Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/342 E. 2019/161 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/342
KARAR NO : 2019/161

DAVA : Marka ve Ticaret Unvanına Tecavüzün Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/08/2016
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka ve ticaret unvanına tecavüzün tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … A.Ş.’nin “…” ve “…” uzantılı seri TPMK tarafından tescilli markalarının sahibi olduğunu, … markasının … tescil no ile 18, 24, 25; … tescil no ile 23, 40; …tescil no ile 35. sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, ayrıca TPMK nezdinde tescilli pek çok markasının bulunduğunu, müvekkiline ait … markasının tanınmış bir marka olup, müşterisi olsun olmasın, üçüncü kişiler nezdinde güvence, kalite, reklam gücü ve benzeri olumlu algılar oluşturan bir marka olduğunu, … A.Ş’nin eski unvanının … A.Ş. olup, unvan değiştirerek … A.Ş olduğunu, davacı taraf her iki müvekkilinin de …’e bağlı grup şirketi olduğunu, … A.Ş. müvekkilinin tescilli ticaret unvanının kök sözcüğünün de müvekkili tarafından yoğun bir şekilde ticari faaliyetlerde kullanılan … olduğunu, müvekkili ile hiçbir organik ve/veya fiili bağlantısı olmamasına ve hiçbir meşru hakkı bulunmamasına rağmen davalının üç farklı işyeri adresinde “… ” tabelası ile faaliyet gösterdiğini, aynı ibareli reklam-tanıtım görselleri kullandığını, satış fişlerinde “… ” ve müşterilere ürün satın aldıklarında verilen poşetlerde ise “… İç Giyim” şeklinde markasal kullanım gerçekleştirdiğini, reklam-tanıtım yaptığını, bu suretle müvekkilinin tanınmış marka şöhretinden haksız surette faydalandığını ve tescilli markayı işyerinin tabela vs işaretlerinde 556 sayılı KHK 12. maddeye ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde, aşırı yararlanma amacı ile markasal olarak kullandığının tespit edildiğini, ayrıca davalı işyerlerinde satılan iç çamaşırlarının üzerinde de “…”, “…” etiketlerinin mevcut olduğunu, … başvuru nolu … markasının müvekkilinin tanınmış … markası ile benzer olduğundan karıştırılma ihtimali ve müvekkilinin markasının asli unsuru olan … ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığından, … 1. FSHHM’nin 2012/325 esas ve 2013/454 karar sayılı kesinleşmiş kararı ile bu markının hükümsüzlüğüne karar verildiğini,… başvuru nolu …, … nolu … markalarının da hükümsüzlüğüne karar verilip sicilden terkin edildiğini, ayrıca … uzantılı ve tescili olmadan kullanılan tüm ibarelerinin men’ine karar verildiğini, bu sebeple … uzantılı hiçbir ibarenin hiçbir üründe kullanılamayacağını, … 3. ASHM’nin … D.iş sayılı dosyası ile her üç iş yerinde keşif ve bilirkişi tespiti yapıldığını, davalının kendisine ait işyerlerinde, davacı müvekkilinin uzun yıllara dayanan zahmetli ve masraflı bir çalışmayla markaya kazandırdığı imajdan herhangi bir ücret ödemeksizin karşılıksız yararlandığını ve bu suretle haksız kazanç elde ettiğini belirterek, müvekkilinin tescilli markası ve aynı zamanda ticaret unvanı olan “…” ve “…” markasına, ticaret unvanına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men’ine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, 556 sayılı KHK 66/c uyarınca şimdilik 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın haksız fiillerin vukuu bulduğu tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili firmanın içgiyim üzerine faaliyet gösteren işletmesinin vergi açılışını 06/09/2002 tarihinde yaptığını, İşyeri Esnaf ve Sanatkarlar Sicili’ne 27/12/2002 tarihi itibari ile ”… Tuhafiye” işyeri unvanı ile işlendiğini, 06/09/2002 tarihinden bu yana da aynı ünvanla hizmet verdiğini, davacı yanın ise … markası için TPMK nezdinde 18, 14 ve 25.(iç giyim) sınıfları içni 05/06/2003 tarihinde başvuru yaptığını, 29/09/2004 tarihinde marka siciline tescil olduğunu, marka hakkına tecavüzden söz edebilmek için marka başvurusundan sonraki tarihte tecavüze konu olan markanın kullanılmaya başlanması gerektiğini, müvekkilinin fiili kullanımının davacı yanın başvuru tarihinden önce olduğunu, müvekkilinin iş yeri unvanı olan “… Tuhafiye” ibaresini sadece tabelasında kullandığını, üretim yapmadığını, sattığı ürünlerle de hiçbir şekilde “…” ibaresinin yer almadığını, işyeri unvanının kullanılmasının da iltibasa yol açmadığını, davacının logosunun markanın asli unsuru olarak algılanacak şekilde iken müvekkili için ana unsurun bölünmez şekilde … Tuhafiye olduğunu, bu sebeple de iltibasa neden olabilecek şekilde benzerliğin bulunmadığını, davacı firmaların ürünlerinin kendi satış noktalarında belirli ekonomik gelirin üzerinde alıcıya hizmet eden ürünler olduğunu, müvekkilinin ise her bütçeden tüketicinin alışveriş yapabileceği fiyat ve kalitede ürün sattığını, davacının markalarının 3, 9, 14, 18, 25 ve 35 nolu nice sınıflarında kayıtlı iken, müvekkilinin yalnızca tuhafiye alanında (25. sınıfta tanımlanan) faaliyet gösterdiğini, davacıların markasını bilen, kullanan müşteri portföyünün, davalının küçük tuhafiye dükkanının davacı firmalara ait olmadığını/olamayacağını bilebilecek durumda olduğunu, müvekkilinin sattığı ürünleri davacının ürünlerine yanaştırma niyet ve arzusu ile hareket etmediğini, davalının ürünleri ile davacının ürünleri arasında ortalama alıcının yanılgıya düşmeyeceğini, müvekkilinin 27/12/2002 tarihi itibariyle tescilli unvanı olan … Tuhafiye unvanını kullanmakta olduğunu ve hukuken kazanılmış hakkını fiili olarak kullandığını, hukuken var olan bir hakkın kullanımı olduğundan fiilen kullanılmasının engellenmesinin istenemeyeceğini, davacıların tazminat taleplerinin yasal koşullarının oluşmadığını, aksi halde dahi talep edilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu, davacı tarafından müvekkili firmaya gönderilen ihtarnamede kullanımın derhal sonlandırılmasının istenildiğini, makul bir süre verilmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 05/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, davalının haksız eylemleri sonucunda tescilli marka hakları ihlale uğrayan müvekkili lehine maddi tazminat tutarının bilirkişi raporu doğrultusunda 20.000,00 TL arttırarak toplam 30.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, maddi tazminata haksız eylemin başlangıç tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine ve faiziyle davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış, marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibariyle dava konusu olayda 556 sayılı KHK hükümleri uygulanmıştır.
… 4.FSHHM’nin kapatılması sonucu dosya mahkememize devrolunmuş yargılama mahkememizce yapılarak bitirilmiştir.
Dosyada tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası istenilmiş, Gelir İdaresi Başkanlığından davalıya ait 2016 yılı gelir vergisi beyannamesi bilanço ve gelir tabloları getirtilmiş, İTO’ya emsal bedel sorularak, bilirkişi raporları alınmıştır.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, tespit talebinde bulunanların dosyamız davacıları, aleyhine tespit istenen tarafın dosyamız davalısı olduğu, tespit isteyene ait tescilli marka olan …’ın aleyhine tespit istenen tarafından markaya tecavüz edecek surette kullanılıp kullanılmadığının tespitinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporunda, aleyhine tespit istenen işletmenin, keşif sırasında gezilen 3 adet işyerlerinde, tespit isteyenlerin tescilli markası ve ticari unvanı olan …’ı sözcük olarak aynen, fotoğraflarda tespit edildiği üzere, muhtelif şekillerde, tanıtım, tabela, fiş-evrak, ambalajlarında kullanmakta olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
TPE tarafından dosyaya gönderilen yazı eklerinde belirtilen markalarla ilgili bilgilerin, marka sahibi: …, … tescil nolu 05/06/2003 koruma tarihi, 05/06/2013 yenilenme tarihi, 18-24-25. nice sınıfına ait, … ibareli marka … tescil nolu 10/08/2007 koruma tarihi, 23-40. nice sınıfına ait, … ibareli marka …tescil nolu 12/09/2007 koruma tarihi, 35. nice sınıfına ait ve bunlar dışında birçok markaları bulunmaktadır.
Ayrıca “… Şirketi” adına kayıtlı içinde … ibaresi geçen 157 adet kayıtlı markanın bulunduğu, 25.sınıfta ise 95 adet marka kaydının mevcut olduğu görülmüştür. 25.sınıfta tescilli markaların ilk koruma tarihlerinin 13/12/1995-11/01/2018 tarihleri dahil olmak üzere arasında olduğu anlaşılmıştır.
… tescil nolu, 13/12/1995 başvuru tarihli … ibareli ticaret markasının 18, 24 ve 25.sınıflarda; Palto, pardesü, manto, kaban, gocuk, mont trençkot. yağmurluk, rüzgarlık, kostüm, smokin, frak, etek, ceket, pantolon, kanadiyen, elbise, şort, kayak pantolonu, yelek pulover, süveter, kazak, hırka, bluz, gömlek, tayt, tulum, tunik, tualet, tayyör, rop, döpiyes, şömizye, pelerin, tişört, sweat shirt, şal, eşarp, kasket, şapka, kravat, papyon, çorap, eldiven, mendil, pijama, mayo, kilot, fanila, atlet, gecelik, sabahlık, eşofman, kombinezon, sütyen, jipon, korse, jartiyer, yünlü kumaşlar, yün, pamuk, ipek, keten, lycra, viskon, suni ve sentetik elyaftan dokunmuş kumaşlar ve bunların birbiriyle karışımından meydana gelen kumaşlar, yıkanabilir kumaşlar, kürk ve imitasyonları, ayakkabılar, bot, çizme, terlik, bel kayışı, şemsiye, cüzdan, valiz, bavul, çanta emtialarında tescilli olduğu anlaşılmıştır.
… tescil nolu, 19/07/1996 başvuru tarihli … daire şekli markasının 18, 24 ve 25.sınıflarda, … tescil nolu, 01/10/1997 başvuru tarihli, … generation şekil markasının 18, 24 ve 25.sınıflarda, … tescil nolu, 01/10/1997 başvuru tarihli … indepentent şekil markasının 18, 24 ve 25.sınıflarda, … tescil nolu, 30/04/1999 başvuru tarihli … markasının 24 ve 25.sınıflarda, … tescil nolu, 12/03/1996 başvuru tarihli … markasının 18, 24 ve 25.sınıflarda, … tescil nolu, 05/06/2003 başvuru tarihli … ibareli markasının 18, 24 ve 25.sınıflarda; Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları, Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar, derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamül başka sınıflarda yer almayan eşyelar: Çantalar, valizler, cüzdanlar, protföyler, çocuk taşımak için çantalar (portbebeler, kangurular), deri veya kösele kutular ve sandıklar, çek defteri kılıfları, kart kılıfları, boş tuvalet çantaları, boş alet çantaları, deriden anahtarlıklar, para çantaları, torbalar, sırt çantaları, evrak çantaları, alışveriş ve okul çantaları, işlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler, bağırsaklar, suni bağırsaklar (sucuk, salam ve sosis vb doldurmak için); Banyo keseleri ve sabunlanma bezleri, el ve yüz havluları, banyo havluları, yorganlar, elyaflı yorganlar, battaniyeler, perdeler, duş perdeleri, evlerde kullanılan örtüler, muşambadan olanlar da dahil masa örtüleri yatak örtüleri, çarşaflar, pikeler, yastık kılıfları, nevresimler, koltuk örtüleri, sehpa örtüleri, peçeteler, kumaştan mamül seccadeler, kağıt yatak örtüleri, bohçalar. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar: Cam elyaf kumaşlar, gaz sızdırmaz kumaşlar, su geçirmeyen kumaşlar, hayvan derisi taklidi kumaşlar; her türlü astarlar, telalar, tekstilden filtre malzemeleri, Kumaştan yapılmış duvar kaplamaları, duvar süsleri, hurçlar, kirli işye torbaları, kumaştan yapılmış bayraklar, flamalar, etiketler, kumaş mendiller, makyaj çıkartmak için kumaş bezler; Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış giysiler (İç ve dış giysiler): Penye, triko, kot, deri, kağıt vb. malzemeden giysiler; spor yaparken giyilen giysiler; banyo ve plaj giysileri; iç çamaşırlar, eldivenler, çoraplar, ayak giysileri: ayakkabılar, çizmeler, botlar, terlikler, patikler ve bunların parçaları, spor ayakkabıları ve bunların çivileri, ayakkabı parçaları yani pençeler, topuklar, konçlar, sayalar. Kravatlar, papyonlar, fularlar, şallar, baş örtüleri, pareolar, geçme elbise yakalan, bandanalar, manşonlar kol bantları, baş bantları, bileklikler, bebekler için bu sınıfa dahil özel eşyalar: bebekler için tekstilden bezler bebekler için tekstilden kundak bezleri, zıbınlar, naylon donlar, mama önlükleri (kağıt mama önlükleri hariç), başlıklar, şapkalar, bereler, kepler, kasketler. kemerler, pantolon askıları, jartiyerler) emtialarında tescilli olduğu anlaşılmıştır.
… tescil nolu, 12/09/2007 başvuru tarihli … ibareli markanın 35.sınıfta, … tescil nolu, 10/07/2000 başvuru tarihli … ibareli markasının 24, 25 ve 35. sınıflarda: Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar: Cam elyaf kumaşlar, gaz sızdırmaz kumaşlar; su geçirmeyen kumaşlar, hayvan derisi taklidi kumaşlar; her türlü astarlar, telalar, tekstilden filtre malzemeleri. Perdeler, plastik veya tekstilden duş perdeleri, evlerde kullanılan örtüler, muşambadan olanlarda dahil masa örtüleri, yatak örtüleri, çarşaflar, pikeler, yastık kılıfları, nevresimler, koltuk örtüleri, sehpa örtüleri, peçeteler, kumaştan mamul seccadeler, kağıt yatak örtüleri, bohçalar. Bebekler için kundaklar, alt açma örtüleri.. Hurçlar, kirli eşya torbaları.. Kumaştan yapılmış bayraklar, flamalar, etiketler, kumaş mendiller kumaştan yapılmış duvar kaplamaları, duvar süsleri, banyo keseleri ve sabunlanma bezleri, el ve yüz havluları, banyo havluları, yorganlar, elyaflı yorganlar, battaniyeler, bebekler için bu sınıfa dahil özel eşyalar: Bebekler için tekstilden bezler, zıbınfar, üçgen bezler, t bezleri, ara bezleri, naylon donlar, baş giysileri: Başlıklar, şapkalar, bereler, kepler, kasketler. Ayak giysileri; Ayakkabılar, çizmeler, botlar, terlikler, patikler ve bunların parçaları, spor ayakkabıları ve bunların çivileri, ayakkabı parçaları yani pençeler, topuklar, konçlar, sayalar. Çoraplar, Giysiler (İç ve dış giysiler): Penye giysiler; triko giysiler; kot giysiler, deri giysiler; rahat giysiler; spor yaparken giyilen giysiler; banyo ve plaj giysileri; iç çamaşırları, atletler, külotlar, sütyenler, jüponlar, kaşkorseler, fanilalar, bodyler, büstiyerler, korseler, sabahlıklar, gecelikler: paltolar, mantolar, kabanlar, pardesüler, yağmurluklar, trençkotlar, montlar, ceketler, pantolonlar etekler, elbiseler, yelekler, gömlekler, tişörtler, switşörtler, kazaklar, hırkalar, süveterler, bluzlar, şortlar, bermuda şortlar, tulumlar, uyku tulumları, iş elbiseleri, okul önlükleri… Aksesuarlar: Pantolon askıları, giysi ilaveleri, pareolar, geçme elbise yakaları, yakalıklar, bandanalar, jartiyerler, kemerler, kravatlar, papyonlar, fularlar, manşonlar, eldivenler, şallar, kal bantları; baş bantları, baş örtüleri, bileklikler, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri, sınıflarında tescilli oldukları görülmüştür.
… tescil nolu, 07/03/2003 başvuru tarihli, … ibareli markanın 35.sınıfta, … tescil nolu, 06/05/2005 başvuru tarihli, … ibareli markanın 35.sınıfta tescilli oldukları görülmüştür.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler, davacının … ibareli markasının TPMK nezdinde tanınmış markalar sınıfında yer aldığını, “…” ibaresinin aynı zamanda davacı firmanın ticari markası olduğunu, davacı firmanın içerisindeki … ibaresi ile markaya sahiplik olgusu kazandıran 157 adet kayıtlı markasının bulunduğunu, davacı firmanın tescilli markalarının da davalının iştigal alanı içerisinde olduğu malları kapsadığını, davalının “… ” ve “… ” ibareli ve tespit edilen diğer kullanımları ile davacı markasıyla “karıştırılma ihtimalinin” varlığı yönündeki görüşleri ile paralel olarak, eylemlerinin 556 sayılı KHK’nin 9.maddesinin b fıkrasına girdiğini, bu nedenle 61.madde kapsamında marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalının “… ” ve “… ” ibareli ve tespit edilen diğer kullanımları ile adreslerinde yapılan tespit ve uygulanan tedbir sonucunda anlaşıldığı üzere, kullanımları ve satışa arz yöntemlerinin, tespit edilen kullanımları ile davacının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler aldığı düşünüldüğünden eylemlerinin, 6102 sayılı TTK’nın 54.ve 55.maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğunu, tazminat hesaplamasının eksiklikler olması nedeniyle yapılamadığını belirtmişlerdir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna dilekçe sunarak itiraz etmiş ve davacının müvekkilinin unvanında yer alan … ibaresinin unvandan terkinini istemeden tazminat hakkı doğmayacağını, dava dilekçesinin sonuç bölümünde de bu ibarenin davalı unvanından TTK’nın 54.maddesi hükmü çerçevesinde terkini istenmediğinden davacının tazminata hak kazandığı yönünde rapor kurulamayacağını belirterek, yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Bilirkişi raporunda tespit olunan eksiklikler giderildikten sonra dosya ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Ek raporda bilirkişiler, davalının iş yeri unvanının … olarak geçmesine rağmen, farklı adresteki mağazasında … olarak da marka isminin kullanıldığını, davalının işletme ismindeki ayırt edici unsurun … olduğunu, … ibaresinin mağaza içerisindeki poşetlerde de kullanıldığını, davacının … ibareli seri markalarının iç giyim alanında da tescilli olduğunu, ortalama bilgili tüketici nezdinde mağaza içerisinde satışı yapılan … markasının, davacının … markasının kalite kapsamında daha uygun alım gücüne hitap eden bir seri markası olduğu algısının uyanabileceğini, 2016 yılı itibariyle KHK 66/c maddesi gereği lisans sözleşmesi yapılması halinde davalının 2016 cirosundan davacının alacağı tazminat tutarının 138.746,08 TL olarak hesaplandığını (%15 emsal lisans), fakat davalı tarafın ödeme kabiliyeti ve işletmenin büyüklüğü ve diğer kriterler gözönüne alındığında 34.686,52 TL’nin uygun bir tazminat olacağının mahkemenin kanaatinde olduğunu belirtmişlerdir.
Dava marka hakkına tecavüz iddiasıyla ikame edilmiştir. Davalı tarafından kullanılan “…”, “… “, “…
” ibaresinin davacının tescilli olarak kullandığı “…” markasından doğan haklarına tecavüz edildiği iddia edilmektedir.
MarkaKHK m.61/a kapsamında 9. maddenin ihlali marka hakkına tecavüz sayılır. Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması MarkaKHK m.9’un ihlali anlamına gelir ve böylesi bir kullanım marka sahibinin marka hakkına tecavüz niteliği taşımaktadır.
MarkaKHK m.9’a göre tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve bu tescilli markanın kapsadığı hizmetlerin aynı veya benzeri hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması marka sahibi tarafından yasaklanabilir.
MarkaKHK 9. madde genel olarak, marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılmasını yasaklamaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere tescilli marka ile aynı veya benzer olan bir işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması, marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında “bağlantı” olduğu ihtimali de “karıştırılma ihtimali” kavramına dâhil sayılmıştır. Karıştırılma ihtimalinde, halkın iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bağlantı kurması yeterlidir. Alıcıların aldıkları ürünlerin başka bir işletmeye ait olduğunu bilmelerine rağmen, iki işletme arasında ekonomik veya organik bir bağlantı olduğu yanılgısına düşmeleri halinde, karıştırılma ihtimali vardır ve işaretler arasında iltibasın mevcut olduğu kabul edilmektedir.
Bir kelimenin veya işaretin markasal olarak kullanılması, bu işaretin belirli bir işletme tarafından piyasaya sunulan mal veya hizmetlerle doğrudan ilişkili olarak, söz konusu mal veya hizmetleri, diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt edecek şekilde kullanılması anlamına gelmektedir. Bir işaretin markasal olarak kullanımından söz edebilmek için, mal veya hizmetle doğrudan bağlantılı olarak, ilgili çevrenin ürün ile markayı ilişkilendirmesine olanak verecek şekilde kullanılması gerekmektedir. Davalı tarafın … ibaresini kullanımına ilişkin dosyada bulunan görseller incelenmiştir. Davalı … ibaresini mağazasının tabetasında kullanmaktadır. Bu kullanım mağazada … markalı ürünlerin satıldığı, satıcının … firmasının bayisi olduğu ve bu markanın temsil ettiği kalitede ürün ve hizmet satıldığı izlenimi vermektedir. Davalı tarafın bu kullanımının yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde markasal bir kullanım olduğu hususunda şüphe bulunmamaktadır. Davacı markasını kullanma hakkı bulunmadığı anlaşılan davalının bu kullanımı MarkaKHK m.61/a ve 9 uyarınca davacını marka hakkına tecavüz oluşturmaktadır.
Marka tescilinden doğan hakka tecavüz edildiği iddiasının değerlendirilmesi için öncelikle markanın davalı tarafından aynı/benzer faaliyet alanında tescilsiz olarak kullanımı veya markanın davalı adına tescil edildiği sınıfın dışında aynı/benzer faaliyet alanında kullanımı söz konusu olmalıdır.
Bir markanın TPMK marka siciline tescili zorunlu olmamakla beraber, markanın 556 sayılı KHK çerçevesince tescil edilmesi, marka sahibine, markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını önlemeyi talep etme hakkı verir (m.9/I/a).
Tescilli marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlâli, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilir. Marka hakkına tecavüz oluşturan fiiller KHK m.61’de sayılmıştır. Buna göre, KHK m.9/I/a’daki ihlâl de tecavüz kapsamında değerlendirilir (m.61/a).
Marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek (m.61/b) ve markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak (m.61/c) da marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilir. Tescilli bir marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlâli, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilir.
Bir davanın taraflarının aynı/benzer mal veya hizmetlerde kullandıkları markaların karşılaştırılarak benzerlik değerlendirmesi yapılırken orta düzeydeki tüketici ölçüsü (halk) dikkate alınır. Bir markanın diğer bir marka ile karıştırılma ihtimali bu malın uzman veya pazarlayıcıları nezdinde değil halk nezdinde araştırılacaktır. Halk terimini belirlerken, malın veya hizmetin niteliği ve hedef aldığı halk kitlesini nazara almak gerekmektedir. Bazı mal ve hizmetler tüm halk kitlesine hitap edebileceği gibi bazıları sadece belli kesimler tarafından ilgi görür.
Tescilli marka ile kullanılan işaret arasında isterse görsel ve sescil (fonetik) yönden benzerlik var olmasın, hatta genel görünüş açısından ayniyet veya benzerlik bulunmasın, halk bunlar arasında herhangi bir şekilde bağlantı kuruyorsa karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti kabul edilecektir. Dolayısıyla aralarında karıştırılma ihtimali olduğundan söz edilen işaretlerin bütün olarak değerlendirilmesi, görsel, fonetik, kavramsal yönleriyle benzerlik taşımaları aranmaktadır. Yahut bu benzerlikleri taşımıyorlarsa dahi iki marka arasında aynı işletmeye ait olabileceği, bu markaların seri markalar olabileceği türünde bir bağlantı kurulmasına sebep olması gerekmektedir. Kural olarak başvurusu yapılan işaretin bütünü itibariyle bıraktığı izlenim, hedef kitlenin ortalaması bakımından tescilli bir marka veya başvurusu yapılmış bir işaret ile ilk bakışta ayırt edilemeyecek bir benzerliği ortaya koyuyorsa karıştırılma ihtimali var demektir. Markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markaların bütünü göz önünde bulundurularak, genel görünüş itibari ile yapılır. Bütünsel benzerlik değerlendirmesinde, markaların esas unsurları ön plana çıkarılarak, bu unsurların benzer olup olmadıkları, markanın bütününde fark yaratıp yaratmadıklarına bakılır.
KHK’nin 62. maddesi gereğince, markası tecavüze uğrayan kişi, şartların varlığı halinde maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. MarKHK’nın marka sahibine tanıdığı diğer talepler gibi, tazminat talebinde bulunabilmek için marka hakkına tecavüz şeklindeki haksız fiilin olması ve hukuka uygunluk sebeplerinden birinin olmaması gerekir. Ayrıca maddi tazminata hükmedilmesi için tecavüz fiili neticesinde zararın oluşması ve davalının kusurunun da bulunması gereklidir.
Marka hukukunda maddi tazminat talebi, marka hakkı sahibinin fiili olarak uğradığı zararın yanı sıra, yoksun kalınan kazancı da kapsamaktadır. Davacı maddi tazminatı MarKHK m.66/b uyarınca hesaplanmasını talep etmiştir.
Davalı şirket tacirdir. TTK’da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de “basiretli olma” yükümlülüğüdür (TTKm.18/2). Bu hükme göre, bir tacir faaliyetinde kullanacağı markayı seçerken aynı sektörde üçüncü kişiler adına tescilli/kullanılan bir markanın aynı/benzerini kullanmaması beklenir.
Marka hakkı tecavüze uğrayan kişi KHK’nın 62. maddesi II. fıkrasının (b) bendi gereğince, BK 58. maddesi ile birlikte değerlendirilmeleri sonucunda, şartların oluşması ile manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Davacı marka sahibinin tecavüz nedeniyle piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve marka imajının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talep etme hakkı da bulunmaktadır.
Kişinin kendi emeği ve çabasına dayanması halinde rekabet, ilgili piyasayı olumlu yönde etkileyecek ve daha iyiye ulaşmak için diğer firmaları teşvik edecektir. Bu şekilde olmadan başkasının emeğinden ve çabasından yararlanmaya çalışmak suretiyle rekabet yapılması ise haksız rekabet teşkil edecektir.
Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suiistimal edilmiş olması gerekir. Somut olayda, davalının davacı markasının benzerini aynı/benzer alanda emtialarda (giysi) kullanması davacının emeğinden haksız faydalanma olarak TTK m.54 ve TTK m.55/1/a/4 uyarınca haksız rekabet kapsamında değerlendirilecektir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi rapor ve ek raporu kapsamında, davacının markası ile iltibas yaratan ürünlerin davalı tarafında satışa sunulması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin oluştuğu anlaşılmakla markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiş yine tazminat talepleri yönünden, rapordaki zarar hesaplamasının farazi değerlendirmeler içerdiği, zararın tam olarak tespitinin davanın niteliği dikkate alındığında mümkün olmadığı gözetilerek TBK 50. maddesi gereği takdiren 20.000,00 TL maddi tazminatın ve somut olayın özelliğine göre davacının meydana gelen manevi zararına yönelik 5.000,00 TL manevi tazminatın yerinde olduğuna kanaat getirilmekle bu miktarlar üzerinden kısmen kabul yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-a)Davacının markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik açmış olduğu davanın kabulü ile; davalının “…” ve “” ibareli kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile bu ibareleri içeren her türlü markasal kullanımın önlenmesine, giderilmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
b)Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin REDDİNE,
c)Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.707,75 TL karar harcından peşin yatırılan 341,55 TL ile 341,55 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 1.024,65 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına tecavüz talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 294,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.094,80 TL’nin -ret ve kabule göre hesap edilen- 1.309,25 TL ve 712,30 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 2.021,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/04/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır