım süresi ve etkisi sınırlı, hatta göstermelik denebilecek kullanımlar SMK md.9 anlamında ciddi kullanım teşkil etmez. Markanın ciddi kullanımı belirlenirken markanın kullanım şekli, kapsamı, süresi gibi objektif kriterlerden hareket edilmelidir. Marka sahibi markasını aynı mal veya hizmeti üreten teşebbüslerin oluşturduğu piyasada farklı bir yer edinmek veya yeni bir mal veya hizmet piyasası oluşturmak biçimde kullanmışsa ciddi bir kullanımdan söz edilebilir.
İşbu davanın açılma tarihi 09.06.2017’dir. Bu tarihten geriye doğru 5 yıllık ciddi kullanımlar SMK m.9 anlamında marka hakkının muhafazasını sağlayacaktır. Aksi halde markanın dava konusu hizmetler bakımından iptali talep edilebilecektir. Bu çerçevede davalı tarafın 09.06.2012 – 09.06.2017 tarihleri arasında … markasını “boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri” bakımından ciddi olarak kullandığını ispatlaması gerekmektedir.
Dava dosyası incelendiğinde davalı adına tescilli, kullanılmayan emtialar yönünden kısmi iptali talep edilen markanın, 9.sınıfın raporda tespit olunan ciddi biçimde kullanıldığına dair herhangi bir kanıta rastlanmamış ve kullanıldığına dair bir belge dosyaya sunulmamıştır.
Konuya ilişkin 2016/75E. numaralı dosya kapsamında davalı tarafça markanın kullanımına ilişkin sunduğu deliller incelendiğinde, sair basılı evrakta söz konusu dönem içerisinde … markası altında sponsor olunan organizasyonlara ilişkin tanıtım dokümanı, … Altyapı firması tarafından düzenlenen faturalar ve bu firmaya yönelik düzenlenmiş faturalardan ibaret olduğu ve … markasının kullanımının gerçekleştiği, ancak bu kullanımların dava konusu hizmetler bakımından gerçekleştiğine ilişkin bilgi veya belgelerin dosyaya sunulamadığı,tanıtım evrakından genel anlamda birçok organizasyona sponsor olunduğu, bu organizasyonların doğrudan dava konusu hizmetler ile ilgili olmadığı, faturalardaki kulanımların … firması tarafından gerçekleştirilen ve dava konusu hizmetler ile doğrudan bağlantısı olmayan kullanımlar ollduğu, ayrıca davalı şirket ile söz konusu şirket arasında markanın kullanımına ilişkin bir sözleşme de bulunmadığının bilirkişilerce tespit edildiği anlaşılmıştır.
İşbu dava dosyasına davalı tarafından kullanımlarını ispatlamak amacıyla yeni delillerin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Marka hukuku bakımdan farklı bir tüzel kişiliğin gerçekleştirdiği kullanımlar ancak bir lisans sözleşmesi kapsamında gerçekleşmesi halinde, marka sahibi tarafından gerçekleştirilen kullanımlar olarak kabul edilebililir. Davalı tarafın bizzat dava konusu … markasını ‘boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri” bakımından ciddi olarak kullandığını ispata yarar herhangi bir kanıta rastlanmamış ve kullanıldığına dair bir belge dosyaya sunulmadığı gibi başka firmaların hangi kullanımlarının SMK m.9/III anlamında davalının izni ile gerçekleştiği hususu da ispatlanamamıştır.
Tüm dosya kapsamı, Mahkememizin 2016/75 esas sayılı dosya kapsamı, sunulan deliller, TPMK kayıtları, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafın dava konusu … markasını dava konusu “boru hattı ila taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri” bakımından ciddi olarak kullanmadığı, bu sebeple MarkaKHK m.14 uyarınca davalı adına tescilli … markasının dava konusu hizmetler bakımından iptalinin istenebileceği kanaatine varılarak, davanın kabulüne, davalı adına tescilli … markasının boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri, yani 39.sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE, Davalı adına tescilli … markasının boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri, yani 39.sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğüne,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 13,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan:2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 230,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.330,60 TL yargılama gideri ile 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.393,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.931,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır