Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/534 E. 2022/70 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/534 Esas
KARAR NO : 2022/70

DAVA : Patent (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı firmanın “…” isimli ürününün davalı adına tescilli … sayılı patente tecavüz edip etmediğinin tespit edilmesinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 154/1 md. hükmü anlamında menfaati bulunduğunu, huzurdaki dava açılmadan önce davalı tarafından ihtarname ile davacının adı geçen ürününün ruhsat başvurusunun davalının patentinden doğan hakları ihlal edip etmediği hususunda bilgi talep edildiğini, bunun üzerine davacının gönderdiği cevabi ihtarname ile bahsi geçen iddiaların kabul edilmediğinin ancak araştırılacağının davalıya bildirildiğini, davalının … sayılı patenti koruduğu unsurlarla, davacıya ait ürünler karşılaştırıldığında, davacının ürününün dağıtıcı miktarının, dava konusu patentin 1 nolu isteminde verilen aralığın üzerinde olduğunu, ürünün davalının patentinin 1 nolu istemini ihlal etmediğini, ayrıca davacının usulünün de dava konusu patentin 13 nolu bağımsız isteminde yer alan işlemden farklı olduğunu, davacının ürününün davalının patentinin diğer bağımlı istemlerini de ihlal etmediğini belirtmiş davacının ürünlerinin ve fiillerinin davalının …sayılı patentine tecavüz etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının ”…” ürünleri için orijinal ilaçlarına ait ruhsat dosyalarını referans gösteren ve patent ile korunan bu ürünlerin tamamen aynısı ya da temelde benzer olması zorunlu ilaçlara mahsus kısaltılmış başvuru yolu ilaç ruhsatı başvurusunda bulunduğunu, Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nin 9. maddesinin “Tıbbi ürünün, yürürlükteki mevzuat hükümlerince ruhsatlandırılmış ve veri imtiyazı süresini doldurmuş tıbbi ürünle temelde benzer olması” hükmüne yer vererek ruhsatlı ürünün temelde benzeri olan bir ürün için kısaltılmış başvuru yapılmasına imkan verdiğini dolayısıyla davacının “…” isimli ürünleri için yapmış olduğu başvurularının davalının temelde benzeri olduğunu resmen beyan ettiğini, Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde düzenlenen “Temelde Benzer” olarak tanımlanan jenerik ürünlerin “Bakanlıkça daha önce ruhsatlandırılmış bir diğer ürünle etkin maddeler açısından aynı kalitatif ve kantitatif terkibe sahip, aynı farmasötik formda ve gerektiğinde ilgili yönetmeliğe göre biyoeşdeğerliği kanıtlanmış olması” gereken ürünler olduğunu dolayısıyla, davacı yanın ürünlerinin davalının patentine tecavüz ediyor olması yönünde bir tecavüz karinesinin mevcut olduğunu, davacının ürününün, davalının patentini ihlal edip etmediğinin tespiti ve savunma hakkının layık-ı veçhile kullanılabilmesi için anılan ürüne ait ruhsat dosyalarının ilgili bölümlerinin incelenmesi gerektiğini iddia ederek ruhsat dosyalarında gerekli inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davacıya ait “…” isimli ürünün, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 154. Maddesi uyarınca davalı adına … tescil sayısı ile Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) nezdinde tescilli patente tecavüz etmediğinin tespitine dair olumsuz tespit davası olduğunu, davalının cevap dilekçesinde anılan beyanlarının hukuken dayanaksız olduğunu, bağımlı bir istem bağımsız istemde korunan özelliklerin üzerine yeni özellikler ekleyerek yahut bağımsız istemde yer alan özelliği daha kısıtlı şekilde ifade ederek koruma kapsamını daralttığını, dolayısıyla bağımsız bir istemin ihlal edilmediği bir durumda bu isteme bağlı bir istemin ihlal edilmesinin mümkün olamayacağını, bu sebeple davalının iddia ettiği gibi giderilmesi gereken bir eksiklik olmadığını, incelemenin bağımsız istemler üzerinden yapılmasının yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu, dava konusu patentin sadece bağımsız değil hiçbir istemi ihlal edilmediğini, ruhsatlı ürünün temelde benzeri olan bir ürün için kısaltılmış başvuru yapılmasına imkan vermediğini, temelde benzerlik davalı tarafın iddia ettiği üzere birebir aynı olmak manasına gelmediğini, davacı şirketin ürününün dağıtıcı miktarının tabletin toplam ağırlığına göre %35’den daha fazla hesaplanmış olduğunu, anılan patentin 1. isteminde verilen aralığın üzerinde olduğunu, davalı patentinin 1 sayılı bağımsız istemini ihlal etmediğini, 1 numaralı bağımsız istem ihlal edilmediği için bu isteme bağlı 2-12 ve 14 numaralı bağımlı istemler de ihlal edilmediğini, bu sebeplerle “…” isimli ürünün davalının … tescil sayısı ile tescilli patentini ihlal etmediğinin tespit edilmesinin gerektiğini beyan ederek davanın kabulünü talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Dava SMK kapsamında, davacının marka kullanımının diğer davalı markalarının tecavüz etmediğine ilişkin menfi tespit talebine ilişkin davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu Marka Dairesi Başkanlığından tarafların markalarına ilişkin kayıtlar istenmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak Talimat Mahkemesi vasıtası ile rapor alınmıştır.
10/05/2018 Tarihli Talimat Bilirkişi Raporunda Özetle; Dava konusu … sayılı patent belgesinin Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) kapsamında 14.10.2003 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tescil işlemleri neticesinde … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin, Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’de uygulama şeklini gösterir yönetmeliğin 11. maddesi uyarınca Türkiye’de yayınlanması neticesinde, … firmasına verildiğini, davalının “Deferasiroks dağıtılabilir tabletler” başlıklı buluşu için 14.10.2003 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli patent belgesine sahip olduğunu, patente konu buluşta özetle, benzoik asit ya da bunun farmasötik olarak kabul edilebilir bir tuzunu içeren farmasötik dağıtılabilir tabletler gibi dağıtılabilir tabletlerle ilgili olduğunu, …sayılı patentin tarifnamesinde deferasiroks olarak adlandırılan bileşiğin, oral olarak aktif bir demir bağlayıcı ajan olduğunu ve transfüzyona bağlı anemilerde özellikle de talesemi ağır, talesemi orta ve orak hücre anemisinde demirle ilişkili morbidite ve mortaliteyi azaltmak için aşırı demir yüklenmesinin tedavisinde endike olduğunu, deferasiroksin aynı zamanda hemokromatoz tedavisinde de kullanılabildiğini, tipik olarak Bileşik l’in talasemi tedavisi için reçete edilen günlük dozajlarının yüksek olduğunu, bu etkisinden dolayı tablet boyutlarının geleneksel bir tablet oluşturulmasına izin verilmediğini, bu nedenle yetişkinlere ve çocuklara uygulamak için uygun olan ve Bileşik l’in farmakolojik olarak aktif günlük dozaj miktarını sağlayan bir oral dozaj formuna ihtiyaç bulunmadığını, Bileşik 1 formülasyonunun yüksek ilaç yüklemesi ile birlikte oral bir dozaj formuna imkan tanıdığını, çocuklar ve yaşlılar için uygulanmasının uygun ve stabil olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında yapılan incelemede dava konusu patentin korunması için gerekli olan yıllık ücretlerin ödenmiş olduğunu, patent hakkının devam ettiğini, davalıya ait … sayılı patent belgesinin 17. sayfasından itibaren istemlerin sıralandığını, toplam 14 adet istem bulunduğunu, 1 nolu istemin bağımsız istem olduğunu, 2-12 nolu istemlerin 1 nolu isteme bağımlı olduğunu, 13 nolu istemin 1 nolu istemde tanımlanan tabletin hazırlanması yöntemini kapsadığını, 14 nolu istem de, kendisinden önceki istemlere bağımlı olduğunu, dolayısıyla 1 ve 13 nolu istemlerin koruma kapsamının en geniş olarak belirlendiği istemler olduğunu, davacıya ait “…” isimli ürünlerin ruhsat dosyalarının incelendiğini, bu incelemede söz konusu ruhsat dosyasında herhangi bir değişiklik yapılmadığını, davacının ürününün tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak 1 nolu istemde tanımlanan aralıklarda (% 5 ila % 40 arasında) etkin madde içerdiğini, ancak davacının ürünündeki dağıtıcı miktarının tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak 1 nolu istemde tanımlanan aralıklarda (% 10 ila % 35) olmadığını, % 47 oranında olduğunu, davacının ruhsata konu olan ürününün 1 nolu istemin kapsamına girmediğini, davacının ürününün üretim prosesinde “tabletleme makinesinin sıkıştırma araçlarının yüzeyleri ile temas eden materyaller üzerine yağlayıcı madde spreylemesi’’ işlemi yapılmadığını, davacının ruhsata konusu ürünü 13 nolu istemin kapsamına girmediğini, dolayısıyla 1 ve 13 nolu istemlere bağlı olan 2-12 ve 14 nolu bağımlı istemlerin de kapsamına girmediğini, davalıya ilaç ruhsat dosyalarındaki formülasyonun patent konusu formülasyon ile birebir örtüşmediğinin anlaşıldığını, davalının ruhsata konu ürünlerinde patentte yar alan bazı kimyasallar yerine farklı kimyasalları kullanmasının muhtemel patent tecavüzünü kesin olarak ortadan kaldırmayacağını, … sayılı patentte, yüksek dozaj deferasiroks içeren tablet boyutlarının geleneksel bir tablet oluşturulmasına izin vermemesi, bu nedenle yetişkinlere ve çocuklara uygulamak için uygun olan ve deferasiroksun farmakolojik olarak aktif günlük dozaj miktarını sağlayan bir oral dozaj formu sağlandığını, davacının ürününde istemde belirtilen aralıkta dağıtıcı kullanılmadığını, ruhsatta belirtilen formülasyondaki madde miktarlarında %5 sapmanın kabul edilebilir limitler olarak değerlendirilebileceğini, davacının üretim prosesin de, dava konusu patentte tarif edilen yöntemden farklı şekilde tabletleme makinesinin sıkıştırma araçlarının yüzeyleri ile temas eden materyaller üzerine yağlayıcı madde spreylemesi işlemi yapılmadan, yağlayıcı madde ile doğrudan karıştırma yapılarak gerçekleştiğini, davacının ruhsata konu ürünleri dikkate alındığında davalının … sayılı sayılı patentine eşdeğer bir tecavüzün söz konusu olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davalı Vekilinin 10/05/2018 Tarihli Bilirkişi Raporuna İtirazında; Kök rapordaki patentin istemindeki (i) ve (ii) nolu unsurların davacı ürününde bulunduğuna dair değerlendirmelerin yerinde olduğunu ancak (iii) nolu özellikteki dağıtıcı miktarına ilişkin değerlendirmelerin yerinde olmadığını, davacının ”…” ürünlerinin “tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak %10 ila %35 arasında değişen bir miktarda en az bir dağıtıcı” içerip içermediği değerlendirilirken kök raporda formülasyon tablosunda yazan rakamlarla sınırlı bir değerlendirme yapıldığını, davacının formülasyonunda yer alan … bileşeninin tümünün dağıtıcı olarak fonksiyon gösteriyor olduğu ön kabulünden hareket edildiğini, formülasyonda %20 gibi çok yüksek bir oranda krospovidon süper dağıtıcı ajanının yer almasına rağmen bu durumun otomatik olarak doğru kabul edilip edilmeyeceğinin sorgulanmadığını ve değerlendirilmediğini beyan etmiştir.
10/06/2019 Tarihli Talimat Ek Bilirkişi Raporunda Özetle; Patentin 1 nolu ana isteminde etkin maddenin ve dağıtıcının tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak yüzdesi koruma altına alındığından bu oranların kök raporda hesaplandığını, etken madde ve dağıtıcının ağırlık olarak yüzdesinin hesaplanmasının davacı ürünlerinin ruhsat dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak hesaplandığını, ağırlık yüzdesinin hesaplanması yönünden matematiksel bir hata bulunmadığını, bileşenlerin fonksiyonları belirlenirken heyetçe ruhsat dosyasındaki bilgilerin dikkate alındığını, somut olay açısından patente tecavüzün değerlendirilmesinde davacının ürünündeki bileşenlerin miktarlarının ve fonksiyonlarının önem arz ettiğini, sonuç üzerinde belirleyici olduğunu, formülasyon tekniği açısından ele alındığında davacının formülasyonda kullanılan …’nin (…) hem seyreltici hem de dağıtıcı fonksiyonun amacıyla kullanılabildiğini, formülasyon tekniği açısından ele alındığında davacının formülasyonda kullanılan …’nin (…) hem seyreltici hem de dağıtıcı görevi olduğunu, formülasyonlarda seyreltici olarak görev yaptığında % 20-90 oranında kullanılırken, dağıtıcı olarak görev yaptığında %5-15 arasında kullanıldığını, davacının ürününün davalının patenti kapsamında kaldığını, davacının ürünü (…) için davalının ürünü (…)’nin referans gösterilerek kısaltılmış ruhsat başvurusu yapıldığı dikkate alındığında her iki ürünün bioeşdeğer olabilmesi için dağılma hızlarının da benzer olmasının gerekeceğini, hem davalı hem de davacı formülasyonlarda dağıtıcı olarak … %20 miktarında kullanıldığını, bu veriler doğrultusunda her iki formülasyonun da dağılma hızlarının benzer olabilmesi için davacının ürününde kullanılan … (…)’in tümünün dağıtıcı olarak fonksiyon gösteremeyeceğini, …’nin dağıtıcı olarak kullanımının %5-15 olabildiğini, dolayısıyla çözünmeye katkısının maksimum %15 olabileceğini, davacının ürününün dava konusu patentin istemindeki aralığın içinde kaldığını, formülasyon tekniği açısından …’nin tümünün ruhsat dosyasında belirtildiği gibi dağıtıcı olarak fonksiyon göstermeyeceğini, davacının ürününde kullanılan …’in tümünün dağıtıcı olarak fonksiyon yapamayacağı, bir kısmının seyreltici fonksiyonunun olduğunun düşünüldüğünü, davacının ürününde yer alan bileşenlerin formülasyon tekniği açısından asıl fonksiyonları dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davacının ruhsata konu ürünlerinin davalının …sayılı patenti kapsamına girdiği ”Kök raporda, davacının “…” isimli ürünlerinin “tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak % 10 ila % 35 arasında değişen bir miktarda en az bir dağıtıcı” içerip içermediği değerlendirilirken, ruhsat dosyalarında bileşenlerin fonksiyonlarına ilişkin verilerin dikkate alınarak hesaplandığı, ruhsat dosyasındaki bilgilerde davacının ürününde kullanılan …’in tümünün dağıtıcı olarak fonksiyon yaptığının belirtildiği, ancak, formülasyon tekniği açısından davacının ürününde kullanılan Avicel’in tümünün dağıtıcı olarak fonksiyon yapamayacağı, bir kısmının seyreltici fonksiyonunun olduğu, …’in teknik olarak maksimum %15’inin dağıtıcı olarak fonksiyonu olduğu değerlendirildiğinde dahi, davacının ürünü dava konusu patentin istemindeki aralığın kapsamına girdiği, Bu nedenle, kök rapordaki görüşümüzü değiştirerek, davacının ruhsata konu “…” isimli ürünlerinin, davalının … patenti kapsamına girdiği…” sonuç ve değerlendirmesinde bulundukları anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 18/12/2019 tarihli Uzman Görüşü Mahkememiz dosyasına sunulmuş olup sunulan görüşte özetle; Sunulan uzman raporunda, davacı yanın ürünü olan ”…” ve davalı yanın ürünü olan ”…”nin patent kapsamında formülasyonun değerlendirilmesinin hatalı yapıldığı belirtilerek davacının ürününde bulunan mikrokristal selülozun (…) dağıtıcı olarak işlev gösterip göstermediğine yönelik olarak belirtilen konsantrasyon aralıklarının hem altında hem de üstünde dağıtıcı olarak işlev görme kabiliyetinin herhangi bir konsantrasyonda sona ermeyeceğine yönelik olarak görüş sunulduğu anlaşılmaktadır.
22/01/2021 Tarihli Talimat Bilirkişi Raporunda Özetle; Dava konusu … sayılı patent belgesinin, Avrupa Patent Sözleşmesi (…) kapsamında 14.10.2003 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tescil işlemleri neticesinde, … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin, Türkiye’de validasyonu neticesinde verilmiş bir patent olduğunu, davacının ruhsat dosyasındaki bilgilerde mikrokristalin selülozun (Avicel) dağıtıcı fonksiyonu amacıyla kullanıldığının belirtilse de teknik açıdan mikrokristalin selülozun (…) tümünün gerçekten de dağıtıcı olarak fonksiyon gösterip göstermediğinin değerlendirilmesinin gerektiğini, davacının formülasyonda kullanılan mikrokristalin selülozun (…) hem seyreltici hem de dağıtıcı görevinin olduğunu, formülasyonlarda seyreltici olarak görev yaptığında %20-90 oranında kullanılırken, dağıtıcı olarak görev yaptığında %5-15 arasında kullanıldığını, ruhsat dosyasında 13. istemde bahsi geçen “tabletleme makinesinin sıkıştırma araçlarının yüzeyleri ile temas eden materyaller üzerine yağlayıcı madde spreylemesi” işlem adımının yer almadığını, dağıtılabilir bir tablet olduğunu, her iki durum için de davacının ruhsat dosyasında sunulan formülasyon patentin 1 nolu isteminde belirtilen %10-35 aralığındaki dağıtıcı oranının içinde kaldığını, dolayısıyla davacının ürününün, tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak 1 nolu istemde tanımlanan aralıklarda (%5 ila %40 arasında) etkin madde içerdiğini, davacının ürünündeki dağıtıcı miktarının tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak 1 nolu istemde tanımlanan aralıklarda (% 10 ila % 35) bulunduğunu, sonuç olarak davacının ruhsata konu ürününün 1 nolu istemin kapsamına girdiğini, 13 nolu istemin kapsamına girmediği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı Vekilinin 22/01/2021 Tarihli Bilirkişi Raporuna İtirazında; Davacı tarafça bilirkişi kök raporuna karşı sunulan itirazda ”…” tarafından sunulan mütalaanın dikkate alınmadığı beyan ve iddia edilmiştir.
03/11/2021 Tarihli Talimat Ek Bilirkişi Raporunda Özetle; Kök rapordaki değerlendirmelere bakılarak … sayılı patentte 1. istemde dağıtıcının % 10-35 aralığında olması gerektiğinin belirtildiğini, formülasyon tekniği açısından …’nin hem seyreltici hem de dağıtıcı görevinin olduğunu, ancak formülasyonlarda seyreltici olarak görev yaptığında %20-90 oranında kullanılırken dağıtıcı olarak görev yaptığında %5-l 5 arasında kullanıldığını, dağıtıcı … (…) miktarı tek olarak ele alındığında tabletin toplam ağırlığına göre formülasyondaki dağıtıcı oranının %20 krospovidon ve %7.8 … (…) olarak toplam dağıtıcı oranının %27.8 olduğunu, formülasyonda toplam olarak ele alındığında … miktarının ise … olarak %27.1 olduğunu, bu kullanımın %20-90 aralığında bulunduğunda … seyreltici görevinde olduğunu, bu durumda formülasyonda sadece dağıtıcı olarak %20 krospovidon kullanımının söz konusu olacağını, sonuç olarak her iki durum için de davacının ruhsat dosyasında sunulan formülasyon patentin 1 nolu isteminde belirtilen % 10-3 5 aralığındaki dağıtıcı oranının içinde kaldığını, davacının ruhsat konusu ürününün 1 nolu patentin kapsamına girdiğini değerlendirerek, uzman raporunda yer alan “Bilirkişi raporunda Davacı yanın ürünü olan … ve Davalı yanın ürünü olan … ’nin çözünme hızının aynı olabilmesi için, … formülasyonunda kullanılan …’nin (…) tamamının dağıtıcı olarak işlev gösteremeyeceği varsayılmıştır” şeklindeki belirtilen ifadenin hatalı olduğunu, ruhsatlanabilmesi için test ve referans ürünün benzer in .. ve in … davranış göstermesinin gerektiğini, bu açıdan iki formülasyonun da benzer çözünme hızı göstermesinin beklenen bir durum olduğunu ve çözünme hızlarının benzer olmasının da sadece … miktarı ile ilişkilendirilemeyeceğini, davacı ve davalının ürünlerinin dağılabilir tablet şeklinde ürünler olduğundan bu tarz tabletlerin dağılma sürelerinin karşılaştırılmasında iki tabletin dağılma sürelerinin 3 dakikadan az olmasının beklenen bir sonuç olduğunu, uzman görüşünde belirtilen “Bir ürünün bir patentin istemlerinin kapsamına girip girmediğini patent sahibinin ticari ürünününe (bu durumda …) bakarak belirlemek hukuki olarak yanlıştır” şeklindeki ifadeye katılmadıklarını, …’nin formülasyon tekniği açısından hem dağıtıcı hem de seyreltici görevinin olduğunun kök raporda belirtildiğini, kök raporun formülasyon tekniği açısından gerekli hesaplamalar ve değerlendirmeler yapılarak bilimsel olarak hazırlandığını, davacı ve davalının ürünlerinin dağılabilir tablet şeklinde ürünler olduğunu ve bu tarz tabletlerin dağılma sürelerinin karşılaştırılmasında iki tabletin dağılma sürelerinin 3 dakikadan az olmasının beklenen bir sonuç olduğunu, davacının ruhsata konu ürün patentinin 1 nolu isteminin kapsamına girmekte olduğu ”Davacının ruhsata konu olan ürünlerin,“…” isimli ürünler olduğu, Söz konusu ürünlerin davalının … patentinin koruma kapsamı içerisinde kaldığı düşünce ve kanaatimizde bir değişiklik olmadığı…” sonuç ve kanaatini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dava patente tecavüzün olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınmıştır.
6769 sayılı SMK “Patent hakkının kapsamı ve sınırları” başlıklı mülga 551 sayılı KHK’nın 73. Vd Maddelerine paralel olarak düzenlenen MADDE 85- “(1) Patent sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın patent hakkından yararlanır. (2) Patent sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:a) Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması. b) Patent konusu olan bir usulün kullanılması. c) Kullanılmasının yasak olduğu bilinen veya bilinmesi gereken usul patentinin kullanılmasının başkalarına teklif edilmesi. ç) Patent konusu usul ile doğrudan doğruya elde edilen ürünlerin satılması, kullanılması, ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.(3) Aşağıda sayılan fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır: a) Sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan fiiller. b) Patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller. c) İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller. ç) Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller. d) Patent konusu buluşun Paris Sözleşmesine taraf devletlerin gemi, uzay aracı, uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfi olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartıyla kullanılması…..” hükümlerine amirdir.
Yine aynı yasanın mülga KHK 83 maddesine paralel olarak düzenlenmiş olan “Korumanın kapsamı” başlıklı MADDE 89- (1) Patent başvurusu veya patentin sağladığı korumanın kapsamı istemlerle belirlenir. Bununla birlikte istemlerin yorumlanmasında tarifname ve resimler kullanılır.(2) İstemler, kullanılan kelimelerin verdiği anlamla sınırlı olarak yorumlanamaz. Ancak istemler, koruma kapsamının tespitinde, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istemlerde talep edilmeyen, buna karşılık ilgili teknik alanda uzman bir kişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde genişletilemez. (3) İstemler, başvuru veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde yorumlanır. (4) Patent başvurusunun sağladığı korumanın kapsamı, patentin verilmesine kadar geçen süre için başvurunun yayımlanmış olan istemleri ile belirlenir. Ancak patentin verildiği hâli veya itiraz veya hükümsüzlük işlemleri sonucunda değiştirilmiş hâli, koruma alanının genişletilmemiş olması şartıyla başvurunun sağladığı korumayı geçmişe dönük olarak belirler. (5) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı koruma kapsamının belirlenmesinde, tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır. Bir unsur, esas itibarıyla istemlerde talep edilen unsur ile aynı işlevi görüyor, bu işlevi aynı şekilde gerçekleştiriyor ve aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir. (6) İstemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır. (7) Patent, buluşla ilgili örnekler içeriyorsa istemler bu örneklerle sınırlı olarak yorumlanamaz. Özellikle ürün veya usulün sahip olduğu ilave özelliklerin patentte açıklanan örneklerde bulunmaması, bu örneklerde bulunan özellikleri kapsamaması veya bu örneklerde belirtilen her amaç veya özelliği gerçekleştirememesi hâllerinde, ürün veya usul istemlerle sağlanan koruma kapsamının dışında tutulmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
SMK ‘nın MADDE 141- “(1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır: a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek. b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek. d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. (2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması hâlinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir. Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması hâlinde, patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur. (3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.” hükümlerine amirdir.
Yine 6769 sayılı SMK’nın “Tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ve şartları” başlıklı MADDE 154- (1) Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamaz. (2) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, sicile kayıtlı tüm hak sahiplerine tebliğ edilir. (3) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, hükümsüzlük davasıyla birlikte de açılabilir. ” hükümlerine amirdir.
Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istemler ile belirlenir. Patentler, buluşun yeni olduğu iddia edilen ve korunması arzulanan asıl teknik özelliklerinin tanımlandığı bir veya daha fazla sayıda bağımsız (ana) istem içerebilir. Buluşun diğer alt teknik özellikleri ise, bu bağımsız (ana) isteme bağlı olarak yazılan bağımlı istemlerde tanımlanır. Bu nedenle, bağımlı bir istem, bağımlı olduğu ana istemde tanımlanan asıl teknik özelliklerle birlikte, diğer alt teknik özellikleri de içerir. Diğer bir ifadeyle, ana istemdeki tüm teknik unsurları içeren isteme “bağımlı istem” denir. Buluşun asıl teknik özelliklerinin ana istemde tanımlandığı dikkate alınırsa, koruma kapsamı en geniş olarak ana istemde belirlenmekte, buluşun asıl teknik özelliklerine ek olarak diğer alt teknik özellikleri ise bağımlı olan istemde verilmektedir.
Dolayısıyla, patent ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde (veya birden fazla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde) bahsedilen unsurların tamamının, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Zira, bağımsız (ana) isteme tecavüz gerçekleşmeksizin, bu isteme bağımlı olan isteme tecavüzden bahsedilemeyecektir.
Bu nedenle, öncelikle, davacının ürünlerinin ve fiillerinin davalıya ait patent belgelerine muhtemel bir tecavüzünün olup olmadığının değerlendirilmesinde, davacının ürünlerinin ve fiillerinin, davalının patentlerindeki ana istemlerin kapsamına girip girmediğinin değerlendirmesi yapılacaktır. Bu nedenle istemlerin koruma kapsamının belirlenebilmesi istemlere yönelik herhangi bir tecavüzün olup olmadığının anlaşılmasında büyük önem arz etmektedir. Patentin ana isteminde yer alan unsurların tamamının tecavüz iddiasıyla davalık olan üründe bulunmadığının tespit edilmesi halinde kural olarak bu ana isteme bağlı olan diğer bağımlı istemler itibariyle de tecavüzün olmadığı söylenebilecektir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya ait dava konusu “…” ürününün, davalının … sayılı patent hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu … sayılı patent belgesi, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) kapsamında 14.10.2003 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tescil işlemleri neticesinde, … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin, Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’ de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 11 inci maddesi uyarınca Türkiye’de yayınlanması neticesinde, …firmasına verilmiştir. Davalı “…” başlıklı buluşu için 14.10.2003 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli patent belgesine sahiptir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; alınan raporlarda ilk alınan tespit raporu dışında- ki sonrasında alınan ek raporda bu görüşten dönülmüş olmakla- davacıya ait ürünlerin davalıya ait patent kapsamında kaldığı, her ne kadar sunulan uzman mütalaasında aksi yönde değerlendirme yapılmış ise de mütalaayı da teknik olarak ele alan ve değerlendiren son ek rapordaki teknik değerlendirmeler dikkate alındığında, “tabletin toplam ağırlığına göre ağırlık olarak %10 ila %35 arasında değişen bir miktarda en az bir dağıtıcı” içerip içermediği noktasında toplanan teknik tartışmanın “…’nin formülasyon tekniği açısından hem dağıtıcı hem de seyreltici görevinin olduğu, formülasyon tekniği açısından gerekli teknik hesaplamalar ve değerlendirmeler kapsamında davacıya ait ürünlerin davalı patenti kapsamında kaldığı tespit ve kabulleri dikkate alınarak davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 49,30 TL karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸