Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/314 E. 2019/553 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/314
KARAR NO : 2019/553

DAVA : FSEK-Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkil şirketin, davalı … Ltd. Şti (“…”)’nin talebi üzerine diğer davalı …Ş. (“…”) ticari unvanlı firmanın katalog çekimlerini yaptığını ve söz konusu fotoğrafları …’a 05.02.2016-15.02.2016 tarihleri arasında sözleşmede belirlenen bedelin ödenmesi şartıyla kullanılmak üzere davalı ajansa teslim edildiğini ancak bu teslimin söz konusu eserlerin kullanılması ya da hakkın devri amacıyla yapılmamış olduğunu, sadece ajansın istediği değişikliklerin alınabilmesi için gerçekleştirildiğini, zaten tam da bu nedenle de bu katalog ve kamera arkası görüntülerle ilgili hiç bir yazılı sözleşme imzalanmadığını, davalı tarafin eser sahibi müvekkilin yazılı iznini ve onayını almaksızın, söz konusu fotoğrafları ..’a verdiğini ve …’un da söz konusu eserleri … Magazine … isimli katalogda kullandığını, kataloglardaki fotoğrafların çekimini, davacı şirketin müdür ve fotoğraf sanatçısı … tarafından çekildiğinin, kampanyanın da diğer davalı… tarafından yapıldığının açıklandığını, bu nedenle vekil edenin eser sahipliğinin tartışmasız olduğunu, davacı şirketin sahibi ve müdürü olan …’ın … konsepti adı altında çekmiş olduğu fotoğrafların sahibinin hususiyetini taşıyan ve estetik değere sahip eser niteliğinde olduğunu, davacının çektiği ve davalılardan birine incelemek için teslim edilmiş fotoğraflar üzerindeki mali ve manevi hakların 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri ile korunmakta olduğunu, davalıların davacının vücuda getirdiği güzel sanat eserinin kullanımına ilişkin olarak davacı ile herhangi bir sözleşme akdetmediklerini, katalog çekimlerinin bedelini almadığını, aldığı bedelin fotoğraf çekiminin yapabilmesi için fiziki koşulların olgunlaştırılması için gerekli giderlerin bedeli olduğunu, söz konusu ödemelerin çekim sırasında alman kamera kirası, ışık kirası, asistanların günlük çalışma bedelleri, stüdyo kirası, boya yapımı ve fon alımı gibi giderler için yapıldığını, bu giderlerin zorunlu giderler olduğunu, bu hususta davacının dava dışı … zaman zaman teknik ekipman temin etmiş olduğunu ve … tarafından fatura edilip faturanın dosyaya ibraz edildiğini, çektiği fotoğrafların bedelini hiçbir zaman tahsil edemediğini, davalıların sunduğu 2015 yılma ait ödeme dekontlarının daha önce yapılan başka fotoğraf çekimleri için olduğunu, uyuşmazlık konusu ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davacı tarafından çekilen fotoğraflara yine davacı tarafından retouching adı verilen renk ve rötuş hizmetinin verildiğini, bu hizmetin haftalarca sürdüğünü, bu işlemin davalı şirket …Tic. Ltd. Şti.nin Bilgisi doğrultusunda yapıldığını, dosyaya sundukları eklerde davalıya … üzerinden gönderilen ve onlar tarafından teslim alınan tüm görsellerin isimleri, adetleri ve tarihlerinin yer almakta olduğu, davalıların daha sonra retouching hizmetini dava dışı bir başka firmadan aldıklarını beyan etmiş olmaları ve huzurdaki dosyaya söz konusu hizmetin bedelini delil olarak sunmuş olmalarının davalının davacı tarafından emek, mesai ve sanatsal bakış açısı ile oluşturulan eserlerin açıkça bozulması anlamına geleceğini, davalının hukuka aykırı eylemini cevap dilekçesi ile açıkça ikrar ederek delillendirmiş olduğunu, davalıların davacı tarafından çekilen fotoğrafların eser niteliği taşımadığını iddia ederek sanat yönetmeni … ile çalışıldığı ve sanat yönetmeninin fotoğrafa sanatsal bakış açısı kazandırdığı hatta bazı fotoğrafların da sanat yönetmeni tarafından çekildiğini beyan ederek davacı tarafından çekilen fotoğrafların eser vasfını ortadan kaldırmaya çalışmakta olduklarını, dava dışı …’in katalog çekim projesinin kostümcüsü yani stylingi olduğunu, katalogda yer alan kostümleri seçerek söz konusu kostümlerin duruş ve görselliği konusunda fikir veren kişi olduğunu, davacı tarafından çekilen fotoğrafların neticede bir ürün katalogu için olduğunu ve söz konusu ürün katalogunda ürünlerin en iyi şekilde tanıtılması, görselleştirilmesinin gerektiğini, davalı tarafından sunulan görüntüler incelendiğinde davacının çektiği tüm fotoğraflarda sanatsal bakış açısının yansıtıldığının ortada olduğunu, dava dışı …’in katalog çekimi yaptığı iddiasının tamamen asılsız olduğunu, dava dışı …’in deneme çekimleri yaptığını bu hususu da açıkça ikrar ettiğini, bu hususun müvekkil tarafından teslim edilen fotoğraf kareleri ile katalogda yer alan fotoğraf karelerinin kıyaslanması ile de net bir şekilde ortaya çıkacağını, davacı şirketin sahibi ve müdürü olan … konsepti adı altında çekmiş olduğu fotoğrafların … tarafından davalı … şirketinin reklamlarında kullanılmak üzere vücuda getirilmiş olduğunu davacının yoğun emek harcayarak oluşturduğu, sahibinin hususiyetini taşıyan ve estetik değere sahip eserler estetik kaygıya sahip, sıradan olmayan, ilk bakışta dikkat çeken ve aynı zamanda özgün bir iş mahsulü niteliğinde olduğunu, FSEK uyarınca esere ilişkin olarak mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yapılı olması ve söz konusu hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğunu, davacı ile bu koşullara uygun yazılı bir sözleşme akdedilmemiş olmasından dolayı … söz konusu fotoğrafları …. Şirketine satmasının, …’un bu fotoğrafları kataloglarında kullanmasının davacının eser sahibi sıfatından doğan manevi ve mali haklarına tecavüz olduğunu, kataloglarda eser sahibi olarak davacının adına da yer verilmediği, davalılara çekilen ihtarname ile davacının çekmiş olduğu fotoğraflara telif bedelinin ödenmesi ve davacı ile bir sözleşme akdedilmeden fotoğrafların kullanılmaması ihtar edilmesine rağmen, davalılar tarafından buna uyulmadığını, müvekkilinin çekmiş olduğu güzel sanat eseri niteliğindeki fotoğrafların halen … Magazine … isimli kataloglarda yer almakta olduğunu, davalı …’un davacının rızası olmaksızın eser üzerinde bir hakka sahip olmasının mümkün olmadığını, davalıların, davacıya ait eseri aralarında herhangi bir yazılı sözleşme ilişkisi olmadan kullandığını belirtmiş davacımn eser sahipliğinden kaynaklanan manevi ve mali haklarının ihlal edildiğinin tespitine, tecavüzün ref ine FSEK.m. 68’de yer alan Mali Haklara Tecavüz ve haksız rekabete ilişkin düzenlemeler uyarınca 42.421,00 TL maddi tazminat ile FSEK 68 md. Uyarınca tazminata üç katı hesabı ile dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri’Kanunu m. 70 ve haksız rekabete ilişkin hükümler uyarınca ihlal edilen manevi haklar nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilerek hükmün Türkiye çapmda yayın yapan tirajı en yüksek gazetelerden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; tedbir talebinin HMK’ya aykırı olduğunu, davacı şirket sahibi … tarafından davalı şirkete gönderilen 15.01.2016 tarihli mailde (Fiyat Teklifi) davacı (Fotoğrafçı ve … hariç) toplam 11.850-TL talep/teklif etmiş olduğunu ve taraflar davacı’nın 11.850-TL ekip maliyetiyle ilgili olarak 10.500-TL+KDV, 10.000-TL de fotoğrafçı ücreti dahil 20.500-TL+KDV ücrette mutabık kalmış olduklarını ve dava konusu fotoğraf çekiminin yapıldığını, davacı’ya, davaya konu fotoğraf çekimi ile ilgili olarak 01.02.2016 tarihinde 10.500-TL+KDV (+1.890 KDV ödenmiştir), 01.02.2016 tarihinde 6.000-TL, 24.03.2016 tarihinde 4.000-TL olmak üzere toplam 20.500-TL ödeme yapıldığını, davacı’nın tüm alacağının ödenmiş olduğunu, davacının fotoğrafların retouching (rotüş) iş ve hizmetini yapmadığını, bunun üzerinde fotoğrafların retouching (rotüş) iş ve hizmeti dava dışı … tarafından yapıldığını ve fotoğrafların retouching (rotüş) iş ve hizmeti için dava dışı …’a KDV dahil 9.440-TL ödeme yapıldığını, davacının, haksız şekilde … tarih ve … Nolu faturayı tanzim ederek; vermediği hizmetlere ilişkin de ücretler ekleyerek ve ödendiği halde 10.000-TL fotoğrafçılık ve fotoğraflara ilişkin hakların karşılığı olan ücreti de yok sayarak; 35.950-tl+kdv (kdv dahil: 42.421-TL) tutarlı faturayı tanzim edip, davalıya gönderdiğini ve iş bu haksız fatura ve alacak talebine davalının itiraz ederek; noterlik ihtarı ile iade ettiğini, kötüniyetli davacının, davalıdan haksız ve daha fazla para almak amacıyla iş bu haksız, hukuki dayanaktan yoksun davayı ikame ettiğini, davacının, 2015 yılı kataloğu için de fotoğrafçılık yaptığını, 2015 yılında davacıya ödenen tutar fotoğraf çekim hizmeti+fotoğrafların kullanım hakları+retouch hizmetleri dahil toplam 18.000-TL olduğunu, tarafların mutabık kaldıkları ücretin davacı’ya ödenmiş olduğunu, davacı’nın herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, davacı’nın aldığı ücreti, “kamera kirası, ışık kirası, asistan ücreti, stüdyo kirası, boya yapımı, fon alımı”‘ olarak beyan etmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı’nın sunduğu yazılı teklifin, öncelikle ücretini kapsamakta olduğunu, eğer davalı teklifinde kendi ücreti dışındakileri talep etmiş ise bunları detaylandırması gerektiğini bunun dışında kendi ücretini de ayrıca belirtmesi gerektiğini, beyanlarının kötüniyetli ve mesnetsiz olduğunu, ürün katalogunun, eser olmadığını, ürün-katalog fotoğrafçısının da FSEK kapsamında eser sahibi olmadığını, davacı’nın “izinsiz eser kullanımı” yönündeki beyanının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, FSEK kapsamında eserin varlığı için aranan şartların ürün fotoğrafları, ürün katalogları, FSEK’te anılan “Sahibinin hususiyetini taşıması” unsurundan yoksun olduğunu, eser mahiyetinde olmadığını, bu nedenle, FSEK 52.madde kapsamında mali hakların devri ve manevi hakları kullanma yetkisinin devri sözleşmesine tabi olmadığını, bir an için davaya konu fotoğraflar-ürün katalogunun eser niteliğinde sayılsa dahi, yine de davacının eser sahibi sıfatına haiz olmadığını zira fotoğraflar/katalog üzerindeki “hususiyefin davacı tarafından sağlanmadığını, ürün-katalog çekimlerinde konu, giysiler, mekan tasarımı ve konseptin ştyling-sanat direktörü tarafından belirlenmekte ve uygulanmakta olduğunu, fotoğrafçıların sadece fotoğraf çekmek sureti ile bir bakıma teknik bir hizmet vermekte olduklarını, sanat yönetmenliğinin sadece sinema değil, medya sektöründe de büyük bir yere sahip olduğunu, bu nedenlerle ihtîyadi tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Mağazcılık vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle, davalının davacı şirket ile aralarında herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkil şirket ile akdedilen ajans sözleşmesi ile reklam, tanıtım, fotoğraf çekimi tüm prodüksiyon işlemlerinin diğer davalı… firması tarafından yapıldığını, davacı şirket sahibi … tarafından diğer davalı şirkete gönderilen 15.01.2016 tarihli mailde (FİYAT TEKLİFİ) Davacı (Fotoğrafçı ve retouching hariç) toplam 11.850-TL talep/TEKLİF etmiş olduğunu ve taraflar davacının 11.850-TL ekip maliyetiyle ilgili olarak 10.500-TL+kdv, 10.000-TL de fotoğrafçı ücreti dahil 20.500-TL+kdv ücrette mutabık kaldıklarını ve dava konusu fotoğraf çekiminin yapıldığını, dava konusu fotoğrafların eser niteliği olmadığı ve bu hususun konusunun uzmanı bilirkişiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, tedbir talebinin iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı tarafın çektiği reklam fotoğrafların eser niteliğinde olduğu, davacı tarafin çektiği reklam fotoğraflan üzerinde mali ve manevi haklara sahip olduğu, davacı tarafin isminin katalogun sonunda zikredildiğini, bu nedenle davacının isim belirtme hakkına ve eser üzerinde izinsiz değişiklikleri men etme hakkına tecavüz edilmediği, bu sebeple manevi tazminat talebinin uygun görülmediği, davacı tarafin teklif mektubunda belirttiği teklifin davalı tarafından kabul edildiği görülmüş olup, bu teklifin kabulü ve çekim bedelinin ödenmesi halinde sadece 2016 yılı imaj kataloğu fotoğraf çekimleri için mali hak devri sözleşmesinin zımni olarak kurulmuş sayılacağı, davacının 20.500-TL tutarında ödeme aldığı ve bu ödemenin önceki yıl benzer hizmet için aldığı emsal bedel sayılabilecek ödemeden bir miktar fazla olduğu, dolayısı ile fotoğraf çekim ediminden hakkı olan parayı tahsil etmiş olduğu, davalı tarafin 2016 yılı için çektirdiği fotoğraflan fiyat teklifinde yazan şartlara uygun olarak sadece o döneme ait katalog için kullandığı, başka yerlerde kullanmadığı, davacı tarafından bu yönde bir iddianın ileri sürülmediği, bu nedenle davalının davacı firmanın mali haklarına tecavüzünün söz konusu olmadığı, davacının KDV dahil, 42.421-TL bedel talebinin ve bunun FSEK m.68 gereği üç katı fazlasının maddi tazminat olarak talebinin somut delillere dayanmadığı, dolayısı ile maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı yönünde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tarafların rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmesi yönünden dosya tekrardan rapor sunan heyete tevdi olunmuş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 07/12/2018 tarihli ek raporda; davacının davalıdan 20.500 TL bedel aldığı, bunun 10.500 TL sinin fatura karşılığı çekim masrafları için aldığı, kalan 10.000 TL sini özel hesaptan çekim ücreti olarak aldığı, davacının aldığı bu bedellerin önceki yaptığı işlerden aldığı bedeller ile uyumlu olduğu, davacının önceki yaptığı işlerden aldığı bedellerin müşterisin talebi üzerine fatura kesmemek için düşük fiyattan ve indirimli olarak fıyatlandırıldığı hususunun gerçekçi bulunmadığı ve basiretli tacir olma hususuyla uyumlu olmadığı, reklam fotoğrafçılığı piyasasında fotoğrafçının günlük çekim ücretinin verilen fiyat teklifinde kesinlikle yer aldığı, huzurdaki uyuşmazlıkta bu ücretin teklifte belirtilmemesine rağmen davalı tarafından 10.000 TL ücretin özel hesaptan ödendiğinin görüldüğü, çekim-ekipman masrafı olarak fatura kesilen 10.500 TL nin davalı tarafından ödendiği, bu hususta itilaf olmadığı, sadece fotoğrafçı bedeli olarak ödenen 10.000 TL nin eğer çekim 2 gün sürmüşse gün başına 5.000 TL olarak piyasa rayiçlerine uygun bir bedel olarak değerlendirilmesi gerektiği, eğer 1 gün sürmüşse rayiçlerin üzerinde bir bedel olduğu, davacının 20.500-TL tutarında ödeme aldığının davacı tarafından da ikrar edildiği, dolayısı ile fotoğraf çekim ediminden hakkı olan parayı tahsil etmiş olduğu ve başkaca alacağının bulunmadığı, davacı tarafın isminin katalogun sonunda zikredildiğini, bu nedenle davacının isim belirtme hakkına ve eser üzerinde izinsiz değişiklikleri men etme hakkına tecavüz edilmediği, bu sebeple manevi tazminat talebinin uygun görülmediği, davacının KDV dahil, 42.421-TL bedel talebinin ve bunun FSEK m.68 gereği üç katı fazlasının maddi tazminat olarak talebinin somut delillere dayanmadığı, dolayısı ile maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı, kök raporda değişikliğe gerek duyulacak herhangi bir nedenin tespit edilemediği yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
İş bu dava eser sahipliğine tecavüze dayalı FSEK 68 kapsamında maddi tazminat ve manevi tazminata ilişkindir.
Husumet ;
Davalı … firmasının diğer davalı … firmasının katalog fotoğraf çekimi, grafik tasanmı ve katalog basımı işlerini üstlendiği, fotoğraf çekimi işi için davacı …TİCLTD.ŞTİ. ile ticari ilişki içine girdiği, davacı firmanın yöneticisi ve fotoğrafçısı (fotoğraf sanatçısı) … tarafından davaya konu fotoğrafların çekildiği, …’nın davalı reklamcı … firması ile internet üzerinden yazıştığı ve fiyat teklifi verdiği …’ın davacı … firması adına hareket ettiği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda “davacı … firması, davalılardan reklam veren firma olan … firmasına da yukarıda görülen dilekçe yazışmalarında yer alan iddialara ve isnatlara dayanarak dava açmışsa da davacının davalı … firması ile doğrudan ya da dolaylı ticari ilişkisi tespit edilmediği, dosya muhteviyatında bu ilişkiyi delillendirecek faturalar, belgeler ve yazışmaların dosyada mübrez olmaması nedeniyle; davalı … firmasının dava ile ilgili herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı” yönünde kanaat bildirilmiş ise de davanın eser sahipliğine tecavüze dayalı olduğu, davacı tarafından çekilen fotoğrafların davalı … tarafından kullanıldığı dikkate alındığında davalı …’un sözleşmesel sorumluluğu bulunmasa dahi Fsek kapsamında tecavüz iddiaları yönünden hasım sıfatının bulunduğu bu noktada rapordaki tespitlerin hatalı olduğu davalıların açılan dava yönünden hasım sıfatlarının bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Eser Vasfının Değerlendirilmesi;
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulü şeklinde tanımlanmaktadır [FSEK, m.l/B (a)].
Aklın, düşüncenin ve hissedip ifade etmenin ortaya çıkardığı sonuca fikri ürün denilmektedir. Fikri ürünün özelliklerini şu şekilde özetleyebiliriz. Fikri ürün soyuttur, belli bir varlığı bulunmamaktadır. Soyut olması sebebiyle eşya niteliğinde de değildir. Bu bakımdan klasik mülkiyet ve zilyetlik hükümlerine tabi değildir. Yine fikri ürün, üzerinde somutlaştığı eşyadan farklıdır. Fikri ürün, genellikle, belli bir eşya (araç) üzerinde somutlaşır. Bu ikisi birbirinden farklıdır. Örneğin bilimsel bir görüş (teori) soyuttur, eşya niteliğinde değildir ve üzerinde somutlaştığı kâğıttan da farklıdır.
Bir fikri ürünün, hukukun öngördüğü korumalardan yararlanabilmesi için fikir olmaktan çıkarak, dış dünyaya yansıtılması, kısaca eser niteliğine bürünmesi gerekir. Zira ancak eser niteliği taşıyan fikir ürünleri üzerindeki haklar korunmaktadır.
Bir fikir ve sanat eserinin, kanunun öngördüğü anlamda eser kabul edilip, korumalardan yararlanabilmesi için bazı özelliklerin bulunması gerekmektedir.
Bunları şu şekilde özetleyebiliriz.
a.Hususiyet: Fikri ürünün, eser olarak nitelendirilebilmesi için, eseri meydana getiren kişinin (sahibinin) hususiyetini taşıması gerekir. Diğer bir ifade ile eserin bir insan tarafından yaratılması ve kendisini yaratan kişinin özelliklerini taşıması gerekmektedir. Bir fikri üründe hususiyetin bulunup bulunmadığı incelemesinde, söz konusu ürünü meydana getirenin özelliklerine değil, fikri ürüne odaklanılması gerekmektedir.
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı resen araştırılmalıdır.
Bir eserde hususiyetin varlığı için fikri ürüne yansıyan çabanın belli bir düzeyde olması, sıradan olmaması ve vasatın üzerinde olması gerekmektedir.
b.Şekillenme: Fikri çabanın sonucunda oluşan düşüncenin, hukukun öngördüğü korumalardan yararlanabilmesi için, belli bir şekil altında varlık kazanması, dış dünyaya yansıtılmış olması gerekir. Salt düşünce ya da fikir, eser olarak kabul edilemeyeceğinden, korumalardan da yararlanamaz. Buna mukabil fikri ürünün yansıtıldığı şeklin tamamlanmış olması da gerekmemektedir.
c.Eser Türlerinden Birisine Dâhil Olma: Ortaya konan fikri ürünün eser olarak kabul edilebilmesi için, FSEK’de öngörülen eser türlerinden birisine dâhil olmalıdır. Bu türlerden birisine girmeyen ürün, eser olarak nitelendirilemez. FSEK m. II ve devamı maddelerinde eserler dört tür olarak belirtilmiştir. Bunlar: i.İlim ve Edebiyat Eserleri, ii.Musiki Eserleri, iii.Güzel Sanat Eserleri, iv.Sinema Eserleridir.
FSEK’de eser türleri numerus clausus kuralına göre belirlenmiştir. Yani eserler kanunda gösterilen türler ile sınırlı olup, bunlar dışında yeni bir ana ya da ara tür yaratılamaz. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
d.Fikri Çabanın Ürünü Olması: Bir ürünün eser olarak kabul edilebilmesi için, fikri bir çabanın (emeğin) sonucu olmalıdır. Bu şart eserin mutlaka insan tarafından var edilmesi gerekliliğini ifade eder. Bu bakımdan, insan ürünü olmayan, örneğin tabii şekilde oluşan yahut insan dışındaki canlıların eylemlerinden kaynaklanan sonuçlar, eser olarak kabul edilemezler. Fikri içeriğin yoğunluğu ve yüksekliği eser karakterinin varlığı veya yokluğu yönünden herhangi bir önem taşımaz. Bu husus eserin kendine has hususiyeti bulunması bakımından önem taşımaktadır.
FSEK’in güzel sanat eserlerine ilişkin 4. Maddesi, “Madde 4-Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan; 1.Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi, 2.Heykeller, kabartmalar ve oymalar, 3.Mimarlık eserleri, 4.El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları, 5.Fotoğrafik eserler ve slaytlar, 6.Grafik eserler, 7.Karikatür eserleri, 8.Her türlü tiplemelerdir. Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.” hükmüne amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde davaya konu fotoğrafların pozlama, ışığın kullanımı, kamera açısı, fotoğrafın çekiminde seçilen an gibi unsurlar ile birlikte seçilen konuya ilişkin veri-bilgi sunma amacının telif hakkı koruması tanımak için yeterli olduğu, koruma için davacının 1)çekim öncesi kompozisyon, mekan ve ışık seçiminin, ayrıca 2)uygun zamanı ve açıyı belirlemesinin, 3)çekimden sonra yukarıda izah edildiği gibi fotoğraf üzerinde yaptığı müdahalelerin fotoğrafların orijinalliğini (özgünlüğünü- hususiyetini) belirlediği, davacının bireysel fikri çaba ortaya koyduğu, davaya konu fotoğraflarının reklam stüdyosunda özel ışık tertibatı ve ışık uzmanlarının yardımıyla, özel dekor ve giysilerle, özel fotomodeller kullanılarak, üstelik sanat yönetmenin katkılarıyla çekildiğini de göz önünde bulundurulduğunda, davacının etkili görüntüyü hissederek bulduğu, görüntüyü zamanında yakaladığı, doğru ışık ve açıyı yakaladığı, sıra dışı ve farklı çekim yaptığı, sanat yönetmeninin yardımıyla dramayı ve ifadeyi yakaladığı, görüntünün açı, uzaklık, yükseklik, kesme, ışık ve içerik değerlerini sezdiği, izleyiciye “orada olma duygusunu” ve reklamda kullanılan giysiyi “edinme duygusunu verdiği” belirtilen tüm unsurlar sebebiyle davaya konu fotoğrafların FSEK m.4/5 çerçevesinde güzel sanat eseri olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Eser Sahipliğinin Değerlendirilmesi;
Eser sahipliğinin değerlendirilmesi hususunda, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11 ve 12 inci maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin neler olduğu düzenlenmiştir.
FSEK m. 11 hükmü; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın.” şeklinde düzenlenmiştir.
FSEK m.12 hükmü; “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11.maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanablir. Bu salahiyetler, 11.maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre sahaliyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
FSEK m.18 hükmü “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.” hükümlerine amirdir.
FSEK m. 9 – Birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmin sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini isteyebilir. Diğer taraf muhik bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. Ayni hüküm malî hakların kullanılmasında da uygulanır. ” yine m.10 – Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi, onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir. Bir eserin vücuda getirilmesinden yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez.(Ekfıkra: 4630 – 21.2.2001 /m.6) Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet Şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır. Sinema eseri ile ilgili haklar saklıdır. ” hükümlerine amirdir.
FSEK sistematiğinde tescil ilkesinin kabul edilmemesi nedeniyle eser sahipliğinin tespitinde yukarıdaki karinelerin öngörülmesi uygulamada ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca eser sahipliği, bu karineler dışında her türlü delille de ispatlanabilir.
Bilirkişilerce yapılan inceleme ve tespitler dikkate alındığında davaya konu fotoğrafların dava dışı … tarafından çekildiği, …’ın davacı şirket çalışanı ve yetkilisi olduğu, mali hak devrine ilişkin herhangi bir sözleşme sunulmamış ise de FSEK 18 deki karine kapsamında davacı şirketin davaya konu fotoğraflarda eser mali hak sahibi olduğu sonucuna ulaşılmış, davalı çalışanı …’ın katkısı rapordaki değerlendirmenin aksine FSEK 10 kapsamında teknik hizmet teferruata ait yardım olarak değerlendirilmiş, eser sahipliğinin belirlenmesinde asıl olan çekim işleminin davacı çalışanı yetkilisince yapıldığı dikkate alınrak davacının tek başına eser sahibi (mali hak sahibi) olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Hak İhlali Olup Olmadığı Hususunda Değerlendirme
Eser sahibinin mali hakları: İşleme hakkı (FSEK m.21), Çoğaltma hakkı (FSEK m.22), Yayma hakkı (FSEK m.23), Temsil hakkı (FSEK m.24), İşaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı (FSEK m.25), Pay ve Takip hakkı (FSEK m.45)’ndan oluşmaktadır.
Manevi haklar ise 1. umuma arz salahiyeti (madde 14), 2. adın belirtilmesi salahiyeti (Madde 15), 3. eserde değişiklik yapılmasını menetmek (Madde 16) den oluşmaktadır.
Burada üzerinde durulması gereken başka bir husus ise mali hak devrinin olup olmadığıdır. FSEK Madde 52 – “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” hükmüne amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde; her ne kadar davacı davalıların eser sahipliğinden kaynaklı mali haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş ise de davacının davalı … ile aralarında bulunan sözleşme kapsamında çekimleri gerçekleştirildiği, çekilen fotoların diğer davalı … tarafından reklam filminde kullanılacağından haberdar olduğu, mail dökümlerinden bu hususun anlaşıldığı, çekimler sonrası fotoğrafların teslimi olgusu ve yapılan ödemeler dikkate alındığında sözleşme dışında izinsiz ve rıza dışı kullanımdan söz konusu olmadığı, bu noktada her ne kadar FSEK 52 kapsamında yazılı bir hak devri söz konusu değil ise de bunu ileri sürmenin (dosyada davacı tarafın davalı tarafa mail yoluyla gönderdiği bir fiyat teklifi, bu fiyatların münhasıran; Loft Jeans firmasının 2016 Yaz koleksiyonu için İMAJ KAMPANYASI çekimleri için GEÇERLİ TEKLİF olduğu, 2 günlük çekim SÜRESİNİ kapsadığı, çekim sonrası RÖTUŞ çalışmalarını da kapsadığı, sözleşme dışı kullanımın ispatlanamadığı dikkate alındığında) dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği sonucuna ulaşılmış, bu noktada uyuşmazlığın temelinin yapılan iş karşılığı ödenmesi gerekli ücretin ödenip ödenmediği yahut bakiye ücretin ne olduğu noktasında toplandığı, şu hale göre hak ihlali olarak değerlendirilecek bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yine manevi hak ihlali ve manevi tazminata ilişkin olarak her ne kadar davacı eser sahipliğine dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davacının tüzel kişi olduğu FSEK kapsamında eser mali hak sahibi olabileceği dolayısıyla manevi hak ihlaline dayalı manevi tazminat talebinde bulunamayacağı (yerleşik yargı kararları da dikkate alındığında izahtan varestedir.) dolayısıyla davacının manevi hak ihlaline dayalı manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Talep Edilebilecek Maddi Tazminat / Alacak Yönünden Değerlendirme
FSEK m.68/1 hükmüne göre; “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir”. FSEK m.68 kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir.
Yine Yargıtay’a göre; “…eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır…”. Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise, başka bir deyişte rayiç bedel somuta indirgenmiş ise, rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ite tespit edilecektir.
Somut olayda izahı yapıldığı üzere taraflar arasındaki yazışmalar ve sözleşme olgusu dikkate alındığında hak ihlalinden söz edilemeyeceği dolayısıyla FSEK 68’in uyuşmazlık açısından uygulanma ihtimalinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bakiye ödeme olup olmadığının tespiti yönünden yapılan ödemeler ve tarafların iddia ve savunmaları değerlendirildiğinde; davalı tarafın sunduğu banka dekontlarından davalı tarafından 01.02.2016 tarihinde 10.500-TL+KDV, 01.02.2016 tarihinde 6.000-TL, 24.03.2016 tarihinde 4.000-TL olmak üzere toplam 20.500-TL ödeme yapıldığı görülmekte olup, bu ödemenin içinde davacının fiyat teklifinde belirttiği hususlardaki ödemenin bulunduğu, yapılan ödemelerin bir kısmının davacı firmanın ticari hesabına, 6.000 ve 4.000 TL lik kısmının ise doğrudan fotoğraf sanatçısı …’m hesabına yapıldığı toplam 20.500-TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından dosyaya sunulan irsaliyeli fatura ve borç kalemleri incelendiğinde davacının çekim ücreti 12.000 TL rütuş renk çalışması bedeli 14.400 TL fotomontaj çalışması 1.500 TL renk rütuş çalışması 1.000 TL renk ayarı çalışması 7.050 TL olmak üzere KDV dahil 42.421 TL olarak düzenlendiği, davacı şirket yetkilisi olan ve çekimleri gerçekleştiren … duruşmadaki beyanlarında; fotoğraf çekim bedeli dışındaki kalemlere ilişkin ödeme yapılmadığı, faturadaki tüm işlemlerin gerçekleştirildiğini, başkası tarafından rötuş yapılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığını, çekim için 10.000 TL ödeme aldığını beyan etmiş, davacı vekili 26/09/2019 tarihli celse de ise faturadaki fotoğraf çekimine ilişkin kısmın ödendiğini 10.500 TL lik ödemenin dava ile alakalı olmadığını beyan etmiştir.
Her ne kadar davacı yapılan 10.500 TL’lik kısmın başka borç ödemesi olduğunu iddia etmiş ise de bunu ispata yarar delil sunmamıştır.
Yine bilirkişi raporunda rütuş işlemlerinin davalı tarafından dava dışı firmaya yaptırıldığı ve buna ilişkin faturanın dosyaya sunulduğu tespit olunmuştur. Mail yazışmalarında da eksik işleme rağmen bakiyenin ödendiği belirtilmiş davacı tarafından bu hususta herhangi bir karşı cevap sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı çekim ücretini aldığını bildirmesine rağmen ve 10.000 TL çekim ücreti olduğunu ikrar etmesine rağmen faturada çekim ücretinin yer aldığı yine sunduğu deliller dikkate alındığında rütuş işleminin gerçekleştirildiğinin ispatlanamadığı ama yine faturada rütuş işlemlerine ilişkin borç kaleminin yer aldığı anlaşılmıştır. Esas itibarı ile düzenlenen fatura içeriğinin davacı kabul beyanlarıyla da uyuşmadığı, faturanın gerçeği yansıtmadığı yapılan ödemelerle davacının alacağının son bulduğu bakiye alacağa ilişkin kısmın ispatlanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporu ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde her en kadar davacı çalışanı / yetkilisi … tarafından çekilen fotoğrafların izinsiz olarak kullanıldığı, bu sebeple eser sahipliğinden kaynaklı mali ve manevi haklarının ihlal edildiğinden bahisle iş bu davayı açmış ve davaya konu fotoğrafların FSEK 4/5 gereği güzel sanat eseri oldukları ve davacı şirketin eser üzerinde mali hak sahibi olduğu anlaşılmış ise de, taraflar arasında fotoğraf çekimine ilişkin anlaşmanın bulunduğu, bu anlaşma kapsamına yapılan ödemelerin davacı tarafından tahsil olunduğu ve fotoğrafların teslim olunduğu dikkate alındığında davalıların eyleminin eser sahipliğine tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği yine bu kapsamda FSEK 68 uygulanamayacağı anlaşılmakla bu yöndeki taleplerin reddine, uyuşmazlığın çekim ücretinin tahsil edilip edilmediği noktasında toplandığı, davacının yapılan 20.500 TL’lik ödemeyi kabul ettiği, (10.500 TL’lik kısmın başka borç ilişkisine dayalı olduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı), ödenen çekim ücreti ve bilirkişi tespitleri dikkate alındığında gerçekleştirilmeyen rütuşa ilişkin ücretinde de düzenlenen faturada yer aldığı, davacının çekim dışındaki işlemleri gerçekleştirdiğini ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın bu yönden reddi ile davacının eserler üzerinde mali hak sahibi tüzel kişi olduğu FSEK kapsamında manevi hak sahibi olmayacağı anlaşılmakla manevi haklara tecavüze dayalı manevi tazminat davasının da reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının eser sahipliğine tecavüzün tespiti, men’i ve ref’ine yönelik açmış olduğu davalar ile maddi ve manevi tazminata yönelik açtığı davaların REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 895,79 TL’den karar harcı olarak hesaplanan 44,40 TL’nin düşülmesine, kalanı 851,39 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan tecavüz talebine ilişkin hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara ödenmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan maddi tazminat talebine ilişkin 6.314,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan manevi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Tic Ltd Şti tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019

Katip
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır