Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/271 E. 2018/280 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/271
KARAR NO : 2018/280

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, men’i, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin İsviçre’de sahibi olduğu tekstil işletmesinin başında kendi adına markasını yarattığını, “…” isminin marka haline geldiğini, özellikle dış giyim ve aksesuarlarında kalitesinin rakip tanımaz durumda olduğunu, müvekkilinin markasını TPMK nezdinde … numarası ile tescil ettirdiğini, ayrıca müvekkilinin … ticaret marka numarasıyla 05/10/2011 tarihinden 05/10/2021 tarihine kadar, şekil markasını da 06/03/2013 tarihinde tescil ettirdiğini, … başvuru numarası ile şekil marka başvurusunda bulunduğunu ve tescil sürecinin devam ettiğini, davalının sahibi bulunduğu “…” isimli mağazasında müvekkilinin tescilli markası ve şekli ile taklit ürünlerin satışının yapıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun … soruşturma numarası ile açılan soruşturmada arama ve el koyma talebinde bulunduklarını, … 5. Sulh Ceza Hakimliğinin … D.iş sayılı dosyası ile arama ve el koyma kararı üzerine davalıya ait mağazada müvekkilinin ismi ve şekli ile 39 adet ve 4 takım taklit tekstil ürünü bulunarak el konulduğunu, davalının mağazasında satılmakta olan tekstil ürünleri üzerinde bariz şekilde kuru kafa figürü ile müvekkilinin markasının kullanılmasının tüketici nezdinde tescilli marka algısı yaratacağını, davalının müvekkiline ait tescilli markayı kullanmakta olmasının ürünün ortalama tüketici bakımından karıştırmaya sebebiyet verdiğini, açıkça iltibas yaratacak nitelikte olduğunu, davalının iltibasa ve haksız rekabete yol açacak şekilde özellikle müvekkilinin markasının tanınmışlığından yararlandığını belirterek, davalının müvekkiline ait tescilli markaya tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti ile tecavüzün ve markanın ihlalinin men’ine, savcılık dosyasında el konulan taklit ürünleri davalının bir lisans anlaşması ile hukuka uygun satışa sunmuş olması halinde ödeyeceği lisans bedelinden fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL maddi 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu olan tekstil ürünlerinin satıldığı işyerinin mülk sahibinin … Çarşı’da değerli taş ve mücevherat satışı ile iştigal eden …, işletmecisinin ise … olduğunu, müvekkilinin söz konusu iş yerinde sadece ücret karşılığı çalışan bir satış elemanı olarak görev yaptığını, hiçbir surette satılan ürünlerin ve üzerlerine basılan logoların üretim veya tedarik süreçlerine iştirak etmediğini, davacılarca iddia olunan zarar doğuran eylemlerin hiçbirinin müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, ilgili logoların herhangi bir marka ile benzeşip benzeşmediğine ilişkin fikir sahibi olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini, dava konusu husumetin yönlendirilmesi gereken asıl şahısların mağazayı o dönemde işletmekte olan… ve … olduğunu, sözü edilen …. isimli mağazada yapılan satışların, tamamen bu kişilerin kontrolünde gerçekleştiğini, ayrıca …’un … markasını TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, bu durumun dahi tek başına müvekkilinin mağazada satışı yapılan ürünlerden tamamen bağımsız olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, fazlaya ilişkin tüm hak ve taleplerinin saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
İstanbul 4 FSHHM’nin kapatılması sonucu dosya mahkememize devrolmuştur.
Davanın açılış tarihi itibariyle olayda 556 sayılı KHK hükümleri uygulanmış tarafların tüm delilleri toplanmış TPMK kayıtları getirtilmiş, … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nun … sayılı dosyası mahkememiz dosyasına getirtilerek incelenmiş, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılarak rapor ve ek rapor alınmıştır.
… 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası incelendiğinde dosyamız davalısının şüpheli olarak gösterildiği, kolluk ifadesine dayalı olarak iddianame düzenlenmiş ise de davalı şüphelinin 14/01/2016 tarihli celsede alınan savunmasında kolluk ifadesini inkar ettiği, davaya konu malların ele geçirildiği iş yerinin arkadaşları olan … ve …’a ait olduğunu yanlarında çalıştığını iddia ettiği, mahkemece ismi geçen iş yeri sahipleri hakkında yürütülen soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesine karar verildiği … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nun … esas sayılılı dosyası üzerinden iddianame düzenlendiği malların ele geçirildiği iş yerinin … ve …ait olduğunun değerlendirildiği, tanık beyanları ve dosyaya sunulan fatura ticari kayıtlar gibi delillerin dosya içerisine alındığı anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nun … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, şüpheli …’ın ve tanık beyanına göre, şüpheliler … ve …’un … adlı iş yerinin sahibi oldukları, Ticaret Sicil Gazetesi kaydına göre şüphelilerin şirket ortağı oldukları, nüfus kayıtlarına göre şüphelilerin kardeş oldukları, her iki şüphelinin de marka hakkını ihlal suçunun sorumlusu olacakları, şüphelilerin eylemlerine uyan marka hakkına tecavüz suçundan yargılamalarının … 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosya ile birlikte yapılarak eylemlerine uyan kanun maddeleri uyarınca cezalandırılmaları hususunda iddianame düzenlendiği anlaşılmıştır.
TPMK’dan gelen tescil belgeleri incelendiğinde, … tescil nolu “…” ibareli ve … tescil nolu şekil markaların sahibinin … olduğu ve 03, 14, 18, 20, 21, 24, 25 ve 28.emtia sınıflarında tescilli oldukları, … tescil nolu kuru kafa şekil markasının sahibinin… olduğu ve 03, 14, 18, 20, 21, 24, 25, 28 ve 35.emtia sınıflarında tescilli olduğu, … tescil nolu 30/11/2006 tescil tarihli “…” ibareli markanın sahibinin … olduğu, 25 ve 35.emtia sınıfları bakımından tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davalının ürünler üzerinde kulanımının marka haklarına tecavüz oluşturduğunu, emanette bulunan ürünler üzerinde yapılan incelemede işçilik kaynaklı hatalar olduğunu ve kalite düzeyinin vasat olarak değerlendirildiğini, mali yönden inceleme için gidilen işyerinin … Tic. Ltd. Şti tarafından işletildiğini ve “…” etiketi ile tekstil ürünlerinin satılmakta olduğunu, çevrede yaptıkları araştırmada davalının “…” olarak tanınan bundan önceki iş yerinde çalışan kimse olduğunun ifade edildiğini, dava konusu iş yerinde başka unvana sahip şirket bulunması nedeniyle mali incelemenin yapılamadığını belirtmişlerdir.
Taraf vekilinin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 30/05/2018 tarihli ek raporlarında, el koyma tutanağı ile ele geçirilen ürünlerin ortamala satış fiyatları üzerinden dava tarihi itibariyle hesap edilen toplam satış tutarının 98.738,54 TL olduğunu, davacı vekilinin dosyaya sunduğu emsal lisans sözleşmesinde net satış cirosunun KDV hariç %5’i olan lisans hakkı dikkate alınarak yapılan hesaplamada yoksun kaldığı kazancı 4.936,92 TL olarak hesapladıkları görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar davalı husumet yöneltilmek suretiyle iş bu dava açılmış ise de davalının davadışı şahıslar olan ve haklarında … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nun … esas sayılı dosyası üzerinden dava açılan … ve … a ait ” … ” isimli iş yerinde çalışan olduğu, gerek bu soruşturma dosyası gerek dosyamız kapsamında yapılan incelemede bu hususun tespit edildiği, her ne kadar davalı hakkında … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında kolluk beyanlarına dayalı olarak dava açılmış ise de yargılama esnasındaki beyanlarında davalının kolluk ifadelerini reddettiği, dosyaya sunulan fatura ve diğer kayıtlar incelendiğinde davalının bahse konu iş yerinin sahibi olduğu ve kendi adına satış yaptığına dair herhangi bir delilin bulunmadığı, Sulh Ceza mahkemesince verilen arama el koyma tutanağında isminin bulunduğu şu hale göre davalının tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinden ve buna dayalı maddi manevi tazminat taleplerinden sorumluluğunun kabulünün mümkün olmadığı, her ne kadar ceza davası açılmış ise de dosya kapsamına göre ceza mahkemesinin sonucunun beklenmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla davacının açmış olduğu davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın husumetten REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin alınan 597,72 TL’den 35,90 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 561,82 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-(Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Men’i ne yönelik dava yönünden) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-(Maddi tazminat yönünden) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-(Manevi tazminat yönünden) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸