Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/33 E. 2018/99 K. 16.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/33
KARAR NO : 2018/99

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 22/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan fikir ve sanat sanat eseri sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün ref’i, önlenmesi ve tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmelerle, …, …, …, … isimli kitaplara ilişkin mali hakların davalı yayınevine devredildiğini, davalı yayınevi tarafından davacıya satışlar ve ödemelerle ilgili bilgilendirmenin düzenli yapılmadığını ve yapılan ödemelerin eksik olduğunu, sözleşmeler gereği müvekkiline 2010 yılından itibaren toplam 6.878,00 TL olduğunu, 05.12.2012 tarihinden sonra bugüne kadar alınan bandrol miktarlarının bilgilendirmesinin yapılmadığını, ayrıca www….com web sitesinden “…” ve “…” isimli eserlerinin tükenmiş olduğu bilgisine ulaşıldığını, sözleşmelerin 6.4.4. maddesinin “eser” tükendikten sonra altı ay içerisinde yeni baskısını yapmadığı takdirde sözleşmede bahsi geçen kitapla ilgili kısmın kendiliğinden fesih olacağı ve bahsi geçen eserin serbest kalacağının düzenlendiğini, eserlerin tükendiği tarihin kendilerine bildirilmesi gerektiği halde bilgilendirme yapılmadığını, 5 adet kitabın “Kültür Bakanlığından İlim ve Edebiyat Eseri olarak tescil edildiği ve gelir vergisinden muaf tutulacağının yayınevine bildirildiğini, yayınevi yönetiminden geriye dönük vergi kesintileri konusunda bilgi alınmak istenmesine rağmen bilgilendirme yapılmadığını, sözleşmelerin 4.1.1. maddesi gereği müvekkiline yılda iki kez satış raporu verilmesi gerektiğini, yazara ilk dönem için Ağustos’ta, ikinci dönem içinse Şubat aylarında tahakkuk eden ödemeleriyle birlikte gönderilmesi gerektiği, ödenmesi gereken telif ücretinin ve eksik ödemelerin miktarının tespit edilerek; mahrum kalınan bu miktar açısından fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 1.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini, 2015 yılında sözleşme sona erdiği halde “…” adlı kitabın onay alınmadan tekrar basıldığı ve müvekkiline bilgi verilmediğini, izinsiz yapılan bu basımda sayfalarda kaymalar ve hataların olduğunu müvekkilinin sanatçı kişiliğine zarar verici sonuçlar doğurmasının mümkün olduğunu, öncelikle müvekkilinin izni ve onayına sunulmadan yapılan bu baskıdaki hataların da düzeltilmesinin gerektiğini, bu hatalı kitapların kaç adet basıldığı bilinmediği için eğer mümkünse hatalı sayfaların düzeltme yapılacak şekilde kitaplara düzeltilmiş sayfaların basılı hali eklenmesinin gerektiğini, bu mümkün olmuyorsa bu defa hatalı kitapların piyasadan toplatılmasının uygun olacağını, bu konuda eğitim veren müvekkilin hata yapmış gösterilmesinin müvekkilini büyük üzüntü içine soktuğunu, ihtarın yapıldığı 22.02.2016 tarihinden sonra yapılmış olan her türlü basımın FSEK 68 gereği mali haklara tecavüz teşkil etmekte olduğunu, bu nedenlerle; davalı şirketin tüm ticari defter ve faturaları incelenerek kitaplardan kaç adet bastığı ve sattığının tespit edilmesine, müvekkilinin mahrum kaldığı maddi haklarının tespit edilerek 1.000 TL maddi tazminata hükmedilmesine, 1.000 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsiline, 2015 yılından sonra basılarak piyasaya verilen kitaplardaki baskı hatalarının düzeltilmesine, bu düzeltme mümkün olmuyorsa bu defa kitapların toplatılmasına, kaçak basım söz konusu olan kitap varsa bu kitapların FSEK 68. maddesi ilgili maddesi gereğince ilgili tazminatın ayrıca belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı ve dava dışı … arasında 25/11/2008 tarihli “…”, 01/10/2009 tarihli “…” ve 31/07/2007 tarihli “…” adlı eserler hakkında mali hakların devrine ilişkin sözleşme bulunduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında 09/02/2004 tarihli “…”, 12/09/2005 tarihli “…” adlı eserler hakkında mali hakların devrine ilişkin sözleşme bulunduğunu, bahsi geçen sözleşmeler ile eserlerin mali haklarının müvekkili tarafından devralınmış olduğunu, FSEK 10/2. Maddesi gereğince “…”, “…”, “…” adlı eserler bakımından adi şirket hakkındaki hükümlerin uygulanacağını, “…”, “…”, “…” adlı eserler hakkında müvekkili ile davacı … ve dava dışı … arasında mali hakların devrine ilişkin sözleşme bulunmakta olduğunu, bahsi geçen eserler üzerinde, davacının ve …’in iştirak halinde eser sahipliğinin söz konusu olduğunu, eser üzerinde FSEK kapsamında tek bir hak olduğundan, eser sahiplerinin eserin tümü üzerinde tek başına tasarrufta bulunamayacağını, FSEK gereğince maddi ve manevi tazminat bakımından sözleşmeye taraf olan yazarlardan yalnızca birinin tek başına dava açması mümkün olmadığından davanın reddinin gerektiğini belirterek, davacıya satış raporlarının her iki eser için de düzenli olarak gönderilmiş olduğunu, davacının “…” ve “…” adlı eserlerin tükendiği ve yeni baskının yapılmadığı iddiasında bulunduğunu, sözleşmenin 3.5.2. maddesinde “Kitabın mevcudunun tükenmesi durumunda, Yazara baskı adedini de içeren bir bildirimde bulunarak (6) ay içinde kitabı yeniden basacaktır.” ifadesinin yer aldığını, “…” ve “…” adlı eserlerin tükenmiş olduğu iddiasının, davacının yalnızca internet sitesinde yapmış olduğu aramaya dayandığını, bahsi geçen her iki eserin de yayınevi stoklarında bulunmakta olduğunu, “…” adlı eserin ikinci baskısının 10/06/2015 tarihinde ve 500 adet olarak yapılmış olduğunu, eserin 30. ve 31. sayfalarında, “…” ve “…” başlıkları altında belli belirsiz ve konunun esasını etkilemeyecek kaymalar olduğunu, davacının beyanlarının aksine, kitabın iki sayfasının tamamen hatalı olmasının kesinlikle söz konusu olmadığını, kasıtlı ve kusurlu olarak eserde hata yapılmış olmasının söz konusu olmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık yayım sözleşmesinden kaynaklanan eda davasıdır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Davacı taraf taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında edimlerin yerine getirilmediğini, satış ve ödemelerle ilgili olarak davalının düzenli bilgilendirilmediğini, ”…” ve “…” isimli eserler tükendiği halde kendisine bilgilendirme yapılmadığını, … isimli kitaba ilişkin yayın sözleşmesinin 2015 yılında sona ermesine rağmen kitabın tekrar basılmasının korsan basım olduğunu ve … isimli kitabın tekrar basımında iki sayfada kayma ve hatalar olduğunu bu husus nedeniyle manevi hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir.
Borçlar Kanunu’nun 487. maddesi gereğince yayım sözleşmesi, bir fikir ve sanat eseri sahibinin veya halefinin, o eseri yayımlanmak üzere yayımcıya bırakmayı, yayımcının da onu çoğaltarak yayımlamayı üstlendiği sözleşmedir. Sözleşmenin kurulması için taraf iradelerinin birleşmesi yeterli olup, çoğaltılıp yayınlanacak eserin bir nüshasının yayıncıya bırakılması şart değildir.
Fikri hak uyuşmazlıklarında dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsurun bulunması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün sahibinin hususiyetini taşıması, İkincisi ise kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olmasıdır. Bu unsurlar sübjektif unsur veya esasa ilişkin şart ve objektif unsur veya şekle ilişkin şarttır. Objektif unsura göre bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin hususiyetini taşıması gerekir FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıktaki “…”, “…”, “…” “…”, “…” adlı kitapların belli uslup ve sistematiği yansıtan, yazıldığı alana ilişkin eğitici bilgileri sistematik ve uslup olarak aktaran sahibinin hususiyetini taşıyan FSEK m. 2 anlamında herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseridir.
Eser sahipliği karinesi “kesin” nitelikte olmayıp çürütülebilen bir karinedir. FSEK.m.11/ f.1’de “yayımlanmış eser nüshalarında o eserin sahibi olarak adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır” denilmektedir. Bu itibarla, dosyada mübrez yayın sözleşmelerine göre davaya konu “…”, “…”, “…” isimli kitapların eser sahibinin davacı ile birlikte … olduğu anlaşılmaktadır. Takı tasırımı eserinde sözleşmeye göre eser sahibidir.
Davacının … ile birlikte eser sahibi olduğu “…”, “…”, “…” isimli eserler ile ilgili olarak davalı taraf davacının tek başına dava açma yetkisinin olmadığını iddia etmiştir. FSEK 10 hükmüne göre; birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir. Bu nedenle davacı tek başına kendi payına düşen telif alacağını talep edebilir.
Taraf defterlerinin hesap bilirkişisi tarafından incelenmesi sonucu ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu ve sahipleri lehine delil niteliğinde bulunduğu ve ispat kuvvetinin bulunduğu tespit edilmiş davaya konu olan kitapların bandrol tarihleri, adetleri, basıldıkları yıl, miktar ve stok durumu tespit edildiğinde, .. (l. Baskısının 23.08.2004 bandrol tarihli, 2075 adet olarak 2004 yılında ve 2.000 adet basıldığı, … 2.Baskının 02.12.2004 tarihinde 3075 adet bandrol alınarak 2004 yılında 3.000 adet basıldığı,… 3.Baskı 17.01.2005 tarihinde 5075 adet bandrol ile 2005 yılında 2.500 adet basıldığı … 4.Baskı 17.01.2005 tarihinde … (5.Baskı) 15.06.2007 tarihinde 1575 bandrol ile 2007 1.500 adet basıldığı ve stoklarda 630 adet kitap bulunduğu,… 08.03.2006 tarihinde 3075 adet bandrol ile 2006 yılında 3000 adet basıldığı ve stoklarda 52 adet bulunduğu tespit edilmiştir. … (1.Baskı) 11.03.2008 tarihinde 2275 bandrol adediyle 2008 yılında 2.000 adet … (2.Baskı) 08.06.2015 tarihinde 575 bandrol ile 2015 yılında 500 adet basıldığı ve stoklarda 211 adet bulunduğu tespit edilmiştir. … isimli kitabın 25.11.2008 tarihli 2075 adet bandrol ile 2008 yılında 2.000 adet basıldığı stoklarda bulunmadığı, … 17.09.2009 bandrol tarihi ile 2075 bandrol adedi ile 2009 yılında basıldığı 2.000 adet basılıp stoklarda bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davaya konu kitapların tamamının satıldığında eser sahiplerine ödenmesi gereken toplam miktarın; bilirkişi heyetince hesaplanarak 33.749,83 TL olarak tespit edildiği davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin 20.09.2004 tarihinden 31.10.2014 tarihine kadar toplamı 39.512,00 TL olduğu nazara alındığında, davalıya 39.512,00 -33.749,83 = 5.762,17 TL fazla ödeme yapıldığı tespit olunmuştur.
Dosyada mübrez “…”, “… ” isimli kitaplar için taraflarca imzalanan yayın sözleşmelerinde açık bir şekilde davacıya satışlar ve ödemelerle ilgili bilgi vereceğine ilişkin bir hükme rastlanmamıştır. Bununla birlikte “…” isimli kitaplar için yapılmış yayın sözleşmesinin 4.1.1. maddesinde ve …”, isimli kitap için yapılan yayın sözleşmesinin 4.1.10 maddesinde; “Yayınevi”, satış raporlarını Kitabın piyasaya veriliş tarihinden itibaren yılda iki defa olmak üzere yazara yazılı olarak verecektir. Raporlar her yıl 2 kez olmak üzere Ocak Haziran ve Temmuz Aralık dönemlerini içeren satış bildirimleri olacaktır. Bu raporlar Yazara ilk dönem için Ağustos’ta , ikinci dönem içinse Şubat aylarında tahakkuk eden ödemeleriyle birlikte gönderilecektir hükmü mevcuttur. Davalı taraf bu madde gereğince gerekli bilgilendirmeyi yapmamıştır.
“…” ve “…” isimli kitaplar ile ilgili yayın sözleşmesinin 3.5.2. maddesine göre; “…”, kitabın mevcudunun tükenmesi durumunda yazara baskı adedini de içeren bir bilgilendirmede bulunarak 6 ay içinde kitabı yeniden basacaktır”. Davalı taraf her iki kitabın baskılarım tükenmediğini bu nedenle de davacıya bu madde gereğince bildirimde bulunulmadığı savunmuştur. Davalı tarafından bu kitapların tükenmediğine ilişkin herhangi bir delil dosyaya ibraz edilememiş olup internette yapılan araştırmada davaya konu iki kitabın da baskısının tükendiği ve satışta olmadığı kitap sitelerinde yapılan araştırmada tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki bu kitaba ilişkin yayın sözleşmesinin 5.1. maddesine göre,” “Bu sözleşme imza tarihinden başlayarak 5 yıl süre için geçerlidir. Taraflar süre bitiminden 3 ay öncesine kadar sözleşmeye son verilmesine ilişkin yazılı bildirimde bulunmazlarsa, sözleşme aynı şartlarda kendiliğinden yenilenmiş sayılır. Dosyada davacının davalıya bu kitaba ilişkin olarak sözleşmenin sona ermesine yönelik bir bildirimde bulunduğuna dair delil olmadığından davacının yenilenen sözleşme süreleri dikkate alındığında sözleşmenin bu hükmü çerçevesinde kendisinin de kabul ettiği yeni basıyı yapmasının sözleşmeye uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf davaya konu 5 kitap için kendisine eksik telif ödendiğini ve 22.06.2016 tarihli ihtarnamelerinde sonra basılan eserler için ayrıca telif bedelinin FSEK 68 gereği 3 katının ödenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davacının 22.06.2016 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde davacının davalıya taraflar arasındaki yayın sözleşmesini feshettiğine ilişkin bir bildirimin bulunmadığı görüldüğünden davacının FSEK 68 gereği 3 katı tazminat talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Sözleşmede “ İnkılap, yazara beyan edilen kitap satış raporlarına istinaden, kitabın KDV hariç üst satış fiyatından % 40 dağıtıcı indirimi düşüldükten sonra net satış adedi ile çapımı sonucu bulunacak satış raporu tutarının % 10’unu, müteakip baskılarda kitabın KDV hariç üst satış fiyatından % 40 dağıtıcı indirimi düşüldükten sonra net satış adedi ile çarpımı sonucu bulunacak satış raporu tutarının % 13’ünü bu fikri hak ödemesi sonucu tahakkuk edecek gelir vergisi stopajı ve savunma sanayini destekleme fonu tutarlarının toplamı düşüldükten sonra, telif makbuzu ile yazara ödeyecektir”. Elvan Gezek ile davacının eser sahibi olduğu belirtilen “…”, “…” , “…” isimli kitaplar ile ilgili yayın sözleşmelerinde bu hükme ek olarak “ ödemeler yazarlar arasında eşit olarak paylaştırılacaktır” hükmü de yer almaktadır.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, davacıya yapılan ödemelerin; 20.09.2004 tarihinden 31.10.2014 tarihine kadar toplamı 39.512,00 TL olduğu, söz konusu ödemelerin nakit ödenen 5.265,00 TL haricinde kalan kısım olan 34.247,00 TL kısmının banka aracılığıyla davacının hesabına havale yapıldığı, davacıya fazla ödenen 5.762,17 TL nazara alındığında 5.762,17 – 5.265,00 = 497,17 TL davacı tarafa fazla ödeme yapıldığı bilirkişilerce tespit edilmiştir.
Dosyada dava dilekçesi ekinde hatalı sayfaya ilişkin fotokopi ile davalının bu husustaki ikrarı çerçevesinde kitabın müzikte zaman kısmında 2 sayfada kayma olduğu görülmekte olup her ne kadar davalı taraf bu hususun kasıtlı yapılmaması nedeniyle manevi tazminat şartlarının FSEK çerçevesinde oluşmadığını iddia etmiş ise de; gerçekten de FSEK 70 çerçevesinde eser sahipliğinden kaynaklanan manevi hakların ihlaline ilişkin herhangi bir durum söz konusu olmamakla birlikte TBK 58 çerçevesinde vaki hatanın basireti tacir olan davalı gibi önemli bir yayınevi tarafından gerekli özen gösterilmeden yapılması ve bu sebeple de kitabın yazarlarının bu hata nedeniyle elem ve üzüntü duyacakları pek tabii olacağından davacının manevi tazminat talebinin ve davacının bu hususa ilişkin olarak kitaptaki baskı hatalarının düzeltilmesi talepleri yerindedir. Ödemeler tam olsa dahi davalının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı yanın talep ettiği 1000 TL maddi tazminata hükmedilmesinin de uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili alınan bilirkişi raporu sonrasında davalıya elden yapılan ödemenin hesaba katılmadığını belirterek ödemeye ilişkin makbuzları dosyaya sunmuştur.
Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişili bilirkişi raporu ışığında, dava konusu uyuşmazlıktaki “…”, “…”, “…” “…”, ‘…” adlı kitapların belli uslup ve sistematiği yansıtan, yazıldığı alana ilişkin eğitici bilgileri sistematik ve uslupsal olarak aktaran sahibinin hususiyetini taşıyan FSEK m.2 anlamında “herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan” ilim ve edebiyat eseri olduğu, davaya konu “…”, “…” , “…” isimli kitapların eser sahibinin karine olarak davacı ile birlikte … Olduğu , ‘… ” isimli kitabın ise karine olarak eser sahibinin davacı olduğu, davacının … ile birlikte eser sahibi olduğu, davacının hem tek başına yazdığı kitaplar hem de “…”, “…”, “…” isimli eserler ile ilgili olarak tek başına dava açma yetkisinin bulunduğu, davacıya eksik ödenen herhangi bir telif bedeli bulunmadığı ancak taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı yanın tükenen 2 eserden … ve … isimli kitapların tükenmesine rağmen sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmediği davacı yana bilgilendirme yapmadığı yapılan diğer kitaplara ilişkin baskılar konusunda da davacı yanın bilgilendirilmediği bu nedenle davacı yanın maddi zararına yönelik talep ettiği 1.000 TL maddi tazminata ihtarname tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlike davalıdan alınması gerektiği “… isimli kitabın müzikte zaman kısmında 2 sayfasında yapılan hatanın TBK 58 çerçevesinde basireti tacir olan davalı gibi önemli bir yayınevi tarafından gerekli özen gösterilmeden yapılması ve bu sebeple de kitabın yazarlarının bu hata nedeniyle elem ve üzüntü duyacakları pek tabii olacağından davacının manevi tazminat talebinin ve davacının bu hususa ilişkin olarak kitaptaki baskı hatalarının düzeltilmesi taleplerinin uygun olduğu anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın kabulü ile 1.000 TL maddi tazminatın yürütülecek ihtarname tebliğin tarihi olan 23/02/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Takdiren belirlenen 1.000 TL manevi tazminatın ihtarname tebliği tarihi olan 23/02/2016 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-“…” isimli kitabın tekrar basımındaki kaymaların (30. ve 31.sayfaların) düzeltme şeklinde söz konusu eserlere davalı tarafından eklenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 136,62 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 105,22 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına maddi tazminat talebine ilişkin 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına manevi tazminat talebine ilişkin 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 235,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.035,10 TL ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.097,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı kesin olarak okunup anlatıldı. 16/04/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.