Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/351 E. 2020/59 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/351
KARAR NO : 2020/59

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/09/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1999 yılından bu yana birçok dizi ve sinema filminin görsel efekt çalışmasını gerçekleştirdiğini ve görsel efekt yönetmenliğinde piyasanın aranılan bir ismi haline geldiğini, 2011 yılında ‘’…” isimli belgesele imza atan müvekkilinin, söz konusu belgeselin tanıtımı için çeşitli mecralarda tanıtım fragmanının yayınlandığını söz konusu fragman ve belgeselde müvekkilinin …’u anlatan ve …’un bazı semtlerinden çektiği, müvekkilinin tecrübesini ve estetiğini yansıtan videoların yer aldığını ve müvekkilinin belgeseline ilişkin tanıtımların …, …, … gibi birçok ulusal kanalda yayınlandığını, müvekkilinin söz konusu belgesele ilişkin tanıtım fragmanının yayınlanmasından sonra fragmanda yer alan görsellerin bazı ve kişi ve kurumlar tarafından kendi onayı olmaksızın kullanıldığını tespit ettiğini, nitekim bu fragmana ait sekiz adet görselin davalı şirketin “…” isimli videosunda müvekkilinin herhangi bir onayı yada izni olmadan kullanıldığının tespit edildiğini, buna göre bahse konu videonun; 00:03 saniyesinde … ve … görüntüsünün, 00:07 saniyesinde … ve … görüntüsünün, 00:08 saniyesinde … tepesinden genel … görüntüsünün, 00:09 saniyesinde … ve … görüntüsünün, 00:10 saniyesinde … ve gün doğumu görüntüsünün, 00:15 saniyesinde … ve … görüntüsünün, 00:17 saniyesinde … ve … görüntüsünün, 01:55 saniyesinde … gece inşaat görüntüsünün yer aldığını, bu görsellerin tümünün müvekkili tarafından çekildiğini, müvekkilinin söz konusu haksız kullanımının tespiti akabinde vekil vasıtası ile söz konusu telif tecavüzünün sonlandınlmasını ve kullanım bedelinin kendine ödenmesini talep etmişse de davalı şirket tarafından söz konusu taleplerinin yerine getirilmediğini, ancak davalı şirkete ait olan ve müvekkiline ait görsellerin paylaşıldığı ”…” isimli videonun davalı şirket tarafından ”…” linkinden ivedilikle kaldırıldığını, yıllardır emeği ve yeteneği ile saygm bir yer kazanmış müvekkilinden izin dahi alınmaksızın söz konusu görüntülere yer vermenin açıkça müvekkilinin haklarına saldırı niteliği taşıdığını ve müvekkilinin bu bağlamda maddi ve manevi haklarının tecavüze uğradığını; Fikri mülkiyetin önemli bir bölümünü temsil eden telif haklarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile korunmakta olup FSEK’e göre bir ürünün eser olarak korunabilmesi için iki ön koşul bulunduğunu, buna göre ürün, FSEK’te öngörülen eser türlerinden birine dahil olmalı ve sahibinin hususiyetini taşıması gerektiğini, müvekkilinin yukanda bahsi geçen videolarının tamamının FSEK’in koruması altında olduğunu; müvekkilinin bahsi geçen görüntülerinin FSEK’e göre “güzel sanat eseri” olarak kabul edildiğini, bir videonun telif haklan ile güvence altına alınabilmesi için asgari düzeyde özgünlük taşımasının gerektiğini, söz konusu özgün olduğununda bilirkişiler tarafından tespit edileceğini, haksız kullanıma konu görsellerde özel bir kadraj, çekim açısı ve ışık tekniği kullanılmış olup bahse konu görsellerin özgün olduğunun her türlü şüpheden ve tartışmadan uzak olduğunu, eserlerin sahibinin müvekkilinin olduğuna ilişkin bir itilafın bulunmadığını; koruma şartlan taşıyan eserin sahibine manevi ve mali bir takım haklar sağladığını, eser sahibinin işbu manevi ve mali haklarının bir başkasına yazılı bir sözleşme ile devredebileceği gibi bu hakların kullanım (lisans-ruhsat) hakkım bir başkasına bırakabileceğini, manevi hakların devrinin mümkün olmamakla birlikte, bunların kullanımının da bir başkasına bırakılabileceğini, ancak müvekkili ile davalı şirket arasında herhangi bir devir sözleşmesi olmadığı gibi müvekkili tarafından verilmiş bir onay ya da iznin de bulunmadığını; 5846 sayılı FSEK’nun eser sahibinin haklarına tecavüz halinde eser sahibine hukuk ve ceza davası hakkı tanıdığını, FSEK’in “Mali Haklara Tecavüz Halinde” başlıklı 68. Md.sinin “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” denilmesi suretiyle telif hakları tecavüze maruz kalan eser sahibinin FSEK uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç katına kadar tazminat istenebileceğini düzenlediğini, yine FSEK’in “Tazminat Davası” başlıklı 70. Md.sinin “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir.” denilmesi suretiyle de manevi hakları tecavüze uğrayan eser sahibinin tazminat talep edebileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin haksız kullanıma konu videolarının, söz konusu davalının haksız kullanımı öncesi başkaca sözleşmelere konu olduğunu, müvekkiline ait görüntülerden sadece birinin 2013 tarihli “…” isimli filmde yer aldığını ve buna ilişkin de dilekçe ekinde telif bedeline emsal teşkil edecek faturasının konulduğu 7.557,60-TL.lik bir ödemenin … adına müvekkiline yapıldığını, hal böyle iken, davalı şirket tarafından hiçbir bedel ödemeksizin ve hiçbir izin/onay alınmaksızın müvekkiline ait görsellerin kullanımıyla müvekkilinin maddi bir zarara uğratıldığının her türlü şüphe ve tartışmadan uzak olduğunu, bu bağlamda müvekkiline ait her bir görsele ilişkin bedelin, mahkemeye sunulan faturanın da dikkate alınması suretiyle yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenmesi ve tespit edilecek rayiç bedelin üç katının FSEK’in 68. Md.si uyarınca müvekkiline ödenmesinin gerektiğini; eser sahibinin eserini kamuya sunma hakkı ve eser sahibi olarak tanıtılma hakkı gibi manevi haklarının olduğunu, ancak davalı şirket tarafından müvekkilinin çabasının ve emeğinin göz ardı edilmiş, görsellerin orijinal boyutunda değişiklik yapılmış, görüntülerin sağ alt kısmında yer alan logonun bilinçli bir şekilde ortadan kaldırılarak müvekkilinin hiçbir şekilde eser sahibi olarak tanıtılmadığını ve müvekkilinin eserlerinden kaynaklı manevi haklarının zarara uğratıldığını, davalı şirketin söz konusu bu aykırılığın farkında olup, gerekli uyarıların yasal yollarla yapıldığını, ancak davalı şirketin sadece tanıtım videosunun linkini kaldırdığını, müvekkilinin zararlarının giderilmesi noktasında bir girişimde bulunmadığını belirterek açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkiline ait görüntülerin izinsiz kullanılması nedeniyle, söz konusu videonun ilk yayınlanma tarihinin tespitine, FSEK 69. Md.sine istinaden muhtemel tecavüzün men’ine, FSEK 68. Md.sine istinaden şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat ile, (rayiç telif ücretinin üç katı) FSEK 70/1 Md.sine istinaden 50.000,00-TL manevi tazminatın, davalı şirketin tanıtım videosunu yayınlamaya başladığı tarih olan 15.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası ikame ettiğini, davacı yan ile müvekkili arasında sözleşmeye ilişkin herhangi bir ilişkinin mevcut olmadığını, taraflar arasında sözleşmeye dayalı olmaksızın fikri hakların ihlal edildiği iddiası söz konusu ise bu durumda haksız fiillere ilişkin zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, davacının müvekkili aleyhine açtığı davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının talep haklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkili hakkında açılan işbu davayı ve dava dilekçesi içeriğindeki isnattan kabul etmediklerini, müvekkili şirketin dünya çapında tanınan büyük bir işletme olup, yurt içindeki yatırımları haricinde dünyanın en prestijli noktalarında faaliyet gösteren …ve … Türkiye’deki faaliyet gösteren iş ortağı olduğunu, müvekkili şirketin hizmet alanları ve hitap ettiği kitle dikkate alındığında reklam, tanıtım film ve görsellerini, alanında uzman PR ve reklam şirketleriyle yaptığını, müvekkili şirketin iddia edildiği gibi reklam, tanıtım gibi hizmetleri kendi bünyesi içinde yapmadığını, müvekkili şirketin yaptığı projelerin büyüklüğü göz önüne alındığında dava dilekçesinde iddia edildiği türden basit ve alelade bir videoyu ve bunun paylaşımını yapmasının ihtimal dahilinde bile olamayacağını, iddiaları kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için dava dilekçesinde bahsedildiği şekilde müvekkilinin hazırladığı görsel bir filmin sadece youtube’de değil televizyon, kendisine ait internet sitesi veya başka mecralarda da kullanmasının gerekirdi ki, youtube gibi ticari bir mecra olmayıp çoğunlukla bireysel kullanıcılara hitap eden bir mecradan müvekkili gibi iş hacmi olan bir işletmenin fayda ummasının beklenemeyeceğini, davaya konu olaydaki en önemli noktalardan birinin de müvekkili şirketin hitap ettiği kitle olup, müvekkili şirketin tüm tanıtım ve reklamlarında bireysel internet kullanıcılarından ziyade tacir srnıfi ile ekonomik anlamda üst sınıfa hitap ettiği düşünüldüğünde youtube üzerinden yapılacak bir yayınla müşteri potansiyeli yaratmaya çalışmasının söz konusu dahi olamayacağını, davacı tarafın iddialarının haklı ve mutlaka kabul edilebilir makul delillerle ispat etmesinin gerektiğini; Youtube’nin sanal alemde yer alan sosyal bir paylaşım sitesi olup, video barındırma ve yayınlama hizmeti vermekle birlikte dünyadaki tüm kullanıcılarına da açık olduğunu, yuotube kullanılırken kimlik doğrulaması yapılmadığından, bu noktada sadece ticari anlamda değil, kişilik hakları anlamında da ihlallerin söz konusu olduğunu, bu nedenle de davacının, yayında olduğunu iddia ettiği videonun, müvekkili şirket tarafından yüklendiği iddiasının dinlenebilmesi için, iddia edilen yayını yükleyen kişi ya da kuruluşların mutlaka isim ve kimlik doğrulamasının yapılmasının gerektiğini, ancak bu durumun davacının iddiasının aksine, sadece …’ne müzekkere yazılarak çözülecek bir mesele olmadığını, böyle bir müzekkere yazılması ile sadece varlığı iddia edilen videonun gerçekte var olup olmadığının tespit edilebileceğini, videonun varlığının ispatından sonra, asıl önemli olan davacının bu videoyu müvekkilinin yaptırıp yaptırmadığını ispat etmesi olduğunu, bunun içinde merkezi ABD/Kaliforniya eyaletindeki youtube adlı sosyal paylaşım sitesine ait aynı isimli şirketten videonun sahibinin kimlik bilgilerinin sorulmasının gerektiğini; mahiyet ve içeriğini bilmedikleri video/ videoları kabul etmediklerini, davalının iddialarının müvekkili şirketle hiçbir ilgisinin olmadığını, bu nedenle tek taraflı bir şekilde dosyaya ibraz edilen ekran görüntülerinin hukuki bir değerinin olamayacağını, eğer davacının iddia ettiği şekilde bir video/videolann söz konusu olması halinde, bu videoların kimin tarafından yapıldığının tespitinin müvekkili açısından da önem arzettiğini; müvekkili şirkete yönelik hiçbir iddiayı asla kabul etmemekle beraber, dava dilekçesinde yer alan diğer hususlarında mutlaka araştırılmasının gerektiğini, davacının iddia ettiği hak sahipliği noktasında, görsellerin kendisine aidiyeti, FSEK kapsamında korunmaya değer eserler kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, tek taraflı sözleşmesinden ziyade maddi değerinin tespitine de yönelik incelemenin de yapılmasının gerektiğini; davacı yanın dava açılmazdan evvel elektronik postalar gönderildiğini ve videonun yayından kaldırıldığı iddiasını kabul etmediklerini, davacının bu tür bir yöntemle algı oluşturmaya çalıştığını, müvekkili şirkete her gün binlerce mail geldiğini, bu maillerden gereksiz kutusuna düşünlerin ise hiç okunmadan silindiğini, hatta kullanılan güvenlik sistemleri ile bir çok e-mailin ulaşmasının dahi mümkün olmadığını, aksi halde de müvekkili şirkete elektronik posta gönderilmesinin ve bu postalara cevap verilmemiş olmasının hukuki anlamda bir ikrar olamayacağının da açık olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
YAPILAN YARGILAMA VE TOPLANAN DELİLLER
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor ve ek rapor alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak sunulan 13.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Yapılan incelemelerde davacı … tarafından üretilen “…” isimli belgeselin özgün eser sayılacağı ve 5846 sayılı FSEK’in koruması altında olduğunu, Söz konusu davacıya ait olup 5846 sayılı FSEK’e göre eser sayılan “…” isimli belgeselden kullanıldığı iddia edilen, …, … ve …, … tepesinden genel …, … ve…, …, … ve gün doğumu, … ve …, … ve … ve … gece inşaat görüntüsünün bulunduğu görsel malzemelerin davalıya ait ‘’…”isimli linkte kullanılıp kullanılmadığının tespitinin tam olarak yapılamadığı, işbu linkte kullanılan videoların kesin olarak davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, esasen dava dosyasında böyle bir delilinde yer almadığı, dava konusu edilen “…” isimli linkin, youtube üzerinde açılan “…” web sitesinde mevcut olduğu, geçmiş dönemlerde kullanıldığı ancak daha sonra gerek web sitesinden gerekse youtube üzerinden silindiği, ancak silinen videolara ait bilgilerin youtube’dan normal yollardan temin edilemeyeceği, hukuki yollar kullanılarak merkezi ABD’de olan youtube firmasından temin edilebileceği, bu konuda müzekkere yazılarak sorulması takdirinin Mahkeme’ye ait olduğu, davacının iddiasının Mahkeme’nin kabulü halinde;”…” isimli belgeselden kullanıldığı iddia edilen, … ve .., … ve …, … tepesinden genel …, … ve …, …, … ve gün doğumu, .. ve …, … ve … ve … gece inşaat görüntülü görsel malzemelerin davalıya ait … isimli linkte kullanıldığı mali yönden yapılan değerlendirme sonucunda ise; davacının davalıdan izinsiz kullanılan 8 adet görsele dair rayiç bedel üzerinden hesaplanan 60.460,80-TL telif ücretinin FSEK’in 68. Md.si uyarınca talep edebileceği 3 katı olan 181.382,40-TL tutarında maddi tazminat talebinde bulunabileceği, davacı tarafın 50.000,00.-TL manevi tazminat talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce YOUTUBE (GOOGLE INC)’e müzekkere yazılarak “…” isimli videonun “…” linki ve dava dilekçesi ile birlikte sunulan ekran görüntüsü de dikkate alınarak, Youtube hesabını oluşturan bilgisayarın IP numarası, dava konusu Youtube videosunun yüklendiği bilgisayarın IP numarası, dava konusu Youtube videosunu silen bilgisayarın IP numurası, dava konusu silinen Youtube videosunun orijinalinin temini ile bu videonun yüklenme ve silinme tarihlerinin tespit edilmesi istenilmiş olup; Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı Hukuk Departmanı Uluslararası Adli Yardım Bürosunca gönderilen cevabi yazıda Google Şirketi’nin bahsi geçen talepte yer alan bilgilerle alakalı herhangi bir cevabi bilgi ve kayda ulaşmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
GEREKÇE
Davacıya ait “…” isimli belgeselden kullanıldığı iddia edilen, … , … ve …, … tepesinden genel …, …, …, … ve gün doğumu, … ve …, … ve … ve … gece inşaat görüntüsünün bulunduğu görsel malzemelerin davalıya ait ‘’…”isimli linkte kullanılıp kullanılmadığının tespitinin tam olarak yapılamadığı, bu linkte kullanılan videoların kesin olarak davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, dava konusu edilen “…” isimli linkin, youtube üzerinde açılan “…” web sitesinde mevcut olduğu, geçmiş dönemlerde kullanıldığı ancak daha sonra gerek web sitesinden gerekse youtube üzerinden silindiği, silinen videoya ilişkin Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı Hukuk Departmanı Uluslararası Adli Yardım Bürosunca gönderilen cevabi yazıda Google Şirketi’nin bahsi geçen talepte yer alan bilgilerle alakalı herhangi bir cevabi bilgi ve kayda ulaşamadığının bildirildiği anlaşıldığından, davanın kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin yatırılan 870,96 TL’den mahsubu ile kalan 816,56 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 650,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red olunan maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red olunan manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır