Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/461 E. 2019/188 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/461
KARAR NO : 2019/188

DAVA : Menfi Tespit, Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/03/2016
KARAR TARİHİ : 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan menfi tespit, tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile menajerlik hizmeti veren davalı arasında 15/11/2013 tarihinde “booking” sözleşmesi yani aktör ve diğer artistlerle yapılan bağlanma sözleşmesi yapılarak müvekkilinin yurt içi ve yurt dışındaki mesleki işlerinin ve de diğer alakalı faaliyetlerinin, pazarlanma ve satış haklarının münhasıran ajansa devri ile ajans tarafından yürütülmesi hususunda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini konu eden sözleşme imzalamış olduklarını, bu sözleşmenin 5.1 maddesinde belirtilen şart ve süreye uyarak müvekkilinin noter kanalıyla davalı tarafa sözleşmenin feshi konusunda ve sözleşmenin yenilenmeyeceğini, uzatılmayacağını bildiren ihtarname gönderdiğini, davalı tarafın cevabi ihtarlarında içeriği kabul etmedikleri ihtarname gönderdiklerini, akabinde … 2. İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyası ile takip başlatıldığını, takip dosyasına müvekkilinin süresinde itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, itiraz dosyasını ve ödeme emrini incelediklerinde müvekkillerinin 12/10/2015 temerrüt tarihli cezai şart olarak 20.000 USD, 12/10/2015 temerrüt tarihli borçtan kaynaklı asıl alacak olarak belirtilen 13.540 TL, 12/10/2015 temerrüt tarihli Ajans Komisyonu Asıl Alacak olarak belirtilen 10.200 TL ve 213,96 TL ihtar gideri kaynaklı olduğunu ve borcun bu şekilde oluştuğunun görüldüğünü, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, davalının sözleşminin 10.maddesi gereği sözleşmedeki cezai şartı hiçbir gerekçe göstermeden ve hukuki anlamda ispatlamadan davalının ihtarnamesinden kaynaklı “sözleşmeye aykırı davranmış olacağınızdan” cümlesine dayanarak istediğin, bu cezai şartın istenmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin gönderdiği ihtarnamede sözleşmede yazılı şekil şartı ile bildirim maddesine uyarak fesih ettiğini ve sözleşmenin yenilenmeyeceğini süresinde bildirdiğini, sözleşmenin tek taraflı feshedilmesini engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığını, davalının borçtan kaynaklı olarak belirttiği 13.540 TL’lik alacağı ile 10.200 TL’lik ajans komisyonu olarak belirttiği alacakkalemlerini ispat edecek fatura gibi somut bir belgeyi icra dosyasına sunmadığını, müvekkilinin davalıya karşı böyle bir borcunun da bulunmadığını, haksız ve usulsüz bir şekilde başlatılan icra takibi ve hacizler ile müvekkilinin ticari itibarlarının zedelenmiş ve ticari hayatını kilitleme noktasına getirmiş olduğunu, davalının yapmış olduğu bu işlemlerin hukuka aykırı olup, kötü niyetle yapılmış olduğunu, icra takibi ve yaşanan olumsuz durumlardan müvekkilinin sanat çevresinin haberdar olduğunu ve sanatçı kişiliğinin güven kaybetmiş olduğunu iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle %20’den aşağı olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki sözleşmenin booking sözleşmesi ile dizi ve sinema oyuncusu olan davacının yurt içi ve yurt dışındaki mesleki işlerinin ve faaliyetlerinin pazarlama ve satış haklarının 2 yıl süre ile münhasıran müvekkili şirkete devredildiğini, müvekkilince oyuncunun fotoğraf çekimlerinin yapılmış, internet sitesinde yayınlanmış, PR çalışmaları yapılmış, tv ve gazetelere röportaj vermesi sağlanmış, dönemin tüm reklam ve tv dizilen yapımcılarına sunulduğunu ve davacının … gibi usta bir oyuncu ile beraber …’de yayınlanan “Babam Sınıfta Kaldı” isimli dizide başrol oynamasının sağlanmış olduğunu, sektördeki başarısının müvekkili şirketin emekleri sayesinde olduğunu ve ‘…’ isimli dizide başrol oynaması ile başlamış olduğunu, müvekkili şirket bünyesinde emek ve çabası ile davacının birçok dizi ve sinema filmlerinde oynadığını, anılan ihtarnameye cevap olarak sözleşmenin 5.2 maddesi gereği feshedilemeyeceğini, haksız fesih olması halinde 20.000 USD cezai şartı ödemesi gerekeceğini ve müvekkiline olan 13.540 TL borcu ile programda kazandığı bedellere ilişkin komisyon bedeli borcunu ödemesi talep ve ihtar edilmiş olduğunu, borcunu ödemeyen ve sözleşmeyi haksız fesheden davacı aleyhine taraflarınca … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin davacının süresinde itiraz etmemesi üzerine kesinleşmiş olduğunu, bunun üzerine davacı tarafından açılan bu davanın kötü niyetli şekilde ikame edilmiş olduğunu, davacının müvekkilinden aldığı borçları da kabul etmediğini, … 2. İcra Müdürlüğü ve … 2. İcra Müdürlüğü’nün evrakları incelendiğinde davacının anılan borcu kabul ettiğinin sabit olduğunu iddia ederek, haksız davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınıp müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İş bu dava taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi, ajans komisyon alacağı, sözleşmeden kaynaklı alacağı tahsili amacıyla yapılan takipten borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit ve kötü niyet tazminatına ilişkindir.
Esas itibarı ile taraflar arasındaki uyuşmazlık; yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında 15/11/2013 tarihinde düzenlenen “booking” sözleşmesi yani aktör ve diğer artistlerle yapılan bağlanma sözleşmesi çerçevesinde sözleşmenin feshi ile cezai şart alacağına ilişkin ödemelerin tahsili amacıyla yapılan takipten kaynaklı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın 5846 sayılı FSEK kapsamına göre belirlenmiş haklara ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu yönde;
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli emsal kararında “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir…” olduğu tespit olunmuştur.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalar ile SMK kapsamında düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. Dosyada buna ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, dava konusunun taraflar arasındaki sözleşme dayalı olarak yapılan takipten kaynaklı borçlu olunmadığının tespitine yönelik olduğu, gerek FSEK gerekse SMK kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı, genel hükümler çerçevesinde yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, görevin kamu düzeninden olduğu hususu da nazara alınarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20.Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık kesin süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır