Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/489 E. 2020/187 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/489
KARAR NO:2020/187

DAVA:Faydalı Model Belgesi (Y.İ.D. Kurulu Kararlarının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:03/12/2014
KARAR TARİHİ:11/03/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Faydalı Model Belgesi (Y.İ.D. Kurulu Kararlarının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, “müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen müzisyenlerinden biri olduğunu, … Meslek Birliği’ nin son seçiminde % 95′ ne yakın oy alarak başkanlığa seçildiğini, daha sonra yönetim kurulundaki arkadaşları tarafından mesnetsiz şekilde önce başkanlık görevinden alındığını, akabinde yönetim kurulu üyeliğinin sonlandırıldığını ve son olarak da … üyeliğinde azledildiğini, üstelik … kararı ile hali hazırda verilen bir karardan, süresinde yapılmayan usulsüz bir itiraz ile dönerek ihraç kararı verdiğini, ihraç kararının müvekkiline 7 Kasım 2014 tarihinde tebliğ edildiğini, bu kararın usul yönünden sakat olduğunu, müvekkilinin daha önce 2 ayrı suçlama ile haysiyet kuruluna sevk edildiğini, bunlardan ilkinin müvekkili aleyhine gelen müfettiş raporuna dayalı olduğunu, haysiyet kurulunun bu konu ile ilgili olarak 7 Ağustos 2014 tarihli kararında, olayın yargıya intikal etmesi nedeniyle yargı sonucunun beklenmesine gerektiğine hükmettiğini, ikinci … kararının ise müvekkilinin sosyal medyada yaptığı açıklamalara ilişkin olduğunu bundan dolayı müvekkilin 22/09/2014 tarihinde kınama cezası verildiğini, müvekkilinin bu lüzumsuz konuyu daha fazla uzatmamak için bu karara itiraz dahi etmediğini, daha sonra ise haysiyet kurulunun 5 Kasım 2014 tarihinde yeniden toplandığını ve müvekkilinin savunmasını dahi almadan üyelikten ihraç kararı verildiğini, oysa … yönergesinin 12.maddesi gereğince 1 ay içinde karar verilmesi gerektiğini, haysiyet kurulunun ihraç kararının 07/08/2014 tarihli karardan tam 3 ay sonra olduğunu, bu nedenle ihraç kararının esasa dahi girilmeden usulden iptali gerektiğini, ortada usule uygun bir karar olduğu bir an için kabul edilse dahi dayanak gösterilen tüm hususların geçersiz olduğunu, 5 Kasım 2014 tarihli kararın kurum içi iktidar oyunlarının bir parçası olduğunu, genel kurulda müvekkili aleyhine hiçbir olumsuz karar alınmadığını ve müvekkili hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, yönetim kurulunun müvekkilini ısrarla ve usulsüz bir şekilde haysiyet kuruluna sevk etmesinin esas sebebinin, müfettiş raporunda olağanüstü genel kurula kadar tedbire yönetim kurulunun el çektirilmesi olduğunu, amacın müvekkilinin genel kurula yönetim kurulu üyesi olarak girmemesini sağlamak olduğunu, üyelikten ihraç kararının göstermelik 7 gerekçe öne sürüldüğünü bunların hiçbirisinin doğru olmadığını, müvekkilinin haysiyet kurulunun kınama kararına büyüklerine duyduğu saygı ve büyüklerinin ricası nedeniyle itirazda bulunmadığını, müvekkilinin başkanlığı döneminde üyelerin gelirlerinin artırıldığını, daha az geliri olan üyelerin daha fazla gelir elde etmelerinin sağlandığını, müvekkilinin üyelikten çıkarılma kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde müvekkilinin dağıtımlardan pay alamayacağını” iddia ile öncelikle üyelikten çıkartma kararının tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin üyeliğinin devamının, yasal süresinde verilmeyen kararın esasa girilmeden usul yönünden iptalini, ayrıca ihraç için yeterli hiçbir somut gerekçe olmadan verilen kararın esas yönünden de iptalini ve müvekkilimin meslek birliği yönetimine iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, “müvekkilinin Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulunun 10 Haziran 2014 tarihli denetleme raporu kapsamında davacıyı üyelikten ihraç ettiğini, davacı … hakkında bakanlık raporu kapsamında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu ve davacı hakkında soruşturma başlatıldığını ayrıca davacının …’ e iade etmesi gereken 144.119,14 TL ‘ yi iade etmediğini ve bu konu ile ilgili olarak davacı hakkında … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve … FSHHM’ nde… Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, davacı …’ un … yönetim kurulu üyeliğinin Kültür Bakanlığı raporu karşısında sona erdiğini, bakanlık raporu gereğince davacı hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını ve 5 Kasım 2014 tarihinde …’ un üyelikten ihracına karar verildiği, zira davacının kasıtlı eylem tutum ve davranışları ile … Meslek Birliğinin çalışmalarına engel olduğunu, bakanlık raporundaki tespitler ve dolandırıcılık fiilinin dahi tek başına üyelikten ihracı gerektiren bir eylem olduğunu, davacının bakanlık raporundan sonra dahi … Meslek Birliğine zarar verici eylem ve tutumlarını sürdürdüğünü, davacı hakkındaki nihai kararın 05/11/2014 tarihli karar olduğunu, davacının aklandığına dair herhangi bir kurul kararı bulunmadığını, üyelikten ihraç kararının tamamen hukuka uygun olduğunu, dava dilekçesindeki beyanların gerçek dışı ve çarpıtma olduğunu, meslek birliğinin 07/08/2014 tarihli yazısını nihai karar değil, bekleme, disiplin dosyasını bekletme kararı olduğunu, 15 Ekim 2014 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda … hakkında herhangi bir karar alınmamış olmasının davacıyı haklı çıkarmadığını, çünkü üyelikten ihraç kararının genel kurula değil, haysiyet kuruluna tanınmış bir hak olduğunu, davacının üyeliğe iade edilmemesi durumunda dağıtımlardan payını alamayacağı iddiasının da doğru olmadığını, üyelik sona erse dahi 1 yıllık süre sonuna kadar hakedişlerin ödendiğini, meslek birliklerinin yardım kuruluşları olmadığını, ne var ki davacının … dağıtım yönergesini yok sayarak gelir düzeyi düşük üyelere, şarkıları hiç kullanılmamış ya da çok az kullanılmış olsa dahi yüksek paralar dağıttığını, haksız ve hukuk dışı işlem yaptığını, başkanlık görevini kötüye kullandığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava konusu uyuşmazlık davacının … Meslek Birliği’ nden ihracına ilişkin 5 Kasım 2014 tarihli … kararının usul ve esas yönünden iptali talebinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Davacı taraf müvekkilinin savunması alınmadan ihraç kararı verildiğini ve süre şartına uyulmadığını iddia ile usul yönünden, suçlamanın hiçbirisinin doğru olmadığını savunarak da esas yönünden iptal talebinde bulunmaktadır.
Davalı taraf ise davacının dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak, meslek birliğini zarara uğratmak gibi eylemlerde bulunduğu iddiası ile Kültür Bakanlığı müfettiş raporu, Cumhuriyet Savcılığı soruşturması ve davacı hakkındaki icra takibi ile … FSHHM’ ndeki dava ile birlikte davacının eylemlerinin ihracı gerektirdiğini savunma alınmadan ceza verildiği iddiasının doğru olmadığını, haysiyet kurulunun ara kararının, hukuki süreci beklemek, hukuki süreç netleşinceye kadar disiplin soruşturmasını bekletmek amacına yönelik olduğunu savunmaktadır.
Davanın reddine dair verilen 19.03.2015 tarihli … FSHHM’nin … Esas … Karar sayılı kararı Yargıtay 11. HD’sinin 2015/8545 Esas 2016/4030 Karar numaralı Bozma İlamı ile ” Oysa, dava konusu ihraç kararında geçen davacının basın, yayın ve sosyal medyadaki beyanlarının içeriği itibariyle, ne şekilde tüzüğün 19/a ve yönergenin 18/2.1 maddesinde geçen Kasıtlı eylem, tutum ve davranışları ile …’in çalışmalarına ve amaçlarını gerçekleşmesine engel olmak” eylemine neden olduğu değerlendirilmediği gibi, teftiş raporundaki saptamalarla ilgili olarak açılan ceza ve hukuk davalarının derdest olduğu, davacının adeletsiz dağıtım yapıp yapmadığına ilişkin olarak davalı kayıtları incelenmeden karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, mahkemece davacının basın, yayın ve sosyal medyadaki beyanlarının içeriği itibariyle ne şekilde tüzüğün 19/a ve yönergenin 18.2.1 maddesine aykırılık oluşturduğu değerlendirilerek, davacının adaletsiz dağıtım yapıp yapmadığı konusunda davalı kayıtları incelenerek, gerektiğinde teftiş raporuna konu iddialar ile ilgili açılan ceza ve hukuk davalarının sonucu beklenerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Dava mahkememizce yeniden ele alınmış ve bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda
Davacı hakkında 05/11/2014 tarihli üyelikten çıkarma yaptırımının verilirken öncelikli olarak … Disiplin ve … Yönergesi 23.maddesi gereği üyelikten çıkarma cezası verilen üyenin soruşturma belgelerinin inceleme ya da vekili aracılığıya inceletme, belge sunma ve tanık dinletme haklarının olduğunun bildirilmediği, üyelikten çıkarma yaptırımın en ağır yaptırım olması nedeniyle böyle bir hakkın tanındığı, ancak davacının daha önce alınan savunması ile yetinildiği, 07/08/2014 tarihli … kararında da davacı hakkında hukuki süreç netleştikten sonra tekrar değerlendirilmesine karar verildiği halde, … Yönetim Kurulunun itiraz süresi geçtikten sonra ayrı bir talep niteliğindeki başvurusu ile tekrardan bir kısmı beklenilmesine karar verilen hukuki süreçlerle ilgili olmayan yeni vakıalar nedeniyle yeniden davacının önceki savunmasının alındığından bahisle savunma almadan üyelikten ihraç kararının verilmesi, davacının yargılandığı ceza davasından beraat etmesi ve bu hükmün kesinleşmesi dikkate alındığında davacıya disiplin cezası mahiyetinde olan üyelikten çıkarma yaptırımının usulüne uygun olmadığı, yaptırımda belirtilen esaslar ile ilgili olarak da hakkında beraat kararı verilmiş olması bir kısım esaslar hakkında ise usulüne uygun olarak savunmasının ve haklarının yerine getirilmediği anlaşıldığından davasın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-DAVANIN KABULÜNE, davacı hakkında verilen 05/11/2014 tarihli üyelikten çıkarma yaptırımının İPTALİNE, Davacının … üyeliğine iadesine,
Üyelikten çıkarma kararının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşince kadar devamına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 25,20 TL’nin mahsubu ile kalan 29,20 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 433,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.533,70TL ve 50,40TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.584,10TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.11/03/2020

Katip

125295