Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/40 E. 2019/322 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/40
KARAR NO : 2019/322

DAVA : Marka İptal ve Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 02/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka iptal ve sicilden terkin davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının … numaralı başvurunun 12/11/2002 tarihinde 09, 11 ve 37. nice sınıflarında yapıldığını, 2004 yılında yayınlandığını ve aynı yıl tescil edildiğini, davalının 11. sınıfa yönelik herhangi bir kullanımının bulunmadığını, Sınai Mülkiyet Kanunun 9. maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yd kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” hükmünün bulunduğunu, davalıya ait markanın tescilinin ardından 5 yıllık sürenin geçtiğinin ortada olduğunu, 2011 yılından bu yana faaliyet gösteren Londra merkezli … Şirketi tarafından düzenlenen ve dava dilekçesi ekinde sunulan araştırma raporunda, davalının Unkapanı’nda bulunan bir adres ve internette satış yaptıklarının görüldüğünü, davalının “…” markalı yeniden şarj edilen piller, fotoğraf çerçeveleri ve şarj aletleri sattığının tespit edildiğini, davalı tarafından daha önce su altı kameraları ve kameralar da satıldığı belirtilmişse de bunların satışına son verildiğinin bildirildiğini, raporda yer alan fotoğraflarda da piller, fotoğraf albümleri, fotoğraf makineleri ve şarj aletleri gibi ürünlerin görüldüğünü ancak 11. sınıfta yer alan ürünlere rastlanmadığını ve bunlar açısından markanın kullanılmadığının anlaşıldığını, davalının internet üzerinden satış yaptığı kanalların da incelendiğini, bu kanallarda “…” markalı piller, şarj aletleri ve fotoğraf albümlerinin sergilendiğini, Sınai Mülkiyet Kanunun 26. maddesinde iptal hallerinin belirlendiğini aynı maddede kısmen iptalin de olabileceğinin belirtildiğini, dolayısı ile davalının kullanımı olsa da bu kullanımın 11. nice sınıfındaki mal ve hizmetleri kapsamadığını, tescil edilen 11. sınıf yönünden marka çok uzun süredir kullanılmadığından markanın kullanmama nedeniyle iptal edilerek sicilden terkin edilmesi gerektiğini iddia ederek, davalının tescilli … numaralı “…” markasını 11.nice sınıfı için aktif olarak kullanmıyor olması, kullanımın Sınai Mülkiyet Kanununda düzenlenen bir zorunluluk olması ve aksi halde markanın iptalinin talep edilebilmesi sebepleriyle markanın iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Sınai Mülkiyet Kanununun 26/ç-2 maddesinin “ilgili kişiler, kurumdan markanın iptalini isteyebilirler” hükmünü taşımakta olduğunu, davacının ilgili kişi konumunda olmadığını, davayı açmakta hukuki yararının ve dava açma hakkının bulunmadığını, müvekkili şirketin 1950 yılından bu yana faaliyet gösteren, mümessil dağıtıcı ve toptancı olarak da çok uzun yıllardır faaliyetlerini sürdüren bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin 09, 11, 35, 37 ve 41 nolu sınıflarda yer alan mal ve hizmetler için Türk Patent ve Marka Kurumunun 12/11/2002 tarih … ve 13/12/2004 tarih … marka numaralı marka tescil belgeleri ile “…” markası üzerinde hak sahibi olduğunu, müvekkili şirketin bu tescillere bağlı olarak “…” markasını kullanmakta olduğunu ve markanın tanıtımına yönelik bir çok fuara katılmış ve bir çok dergi ve katalogda markanın reklamlarının yer almış olduğunu, bu sebeple davacının “…” markasının 11. sınıfta kullanılmadığı iddiası ile markanın iptaline karar verilmesi yönünde açmış olduğu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka İptal ve sicilden terkin talebine ilişkindir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu, 09, 11 ve 37.sınıfta … adına tescilli olduğu ve 11/11/2012 tarihinden itibaren on yıl süreyle yenilendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişi, “Davalı tarafından … başvuru numarası ile tescilli “…” markasının 11. sınıf kapsamında; esasen 9. sınıf kapsamına giren ve aynı zamanda … olarak da kullanılabilen “… ” modeli ile “Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri): Lambalar, ampuller, ışıldaklar, fenerler, el fenerleri, avizeler, lamba camları, lamba duyları, taşıtlar için aydınlatma ve sinyal lambaları (ampuller), farlar, stop lambaları, sinyal ve park lambaları için camlar, araç reflektörleri, reflektör lambaları, kendinden ampullü farlar (komple), kara, deniz ve hava taşıtları için aydınlatma cihazları ve düzenekleri, pozisyon ve seyir lambaları” emtiasında kullanımının olduğu, ancak bu kullanımın ciddi kullanım olup olmadığı hususundaki takdirin mahkemenize ait olduğu, “…” markasının 11. sınıfta bir önceki maddede belirtilen emtia dışında bir kullanıma rastlanmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurum unun 25/04/2017 tarihli yazısında … başvuru numaralı “…” markasının emtiası 09, 11, 37. nice sınıflarından oluşmakta olup 11. sınıf açıklaması şu şekildedir; “Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri): Lambalar, ampuller, ışıldaklar, fenerler, el fenerleri, avizeler, lamba camları, lamba duyları, taşıtlar için aydınlatma ve sinyal lambalan (ampuller), farlar, stop lambaları, sinyal ve park lambaları için camlar, araç reflektörleri, reflektör lambaları, kendinden ampullü farlar (komple), kara, deniz ve hava taşıtları için aydınlatma cihazları ve düzenekleri, pozisyon ve seyir lambaları. Isıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar: Isıtma tesisatı parçası olan sobalar, doğal gaz sobaları kalorifer ve doğal gaz tesisatları için kazanlar (boylerler), buhar kazanları, eşanjörler, brülörler, kat kaloriferi cihazları, kat kaloriferi olarak da kullanılabilen şofbenler, şofbenler, radyatörler, ısı pompaları, elektrikli su kazanları, güneş enerjisi kollektörleri ve cihazları, Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler, Klimatizasyon ve havalandırma cihazları: Klimalar, fanlar (hava üfleyici), vantilatörler, taşıtlar için olanlarda dahil airconditionlar; mekanlar için havayı dezenfekte edici ve temizleyici aletler, cihazlar ve bunların parçaları ile aksesuarları. Soğutucular: Buzdolapları, derin dondurucular, buz kutuları, buz makineleri ve cihazları, Pişirmede ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: Tavalar,. Düdüklü tencereler tost makineleri, ekmek kızartma makineleri, fritözler, ızgaralar, gri Her, fırınlar, ocaklar, mısır patlatıcılar, otoklavlar, kahve ve çay pişirme makineleri, su kaynatıcılar (kettle) ve bunlara ait parçalar, Duş için küvetler, bideler, banyo kabinleri, duş kabinleri, pisuvarlar, klozetler, bela taşları, lavabolar, eviyeler, bunlar için bölmeler ve yapı elemanları, hidromasajlı küvetler, Elektrikli saç kurutma makineleri, fon makinaları, el kurutma makinaları, cilt nemlendirici cihazlar, solaryum cihazları, Su ve gaz tesisatları için musluklar, ısıtma tesisatının parçası olan termostatîk valiler, tanklar için seviye kontrol valileri, dedantörler (regülatörler); otomatik sulama teçhizatı için fıskiyeler, duşlar için ahizeler ve spiraller, sıhhi tesisat parçası olan borular, vanaları, musluklar, Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık antma tesisatı, Elektrikli saç kurutma makineleri, fön makinaları, el kurutma makinaları, cilt nemlendirici cihazlar, solaryum cihazları. Tıbbî amaçlı olmayan elektrikli alt yaygıları ve elektrikli battaniyeler, ısıtıcı yastıklar, elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları, sıcak su torbaları (termoforlar), Mutfakta kullanılan çakmaklar, ısıtma ve pişirme aletlerinin parçaları olan çakmaklar, Akvaryumlar için filtreler ve fibre-motor kombinasyonları. Sanayi tipi fırınlar. Sanayi tipi kurutma tesisatı, Sanayi tipi soğutma tesisatı, soğutma kuleleri, soğuk hava depolan, soğuk odalar. Sınai amaçlar için toz giderme donanımları, toz toplama donanımlan, Nükleer reaktörler, akkorlu bekler, asetilen bekleri ve üreteçleri, Pastörize ve sterilize edici makinalar, çamaşır kurutma makinaları. Demir ergitme ocakları. Bu sınıfa dahil eşyalar için yakıt tasarruf cihazları, Bu sınıfa dahil olup evlerde kullanılan cihazların filtreleri, sınai donanımların parçaları olan filtreler.”
Davacı taraf dava dilekçesinde davalı tarafın 09, 11. ve 37. Sınıflarda “…” markasını tescil ettirdiği halde 11. sınıf bakımından bir kullanımının bulunmadığını iddia etmiştir.
Davalı taraf envanter defteri kayıtları uzman bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş, “…” ibaresi taşıyan başlıca dört grup ürün olduğu bunlardan birincisi “…” ibareli albümler, İkincisi “…” ibareli şarj aletleri, üçüncüsü “…” ibareli piller ve dördüncüsü ise “…” ibareli fotoğraf makineleri olduğu, bu bakımdan davacı taraf tarafından dosyaya sunulan araştırma raporu ile uyumlu olduğu, Şarj âletleri, piller ve fotoğraf makineleri 9. sınıf kapsamında fotoğraf albümleri ise 16. sınıf kapsamında olduğu, yine davalı tarafından dava dosyasına sunulan kataloglarda, ürün görseli üzerinde “… ” ibaresi bulunmakla birlikte ürün görseli yanında yer alan açıklama kısmında “…” ibaresinin yer aldığı tespit olunmuştur. Davacı tarafından dava dosyasına sunulan araştırma raporunda da aynı ürün görseli raporun 6. ve 16. sayfalarında yer aldığı; ürün, envanter kayıtlarında “… ” olarak tanımlanmakla birlikte, ürün ambalajı üzerinde “…” ibaresi ve dava dosyasına sunulan kataloglarda ürün açıklamasında “…” ibaresi yer aldığı, ürünün 9. sınıf yanında 11. sınıf içeriğinde yer alan; “Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri); Lambalar, ampuller, ışıldaklar, fenerler, el fenerleri, avizeler, lamba camları, lamba duyları, taşıtlar için aydınlatma ve sinyal lambaları (ampuller), farlar, stop lambaları, sinyal ve park lambaları için camlar, araç reflektörleri, reflektör lambaları, kendinden ampullü farlar (komple), kara, deniz ve hava taşıtları için aydınlatma cihazları ve düzenekleri, pozisyon ve seyir lambaları.” Emtiaları kapsamına da girdiğinin tespit olunduğu, yıl bazlı bahse konu ürüne ait satışların listelendiği, kullanımın ciddi olup olmadığı noktasında takdirin mahkemeye bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriği dikkate alındığında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 9 ile getirilen marka iptaline ilişkin düzenleme ile, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 42/1-c ve 14.maddesinin AYM’nin iptal kararı ile oluşan boşluğun ne şekilde doldurulması gerektiği üzerinde durulması gerekmektedir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 9 kullanmamaya dayalı marka iptaline ilişkin olup anılan yasal düzenlemeden önce, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 42/1-c ve 14.maddesinde de en az beş yıldır kullanılmayan markaların, hükümsüzlük/iptal davaları ile sona erdirilmesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır. Mülga 556 sayılı Marka KHK henüz yürürlükte iken, 42/1-c maddesinin AYM’nin 09/04/2014 ve 2013/147-2014/75 sayılı, 14.maddesinin ise 14/12/2016 tarih ve 2016/148 – 189 sayılı kararıyla iptal edildiği, ikincisinin Resmi Gazete’de yayın tarihinin 06/01/2017 olduğu ve bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin mülga KHK’da yer alan yasal dayanak ortadan kalkmış ise de markanın son beş yıllık süre içerisinde kullanılmaması bu tarihten önce TBMM tarafından kabul edilen 22/12/2016 tarihli 6769 sayılı SMK’nın 9, 19, 25, 26 ve 27.maddelerinde, iptal ve def’i sebebi olarak kabul edildiği anlaşılmıştır.
Kural olarak kanunlar geriye yürümez ve ileriye etkili olarak sonuç doğurur ise de, TBMM’nin geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar 6769 sayılı SMK’da kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme yapılmadığı için Resmi Gazetede yayını tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakta ise de, Kanunun Resmi Gazetede yayın tarihinin 10/01/2017, kabul tarihinin ise 22/12/2016 olduğu dikkate alındığında, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 14.maddesinin iptaline dair AYM kararının 06/01/2017 tarihinde R.G.’de yayınlanması ve bu tarihte yürürlüğe girmesi nedeniyle, 14.maddenin bu tarihe kadar hukuki varlığını sürdürüyor olması karşısında, SMK’nin kabul tarihi konusunda kanun koyucunun iradesi 22/16/2016 tarihinde ortaya çıktığından, Kanun Koyucunun asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünün kabulünün gerektiği, Kanunun kabulünden sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, yürürlük konusunda öngörülemeyen AYM kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğunun bu şekilde doldurulması gerektiği (Numan Sabit SÖNMEZ, “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa Göre Markanın Kullanılmaması Neticesinde Ortaya Çıkan Sonuçlar” İHFM,S.76(1), s.283 vd., erişim: https: //dergipark. Org. Tr/download /article-file / 545172), sonuç olarak 6769 sayılı SMK’nın yürürlük tarihinden önceki dönemi de kapsayacak şekilde kullanmamaya dayalı iptal şartlarının değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/06/2019 T. 2019/1765 E. 2019/4421 K. sayılı kararı)
Dava tarihi itibariyle yürürlükte dan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
6769 sayılı SMK’nın 26.maddesi, “(1)Aşağıdaki hâllerde talep üzerine Kurum tarafından markanın iptaline karar verilir: a)9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması. b)Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad hâline gelmesi. c)Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması. ç)32 nci maddeye aykırı kullanımın olması. (2)İlgili kişiler, Kurumdan markanın iptalini isteyebilir. (3)Marka iptal talepleri, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı ileri sürülür. (4)Markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarih arasında tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi biçimde kullanılmış olması hâlinde, birinci fıkranın (a) bendine ilişkin iptal talepleri reddedilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse talebin Kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz. (5)İptal hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi iptale karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde iptal kararı verilemez. (6)İptal incelemesi sırasında hak sahibinin değişmesi hâlinde, sicilde hak sahibi olarak görünen kişiye karşı işlemlere devam edilir. (7)İptal talepleri, iptali istenen markanın sahibine tebliğ edilir. Marka sahibi bir ay içinde talebe ilişkin delillerini ve cevaplarını Kuruma sunar. Söz konusu bir aylık süre içinde talep edilmesi hâlinde Kurum bir aya kadar ek süre verir. Kurum gerekli gördüğü takdirde ek bilgi ve belge sunulmasını isteyebilir. Kurum, iddia ve savunmalar ile sunulan deliller çerçevesinde dosya üzerinden kararını verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ‘nın 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir 2-Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fikra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a)Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b)Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.3- Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” şeklindeki düzenleme ile kanun koyucunun Markalar Sicilini kullanılmayan markalardan arındırma amacını güttüğü anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde SMK m.26/I-a) hükmü de SMK m.9/I’de belirtilen hallerin bir iptal sebebi olduğunu ortaya koymaktadır.
Marka üzerindeki hakkın kazanılması için sicile tescil edilmesi yeterli olsa da kanun koyucu tescil edilmiş marka ile marka hakkı sahibine sağlanan korumanın devam edebilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Bunun arkasında; tescil edilen bir markanın haksız yere sahibinin tekelinde kalmasının engellenmesi, marka sicilinin kullanılmayan markalarla dolu bir ‘çöplük’ haline gelmesini önlemek veya kullanılmayan bir markadan onu kullanmak ve bir değer yaratmak isteyen bir başka kişinin yararlanmasının önünü açmak gibi pek çok ekonomik ve toplumsal nedenler yatmaktadır. Zira marka hakkı sahibine inhisari bir yetki veren ve herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğundan kanun koyucu, bu geniş hakkın yanı sıra marka sahibine hakkaniyet ölçüsünde birtakım sorumluluklar da yüklemiştir. Markanın usulünce kullanılması zorunluluğu da bunlardan bir tanesidir.
SMK madde 9’da marka kullanılmama sebebiyle iptali edilebilmesi için haklı bir sebep olmaksızın tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından tescil tarihinden itibaren 5 yıl boyunca Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmamış veya kullanımına beş yıl ara verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir. Ciddi biçimde kullanımdan bahsedebilmek için en öncelikli kriter markanın kullanım yoğunluğu ve markadan elde edilen ekonomik yarardır. Markanın sadece birkaç defa ambalajlara basılması veya az sayıda bastırılan broşürlerde kullanılması gibi kullanım süresi ve etkisi sınırlı, hatta göstermelik denebilecek kullanımlar SMK md.9 anlamında ciddi kullanım teşkil etmez. Markanın ciddi kullanımı belirlenirken markanın kullanım şekli, kapsamı, süresi gibi objektif kriterlerden hareket edilmelidir. Marka sahibi markasını aynı mal veya hizmeti üreten teşebbüslerin oluşturduğu piyasada farklı bir yer edinmek veya yeni bir mal veya hizmet piyasası oluşturmak biçimde kullanmışsa ciddi bir kullanımdan söz edilebilir.
İş bu davanın açılma tarihi 02/03/2017’dir. Bu tarihten geriye doğru 5 yıllık ciddi kullanımlar SMK m.9 anlamında marka hakkının muhafazasını sağlayacaktır. Aksi halde markanın dava konusu emtia bakımından iptali talep edilebilecektir. Bu çerçevede davalı tarafın geriye doğru 5 yıllık sürede ciddi olarak kullandığını ispatlaması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içeriği, izahı yapılan mevzuat kapsamında bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davalının … nolu 09, 11 ve 37. nice sınıflarda tescilli “…” markasının 11. sınıfa yönelik herhangi bir kullanımının bulunmadığından bahisle bu sınıf yönünden SMK 9. Maddesine istinaden kısmen iptalini talep ettiği, yapılan inceleme sonucunda davalının “…” ibaresi taşıyan başlıca dört grup ürünün bulunduğu, bunlardan birincisi “…” ibareli albümler, İkincisi “…” ibareli şarj aletleri, üçüncüsü “…” ibareli piller ve dördüncüsü ise “…” ibareli fotoğraf makineleri olduğu, Şarj âletleri, piller ve fotoğraf makineleri 9. sınıf kapsamında, fotoğraf albümleri ise 16. sınıf kapsamında olduğu, davalı tarafından dava dosyasına 11 sınıftaki kullanıma ilişkin sunulan kataloglarda, bahse konu ürün görseli üzerinde “… ” ibaresi bulunduğu, bu ürün görseli yanında yer alan açıklama kısmında “…” ibaresinin yer aldığı, bu noktada bahse konu ürünün 9. sınıf yanında 11. sınıf içeriğinde yer alan “Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri): Lambalar, ampuller, ışıldaklar, fenerler, el fenerleri, avizeler, lamba camları, lamba duyları, taşıtlar için aydınlatma ve sinyal lambaları (ampuller), farlar, stop lambaları, sinyal ve park lambaları için camlar, araç reflektörleri, reflektör lambaları, kendinden ampullü farlar (komple), kara, deniz ve hava taşıtları için aydınlatma cihazları ve düzenekleri, pozisyon ve seyir lambaları.” emtiası bakımından kullanımın bulunduğu, diğer emtialar yönünden kullanımın tespit olunamadığı, her ne kadar bu emtialar yönünden kullanım tespit olunmuş ise de bahse konu ürünün yıl bazlı satış adetleri incelendiğinde 2013 yılında 34 adet, 2014 yılında 7 adet, 2015 yılında 5 adet, 2016 yılında 31 adet satışının bulunduğu, 2017 yılının şubat ayı itibarı ile satışının olmadığı toplamda ürün satışının 4 yılı aşkın bir sürede 77 adet olduğu, gece lambası olarak kullanılabilir nitelikte bir ürün yönünden bahse konu satış sayıları ve satış tutarları dikkate alındığında bunun ciddi bir kullanım olarak değerlendirilemeyeceği ispat yükü kendisinde olan davalının ciddi kullanımı ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulü ile davalıya ait markanın 11. Sınıf yönünden kısmen iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile; TPMK nezdinde … no ile davalı adına tescilli “…” markasının 11. sınıftaki mal ve hizmetler yönünden KISMEN İPTALİNE, bu sınıftaki mal ve hizmetler yönünden SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 13,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 700,00 TL bilirkişi ücreti, 206,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 906,70 TL ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 969,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır