Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/480 E. 2021/231 K. 27.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/480 Esas
KARAR NO : 2021/231

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 14/07/2016
KARAR TARİHİ : 27/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin birtakım radyo ve televizyon kanallarını devraldığını, belirli içeriğin lisanslanması için davalılara başvurduğunu ancak kendilerinin kanalları devraldıkları kişi ile davalılar arasındaki husumet nedeniyle davalıların kendilerine zamanında bir fiyat teklifi vermedikleri gibi sözlü olarak verilen teklifin de yeni kurulan şirketler bakımından ödenmesi imkansız olan son derece yüksek bedeller olduğunu, davalı meslek birliklerinin tarifelerinde yer alan bedellerin fahiş olduğunu, müvekkilleri ile muadil yeni kurulan şirketler ile davalılar arasında imzalanan sözleşmeler incelendiğinde bu bedellerin fahiş olduğunun görüleceğini, mahkemece lisans ücretinin uluslararası muadiller de göz önünde bulundurularak tespit edilmesi gerektiğini, belirterek; FSEK 41. madde gereğince ihtiyati Tedbir Karan verilerek Meslek birliklerince belirlenmiş olan her bir şirket için yıllık 1.470.660,939 TL’lik lisans bedelinin 1/4’ünün her 3 ayda bir ödenmesine ve müvekkil şirketlere bu yükümlülükler yerine getirilirse tedbiren lisans verilmesine; meslek birlikleri tarafından yayınlanan … tarifesindeki uydu tv, kablo çok il ve dijital yayın için belirlenen bedeller ile … tarifesindeki karasal, uydu, kablo çok il ve dijital radyo için belirlenen bedellerin uluslararası muadillere göre fazla olduğu ve müvekkil şirketlerin yeni kurulmasından ötürü fahiş bedelleri ödeyemeyecek olması sebebiyle bedellerin iptali ve Sayın Mahkemece belirlenecek bedel üzerinden lisans sözleşmesi yapılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; FSEK m. 4 ‘e göre tarifede yer alan bedellerin 1/4’ ü ödenerek dava süresince yayın yapılabilmesi için ilk defa yapılacak sözleşmelere meslek birliklerinin izninin aranacağı, müvekkillerinin böyle bir muvafakatinin olmadığını, davacıların “…” olarak bilinen medya grubu içinde kurulmuş alternatif şirketlerden olduklarını, söz konusu grup altındaki şirketlerin uzun yıllar herhangi bir lisans almadan yayın yaptıklarım, daha sonra imzaladıkları sözleşme bedelini de ödemeyince sözleşmenin feshedilerek 2008 yılından itibaren haksız kullanımlarına ilişkin tecavüz davalarının açıldığını, davaların bir kısmının lehe sonuçlanmasına rağmen bahse konu yayın kuruluşlarının belirlenen bedelleri ödemediklerini, şirketler aleyhine iflas davası açıldığını, iflasın ertelenmesi talebi üzerine en büyük alacaklı olan … ile görüşmelere başlandığını, ancak yine bir sözleşme akdedilemediğini, iflas davasının devam ettiğini, söz konusu medya grubunun iflasın sonuçlarından kaçınmak amacıyla davacı şirketleri kurduğunu, nitekim bu şirketlerin zaman içerisinde ” …” ve “…” logolarım kullanmak için başvuru yaptıklarını, davacılar bir devirden söz etse de iflasın sonuçlarından kaçınmak amacıyla yeni şirketler kurulduğunu, nitekim logoların kullanımına devam edilmesinin de bunun göstergesi olduğunu, davacıların FSEK m. 41/10’da yer alan imkândan yararlanmalarının diğer yayın kuruluşları bakımından eşitlik ilkesine aykın olacağını, davalı meslek birliklerinin mevzuata uygun olarak 2016 yılı bakımından ortak tarife ilan ettiklerini, tarifelerin yayın kuruluşlarının ortalama gelirleri gözetilerek hazırlandığını, davacıların gelirinin olmamasının yayınlar karşılığında bir bedel ödenmeyeceği sonucunu çıkarmayacağım, Rekabet Kurumu kararlarında da tarifelerin doğru yöntemlerle belirlendiğinin ve bedellerin fahiş olmadığının tespit edildiğini, meslek birliklerinin azami özen göstererek uluslararası uygulamalar ve ülkemizin ekonomik şartlan gözetilerek bir tarife belirlediklerini, 2016 yılı için belirledikleri tarifede yer alan bedellerin uluslararası alanda fahiş olmadığından bu bedel veya oranlar üzerinden sözleşme yapmaları hususunda karar verilebileceğini ileri sürerek davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
Dava 5846 sayılı FSEK’ten doğan haklarına tecavüze dayalı, tecavüzün men’i talebine ilişkin davadır.
Davacı vekilinin sunduğu 14/07/2021 tarihli dilekçe ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunduğu vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar …, …, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/07/2021

Katip
¸

Hakim
¸