Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/358 E. 2018/89 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/358
KARAR NO : 2018/89

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/05/2013
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili, müvekkillerinin , “…” adı altında yazdıkları ve … Logolu televizyon kanalında dizi olarak yayınlanan “…” adlı dizinin senaryosunun davalılar tarafından izinsiz olarak çoğaltıldığını, umuma iletildiğini, değiştirilerek kullanıldığını, eser sahibi olan müvekkillerinin isimlerinin ilk 2 bölümde yer almasına rağmen daha sonraki bölümlerde jenerikte yer almadığını, eser sahibi olarak “…” takma adını kullanan bir kısım davalıların isimlerine yer verildiğini ve … isminin kullanıldığını, müvekkillerinin mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, FSEK 68 madde gereğince 3 kat bedel hesabı ile şimdilik 700 TL maddi ve 50.00 TL manevi tazminatın davalı yapımcılardan tahsilini, davalı … senarist grubundan FSEK 68/1 madde gereğince 3 kat hesabıyla şimdilik 200 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, tecavüzün refini ve önlenmesini talep ve dava etmiş; 28/11/2013 tarihli dilekçe ile davalılar …, …, … ve … haklarındaki davadan feragat etmiş; 17/12/2014 tarihi itibariyle maddi tazminat taleplerini artırdıklarını belirterek 40.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili, dizinin senaryosunun ve dizi ile ilgili her türlü telif haklarının müvekkiline ait olduğunu, senaryonun … Şirketi tarafından yazdırıldığını, davacıların eser sahibi olmadıklarını, sadece müvekkilinin talep ve görüşü doğrultusunda ve müvekkilin onayıyla senaryonun ilk 2 bölümünün diyaloglarını düzenleyerek genişlettiklerini, kalan bölümlerde davacıların herhangi bir katkılarının bulunmadığını , ilk 2 bölüm için davacıların çalışmasının bedellerinin ödendiğini ve herhangi hak ve alacaklarının kalmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava 5846 sayılı Kanun kapsamında açılmış tecavüzün refi, maddi ve manevi tazminat davasıdır. Dava konusu uyuşmazlık … adlı televizyon dizisinin 1 ila 6. bölümlerine ilişkin senaryosunun davacılar tarafından yazılıp yazılmadığı, bu dizinin senaryosu üzerinde davacıların, senaryo yazarlığı nedeniyle eser sahipliğinin söz konusu olup olmadığı, davacılar eser sahibi iseler, bu senaryonun davalılarca izinsiz olarak kullanılıp kullanılmadığı, değiştirilip değiştirilmediği, davacıların adlarının jenerikte belirtilip belirtilmediği, iddia olunan kullanım nedeniyle davacıların varsa davalılardan talep edebileceği telif tazminatı biçimindeki maddi tazminat ile manevi tazminatın ne olabileceği, tecavüzün ref’ i, önlenmesi taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Yargılama sırasında tarafların gösterdiği deliller toplanmış, tanıkların beyanları alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak iki kök ve iki ek rapor tanzim ettirilmiştir.
Bozma öncesinde alınan 08/09/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda, “davacıların, … Şirketi adına …’ ın noter tasdikli konsepti dikkate alınarak, dava konusu dizinin 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 bölümlerinin senaryolarını yazdıkları, … adı kullanılarak yazılan dizi senaryosu üzerinde davacıların eser sahibi olduğu, senaryoların davalı tarafın iddia ettiği konsept ile talep ve siparişi üzerine meydana getirilmesinin, davacıların eser sahibi olmaları sonucunu değiştirmeyeceği, dava konusu edilen bölümlere ilişkin senaryo metinleri bulunmadığından, senaryoda değişiklik yapılıp yapılmadığı konusunda tespitte bulunulamadığı, davacıların FSEK 68/1 maddesi kapsamında talep edebilecekleri rayiç bedelin bölüm başına 10.000 TL ve toplamda 40.000 TL olabileceği” görüşü açıklanmıştır.
03/12/2014 havale tarihli ek raporda ise “davacıların meydana getirmiş oldukları tretman ve senaryo çalışmaların, davalı … Şirketi yetkilisi …’ın gönderdiği 26/08/2011 tarihinden yaklaşık bir ay önce, 26/07/2011 tarihinde … tarafından davalı şirket yetkilisi …’ a gönderildiği, bu durumda davalılardan Stil medya Şirketi ile davalı … ve …’ ın … adlı proje üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığı, senaryo ve senaryo öncesi çalışmalar bakımından eser sahipliğinin, davacılardan oluşan senarist gruba ait olduğu, davacıların eser sahibi oldukları, ilk iki bölüm jeneriğinde senaryo sahibi olarak … adının açık bir biçimde kullanıldığı, dizinin tüm bölümlerinin bir bütün oluşturduğu, birinci ve ikinci bölümlerdeki hikayenin ve karakterlerin, 3, 4, 5 ve 6.bölümlerde de davalılarca izinsiz olarak kullanıldığı, 3, 4, 5 ve 6. bölümlerde eser sahibi olarak davacıların adına, senarist grubuna yer verilmeyip, … adlı bir senarist grubunun senaryo yazarı olarak gösterildiği, davacıların senaryosunun davalılarca izinsiz olarak ve tahrif edilerek kullanıldığı, yapılan değişikliklerin, eserin mahiyet ve hususiyetini bozan değişiklikler olduğu, senaryo rayiç bedeli konusunda görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı ve bölüm başına 10.000 TL den 4 bölüm için 40.000 TL senaryo bedeli talep edilebileceği” görüşü açıklanmıştır.
Davacılar vekili alınan bilirkişi raporu sonrası belirsiz alıcak davasına konu ettiği maddi tazminat miktarını 39.300 TL arttırarak talebini 40.000 TL’ye çıkartmış ve harcını yatırmıştır.
Kapatılan İstanbul 4.FSHM’nin yapılan yargılama sonucu vermiş olduğu 24.02.2015 tarihli kararı ile ; … senaryo grubu üyesi davalılar …, …, … ve … hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise, eser sahipliğinin her türlü delil ile ispat edilebileceği, dizinin ilk 2 bölümünün jeneriğinde, senaryo kısmında, davacıların ortak kullandıkları senaryo grubunun adı belirtilmek suretiyle “…” ibaresine yer verildiği, televizyon dizisinin senaryosunun davacılar tarafından yazıldığı, davacıların hususiyetini taşıyan fiziken tespit edilmiş olan ve davacılarca hazırlanan ilk 2 bölüm senaryosunun ve diyalogların eser niteliğinde olduğu , eser sahipliğinin davacılara ait bulunduğu, dizinin 3,4,5 ve 6. Bölümlerinde bu senaryonun, hikayenin ve karakterlerin izinsiz olarak kullanıldığı, böylece davacıların tecavüzlerinin refi ve tekrarının meni taleplerinin yerinde olduğu, davacıların eser sahipliğinden dolayı sahip oldukları işleme, çoğaltma ve yayma mali haklarının davalılarca birlikte ihlal edildiği, gerçek kişi davalıların, davacı şirketin sahibi ve temsile yetkili yöneticisi olmakla, şirket tüzel kişi ile birlikte sorumlu oldukları, mali hak ihlali nedeniyle davacıların talep edebilecekleri rayiç bedelin , izinsiz kullanılan her bir bölüm başına 10.000 TL hesabıyla toplam 40.000 TL olduğu, davacı gerçek kişilerin eser sahibi olarak adlarının belirtilmediği ve ayrıca senaryonun da davacılardan izinsiz olarak işlenip, değiştirilip, kullanıldığı, bundan dolayı FSEK 15. ve 16. maddeler gereğince davacıların manevi tazminat talebinin de yerinde olduğu, ihlalin niteliği, gerçekleşme biçimi ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları da dikkate alınarak tüm davacılara paylaştırılarak ödenmek üzere toplam 12.500 TL manevi tazminatın oluşa ve dosya kapsamına uygun düşeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacıların yazdıkları senaryonun, … adlı dizinin 3,4,5 ve 6. Bölümlerinde izinsiz olarak, değiştirilerek ve davacıların isimleri belirtilmeden kullanılması nedeniyle meydana gelen tecavüzün refine, tekrarın önlenmesine, takdiren 40.000 TL maddi ve takdiren 12.500 TL manevi tazminatın, yapım tarihi kesin olarak belli olmadığından son yayın tarihi olan 14/04/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 2015/6541 E. 2016/5355 K. ve 11.05.2016 tarihli bozma ilamında “ Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, davacılar (… adlı yazar grubu) tarafından meydana getirilen dizi film senaryosu ile haklarındaki davadan feragat edilen gerçek kişiler tarafından yazılan senaryonun karşılaştırılması neticesinde, esas olarak …’nin yazdığı birkaç sahnenin dışında ( 73, 87, 88 gibi) olay örgüsünün tümüyle farklı örülmüş olduğu ve farklı bir yöne kaydırıldığı, ancak hikayenin ilerlediği geçmiş ve bütün karakterlerin olduğu gibi korunduğu açıklanmış ve aynı raporun sonuç bölümünde de dava konusu edilen dizi filmin 3, 4, 5, 6 nolu bölümlerine ilişkin senaryoların davalılarca kullanıldığı, bu bölümlerin 1 ve 2. bölümlerle bir bütünlük oluşturduğu, bu bölümlerdeki hikaye ve konuların devam ettirildiği açıklandıktan sonra dava konusu senaryonun davalılarca izinsiz kullanıldığı mütalaa edilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu senaryonun davacıların meydana getirdiği orijinal senaryonun işlemesi niteliğinde bulunup bulunmadığı, şayet işleme eser niteliğinde ise, davacı yazar grubunun meydana getirdiği çalışma ve dizi senaryosunun davalı yapımcıya teslimi ve ilk iki bôlümün yapım ve yayını ile birlikte aynı zamanda 5846 sayılı FSEK 10/son maddesi kapsamında film yapımıyla sınırlı olarak davalı yapımcıya işleme hakkını da içeren bir mali hak devri olup olmadığı tartışılmaksızın hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Öte yandan, dava konusu senaryonun davacıların oluşturdukları senaryodan esinlenme ve uyarlama serbestisi içerisinde kalan bağımsız bir ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde ise bu eserde davacılar tarafından yaratılan çalışma ve senaryoda geçen karakterlerin kullanılması hali tek başına eser sahipliğinden doğan haklara tecavüz mahiyetinde olmayıp, ancak şartları varsa 5846 sayılı FSEK 83 vd maddelerinde düzenlenen haksız rekabet eylemini teşkil edebilecek olmasına göre, davalılarca senaryo, yapım ve yayını gerçekleştirilen 3, 4, 5 ve 6. bölümlerde anılan karakterlerin kullanılıp kullanılmadığı ve bu kullanımın hukuka aykırılık ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı hususları da değerlendirilmeksizin, mahkemece eylemin aynı Kanun’un 68. maddesine dayalı ihlal oluşturduğundan bahisle hüküm tesisi doğru görülmemiştir “ gerekçesi belirtilmiştir.
Yargıtay bozması sonrasında mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyeti üyeleri …, …, …’den alınan 15. 11. 2017 tarihli raporda, davaya konu senaryoda asıl eser olan hikayeden faydalanılarak çekilecek filme esas olmak üzere filmin neyi konu ettiği, karakterinin kimler olduğunu, bunlar arasında geçen diyalogları içeren ve film alınmaya müsait hususiyet taşıyan yapısı nedeniyle FSEK 6/f.1/b.2 anlamında işlenme eser olduğu, FSEK 10/son düzenlemesinin sinema eserlerini kapsamadığından davaya konu olayda da Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekliyle davalı yapımcıya FSEK 52 kapsamında yapılmış bir işleme hak devri de olmadığından davacıların senaryoları üzerindeki işleme hakkının ihlal edildiği, davacının senaryosu ile davalıların dizi filmi arasında FSEK anlamında hak ihlali yaratan bir kullanımın söz konusu olmadığı, mali hak ihlali nedeniyle davacıların talep edebilecekleri rayiç bedelin dosyada yer alan önceki bilirkişi heyetinin tespitlerine aynı gerekçelerle iştirak edildiği, izinsiz kullanılan her bir bölüm başına 10.000 TL hesabıyla toplam 40.000 TL olduğu, davacı gerçek kişilerin eser sahibi olarak adlarının belirtilmemesi ve ayrıca senaryonun da davacılardan izinsiz olarak işlenip, değiştirilip, kullanıldığı, bundan dolayı FSEK 15. ve 16. maddeler gereğince davacıların manevi tazminat talebinin de yerinde olduğu belirtilmiştir.
FSEK m. 6/f.1 /b.2 hükmüne göre ” Roman, hikaye, şiir ve tiyatro piyesi gibi eserlerden birinin bu sayılan nevilerden bir başkasına çevrilmesi”ni yani dil ile ifade olunan eserin başka işlenmelerini de işlenme eser saymıştır. Ancak oluşturulan eserin, dönüştürüldüğü dilin teknik zorunlulukları dışında hem asıl esere sadık kalmalı, hem de işleyenin hususiyeti taşımalıdır. Eğer ikinci eser birinci eserin hususiyetini taşıyorsa bu durumda ortada bir işlenme eser söz konusudur. Zira işlenme çifte hususiyet taşıyan bir eserdir. İşlenme eserin, aslı esere bağlı olarak meydana getirilmesi yeterli değildir. Zira FSEK’in anılan hükümlerine göre işlenme eserin, işleyenin hususiyetlerini de taşıması gereklidir. Bu unsura göre, bir eserin işlenmesi suretiyle yeni bir eser yaratılması, bu işi yapanın hususiyetini taşıyan bir fikri ürünün, bir “yaratma”nın ortaya çıkmasına bağlıdır. Bu nedenle asıl eserde yapılan basit ve ayrıntısal değişiklikler ve salt niceliksel değişiklikler, ufak tefek değiştirmeler, önemsiz şekil farklılıkları işlenme eser olarak kabul edilmezler. Bir romanın tiyatro eseri haline getirilmesi, bir hikayenin şiir kalıbına dökülmesi ve filme alınması, bunları yapanın fikri, edebi ve sanatsal yeteneklerini ortaya çıkarır ve bir hususiyet taşır, bu nedenle bunlar işlenme eser sayılırlar.
Bilirkişi raporunda davacı Hayal Tacirleri (…, …, …, …, …) senaryo grubunun, … yapımcılığında yayınlanan … isimli televizyon dizisinin ilk 6 bölümünün kendilerine ait olduğu, davalı … -…’ın 2. Bölümden sonra eserlerini izinsiz kullandığına ve jenerikte isimlerine yer verilmediği gibi ödemelerinin de yapılmadığına dair iddialarla, sundukları bölüm senaryoları ile yayın senaryoları karşılaştırıldığında; öncelikle; … isimli televizyon dizisinin ilk 1. ve 2. bölümlerinde, sunulan ekran görüntüleri ve yayın CD’sinde, ön jenerikte Senaryo sahibi olarak … görülmektedir. Daha önce 26 Ağustos 2011 tarihinde … 18. Noterliği’nde … – Yeni ismiyle … adına … temsilen noter onayı yaptırılmışsa da, onaylana metin bir senaryo değildir. Ayrıca, davacıların bahsi geçen senaryo çalışmalarını 20.06.2011, 07. 07. 2011 ve 26.07.2011 tarihlerinde davalı tarafa mail yoluyla gönderdikleri dosyaya sunulan delillerle anlaşılmaktadır. Noterde onaylatılan hikayenin, olay örgüsü ve dramatik yapısı davacı …’nin daha önce davalı tarafa gönderdikleri senaryo ile bütünlük oluşturmaktadır. 1. ve 2. bölüm senaryolarının tartışmasız … senaryo grubuna ait olması üzerinden hareketle, 3, 4, 5. Bölüm senaryoları ile 6. Bölüm tretman çalışmasını yayın metni ve 6. Bölüm yayın kaydıyla karşılaştırıldığında; Ana karakterlerin Ana hikayenin Zamanın ve Mekanların yan karakterlerin ve yan hikayelerin hikaye akışlarının genel hatlarıyla korunduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi yaptığı incelemede, Hikaye çatısı sabit kalmakla birlikte olay örgüsü 4, 5 ve 6. bölümlerde değişime uğradığı ancak 1. ve 2. bölüm senaryolarıyla bütünlük oluşturduğu tespit edilmiştir. 3. bölümün … tarafından yazılan senaryo olduğu, üzerinde tahribat yapıldığı anlaşılmaktadır. 4. bölümde, bir önceki bölümde yapılan tahribata bağlı olarak hikayeler yön değiştirmeye başlamış ancak karakterler ana hikayelerini korumuştur. Yine bu bölümde de birebir aynı kullanılan sahneler bulunmaktadır. 5. bölümde davacı tarafa ait olan sadece üç sahne kullanılmış ancak diğer bölümlerle hikaye ve karakter bütünlüğü korunmuştur. 6. bölüme ait davacıların yazmış olduğu tretman ve yayın kaydı karşılaştırıldığında, hikayelerin işlenişindeki değişim daha da artmıştır. Dramatik kurallara uygun olarak 4. bölümden itibaren yön değiştirmeye başlayan hikayelerin devamlılığı sağlandığı görülmüştür.
Bilirkişi heyeti bu değerlendirmeler sonrası önceki bilirkişi raporundada belirtildiği gibi davacıların 3. bölümün de senaristi olduğu ancak 4, 5 ve 6. bölümde eser sahibi oldukları açıklamasından farklı olarak 4. ve 5. bölümlerin davalılar tarafından işlendiği ve tahribata uğratıldığı sabit olmakla birlikte, varolan bir senaryo üzerinden değişiklik yapmaları sebebiyle davacıların “senaryolarının” kullanıldığını belirtmişlerdir. Dizinin 6. bölüm itibariyle, zaten yapılan hikaye değişikliklerinin devamlılığı ve davacılar tarafından sunulan bir senaryo olmaması sebebiyle (tretman var) davacıların bu bölüm için sadece “eser” sahipliğinden bahsedilebileceği, Dava konusu senaryonun davacıların oluşturdukları senaryodan esinlenme ve uyarlama serbestisi içerisinde kalan bağımsız bir ilim ve edebiyat eseri niteliği olmadığı, çünkü; Bağımsız bir eserde farklı karakterlerin, hikaye ve zaman ile mekanların tespit edilmesi gerektiği, oysa dava konusu olan senaryoların … tarafından yazılan 1. ve 2. bölüm ile bütünlük oluşturduğu ve hikayelerin devamlılığını sağladığı davaya konu senaryoda asıl eser olan hikayeden faydalanılarak çekilecek filme esas olmak üzere filmin neyi konu ettiği, karakterinin kimler olduğunu, bunlar arasında geçen diyalogları içeren ve film alınmaya müsait hususiyet taşıyan yapısı nedeniyle FSEK 6/f.1 /b.2 anlamında işlenme eser olduğu kanaatine varılmıştır.
Sinema eserlerinde eser sahiplerinden özgün müzik bestecisi ile senaryo yazarının ürünleri, sinema eserinden bağımsız olarak telif haklarına konu olabilecek nitelikte olduğundan sinema eserleri hem müşterek eser hem de iştirak halinde eser sahipliğine ilişkin özellikler bünyesinde barındırmaktadır. Bu nedenle Kanun, bu özgün nitelik gereği sinema eserlerini farklı bir rejime tabi tutmuştur. FSEK 10/son hükmünde yer alan “birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır’ düzenlemesi sinema eserlerini kapsamadığından davaya konu olayda da Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekliyle davalı yapımcıya FSEK 52 kapsamında yapılmış bir işleme hak devri de olmadığından davacıların senaryo üzerindeki işleme hakkının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Kapatılan İstanbul 4.FSHM mahkemesinde bozma ilamına uyulması sonrası dosyanın son bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verildiği alınan ek rapor sonrası mahkemece tahkikata devam edilerek rapor yetersiz görülmüş ve yeniden heyet oluşturulmasına karar verilmiş bilirkişi heyeti oluşturularak heyetten müşterek rapor alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu sonrasında karar aşamasında davalı vekili değişmiş ve müvekkiline ait bilgisayar harddisk’i üzerinde inceleme yaptırılarak uzman görüşü aldıklarını bu nedenle bilgisayar üzerinde inceleme yapılmasını ve davacılardan isimlerini bildirecekleri kişilere yemin davetiyesi gönderilmesini talep etmişse de davanın beş yıldır sürdüğü davalı yanın bilgisayarına ilişkin dosyada herhangi bir delil göstermediği ayrıca delil listesinde yemin delilinine dayanmadığı davacı yanın da söz konusu delillere bu aşamada itiraz ederek kabul etmediğini beyan etmesiyle davalı vekilinin beyanlarına itibar edilmemiştir.
Yargıtay bozma ilamı’na uyulması sonrasında mahkemece 30/1/2017 tarihinde bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır alınan ek raporda bilirkişi heyeti davacı senarist grubunun davaya konu 6 bölümlü “…” adlı dizide senaryonun meydana getirilmesi sürecindeki çalışmaları nedeniyle eser sahibi sıfatlarının bulunduğu davaya konu 3.bölümün hem eser sahibi hem işleyeni oldukları, 4,5 ve 6. Bölümde yalnızca eser sahibi oldukları yapımcıya işleme hakkının devredilmediği davalı yapımcının davacı senaristlerin eserini 6 bölüm boyunca kullandığı 3. Bölüm senaryosunun izinsiz kullanıldığı 4.5 ve 6. Bölümlerin senaristlerden izinsiz başka bir gruba verilerek işlendiği hesaplamanın üç bölüm için 10.000 TL’den 30.000 TL olarak belirlenebileceği 4,5 ve 6. Bölümlerin ise senarist kuruluşlarının eser sahibi senaristler bölümün genel bütçesi üzerinde %2 pay sahibidir görüşü doğrultusunda 4,5 ve 6. Bölümlerin genel bütçesinin %2’si olarak hesaplanabileceği ancak bu hususta sektör bilirkişinin belirlediği toplam 40.000 TL’nin uygun olacağı FSEK/10 madde kapsamında film yapımıyla sınırlı olarak davalı yapımcıya işleme hakkını da içeren bir mali hak devrinden söz edilemeyeceği işleme hakkının davacılarda olduğu ve davalının izinsiz kullanımda bulunduğu 4,5 ve 6. Bölümlerde işlemenin esinlenme serbestisi kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmişlerdir.
Alınan bilirkişi ek raporuna davacı vekili itiraz etmemiş davalılar vekili yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiş mahkemece talebi reddederek tahkikatın tamamlanmasına karar vererek sözlü yargılama günü belirlemiştir.
Mahkemenin davalılar vekillerinin itirazları nedeniyle yeniden tahkikata devam ederek yeni bir heyet oluşturarak rapor alınmasına karar verdiği anlaşılmıştır.
Alınan son bilirkişi raporu ile davaya konu senaryo’da asıl eser olan hikayeden faydalanılarak çekilecek filme esas olmak üzere hususiyet taşıyan işlenme bir eserin olduğu yapımcıya FSEK 52.Maddesi kapsamında hak devrinin bulunmadığı bölüm başı 10.000 TL’den 40.000 TL rayiç bedelin uygun olacağı davacı gerçek kişilerin FSEK 15 ve 16. Maddesi kapsamındaki adın belirtilmesi ve eserin izinsiz işleniş değiştirilmesine yönelik manevi haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat taleplerinin yerinde olduğu belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporu ve alınan yeni heyet raporu ışığında, davaya konu senaryonun işleme eser olduğu ve davacıların işleme mali hakkının ihlal edildiği, hakkında davadan feragat edilen davalılar yönünden karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden de rayiç bedelin izinsiz kullanılan her bir bölüm başına 10.000 TL hesabıyla toplam 40.000 TL olduğu, davacı gerçek kişilerin eser sahibi olarak adlarının belirtilmemesi ve ayrıca senaryonun da davacılardan izinsiz olarak işlenip, değiştirilip, kullanıldığı, bundan dolayı FSEK 15. ve 16. maddeler gereğince manevi haklarının ihlali nedeniyle takdiren 12.500 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil’en tahsili gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dosyamızın diğer davalıları yönünden mahkemenin 24.02.2015 tarihli kararının kesinleşmesi nedeni ile bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davalılar … Ltd. Şti. , … ve … yönünden asıl ve ıslah edilen davanın kabulü ile,
3-Davacıların eserinin … kanalında “…” isimli dizide kullanımı nedeni ile vaki tecavüzün ref’i ve tekrarının önlenmesi ile takdiren belirlenen 40.000,00 TL maddi tazminatın 14.04.2013 tarihinden itibaren yürütülecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
4-Davacılara ait eserde değişiklik yapılması, jenerikte adının gösterilmemesi ve değiştirilmesi nedeni ile FSEK 15. Ve 16. Maddeleri uyarınca meydana gelen manevi hak ihlali nedeni ile takdiren 12.500,00 TL manevi tazminatın 14.04.2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.586,28 TL karar harcından peşin yatırılan 1.040,05 TL ve 671,15 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 1.850,78 TL bakiye karar harcının davalılar … Ltd. Şti. , … ve …’dan tahsiline,
6-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar vekilleri yararına hesap olunan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti. , … ve …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
7-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar vekilleri yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti. , … ve …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
8-Red edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar … Ltd. Şti. , … ve … vekilleri yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … Ltd. Şti., … ve …’a verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 2.050,00 TL bilirkişi ücreti, 834,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.884,00 TL’nin -red ve kabule göre takdiren hesaplanan 1.672,72 TL ve 1.735,50 TL harç (ıslah+peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.408,22 TL yargılama giderinin davalılar Stil Medya Ltd. Şti. , … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … ve … Ltd.Şti. tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 470,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.570,00 TL’nin -red ve kabule göre takdiren hesaplanan 1.079,40 yargılama giderinin davacılardan tahsili ile, davalılar … ve … Ltd. Şti.’ye verilmesine, kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 10/04/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı