Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/528 E. 2018/287 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/528
KARAR NO : 2018/287

DAVA : Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının … no’lu Avrupa Patentini, Türkiye’de ulusal safhaya, Avrupa Patent Sözleşmesi kapsamında giriş yaparak tescil ettirdiğini, dava konusu patentin formoterolün solüsyon halinde, yani tamamen çözünmüş bir dutumda, sıvı hale geçmiş HFA ve etanol ile bir arada bulunmasını öngördüğünü, patentin, susuz etanolün ağırlıkça %10 ila %20 aralığında mevcudiyetini ve nihai fonnülasyonda kalınn su miktarının 1.500 ppm’den daha az olmasını bir özellik olarak koruma altına aldığını, dava konusu patentin, bütün istemleri bakımından yenilik ve buluş basamağı özelliklerine sahip olmadığı gibi, buluşun yeteri kadar açıklanmamış olması nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiğini, tekniğin bilinen durumuna dahil olan … (…) ile dava konusu patent arasındaki tek farkın, dava konusu patentte 1.500 ppm su sınırının verilmesi olduğunu, Dİ’de su miktarı ile ilgili herhangi bîr sınır olmamasına rağmen, ilgili alandaki teknik uzmanın, dava konusu patentin başvuru tarihinde, Dİ dokümanına göre formoterol stabilitesinin su miktarı ile bağlantılı bir şekilde bozulacağı bilgisini öğreneceğini, teknik uzmanın, Dİ’de yer alan etanolun teriminin doğal olarak “susuz etanol” anlamına geleceğini ve zaten bu tür formülasyonlarda, susuz etanol kullanılacağını bildiğini,D3’de (Ingiliz Farmakopesi (…)), etanol teriminin eş anlamlısının “mutlak (absolute) etanol” ve “susuz (dehydrated) alkol” olduğu, bunun ise % 99,5 saflıkta bulunduğunun belirtildiğini, dava konusu patentin başvuru tarihinde, farmasötik teknoloji alanında uzman kişinin, etanol terimini gördüğü zaman bunun susuz (anhydrous) etanol olduğunu anlayacağım ve susuz etanol kullanma tercihinde bulunacağını,Tekniğin bilinen durumuna dahil çok sayıda dokümanda, formülasyonlarda susuz etanolün kullanılması gerektiğinin açıklandığını, D2 (…) dokümanında, şüphesiz bir şekilde susuz etanol kullanıldığını, Örnek 4 ve Örnek 5 fonnülasyonlannda sırasıyla % 15,09 ve % 15,19 susuz etanol kullanıldığını, D2’de, dava konusu patentin bütün unsurları, 1.500 ppm altında su bulunması ve % 10 ila % 20 arasında susuz etanol varlığı İle tanımlandığını, dava konusu patentte tekniğin bilinen durumuna katkı yapılmadığım, şöyle ki, dava konusu patentte yer alan bütün bileşenler, farmakope standartlarında temin edildiğinde ve aerosol solüsyon formülasyon haline getirildiğinde, zaten 1.500 ppm in çok altında bir su seviyesi ortaya çıktığını, eğer, patent konusu formülasyonda yer alan bütün bileşenler, farmakopelerde belirtilen standartlara göre temin edilip kullanılırsa, elde edilen formülasyonda su miktarının 186 ppm civarında olduğunu, dava konusu patentte 1.500 ppm ölçüsünün rastgele seçildiğini, rastgele seçilen 1.500 ppm sınırının herhangi bir teknik etkisi açıklanmadığını, dava konusu patentin aile patenti olan ve aynı istemleri taşıyan EP 1 480 615 sayılı patentin Avrupa Patent Ofisi (EPO) nezdindeki başvuru sürecinde, patentin verilmesine İtiraz edildiğini, EPO İtiraz Biriminin yenilik unsuru bulunmadığı gerekçesiyle patenti iptal ettiğini, davalının (Chiesİ), söz konusu karan temyiz ettiğini, EPO Temyiz Kutulunun patentin yenilik özelliğine sahip olduğunu, ancak buluş basamağı yönünden İtirazlar Birimi tarafından değerlendirilmesi gerektiğini kabul ederek dosyayı yeniden İtirazlar Birimi’ne gönderdiğini, EPO İtirazlar Biriminin patent verilmiş ana istemler ile devam etmesine karar verdiğini, ancak, davalının İtirazlar Birimine sunmuş olduğu deneysel çalışmanın, patentin buluş fikri ile bir ilgisi olmadığını, dava konusu patentin iki adet rüçhan (01.03.2002 tarihli … sayılı (Rl) ve 23.10.2002 tarihli ve … sayılı (R2)) dokümanına dayandığını, fakat patentin söz konusu her iki rüçhan tarihinden faydalanmasının mümkün olmadığım, isteminde ileri sürdüğü teknik özelliklerin, Rl sayılı belgenin ne tarifnamesinde, ne örneklerinde, ne istemlerinde açıklanmadığından bahisle, … sayılı patentin bütün istemlerinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının, kendisine karşı açılan patent tecavüzü davasını baltalayarak sürüncemede bırakmak için huzurdaki davayı açtığını, davacının davalının dava konusu patentini ihlal ederek … isimli ilacı ürettiğini ve piyasaya sürdüğünü, bunun üzerine davalının delil tespiti ve ihtiyati tedbir başvurusunda bulunduğunu, davalının dava konusu patentinin bütün patentlenebilirlik kriterlerini haiz olduğunu, bu hususta İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. …’dan uzman görüşü alındığını, dava konusu patentin 1 nolu bağımsız isteminin karakterize edici özelliğinin; “etanolün ağırlıkça %10 ila %20 aralığında susuz formda olması ve kalıntı su miktarının formülasyonunun toplam ağırlığı temelinde 1.500 ppm’nin altında olması” olduğunu, incelemedeki esas sorunun “bahsedilen formülasyon içersindeki atık su miktarının dava konusu patentin isteminde vurgulandığı gibi, toplam formülasyon ağırlığına göre 1500 ppm değerinden düşük olup olmadığı hususu olduğunu, Dİ ’de, örnek 5’de dahil, hiçbir bölümünde formeterol formülasyonlannın içerdiği atık su miktarına ilişkin açık bilginin yer almadığım, Dİ ’de formeterol formülasyonu içinde tolere edilebilen en yüksek su miktarına dair spesifik bilgi sunulmadığım, örnek 5’in hazırlanması sırasında susuz formda başlangıç malzemesi kullanılması gerektiğine yönelik bulgunun da Dİ’de açıklanmadığını, Dİ’de kullanılan “etanol” kelimesinin saf (absolute) etanol” veya “susuz etanol” kelimeleri ile eş anlamlı olarak kullanıldığının var sayılmasının uygun olmadığını, D3’de (İngiliz Farmakopesi) de etanolün kendi içinde susuz veya saf olabileceğinin teyid edildiğini, %99,5 saflıkta olana saf etanol, %96 saflıkta olana susuz etanol denildiğini, dolayısıyla, tek başına etanol kelimesinin teknikte uzman kişi için hem sulu hem de susuz etanolü kapsayacağını, susuz etanol kullanılması sonucu elde edilen avantajın dava konusu patentte açıklandığım, susuz etanol dışında etanol kullanılması halinde aym etkinin görülmeyeceğini, dava konusu patentle Dİ arasındaki farklılığın oluşturduğu teknik etkinin formeterolün kararlılığının sağlanması olduğunu, 1500 ppm değeri eşik değer sayıldığında, bu değerin üzerinde formeterolün stabilitesinde düşüş olduğunun görüldüğünü, davaya konu çözdüğü problemin temelinin geliştirilmiş kimyasal kararlılığa sahip pMDITar için formoterol formülasyonlannın elde edilmesi olduğunu, Dİ dokümanı ile dava konusu patentin çözmeyi amaçladığı problemin ve getirilen çözümün farklı olduğunu, D2 ve D4 dokümanlarında da, su miktarının 1500 ppm’den daha aşağıya düşürülmesine yönelik bir değerlendirme bulunmadığını, suyun 1500 ppm’den aşağıya düşürülmesinin formeterolün stabilitesini artıracağı fikrini uyandırmayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin müşterek imzalı olarak sundukları 24.12.2018 tarihli dilekçelerinde; davacı vekilinin açmış oldukları davanın talep sonucundan tamamen fergat ettiklerini, davalı vekilinin yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmediklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunduğu vekaletnamenin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. Maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş taraf vekillerinin müşterek olarak imzaladıkları 24.12.2018 tarihli dilekçesi gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı vekilinin usulüne uygun vekaletnamesindeki açık yetkisine dayalı olarak 24.12.2018 tarihli dilekçesindeki vaki feragati nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 35,90 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
3-Davalı vekili yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 28/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır