Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/369 E. 2019/368 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/369
KARAR NO : 2019/368

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzünün ve Haksız Rekabetinin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi ve Haksız Tecavüzün Giderilmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve haksız tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili adına TPMK nezdinde 26/03/2015 tarih ve … numaralı 4.1. sırasında tescilli elbise başlıklı tasarımların maliki olduğunu, mezkur ürünlerin üçlü koruma altında olduğunu, davalının müvekkilinden izin ve icazet almaksızın her türlü fikri ve sınai mülkiyet hakkının müvekkiline ait tescilli tasarım belgeleri ile koruma altında olan ürünlerin birebir aynılarının ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin imalatını yaptığını veya yaptırdığını, her türlü ticaretini yaptığını, bu taklit ve tecavüz mahsulü ürünlerin piyasada çeşitli firmalara dağıtımını gerçekleştirdiğini ve yine piyasada çeşitli firmalara taklit ürünlerin imalatı için siparişler aldığını ve taklit ürünleri çeşitli tanıtım vasıtalarında kullandığının tespit edildiğini, davalılardan …’in online satış sitesi olan … linkinde müvekkiline ait tasarımın aynısının bulunduğunun tespit edildiğini, söz konusu internet sitesinden ürünün sipariş verilerek satın alındığını ve Hümasultan markasını taşıdığının tespit edildiğini, bu durumun … 4. FSHHM’nin … D.iş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, davalı tarafla iletişime geçildiğini ve söz konusu ürünlerin kullanımına son verilmesinin istenildiğini, ancak davalının kullanımına son vermediğini iddia ederek, davalının müvekkilinin endüstriyel tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve haksız tecavüzün giderilmesine, 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek merkez bankası krediler avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına ve değişik iş dosyasında yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin sektörde yurt içinde birçok şube ve bayisi bulunan ayrıca … alan adı üzerinden online satış yapan sektörde önemli bir pazar payına sahip olan ciddi ve itibarlı bir firma olduğunu, davacı yanın iddia ettiği gibi müvekkilinin üretim faaliyeti yapmadığını, üretim yapan firmalardan hazır tekstil ürünlerini satın alıp bunları yeniden satışa sunduğunu, müvekkili şirkete gönderilen dava konusu ürünlerin, müvekkili şirkete fatura edildikten sonra bu ürünlerin davacı firmanın tescil ürünü olduğunun öğrenilmesinden hemen sonra iade edildiğini, davacının müvekkili yönünden taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirket karşısında iyi niyetli ve kusursuz üçüncü kişi konumunda olduğunu, tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davacı şirkete ait olan endüstriyel tasarım hakkına sahip ürünlerin satışa sunulduğunu ve 1 adet satıldığını, sonrasında bu durumun ortaya çıktığını ve aldığı ürünleri iade ettiğini belirterek, davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’e yapılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap sunmamış ve delil de bildirmemiştir.
Dava, 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan tasarıma ilişkin kayıtlar getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ve talimat mahkemesi aracılığı ile mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu, … tescil tarihli, … lokarno sınıfında tescilli 12 adet tasarımın başvuru sahibinin … olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu … tescil nolu tasarıma ilişkin 4.1 nolu elbisenin; tasarım konusu bir abiye elbise ön görünümü ile ilgili, özelliği, bel kısmında metalik bir görünüme sahip, geniş bir en boyutuna sahip bir kemer kısmının bulunduğu, kolların ve gövde kısmını büyük bir oranda kapatan pelerin görünümünü anımsatan bir üst kısım ve uzun bir etek kısmından meydana geldiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler, “Tespiti yapılan tasarım ile tescilli tasarımın ayırt edicilik özelliklerinin birebir yakın derecede benzer olduğu, davalıya ait tasarımın küçük ayrıntılarda kalan farklılıklarının ürünü yenilik bağlamında özellikle tüketicinin ilk etapta algısının yoğunlaştığı ön beden ve arka beden formu itibari ile farklılık düzeyine ulaştırmadığı, ortalama bilgili tüketici algısında tasarımların aynı olduğu kanaatinin oluşacağı, tespiti yapılan ürünün … markası altında üretildiği ve satıldığı, ürünün davalı … olarak … olarak üretiminin ve satışının yapıldığı, davalı … olarak … pelerinli elbise olarak satışının yapıldığı, davalı … firmasının tasarımı kullanmakla elde ettiği kazancın mahkemenin takdirine göre 469,80 TL ile 10.369,65 TL arasında olabileceği” hususlarında görüşlerini bildirmişlerdir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunda alacaklarının davalı …’den 10.369,65 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat taleplerini 5.369,65 TL arttırarak toplamda 10.369,65 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek merkez bankası krediler avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan 26/04/2018 tarihli oturum 2 nolu ara kararı uyarınca davalı …’nin tecavüzden dolayı elde etmiş olduğu kazancın tespiti için davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmek üzere talimat mahkemesi aracılığı ile rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesince alınan mali müşavir bilirkişi raporunda, “…Davalı … Tic. Ltd. Şti’nin davacı …’ya ait olan ürün ile ilgili olarak haksız kazanç tespiti konusunda, davalı şirketin resmi e-defter kayıtlarında yurt içi ve yurt dışı satışlarına yönelik düzenlenmiş olan fişler üzerinden satışları yapılan ürünlere ait ürün kodlarının belirtilmemiş olması nedeniyle, davalı … tarafından, davaya konu olan ve tasarım hakkı davacıya ait olan ürün satışı üzerinden elde etmiş olduğu kazancın tespitinin yapılması mümkün olmamıştır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3 e göre; Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen; a)”Tasarım”, bir ürünün tümü, veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü,… c)”Tasarımcı”, korumaya konu olan tasarımı tasarlayan kişiyi,… İfade eder.
Yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunur. Bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse ayrıca korumadan yararlanır. (Madde 5 )
Tasarımlar ayırt edici nitelik açısından birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi Kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. (Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca)
Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir. Bu sebeple bilgilenmiş kullanıcı olarak bu tür elbiselerin satıldığı mağazada çalışan satış elemanının ürünler üzerindeki bilgi seviyesinden bahsedilebilinir.
Genel olarak giysi modelleri üzerinde tasarımcının kullanacağı kumaşın renginden, desenlerine, giysi üzerindeki işleme ve baskılardan, kemer-düğme-fermuar vb eklentilere, dikiş noktalarına, kesimlerine kadar pek çok farklı hususta oldukça geniş seçenek özgürlüğüne sahiptir.
Dava konusu giysilerin işlevini yerine getirecek ebat ve formlarda olması gerekliliği (insan vücut yapısına uygun olmak) hariç herhangi bir teknik zorunluluğun bu tür tasarımlar açısından var olmadığı ve seçenek özgürlüğünün tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı olacak düzeyde geniş olduğu görülmektedir.
Ayrıca genel piyasa şartlarında tasarımcıların birbirlerinin tasarımlarından etkilenme durumu da söz konusudur. Tasarımcılar birbirlerinin tasarımlarından esinlenerek (ilham alarak) kendi tasarımlarında farklı görselliklere ulaşabilmektedirler. Bu sebeple, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Davaya konu tasarım yönünden bilirkişilerce yapılan tespite göre; ayırt edicilik özelliği olarak tescil başvuru tarifname sayfasında tasarım konusu abiye elbise ön görünümü ile ilgili özelliği, bel kısmında metalik bir görünüme, geniş bir en boyutuna sahip bir kemer kısmının bulunduğu; kolların ve gövde kısmım büyük bir oranda kapatan pelerin görünümünü anımsatan bir üst kısım ve uzun bir etek kısmından meydana gelmesidir. Tasarım konusu abiye elbise arka görünümü ile ilgili özelliği, arka yüzeyi kaplayan ve yere kadar uzanan bir pelerin görünümünü anımsatan bir yüzeyden meydana gelmesidir. Tasarımın belden etek ucuna kadar çan şeklinde genişleyen bir etek formunun mevcut olduğu görülmüştür. Etek boyunun bilekleri aşan bir boyda olduğu görülmektedir. Pelerin formunun fonksiyonel olup olmadığı fotoğraflardan net algılanamamakla birlikte, tasarımın arka tarafında pelerin üzerinde düğme formunun olduğu ve düğmenin bulunduğu yerde yaklaşık 10 cm uzunluğunda üst üste binmeyen bir pat çalışmasının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Elbisenin fonksiyonel giyimini sağlayabilmek için pelerinin çıkarılabilinir formda olması beklenmektedir.
Dava dosyasında incelenen değişik iş dosyasına davacı tarafından sunulan ürünün 04/01/2016 tarihinde … irsaliyeli fatura numarası ile davalı … firmasından pelerinli elbise olarak 299,99 TL birim fiyattan alındığı tespit olunmuştur.
Taraflara ait ürünlerin gerek önden görünümleri gerekse arkadan görünümleri esnasında bilgilenmiş kullanıcı algısında, olası renk, kumaş dokusu, malzeme ve işçilik kalitesi ve içteki elbise boyunun daha kısa olması haricinde tasarımların birbirlerinden farklılaşmasını sağlayacak, küçük ayrıntıların ötesine geçecek mahiyette herhangi bir unsurun mevcut olmadığı renk, kumaş dokusu ve içteki elbise boyunun çok fazla olmayacak şekilde daha kısa oluşunun ise tek başına tasarımı farklılaştıracak bir etmen olmadığı, tespiti yapılan tasarım ile tescilli tasarımın ayırt edicilik özelliklerinin birebir yakın derece de benzer olduğu yine uzman bilirkişilerce tespit olunmuştur.
Bu hali ile ürüne tasarımcının tescilli tasarımını geliştirmesi adına esneklik alanının mevcut olması gerekliliği ve karşı tasarımcının başka tasarımlardan esinlenme serbestliği de göz önünde bulundurulduğunda, tespit edilen ürünün ve tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı algısında yarattığı genel görünümler itibari ile ortak tasarımcının çizgisinden çıkmış olduğu algısının oluşacağı ;davalıya ait tasarımın küçük ayrıntılarda kalan farklılıklarının ürünü yenilik bağlamında özellikle tüketicinin ilk etapta algısının yoğunlaştığı ön beden ve arka beden formu itibari ile farklılık düzeyine ulaştırmadığı davalılarca üretilip piyasaya sunulan ürünlerin davacıya ait tasarımlara tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
554 sayılı KHK’ya göre; Tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. (madde 17)
Aşağıda sayılan fiiller tasarım hakkının dışında kalır, a)Özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, b)Deneme amaçlı fiiller, c)Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek kaydı ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar, d)Yabancı ülkelere kayıtlı olan ve geçici olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan deniz veya hava taşıt araçlarında bulunan ekipman, bu araçların onarımı için kullanılmak üzere ithal edilen yedek parça ve aksesuarlar ile bu araçların onarım fiili. (Madde 21)
Tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi, mahkemeden özellikle aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbitini; b)Tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi; c)Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebi; … g)Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması talebi. (Madde 49)
Tasarım tecavüzü fiilini işleyen kusurlu kişiler tasarım hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (madde 50)
Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir, a) Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, b) Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre, c) Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre. Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında tasarıma ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler göz önünde tutulur. (madde 52)
Davacı taraf 24/01/2018 tarihli dilekçesinde müvekkili şirket tarafından 554 sayılı KHK’nın 52/1-b bendi doğrultusunda “Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre” yoksun kalınan kazancın hesaplanmasını istemiştir.
Davalı … defter ve belgeleri incelendiğinde davalının toptan ve perakende satışının bulunduğu, toptan satışlarında fatura kullanıldığı, bu faturalarda ürün kodlarına yer verildiği ancak yurt dışına toptan satılan ürünlerin faturalarında ürün kodu kullanılmadığı görülmüştür. Perakende satışlarında kasa fişi kullanıldığı, kasa fişlerinde ise ürünlerin “giyim” genel açıklaması ile fişlerde yer aldığı görülmüştür.
Davalı … firmasının satış faturaları davacı taraf tasarım tescil başvuru tarihinden (26/03/2015) dava tarihine (04/10/2016) kadar incelenmiş olup, toptan satışların gösterildiği faturalarda “…” ve “…” kodunun kullanıldığı tespit edilmiştir.
Davalı … tarafından düzenlenen faturalardan 10/03/2016 tarih ve … seri – sıra numaralı faturanın diğer davalı …’e düzenlendiği görülmüştür.
Diğer davalı …’den Davalı …’a 29/04/2016 tarih ve … seri – sıra numaralı fatura ile … pelerinli elbise kodu ile 11 adet ürünün 150 TL birim fiyattan iade faturasının kesildiği görülmüştür.
Bilirkişi inceleme sırasında “Atölye” etiketli klasörler içerisinde “… – Kesim Bilgi Formu” ibareli kartonlara rastlandığı, bu kartonlardan 18/02/2016 tarihli olanında, “Model Kodu: …”, “Model Cinsi: …” açıklamaları ile renk ve bedenlere göre kesim adetlerinin gösterildiği, buna göre belirtilen model kodundaki ürün için toplam kesim adedinin 240 olduğu tespit olunmuştur.
Davacı taraf 554 sayılı KHK’nın 52/1-b bendi doğrultusunda yoksun kalınan kazanç, davalının tasarımın kullanımından dolayı elde ettiği kar olup, bu kar, brüt satış karından faaliyet giderlerinin çıkartılması ile hesaplanan kardır. Faaliyet giderleri ise araştırma ve geliştirme giderleri, pazarlama satış ve dağıtım giderleri, genel yönetim giderlerinden oluşmaktadır. Davalı ticari defter kayıtlarından faaliyet giderlerinin ne kadarlık kısmının tespit/takdir edilen satışlara ait olduğunun hesaplanması, davalı Hüma Sultan firmasının 2016 Kurumlar Vergisi Beyannamesinde yer alan gelir tablosundaki toplam net satış tutarların tespit edilen/takdir edilen net satış tutarına oranının belirli tarih aralığı için tespit edilmesi ve bu oranın faaliyet giderlerine uygulanması yöntemi ile hesap edilecektir;
Davalı … ait toptan satış faturalarının incelenmesinde tespit edilen satış adedi (36 adet) ve tutarı üzerinden (4.800 TL) hesaplanan kazanç tutarı 469,80 TL olduğu mahkemece ” kesim bilgi formu” nda yer alan bilgilerin kullanılması halinde ise satış alternatiflerine göre ne kadar ürünün satıldığı net bir şekilde tespit olunmamakla birlikte 240 adet ürünün tamamının satıldığının kabulü halinde 10.329,65 TL hesaplama yapıldığı, takdiren oranlama yapıldığında ise farklı sonuçlara ulaşıldığı net bir şekilde zararın tespitinin mümkün olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. Madde 56’da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında davalıların eylemlerinin tasarım tecavüzü yanında haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacının TPMK nezdinde … tarih ve … numaralı 4.1. sırasında tescilli elbise başlıklı tasarımların sahibi olduğu, davalılarca üretilip piyasaya sunulan ürünlerin ayırt edici unsurları bulunmaksızın davacıya ait tescilli tasarım ile birebir yakın üretildiği, davalıya ait elbiselerin küçük ayrıntılarda kalan farklılıklarının ürünü yenilik bağlamında özellikle tüketicinin ilk etapta algısının yoğunlaştığı ön beden ve arka beden formu itibari ile farklılık düzeyine ulaştırmadığı, ortalama bilgili tüketici algısında tasarımların aynı olduğu kanaatinin oluşacağının bilirkişilerce tespit olunduğu, tespiti yapılan ürünün … markası altında üretildiği ve satıldığı, her ne kadar diğer davalı … kendilerinin üretim yapmadığı, almış oldukları ürünleri iade ettikleri iddiasında bulunmuş ise de ticari kayıtlar göz önünde bulundurulduğunda bahse konu ürünün bu davalı tarafından da satışının gerçekleştirildiği, TTK 18/2 kapsamında davalının basiretli tacir gibi davranmakla yükümlü olduğu bahse konu tasarımların davacıya ait olduğunu bildiği ya da en azından bilmesinin gerektiği, dolayısıyla 554 sayılı KHK 17 maddesi kapsamında sorumluluğunun bulunduğu sonucuna ulaşılmış davalılarca satışa sunulan ürünlerin davacıya ait çoklu tasarımlardan 4.1. nolu tasarıma tasarımcının bu alanda seçenek özgürlüğünün sınırsız olduğu da dikkate alındığında genel özellikleri itibarı ile benzer olduğu, davalı ile davacı modelleri arasında ki farklılıkların davacının tescilli tasarımı ile iltibası ortadan kaldırmaya yetecek farklılıklar olmadığı anlaşılmakla tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, … sitesindeki tecavüz teşkil eden ürünlere ait görsellerin kaldırılmasına, bu mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellemesine karar vermek gerekmiş, yine 554 sayılı KHK 50/2-a kapsamındaki maddi tazminat talebi yönünden yapılan mali incelemedeki hesaplama dikkate alınmak suretiyle (esasen bu tür davalarda net zarar tespitinin mümkün olmaması, farazi hesaplamalar doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte değil ise de kesim bilgi formundaki ürün sayısı üzerinden davalı … yönünden yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun düştüğü, tek bir davalı yönünden hesaplama yapılabildiği diğer davalının kayıtlarının hesaplamaya elverişli olmadığı dikkate alındığında tazminat hesaplamasında BK 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği, yine takdir edilecek olan tazminatın, sınai mülkiyet hukuku ve tazminatın caydırıcı niteliği de gözetildiğinde davacının daha fazla zararının oluştuğunun kabulü gerek ise de talebin bu noktada bağlayıcı olduğu, talep edilen miktar üzerinden her iki davalının sorumlu tutulmasının hakkaniyet gereği olduğu gözetilerek) tespit olunan tazminat miktarı üzerinden BK 50. Maddesi de gözetilerek takdiren ve taleple bağlı kalınarak davanın 10.369,65 TL üzerinden kısmen kabule karar vermek gerekmiş, yine manevi tazminat yönünden yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminata ve hüküm özetinin ilanına hükmolunmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalılarca tarafça üretim ve/veya satışı yapılan ürünlerin davacıya ait tescilli tasarıma (… no ile 4.1. Sırasında tescilli) tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, MEN’İNE, DURDURULMASINA, ORTADAN KALDIRILMASINA,
-… sitesindeki tecavüz teşkil eden ürünlere ait görsellerin KALDIRILMASINA, bu mümkün olmadığı takdirde siteye ERİŞİMİN ENGELLEMESİNE, infazda 06/06/2018 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, raporun hüküm eki sayılmasına,
2-Davacının maddi tazminat taleplerinin KABULÜ ile; takdiren ve taleple sınırlı olmak üzere 10.369,65 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde traji en yüksük üç gazeteden birinde masrafları davalılara ait olmak üzere bir defaya mahsus ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.049,90 TL karar harcından peşin yatırılan 170,78 TL ve 91,71 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 787,41 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tasarıma tecavüz/haksız rekabet talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan: 2.700,00 TL bilirkişi ücreti, 562,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.262,90 TL ve 291,69 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 3.554,59 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır