Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/439 E. 2020/316 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/439
KARAR NO : 2020/316

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

İstanbul 15.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/416 esas-2016/305 karar sayılı 31.10.2016 tarihli görevsizlik kararına havi Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” isimli bir kitap yazarak incelenmesi için mail yoluyla …’ne yolladığını, yayınevinin müvekkili ile herhangi bir sözleşme imzalamadan, müvekkiline danışmadan, izin almadan kitaptaki tahsis hatalarını bile düzeltmeden, kitabın basılıp dağıtımını yaptığını, kitabın 2.sayfasında gerçek olmayan bir ifade ile kitabın tüm basım haklarının …’ne ait olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kitabın basımı, dağıtımı ve alının bandroller konusunda bilgi sahibi olmadığını ve kitabın kaç adet basıldığı, kaç adetinin dağıtıma verildiği, elde edilen gelirin ne olduğu hususunda bilgisi olmadığını, müvekkilinin dava konusu “…” adlı kitabını yazabilmek için uzun süre emek sarf ettiğini, araştırma yaptığını, fakat davalı tarafın müvekkilinden izin almadan kitabı … ISBN numarası ile basıma sunduğunu, bu yüzden müvekkilinin travma yaşadığını ve maddi manevi tazminat isteme hakkının doğduğundan bahisle; FSEK kapsamında tecavüzün ref’ine, kitabın izinsiz olarak yayınlanması nedeni ile FSEK 68.mad. Uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç katı tazminat taleplerine karşılık olarak 10.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tazminine, FSEK md. 70/1 uyarınca manevi haklarına karşılık olarak 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve davaya ilişkin olarak herhangi bir cevap vermediği, delil de sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca tecavüzün ref’i, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyada bildirilen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
… 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile taraflar arasında görülen davaya ilişkin … sayılı iddianamede müştekinin …, sanıkların… ve … olduğu, Şüpheli …’ın sözleşmeyi nerede ve nasıl temin ettiğinin açıklayamaması, kriminal rapora göre sözleşmedeki imza ile müştekinin imzası arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğine dair kriminal rapor, tüm evraklarda …’nın adının geçmesi, müştekinin kitap metnini …’ya mail yoluyla gönderildiğine dair iddia karşısında her iki şüphelinin de birlikte hareket etmek suretiyle sahte sözleşmeye istinaden müştekinin yazarı olduğu kitabın basımını izinsiz olarak yaptıkları, basımın sahte özel belgeye dayanılarak yapıldığı bu sebeple 5846 Sayılı Yasaya muhalefet suçunun da uzlaşmaya tabi olmadığından bahisle sanıkların FSEK 71/1,53 TCK 207/2,53 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının talep edildiği anlaşılmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün … tarihli cevabı yazılarında, dava konusu … isimli kitap için 1.000 adet bandrol alındığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya sunulan 15.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Davacı tarafın dava dilekçesinde mali haklarının ihlalinden kaynaklanan maddi tazminatı FSEK md. 68’e dayalı olarak talep ettiği, ihlal yaratan fiil ile FSEK md. 68 kapsamında davacı tarafın talep edebileceği üç kat oranındaki telif tazminatı tutarının toplam 6.913,48 TL olduğu, manevi hakların ihlali nedeniyle FSEK md. 70 kapsamında öngörülecek manevi tazminat tutarının Mahkemenin takdirinde olduğu, mali hakların ihlali yanında, davacı tarafın manevi haklarını ağır bir şekilde ihlal eder nitelikte koşulların da ortaya çıkması nedeniyle davacı tarafın tecavüzün ref’ii talebinin yerinde olduğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava; 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca tecavüzün ref’i, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu md,l/B uyarınca ‘Eser: Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini’ ifade etmektedir. Bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi ve FSEK kapsamında korunması için bazı şartları sağlaması gerekmektedir. Bunlar eserin; Sahibinin hususiyetini taşıması, Şekillenmiş olması, Kanunda sayılan eser türlerinden birine girmesi, Fikri bir çabanın sonucu olmasıdır.
FSEK md. 68 f.l uyarınca ‘Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Huzurdaki davada, dava konusu eserin davalı tarafından geçerli bir sözleşme ile mali haklar devralınmadan yayınlandığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan savcılık iddianamesinde açık şekilde sözleşmede bulunan imzanın davacı tarafa ait olmadığı ifade edilmektedir. Bu durumda eserin kullanımına onay verildiğine dair dosyada bir delil bulunmadığı tespit edilmiştir.
FSEK madde 13’ün birinci fıkrası; “Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür.” hükmünü haiz olup, 14. 15. 16 ve 17. maddelerinde “umuma arz yetkisi”, “adın belirtilmesi yetkisi”, “eserde değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisi” ve “eser sahibinin zilyed ve malike karşı hakları” başlıklı manevi haklara ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
Manevi haklar, eser sahibinin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan haklar olup, bu hakların üçüncü kişilere devredilmesi mümkün değildir. Mali haklar ise münhasıran eser sahibine ait olup, FSEK md. 18 kapsamında sözleşme ve tasarruflarla üçüncü kişilere devredilebilir nitelikte haklardır. 5846 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir.” Kanun’un 52. maddesinde ise “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” hükmü yer almaktadır. Çoğaltma ve yayma hakları, eser sahiplerine tanınmış mali haklar olup, kural olarak kanunda belirtilen istisnai haller dışında eser sahiplerinden veya eser sahiplerinden mali haklarını devralan yayınevlerinin izni olmaksızın çoğaltma ve yayma yapılması, hak ihlali teşkil etmektedir. Zira, 5846 Sayılı Kanun’un 66 ve devamı maddelerinde, hak ihlalleri ortaya çıkması durumunda hak sahiplerince başvurulabilecek hukuki ve cezai yollar düzenlenmiştir.
Somut olayda; her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesi ve delil sunulmamış ise de, savcılık aşamasındaki beyanlar doğrultusunda davacının rızası ile mali hakların devrine ilişkin sözleşme imzalanıldığı savunmasında bulunduğu görülmüştür. Ancak davacının yalnızca mail yolu ile davalı …’ya kitap metnini yolladığı, herhangi bir sözleşmenin imzalanmadığı, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı iddianamesi kapsamında kriminal raporda davalılarca akdedildiği iddia olunan sözleşmedeki imza ile davacının imzası arasında ilgi tespit edilemediği, dava dışı …’nın sözleşmeyi nerede ve nasıl temin ettiğine dair beyanda bulunamadığı, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında sanık olarak bulunan davalı ve dava dışı …’nın, kitabın basımı ile ilgili herhangi bir bilgi sahibi olmadıkları şeklinde ki ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalının dava konusu eseri çoğaltarak sattığı veya satışa arz ettiği eldeki deliller ile sabit olmuş, bu nedenle davacının FSEK kapsamında korunan eserinin davalı tarafından izinsiz kullanıldığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gönderilen müzekkere cevabı doğrultusunda davaya konu eser yönünden dosyadaki bandrol talep formunun davalı tarafından talep edildiği görülmüştür. 5846 sayılı Kanunun 81/2 maddesinde “Bandrol alınabilmesi için, bandrol talebinde bulunanın yasal hak sahibi olduğunu beyan eden bir taahhütnameyi doldurması zorunludur. Bakanlıkça tespit edilen diğer evrak ve belgelerle birlikte başvuru yapılır. Bakanlık, bu başvuru üzerine başka bir işleme gerek kalmaksızın on iş günü içinde bandrol vermek mecburiyetindedir. Beyana müstenit yapılan bu işlemlerden Bakanlık sorumlu tutulamaz.” hükmüne göre gerçekte hak sahibi olmayıp da bandrol alan yayınevi veya kişilerin sorumlu tutulması gerektiğine işaret edilmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere sahte sözleşme ile kendisine bu hak verilmiş gibi davalının bandrol aldığı ve davacıyı zarara uğrattığı bu nedenle davalının tazminat sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır. Dava konusu eser için 1000 adet bandrol alındığı, kitap satış fiyatının 20 TL olduğu, geçerli bir sözleşmenin varlığı halinde kesintiler ile birlikte davacının 2.776,5 TL tazminat talebinde bulunabileceği hesaplanmış, davacıdan izin alınmaksızın eser yayınlandığından davacının yayma ve çoğaltma hakları ihlal edildiğinden , eylemin niteliği, ihlalin boyutu gözetilerek FSEK 68 madde kapsamında 3 kat tazminatın ( 2.776,5×3= 8.329,5 TL-Stopaj %17= 6.913,47 TL) 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi uygun bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu, … 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının davacıya ait dava konusu … isimli eseri çoğaltarak sattığı, satışa arz ettiği bu surette FSEK kapsamında korunan eseri izinsiz olarak kullandığı, mali haklara tecavüzün gerçekleştiği anlaşılmakla Fsek m.68 uyarınca hesaplanan 6.913,48 TL maddi tazminatın 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat yönünden; Manevi tazminat miktarının zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıma fonksiyonu, takdir edilecek miktarın istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli miktar kadar olması gerektiği, somut olayın özelliğine göre,; davalının, davacıya ait dava konusu eseri çoğaltarak sattığı, satışa arz ettiği bu surette FSEK kapsamında korunan eseri izinsiz olarak kullandığı, taraflar arasındaki ceza yargılamasında görüldüğü üzere sahte sözleşme ile işlem yapılması bir arada değerlendirildiğinde manevi tazminat yönünden tam kabul şeklinde kanaate ulaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının tecavüzün ref’ine, Fsek m.68 uyarınca hesaplanan 6.913,48 TL maddi tazminatın 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-10.000,00 TL manevi tazminatın 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.155,36 TL karar harcından peşin yatırılan 170,78 TL’nin mahsubu ile kalan 984,58 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan:2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 327,00TL posta gideri olmak üzere toplam 2.427,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.052,45 TL ile 199,98 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.252,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.086,52 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.