Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/350 E. 2020/293 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/350
KARAR NO : 2020/293

DAVA : Endüstriyel Tasarım Tecavüzünün ve Haksız Rekabetinin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/08/2016
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarından özetle; davacı tarafın bayan konfeksiyon üreticisi olarak faaliyet gösterdiği, … ve … no’lu Endüstriyel Tasarım Tescilli ürünlerinin, “…” markası adı altında iş yerlerinde satış, dağıtım ve pazarlamasının yapıldığını ve bu şekilde tasarım haklarının ihlal edildiğini, davacının tasarım haklarının ihlali sebebi ile … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına ibraz edilmek suretiyle, davalının iş yeri adresinde satışa arz edilmiş halde, delil tespiti yapıldığı ve davacının tasarım haklarının ihlal edildiğinin tespit edildiği, söz konusu D.İş dosyasından alınan bilirkişi raporu uyarınca … tescil tasarımlı üründen 4 adet, … tescilli tasarım ürününden 1 adet olmak üzere toplam 5 adet ürünün satışta olduğunun tespit edildiği, davalının bu eyleminin 554 sayılı KHK’nın 48. Maddesi uyarınca tasarım hakkına tecavüz oluşturduğu, TTK’daki haksız rekabete ilişkin hükümlere de aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenlerle uğranılan maddi zararın tazmini için maddi tazminat talep edildiğini, talep edilen maddi tazminatın hesaplanmasında 554 sayılı KHK’nın 52/a hükmünün tercih edildiğini, davalının toptan üretim ve satım yaptığı için tecavüzün boyutlarının ülke çapkındaki birçok konfeksiyon üreticisi ve perakendecisinin bilgisine ulaştığı, müvekkilin cirosunun düşmesi, sipariş iptali gibi durumlar yüzünden manevi ıstıraba maruz kaldığı, bu nedenlerle manevi tazminatın da koşullarının gerçekleştiği, davalılardan şirket haricindeki kişilerin davalı şirketin yetkili müdürleri ve davalı şirketin ortakları olduğu, bu nedenle oluşan haksız fiilden sorumlu oldukları, … D.İş sayılı dosyasınca alınan bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin tamamen sübjektif olduğu, belirsiz alacak davasının yasada yer aldığı, yapılacak zarar tespitinin ancak alınacak bilirkişi raporu sonrasında yapılabileceği, tüm bu nedenlerle birlikte, davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitini, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasını, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesini, belirsiz alacak davası hükümlerine göre tazminat miktarı tam ve kesin olarak tespit edildiğinde artırılmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın, 27/05/2016 tespit tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesini, 20.000 TL manevi tazminatın 27/05/2016 tespit tarihinden işleyecek değişken oranlardaki ticari faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesini, davalılar aleyhine verilecek mahkeme kararının masrafı davalıya ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki televizyon kanallarından ve gazetelerden birer tanesinde yayımlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarından özetle; müvekkillerinin üretim yapan bir firma olmadığını, piyasadan tedarik ettikleri ürünlerin satışa arz edildiğini bu nedenle ortaya çıkan zararda üretim değil, satış miktarının dikkate alınması gerektiği, davacının usulen iş bu davayı belirsiz alacak davası olarak açamayacağını davacının dava dilekçesinin “Maddi Tazminat” başlığı altında dava konusu talepleri açıkça belirli hale getirdiğini, netice-i talepte gösterilmemiş ve harcı yatırılmamış olan taleplerin karara bağlanmasının mümkün olamayacağını, davacının taleplerinin şirket olan müvekkil dışındaki diğer müvekkilleri ilgilendiren bir boyut olmadığınından, davanın anılan gerçek kişi müvekkiller yönünden pasif husumet yokluğundan reddi gerektiği, davası konusu tasarımlardan bir tanesi müvekkilin alım yaptığı bir firma adına tescilli iken, dava edilen diğer tasarımın ise müvekkil mağazasında tespit edilen ürünle herhangi bir benzerliğinin olmadığı, varsa bir benzerlik “esinlenme serbestisi” kapsamında kalan korumadan faydalanan bir ürün olduğu, belirsiz alacak davası şartlarını taşımayan ancak belirsiz alacak davası kurallarına göre ikame edilmiş olan bu davanın husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddini, işbu davanın … ve … yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, esasa girilmesi halinde işbu davanın davacı adına … numaralı başvuru ile tescil edildiği iddia olunan tasarım yönünden, … Ltd. Şti.’ne ihbarına, neticede haksız ve mesnetsiz davanın esastan tümüyle her bir müvekkil bakımından ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu, “…” isimli Locarno Sınıfı 02-02 olan tasarımın 12/12/2013 tarihinde tescil edildiği, yine aynı şekilde … escil nolu, “…” isimli Locarno Sınıfı 02-02 olan tasarımın 31/12/2015 tarihinde tescil edildiği ve davacı … Limited Şirketi adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
… 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına sunulan, bilirkişi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 02.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … adreslerine gidildiği, … Malzemeleri İnşaat ve Dekorasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … numaralı tescilli tasarımın satışta olduğu, görülen model ile benzerlik ve ayırt edicilik yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, bu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı yönünden ayırt edilemeyecek derecede aynıya yakın benzer olduğu kanaatine varıldığı, …’te 3 adet, Ana Giyim’de 3 adet satışta olduğu, … Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … numaralı tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı yönünden ayırt edilemeyecek derecede aynıya yakın benzer olduğu kanaatine varıldığı, …’te 3 adet satışta olduğu, …Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … numaralı tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı yönünden ayırt edilemeyecek derecede aynıya yakın benzer olduğu kanaatine varıldığı, …’de 1 adet satışta olduğu hususlarında görüş kanaat bildirdiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 30.10.2017 tarihli heyet raporunda bilirkişiler, … nolu tescilli ürün ile satışta olan “…” etiketli Ana Giyim firmasına ait ürünün bilinçlendirilmiş tüketicinin satın alma kriterlerini etkileyecek farklılıklarına sahip olmadıklarını, detay tanımlarında omuz, kol, cepler, dikiş ve etek detaylarında birbirine oldukça yakın olduklarını, ürünlerin kesim kalıpları ve kumaş dökümü yönünden; dosyada ürün eksikliği olmasından dolayı, büyük ölçüde ilk tespit ve fotoğraflar üzerinden karşılaştırılma yapıldığından, karşılaştırmadan emin olunamadığı, … nolu tescilli ürün ile adreste satışta olan “…” etiketli, … Ltd. Şti’ye ait ürün, bilinçlendirilmiş tüketicinin satın alma kriterlerini etkileyecek farklılıklara sahip olmadıklarını, detay tanımlarında omuz, kol, cepler, dikiş ve etek detaylarında birbirine oldukça yakın olduklarını, ürünlerin kesim kalıpları ve kumaş dökümü yönünden; dosyada ürün eksikliği olmasından dolayı, büyük ölçüde ilk tespit ve fotoğraflar üzerinden karşılaştırılma yapıldığından, karşılaştırmadan emin olunamadığı, maddi tazminat açısından yapılan incelemede; davacı vekilinin dava dilekçesinde, maddi tazminatın hesaplanmasına dair tercihlerin 554 sayılı KHK’nın 52/a maddesine göre talep ettiklerini ancak davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak gerekli olan ticari defterler, vergi beyannameleri, faturalar vd. belgelerin dosyaya sunulmamış olduğundan maddi tazminat hesabı yapılamayacağı hususlarında görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Rapor taraflara tebliğ olunmuş, davalı taraf 13.11.2017 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; dava konusu ürünlerden bir tanesi …’den müvekkilce satın alındığı ve anılan ürün … adına tescilli olduğu halde, böyle bir tescil yokmuşçasına rapor tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu, bilirkişi raporunda benzerlik noktasında yapılan inceleme tamamen fotoğraflara bakılarak yapılmış olduğu, fiziken ürünlerin kalıp ve kesimleri dahi incelenmediği eksik inceleme ile rapor hazırlandığı, benzerlik yönünden yapılan değerlendirmelerin de doğru olmadığı, bilirkişiler tarafından yapılacak mali incelemede her iki tarafın da mali kayıtlarının incelenmesi gerektiği, bu nedenler dikkate alınarak yeni bir bilirkişiden, ikinci bir rapor alınmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
İtirazlar dikkate alınarak, mevcut bilirkişilerce hazırlanıp dosyaya sunulan 11.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı şirketin defter kayıtlarının tetkikinde pardösü ürünlerinin “…” olarak defterlere kaydının yapıldığının görüldüğü, davalı şirketin …Tic. Ltd. Şti.’den 12.12.2013-31.08.2016 tarihleri arasında 2014 yılında 62 adet ve 2016 yılında 61 adet olmak üzere toplam 123 adet 14.615,00 TL tutarında … satın aldığı, ticari defterler ve faturalar üzerinden yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda davalı şirketin bu satışlardan 2.931,09 TL zarar ettiği, davacı şirketin … Pardösü tescil numaralı ürünü ile ilgili olarak 554 sayılı KHK’nın 52/a bendi; “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre,” uyarınca yoksun kalınan kazancı bulunmadığı, davalı şirketin … Ltd. Şti.’den 31.12.2015-31.08.2016 tarihleri arasında 92 adet 5.555,56 TL tutarında pardösü satın aldığı, ticari defterler ve faturalar üzerinden yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda davacı şirketin … Pardösü tescil numaralı ürünü ile ilgili olarak 554 sayılı KHK’nın 52/a bendi; “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre,” uyarınca, yoksun kalınan kazancı 1.948,09 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmaktadır.
11.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ olunmuş; davacı taraf 26.10.2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle kök ve ek rapordaki tasarım tecavüzü yapıldığı tespitine katıldığı ancak maddi tazminat kısmındaki yoksun kalınan zarar miktarına kesinlikle katılmadıklarını, hiçbir ticari işletmenin maliyetinden aşağıya mal satışı yapmayacağı, hesaplamalarda maddi hatalar yapıldığı, mali bilirkişinin stokta kalan malın tamamının zarar göstermesinin anlaşılır olmadığı 504 adet satılamayan üründen kaynaklı olarak (birim maliyet 83.69-ortalama satış fiyatı 164.05) x 80.46 TL birim karından toplam 40.501,44 TL satış yapamamaktan kaynaklı yoksun kaldığı zararının mevcut olduğunu, zikredilen maddi hatalar ve tespitler dikkate alınarak sadece başka bir mali müşavir tayin edilerek yeniden inceleme yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf 09.10.2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, ek rapor ile sadece mali yönden bir inceleme yapıldığı, 30.10.2017 tarihli bilirkişi raporuna itirazlar doğrultusunda herhangi bir inceleme yapılmadığı, tespit dosyasında satışa hazır halde bulunan ürün sayısı toplam 5 olduğu halde, bilirkişiler dava konusu ürünlerle ilgisi olmayan 123 ve 92 adetlik faturalara itibar edilerek hesaplama yapıldığı, somut verilere dayanılmadan soyut hesaplama yapıldığı, bu nedenlerle itirazları karşılar nitelikte yeni bir heyet tarafından rapor alınmasını, aksi durumda ek rapor alınmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi heyeti tarafından alınan 24.02.2020 tarihli ek raporda özetle; … Limited Şirketi adına tescilli … tescil numaralı ürün ile …Ltd. Şti.’ye ait … tescil numaralı ürünün birebire yakın benzer olduğunu, tescil tarihleri dikkate alındığında …Ticaret Limited Şirketi’nin daha erken tescil ettirdiğini, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin … tescil numaralı ürün ile 27.05.2016 tarihinde … mağazalarında çekilen görsellerle karşılaştırıldığında birebire yakın derecede benzer olduğunun anlaşıldığı, mali yönden yapılan incelemeler sonucunda bundan önce düzenlenen ek raporda değişiklik ve ilave edilecek bir husus bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu 16.03.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 26.10.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyanlarını tekrar ettiğini, bu rapora yönelik itirazlar sonucunda alınan ek raporda doyurucu ve ikna edici hesap raporu sunulmadığı, mali muhasebe hesapları ile gerçek zararın tespit edilemeyeceği ve çözüme kavuşulamayacağından, beyan dilekçesinde belirtilen 40.501,00 TL değerin %50 hakkaniyet tenkisi ile 20.000,00 TL üzerinden maddi zararımıza karar verilmesini, davanın ıslah edilerek 1.000,00 TL olan talebin 19.000,00 TL artırılarak 20.000,00 TL üzerinden tespit tarihi olan 27.05.2016 tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek davalılardan alınmasına dair hüküm verilmesini, dava dilekçesinde belirtilen 20.000,00 TL manevi zarar hakkında kabul karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
554 sayılı KHK 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 10.01.2017’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla beraber yürürlükten kalkmıştır. Bu doğrultuda derdest davalarda hangi mevzuatın uygulanacağının açıklanması zarureti doğmuştur. Kanunlar kural olarak, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ileriye etkili uygulanır, ancak kanunun geçmişe yönelik uygulanacağına dair bir hüküm ihdas edilmiş ise geçmişe yönelik uygulanabilir. Kanunun yürürlüğü düzenleyen 192. Maddesinin “a” ve “b” bendinde yer alan ileri yürürlük hükümleri istisna olmak üzere, kanunun diğer hükümlerinin SMK’nın yayımı tarihinde yürürlüğe girecek olup; SMK’nın geçmişe etkili olarak uygulanmasına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, dolayısıyla yürürlüğe girdiği 10.01.2017’den itibaren ileriye etkili olarak uygulanacağı görülmüştür. Bu doğrultuda SMK’nın yürürlüğe girmesinden önce ikame edilen ve takiben anılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği sırada derdest olan ve söz konusu kanunun yürürlük tarihinden önce gerçekleşen olaylara yönelik davalara SMK değil, 554 sayılı KHK uygulanacaktır.
Tasarım tecavüzü yönünden uygulanması gerek mevzuat hükümleri;
554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3’e göre; Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen; a) “Tasarım”, bir ürünün tümü, veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü…c) “Tasarımcı”, korumaya konu olan tasarımı tasarlayan kişiyi… ifade eder.
Yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunur. Bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse ayrıca korumadan yararlanır. ( Madde 5 )
Tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz,ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. ( Madde 17 )
Aşağıda sayılan fiiller tasarım hakkının dışında kalır, a) Özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, b) Deneme amaçlı fiiller, c) Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek kaydı ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar, d) Yabancı ülkelere kayıtlı olan ve geçici olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan deniz veya hava taşıt araçlarında bulunan ekipman, bu araçların onarımı için kullanılmak üzere ithal edilen yedek parça ve aksesuarlar ile bu araçların onarım fiili. ( Madde 21 )
Tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi, mahkemeden özellikle aşağıdaki taleplerde bulunabilir a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbitini; b) Tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi c) Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebi;… g) Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması talebi. ( Madde 49 )
48 inci Maddede sayılan fiilleri işleyen kusurlu kişiler Tasarım hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. ( Madde 50 )
Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir. a) Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre ( Madde 52 )
Tasarımlar ayırt edicilik yönünden birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. ( Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca )
Bilgilenmiş kullanıcı kural olarak alanında uzman kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir. Bu sebeple bilgilenmiş kullanıcı olarak bu tür elbiselerin satıldığı mağazada çalışan satış elemanının ürünler üzerindeki bilgi seviyesinden bahsedilebilir.
Somut olay ele alındığında; gerek tespit raporu gerekse yargılama aşamasında alınan raporlarda, … mağazalarında tespit olunan ürünler ile davacı adına tescilli …tescil nolu ve … tescil nolu ” … ” isimli endüstriyel tasarımın karşılaştırılmasında “yenilik” ve “ayırt edici özellikler” taşımadığı, birebire yakın derecede benzer olduklarının tespit edildiği, davalının ürünler arasında benzerlik olmadığı, kendisinin üretici değil satıcı olduğu yönünde savunmaları bulunmasına rağmen bunlara itibar edilemeyeceği anlaşılmakla dava tarihi itibari ile uygulanması gereken mevzuat kapsamında davalı eylemin tescilli tasarıma tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
HAKSIZ REKABET YÖNÜNDEN;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. MADDE 54- “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerini içermektedir. Yine TTK MADDE 55- “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;… 4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak… Dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde 56 da “(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesinin istenebileceğini düzenlenmiş ve mahkemece verilen kararların çeşitli basın ilan organlarınca ilanının talep edilebileceği öngörülmüştür.
Somut olay ele alındığında; bilirkişi raporları ve dosyadaki sair delillerden elde edilen sonuca göre davacının … tescil numaralı ürün ve … tescil numaralı ürünün davalı taraf tarafınca satılan ürünlerle birebir benzer taklit ürünler olduğu ve bu şekilde TTK madde 54 ve TTK madde 55/1-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Maddi tazminat talebi yönünden;
Davacı vekili tazminat taleplerini 554 sayılı KHK’nın 52/a ” Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre ” bendine göre hesaplanmasını talep etmiştir.
Aşamalarda dosyaya sunulmuş bilirkişi heyet raporları tespitlerinde; davalının ticari defterlerini dosyaya sunduğu bu ticari defterler doğrultusunda yapılan incelemeler sonucunda davalı şirketin … Ltd. Şti.’den 12.12.2013-31.08.2016 tarihleri arasında 2014 yılında 62 adet ve 2016 yılında 61 adet olmak üzere toplam 123 adet 14.615,00 TL tutarında … satın aldığı, ticari defterler ve faturalar üzerinden yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda davalı şirketin bu satışlardan 2.931,09 TL zarar ettiği, davacı şirketin 2013-08202-1 Pardösü tescil numaralı ürünü ile ilgili olarak 554 sayılı KHK’nın 52/a bendi; “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre,” uyarınca yoksun kalınan kazancı bulunmadığı, davalı şirketin …Ltd. Şti.’den 31.12.2015-31.08.2016 tarihleri arasında 92 adet 5.555,56 TL tutarında pardösü satın aldığı, ticari defterler ve faturalar üzerinden yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda davacı şirketin … Pardösü tescil numaralı ürünü ile ilgili olarak 554 sayılı KHK’nın 52/a bendi; “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre,” uyarınca, yoksun kalınan kazancı 1.948,09 TL olduğu yönünde yapılan mali incelemelerdeki hesaplamalar da göz önünde bulundurulmak suretiyle (esasen bu tür davalarda net zarar tespitinin mümkün olmaması, farazi hesaplamalar doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte olmaması, tespit edilen miktarın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun düşmediği dikkate alındığında Borçlar Kanunu 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla) paranın alım gücü ve hakkaniyet gözetilerek BK 50. Maddesi gereği takdiren 5.000,00 TL üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş,
Manevi tazminat yönünden;
554 sayılı KHK’nın 49. Maddesinin 1-c bendinde “Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebi” belirtildiği üzere, tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibinin mahkemeden manevi zarar talep edebileceği hüküm altına alındığı, bu madde ve somut olay ele alındığında davacı tasarım hakkı sahibinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz edildiği, manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminat üzerinden talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı … mağazalarında tespit olunan ürünler ile davacı adına tescilli … tescil nolu ve … tescil nolu ” … ” isimli endüstriyel tasarımın karşılaştırılmasında, her ne kadar heyet raporunda ürün sunulmamasından kaynaklı olarak tespit raporundaki değerlendirmeler üzerinden davalılar tarafından piyasaya sunulan ürünlerin davacıya ait tescilli tasarımlar ile birebire yakın derecede benzer olduklarının tespit edildiği, davalının ürünler arasında benzerlik olmadığı, kendisinin üretici değil satıcı olduğu yönünde savunmaları bulunmasına rağmen bunlara itibar edilemeyeceği, davalı şirket dışındaki kişilerin şirket yöneticisi oldukları bu kapsamda meydana gelen haksız fiilden TMK 50 gereği sorumlu oldukları dolayısıyla husumet itirazlarının dinlenilemeyeceği, yine davalının davacı … Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tescil numaralı ürün ile … Şti.’ye ait … tescil numaralı ürünün birebire yakın benzer olduğu, tespit olunmuş ise de dava dışı firmaya ait tescilin sonraki tarihli olduğu davalı tarafından sunulan kayıtlardan dava dışı bu firmadan tedarik edildiği iddia olunan ürünlerin davacı tescili (12/012/2013) ile dava dışı firma tescili (18/09/2014) arası dönemde -davacı tescili sonrası- de gerçekleştiği, dolayısıyla dava dışı firmanın sonradan yaptırmış olduğu tescilin davalıların tasarım tecavüzünü ve haksız rekabetini ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla davalıların eyleminin tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış bu kapsamda davacının tasarım tecavüzüne ve haksız rekabete dayalı tazminat taleplerinin yerinde olduğuna kanaat getirilmiş, maddi tazminat talebi yönünden her ne kadar mali inceleme yapılmış ise de (esasen bu tür davalarda net zarar tespitinin mümkün olmaması, ticari evraklarda ürün kodlarının yer almaması, “elbise” şeklindeki kayıtlar üzerinden ve tüm mali tablolar üzerinden yapılan farazi hesaplamaların doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte olmaması, tespit edilen miktarın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun düşmediği dikkate alındığında Borçlar Kanunu 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla) paranın alım gücü ve hakkaniyet gözetilerek BK 50. Maddesi gereği takdiren 5.000,00 TL üzerinden talebin kabule karar vermek gerekmiş, yine manevi tazminat yönünden izahı yapıldığı üzere manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmak suretiyle hüküm özetinin ilanına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalı … AŞ tarafından piyasaya sunulan ürünlerin davacıya ait … ve … nolu tasarımlara tecavüz ve haksız rekabet tescil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına,
2-İnfazda 30/10/2017 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, raporun hüküm eki sayılmasına,
3-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 5.000 TL’nin tespit tarihi olan 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 5.000 TL’nin tespit tarihi olan 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde masrafı davalılara ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir defaya mahsus olmak üzere ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 358,63 TL ve ıslah harcı olan 330,00 TL’den karar harcı olan 683,10 TL’nin düşülmesine, kalanı 5,53 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tecavüz talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 305,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.905,00 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 976,25 TL’si ve 717,83 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 1.694,08 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan: 140,20 TL posta giderinin -ret ve kabule göre hesaplanan- 105,15 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, kalan giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır