Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/503 E. 2019/479 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/503
KARAR NO : 2019/479

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Maddi ve Manevi ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi ve itibar tazminatı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin, geniş yelpazede mobilya kulpları ürettiği ve sattığını, müvekkilinin … kod nolu çoklu tasarım tescil belgesinde yer alan ürünün davalı firmanın … ismiyle 2015 yılı kataloğunda yer aldığını ve davalı firmanın, ürünü kendisine ait, … isimli web sitesi üzerinden de satmaya devam ettiğini, 2017 kataloguna koyduğunu, müvekkilinin bu ürünü 2013 yılında tasarladığını ve ürettiğini aynı yıl … ismiyle kataloguna koyduğu, ürünün krom, inox, altın sarısı gibi değişik renklerde ve yine değişik boylarda versiyonunun olduğu, www.damlakulp.com web sitesinde ve 2013 yılına ait katalogda yer aldığını, davalı firmanın müvekkilinin tasarımdan doğan hakkını ihlal ettiği ve haksız rekabet yarattığını belirtmiş, tasarım hakkına tecavüzün tespiti ve menine, üretilen ürünlere ve ürünün üretiminde kullanılan malzeme ve kalıplara el konulmasına, el konulan ürünler ile kalıpların şekillerinin değiştirilmesine, tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasına, 100 TL maddi, 5000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin … – … ünvanı ile şahıs işletmesi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, 1950 yılında … ismiyle kurulduğunu ve metal işleme sektörüne giriş yaptığını zaman içinde kendini geliştirerek menteşe ve kapı kolu imalatı alanına girdiğini ve ürünlerindeki kalite, titizlik ve servis ağındaki düzenli hizmet sektöründe bilinen ve tercih edilen bir firma haline geldiğini, 2013 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde marka tescili başvurusunda bulunduğunu, … tescil numaralı ve … ibareli markanın adına tescilli olduğunu, bu anlamda müvekkil firmanın, fikri ve sınai mülkiyet haklarının tescili ile sağlanan korumaya önem verdiği ve kendi ürünleri ve faaliyetlerini de bu korumadan yararlandırmak için gerekli tescil başvurularında bulunduğunu, davacının tasarım tescilinden doğan haklarının ihlal iddiasını kabul etmediklerini, dosyaya sunulan bilirkişi raporu için gelinen müvekkil işyerinde davacının tasarımları ile iltibas yaratacak benzerlikte hiçbir ürünün tespit edilmediğini, bilirkişi raporuna yansıyan tespitlerin, kataloglar ve müvekkilin internet sitesindeki tanıtım sayfaları üzerinden yapılan inceleme ile gerçekleştirildiğini, ihlali kabul anlamına gelmemek kaydıyla somut hiçbir ürün incelenmeden, sadece fotoğraflar üzerinden yapılan bir inceleme ile doğru ve sağlıklı bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını, bu durumun hem usul hukuku hem de sınai mülkiyet hukukunun ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini raporu kabul etmediklerini, müvekkilin taklit ürün imalatı, ithalatı, satışı veya pazarlaması yapmadığını, dava konusu kulp modellerine ilişkin ürün görselleri, müvekkilin kataloglarında ve internet sitesinde ürün çeşitliliğini arttırmak amacıyla koymuş olduğu görseller olduğunu bu ürünlerin imalatı veya satışı gerçekleştirilmediğini, davacının iddialarına konu ürünler, zamak hammadde üzerine krom kaplama yöntemi ile imal edilen ürünler olduğunu, bunun için sektörde, bu işleme uygun olarak tasarlanmış özel enjeksiyon makineleri kullanıldığını bilirkişi raporunda da bu hususun açıklandığını, müvekkil işyerinde bu husus için tasarlanan enjeksiyon makinesinin bulunmadığını, müvekkilinin tamamen farklı bir alanda üretim ve satış yaptığını, müvekkil işyerinde, dava konusu ürünün imalatında kullanılan zamak hammaddesi de bulunmadığını, hal böyle iken; dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, “müvekkile ait ürünlerin” davacının tasarım tescilinden doğan haklarını ihlal ettiği yönünde değerlendirmelerde bulunulması hatalı olduğunu müvekkilin dava konusu ürünleri imal ettiğine dair herhangi bir somut delil veya bu anlamda taklit olduğu iddia edilen herhangi bir ürün bulunmamasına, müvekkil işyerinde bu ürünlerin imalatında kullanılan makine, hammadde ve diğer üretim unsurları da bulunmamış olmasına rağmen, sadece davacının iddiası ile müvekkil işyerinde tespit ve akabinde bu asılsız iddialar doğrultusunda değerlendirme yapılmış olması usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil dava konusu ürünleri üretmediğini, satmadığını katalogda ürün görseli kullanılıyor olması, bu ürünün mutlaka üretilip satışının yapıldığı anlamını taşımadığını söz konusu kataloglarda yer alan ürünler, müşteriden talep gelmesi halinde davacının piyasaya sürdüğü orijinal ürünler arasından temin edilip satışa arz edilebilecek ürünler olduğunu, nitekim katalogda verilen fiyatlar, davacının kataloglarındaki fiyattan daha yüksek olduğunu, raporda, incelenen numunelerden birinin, davacı tarafa ait ürün olduğu, diğerinin ise davacı tarafça dosyaya sunulmuş isimsiz bir taklit ürün olduğu belirtildiğini, ancak söz konusu ürünün, müvekkile ait olduğu, müvekkil işyerinden temin edildiği, müvekkil işyerinde üretildiği veya satıldığına ilişkin davacının soyut iddiasından başka bir delil bulunmadığını buna rağmen, müvekkil işyerinde üretildiği sabitmiş gibi tespit ve değerlendirmelerde bulunulmasını kabul etmediklerini, ne dosyada yer alan ürün numunesi ne de başka bir taklit ürün, müvekkile ait olmadığını belirtmiş haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 31/05/2017 tarihli endüstriyel tasarım uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan rapordaki tespitlerde; “bu tarz ürünlerin sıcak iş çelik kalıpları kullanılarak aliminyum zamak metalinin sıcak eritilerek enjeksiyon yoluyla basılmasıyla elde edileceğini, her iki ürün incelendiğinde, “İsimsiz” olan krom kaplamalı ürünün, sarı kaplamalı “Damla” marka ürünün … (… model olarak kullanılıp enjeksiyon zamak döküm kalıbının yapılmasıyla bu kalıbın kullanılarak birebir üretildiğini, iki ürün arasında bariz kalite, kalıp, malzeme, işçilik, polisaj ve kaplama farklılıklarının gözlendiğini, bu farklılıklarla beraber “Damla” isimli tescilli ürünün üretim, tasarım ve işçilik kalitesinin “İsimsiz” olan krom kaplamalı üründen daha fazla olduğunu, “isimsiz” …” marka sarı kaplamalı kulp modelinin birebir kullanılarak imal edildiği” değerlendirmelerinde bulunmuştur.
Mahkememizce alınan 28/12/2018 tarihli heyet raporunda; “Dava konusu tecavüz yönünden değerlendirilen davacıya ait … nolu tasarımın “…” tasarımı olduğu, tasarımın 08-06 Locamo sınıfında tescillendiği, Locamo 08-06 sınıfi “ALETLER VE HIRDAVAT’ olarak tanımlandığı, bu doğrultuda incelendiğinde dava konusu tasarımın kavisli ve 5 adet benzer “S” şekilli dalgalı parçadan oluştuğu, tasarımın, bu parçaların kavisli bir yay üzerine birbiri üzerine oturtulmasıyla şekillendirildiği, davalıya ait tasarımın benzer tanımlamalarla ifade edildiği, bilinçli tüketici nezdinde davalı ve davacıya ait ürünler ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, her iki tarafa ait kataloglardan alınan görseller üst üste oturtulduğunda (Resim 07) hangi tarafa olduğu ayırt edilemeyecek derecede birebir benzediği, bu şekilde bir sonuç alındığı takdirde katalog görseli üzerinden değerlendirme incelemesi yapılabileceğini, taraflara ait karşılaştınlan tasarımlan oluşturan bütün öğelerinin birbirleri ile benzer biçim, oran ve yerleşimde olduğu sonuç olarak davacıya ait … numaralı tasarım ile davalı katalogunda yer alan “…” adlı tasarımın benzer olduğu, maddi tazminat bakımından dosyada mevcut belge ve bilgilerden, davalının tecavüze konu tasarımı kullanma yoluyla elde ettiği gelirin belirlenmesi mümkün olmadığı, manevi tazminat bakımından takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatına ilişkindir.
556 sayılı MarkKHK. 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanununun (SMK) 10.01.2017’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla beraber yürürlükten kalkmıştır. Bu doğrultuda derdest davalara hangi mevzuatın uygulanacağının açıklanması zarureti doğmuştur.Kanunlar kural olarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ileriye etkili olarak uygulanırlar ancak kanunun geçmişe etkili olarak uygulanacağına ilişkin bir hüküm ihdas edilmiş ise kanun geçmişe etkili olarak uygulanabilir. SMK bu açıdan incelendiğinde, kanunun yürürlüğü düzenleyen 192, maddesinde “a” ve “b” bendinde belirtilen ileri yürürlük hükümleri istisna olmak üzere, kanunun diğer hükümlerinin SMK’nın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği ifade edilmiştir. Bu kapsamda SMK’nın geçmişe etkili olarak uygulanmasına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, dolayısıyla yürürlüğe girdiği 10.01.2017’den itibaren ileriye etkili olarak uygulanacağı görülmüştür. Bu doğrultuda işbu kanunun/SMK’nın yürürlüğe girmesinden önce ikame edilen ve takiben anılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği sırada derdest olan ve söz konusu Kanun’un yürürlük tarihinden önce gerçekleşen olaylara yönelik davalara SMK değil. MarkKHK uygulanacaktır. Belirtelim ki bugün ve dolayısıyla karar tarihi itibariyla MarkKHK yürürlükten kaldırılmış olsa da; bu durum huzurdaki davanın çözümünde MarkKHK hükümlerinin uygulanmasına mani değildir. Hülâsa, huzurdaki davanın SMK yürürlüğe girdiği sırada derdest olduğu görüldüğünden, SMK değil, MarkKHK hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılacaktır.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir. Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
Aynı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. ” yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151- (1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
Davacı ve davalıya ait ürün katalogları, TPE tescilleri, davacıya ait … yılı katalogunun …. Sayfasmda yer alan … kodlu “…” isimli ürün görseli -(160 ve 192 cm ölçülerinde – krom ve inoz), davalıya ait … yılı katalogunun 35.sayfasındaki … ve … kodlu “…” isimli ürün görselleri incelenmiştir.
Sunulan bilirkişi raporları ve tespitler dikkate alındığında; dava konusu kavisli ve 5 adet benzer “…” şekilli dalgalı parçaların kavisli bir yay üzerine birbiri üzerine oturtulmasıyla şekillendirilen kulp / mobilya kolu tasarımının… nolu ile davacı adına tescilli olduğu, davalı katalogunda yer alan “…” adlı tasarımın benzer tanımlamalarla ifade edildiği, bilinçli tüketici nezdinde davalı ve davacıya ait ürünler ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, her iki tarafa ait kataloglardan alınan görseller üst üste oturtulduğunda hangi tarafa ait olduğu ayırt edilemeyecek derecede birebir benzediği, bu şekilde bir sonuç alındığı takdirde katalog görseli üzerinden değerlendirme incelemesi yapılabileceği, taraflara ait karşılaştınlan tasarımlan oluşturan bütün öğelerinin birbirleri ile benzer biçim, oran ve yerleşimde olduğu, her ne kadar davalı tarafça üretim ve satışının yapılmadığı iddia olunsa da katalogda yer verilen bir ürünün satışının yapılmadığı iddiasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağı gibi taklit ürüne katalogda yer verilmesinin satışa arz niteliğinde olduğu bu kapsamda davalı eyleminin izahı yapılan mevzuat kapsamında davacının tasarım tescilinden kaynaklı haklarının ihlal ve tasarım tecavüzü oluşturduğunun kabulünün gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının uğramış olduğu zarar ve yoksun kalınan kazanç ile ilgili olarak 6769 Sayılı Kanunun 151/2- (b) bendi kapsamında zararının hesaplanmasını talep etmiştir.
Yöntemde, davalının tazminat hesaplamasında dikkate alınacak kazancı “tecavüz edilen tasanmın/sınai mülkiyet hakkının kullanılması yoluyla” elde etmiş olduğu kazançtır. Davalının tasanmı/sınai mülkiyet hakkım kullanma yoluyla elde ettiği gelirin belirlenebilmesi için ya tecavüz edenin bütün faaliyetinin/gelirinin tecavüz edilen tasanm/sınai mülkiyet hakkı kullanılarak gerçekleştirilmiş olması ya da mütecavizin, tasarımına/sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiil veya ürününün, faaliyetinin bir kısmını oluşturmakla birlikte defter ve belgelerinden tecavüz edilen tasarım/sınai mülkiyet hakkını kullanmakla elde ettiği gelirin belirlenebilmesi gereklidir.
Sunulan heyet raporundaki mali incelemeler sonucunda; davaya konu … tescil numaralı tasarım ürünü ile karşılaştırılan ve davalı taraf katalogunda yer alan ürünün, davalının üretim ve satışıyla iştigal ettiği ürünlerden sadece birisi olduğu, davalının 2015, 2016 ve 2017 yılına ilişkin yevmiye defteri ve defteri kebirinde yapılan incelemede, tedarik edilen ürünlerin değiştirilmeden satıldığı “Ticari Mallar” hesabının defter kayıtlarında kullanılmadığı, dolayısı ile firmanın sadece üretimini yapmış olduğu ürünlerin satışını yaptığı, firmanın defterlerinde, üretim ile ilgili hesaplarda kayıtlar bulunduğu ancak bu kayıtlar yapılırken ürün bazında alt hesapların kullanılmadığı, dosyaya, yasal defterlerin dışında diğer destekleyici mahiyette muavin defter, satış faturaları, stok/satış listeleri, ürün çeşit sayısı, çeşit bazındaki ürün satış miktarı v.b., doğrudan dava konusu ürünün satış ve stok miktarlarım gösteren veya toplam ürün çeşit, miktar ve gelirlerinden hareketle dava konusu üründen elde edilem gelirin hesaplanmasına yarayabilecek hiçbir dokuman bulunmadığı salt defter kayıtlarından hareketle tecavüze konu ürünün üretim ve satış miktar ve değerleri ile elde edilen gelire yönelik herhangi bir tespit yapılması mümkün olmadığı tespit olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporu ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı tarafça davaya konu ürünlerin üretim ve satışının yapılmadığı iddia olunmuş ise de davalı tarafından kataloğa konulmak suretiyle piyasaya sunulan “…” adlı ürünün alanında uzman bilirkişiler tarafından yapılan inceleme ve karşılaştırması sonucunda… nolu ile davacı adına tescilli tasarımına bilinçli tüketici nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu anlaşılmakla davacının tasarım tecavüzüne dayalı açmış olduğu davanın kabulü ile davalı eyleminin tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, bu kapsamda diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde bu ürünün üretiminde kullanılan malzeme ve kalıplara değiştirilmesine aksi takdirde el konularak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, tecavüze konu ürünün üretim, satış ve her türlü yolla (sosyal medya dahil) piyasaya sunumunun önlenmesine, infazda 28/12/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun dikkate alınmasına, raporun hüküm eki sayılmasına karar vermek gerekmiş, maddi tazminat talebi yönünden zarar hesabının mümkün olmadığı anlaşılmakla bu kapsamda zararın TBK 50 maddesi gözetilerek belirlenmesi yoluna gidilmiş, bu noktada davacının 100,00 TL’lik tazminat talebi yerinde görülmekle bu yöndeki talebin tümden kabulüne yine eylemin ağırlığı hak ve nesafet kuralları gözetilerek takdiren 3.000,00 TL manevi tazminata hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından piyasaya sunulan (davalı kataloğunda yer alan … Kod adlı) ürünün davacı adına TPMK nezdinde … no ile tescilli tasarıma (davacı kataloğunda yer alan burma kod adlı 211 nolu) tecavüz teşkil ettiğinin TESPİTİNE, MEN’İNE, bu kapsamda diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde bu ürünün üretiminde kullanılan malzeme ve kalıplara değiştirilmesine aksi takdirde el konularak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, tecavüze konu ürünün üretim, satış ve her türlü yolla (sosyal medya dahil) piyasaya sunumunun önlenmesine, infazda 28/12/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun dikkate alınmasına, raporun hüküm eki sayılmasına,
2-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; takdiren 3.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 211,76 TL karar harcından peşin yatırılan 87,10 TL’nin mahsubu ile kalan 124,66 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.700,00 TL bilirkişi ücreti, 252,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.952,50 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.794,65 TL’si ve 118,50 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.913,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır