Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/264 E. 2020/270 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/264
KARAR NO : 2020/270

DAVA : Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/01/2016
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan fikir ve sanat eserleri sahipliğinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı şirket tarafından basılıp yayınlanan ve Prof. Dr. …’ün kaleme aldığı “…” adlı eserde kullanılan 500’den fazla fotoğrafın müvekkili tarafından çekilmiş olduğunu, 2005 senesinde 1. baskısı yapılan kitapta kullanılan müvekkiline ait fotoğraflar için hem kendisinden izin alındığını, hem de 1.baskı için kendisine telif hakkının ödendiğini, ancak davalı şirketin çok büyük bir ilgi ve beğeni toplayan ve piyasada kalmayan bu kitabı talebin çokluğu sebebiyle müvekkiline ait fotoğraflarla birlikte kendisine danışılmadan izni dahi alınmadan ve de kendisine telif hakkı ödenmeden müvekkilinin ismi de kullanılmak suretiyle Temmuz 2013’te 2. baskısını yaparak piyasaya sürdüğünü, müvekkilinin ise ancak 2.baskıyı gördükten sonra bu durumdan haberdar olduğunu, kendi eserlerinin de içinde yer aldığı kitabı ücretini ödemek suretiyle satın aldığını, yapılan araştırmada 1.baskının çok büyük ilgi ve beğeni gördüğünü öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirket yetkililerini defalarca aradığını ve izni olmadan ikinci defa basılan kitapta fotoğraflarının kullanılmasından dolayı telif ücreti ödemeleri gerektiğini bildirdiğini, ancak davalı yanın bu durumu ciddiye almadığını, davalı şirkete noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 150.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın Temmuz 2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin çeşitli ve değerli yazarlar, sanatçılar ile anlaşma imzalayıp ağırlıklı olarak edebiyat eserleri yayınladığını, çok çeşitli eserleri okuyucularla buluşturduğunu, davaya konu olan “…” adlı eserin müvekkili şirket tarafından yayımlanması için kitabın yazarı … ile 21 Şubat 2005 yılında sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 7. maddesine göre müvekkili şirketin 49 yıllığına ve baskı sayısı sınırsız olmak üzere yazar … ile anlaşmış olduğunu, ayrıca yazarın tüm baskılar için izin vermiş olduğunu, müvekkili şirketin yazar … ile inhisari nitelikte bir sözleşme imzaladığını, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin yazara telif ücreti dışında bir ücret ödemeyeceğini, yazarın mali haklarını üçüncü kişiye devredemeyeceğini, buna karşılık müvekkili şirketin yayınevi olarak sözleşme ile sahip olduğu tüm hakları başka bir yayınevine devretme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin neredeyse tüm maddelerinde müvekkiline geniş hak ve yetki tanıdığını, müvekkili şirketin … ile sözleşme imzalamadığını, davacıya eserleri için telif ödeyenin müvekkili şirket olmadığını, davacıya telif ücreti ödeyecek kişinin yazar … olduğunu, müvekkilinin eserin küçük boyunun baskısı için yazar ile 05/10/2011 tarihinde yeniden sözleşme imzaladığını, ilk sözleşmede olduğu gibi müvekkili şirkete geniş hak ve yetkiler tanındığını, üçüncü kişilerin talepleri bakımından müvekkili şirketin muhatap olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü kayıtları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü kayıtları dosya içerisine alınmıştır.
Davacı emsal nitelikli sözleşme örneğini dosyaya sunmuştur.
Mahkememizce alınan 04/08/2016 tarihli fotoğraf sanatçısı ve yayıncılık uzmanı bilirkişiler tarafından hazırlanan heyet raporuunda; dava konusu… isimli kitapta yer alan fotoğrafların kitap künyesinde yazıldığı üzere çeken kişilerin … ve … olduğunun belirlendiği, fotoğrafların bulunduğu, sayfa 11, sayfa 42, sayfa 49, sayfa 55, sayfa 67, sayfa 76, sayfa 73, sayfa 98, sayfa 99, sayfa 120, sayfa 198, sayfa 203, sayfa 241, sayfa 242 genel olarak … ve …’a ait fotoğrafları kapsadığı, ayrıntılı fotoğraf aidiyet bilgileri için çeken kişilerden, fotoğraflara ait objektif, enstantene, diyafram, teknik bilgileri bunlara ait negatifler, dia pozitif veya raw dijital dosyaları temin etmek gerektiği, fotoğrafların toplam 14 adet olduğunu, fotoğrafların kadrajlarının özgün kompozisyon özelliğinden uzak, çoğunluğu kroplanarak ilgili eserlerin fotoğraflar kullanılarak anlatımına örnekler oluşturulduğu, davacının fotoğrafçılık sanatındaki populeritesinin dosyada yer alan bilgilere göre Dr. Yüksek Mimar olup fotoğraf sanatında kişisel ve mesleki hobi, fotoğraf sanatı konusunda akademik eğitim vb kariyeri olmadığı, katıldığı fotoğraf yarışmaları jüri üyeliklerinde mimari kimliğiyle fotoğrafa yaklaşım sergilediğinin görüldüğü, profesyonel fotoğraf sanatçısı kavramı ve eserlerinin tekil olma özelliğinin ayrıca incelenmesi gerektiği, sektörel teamüller konusunda fotoğraf çekimi taraflar arasında yapılan sözleşme ile veya ticari kayıt ile (fatura, makbuz, gider makbuzu vb) ödeme karşılığı fotoğrafların kullanım hakkının firmaya ait olduğu, telif hakkının fotoğrafçıda bulunmadığı, davacıya ait fotoğrafların yayınlandığı kitapların; …, …, …,…, …, …, …, …, …., …, …, …, davada konusu geçen eser ve fotoğraflara ilişkin incelemenin eksiksiz yapıldığı ve fotoğrafların davacı tarafın iddia ettiği gibi davacıya ait olduğunun anlaşıldığı mali inceleme yönünden muhasip bilirkişi atanarak inceleme yapılabileceği hususlarında görüş bildirilmişlerdir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuş olup, heyete mali müşavir bilirkişi dahil edilerek ek rapor alınmasına karar verildiği ve raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememize sunulan 19/09/2017 tarihli ek raporda bilirkişiler, … adlı kitabın 2013 yılı baskısında 415 adet fotoğrafın davacıya ait olduğu, kitapta kullanılan fotoğrafların FSEK anlamında eser vasfına haiz olmadığı ve fotoğrafların emekle çekilen dokümanter kareler olduğu, taraflar arasında sözleşme yapılması halinde bu sözleşmenin muhtemel bedelinin 17.655,12 TL olacağı, hususlarında görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce alınan 17/04/2019 tarihli raporda bilirkişiler, dava konusu 415 adet fotoğrafların FSEK 4/5 anlamında güzel sanat eseri vasfında olduğu, davacının davaya konu fotoğrafların eser sahibi olduğu, davaya konu fotoğrafların … isimli kitabın ikinci basısında telif bedeli ödenmeden kullanılmış olması nedeniyle davacının talep edebileceği maddi tazminatın 41.500 TL olabileceği, ancak FSEK m.68 gereğince 3 katı tutarında tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı, manevi tazminat talep etme koşullarının oluşmadığı, hususlarında görüş bildirmişlerdir.
Alınan 04/03/2020 tarihli ek raporda bilirkişiler, dava konusu 415 adet fotoğrafların eser vasfını haiz olmadığı, FSEK 84 kapsamına girdiği, davacının davaya konu fotoğrafların hak sahibi olduğu, davaya konu fotoğrafların … isimli kitabın ikinci basısında izin alınmadan kullanılmış olmasının FSEK 84 atfı ile TTK 55/1 -c-3 bedinin ihlali sayılabileceği, davacının talep edebileceği maddi tazminatın 41.500 TL olabileceği, hususlarında görüş bildirmişlerdir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış eserin izinsiz kullanım nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davaya konu fotoğrafların eser niteliği;
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır.
FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir.
Sübjektif unsuru ile “estetik değere sahip olması – bedii vasfı bulunması” özgün (orijinal) bir eser olması ön koşulu anlatılmaktadır.
Eserin özgünlüğü ifadesinden anlatılmak istenen “eser sahibinin o eseri başka bir eserden kopya edip etmediği ve esere kendisine has özellikleri verip vermediği”dir.
Eser olma özelliğini anlatmaya çalışırsak, insanların fikri kabiliyeti, aynı seviye ve genişlikte değildir. Herkesçe malum mütalaalardan yararlanmak ve yardım almak suretiyle vücuda getirilen mahsuller bir imtiyaz hakkı doğurmazlar (korunmazlar). Örneğin; gelişigüzel, bir mektup, fotoğraf, melodi veya bina, bir bütünlük taşıyan fikri bir mahsul olmakla beraber, himayeye layık görülmez. Çünkü yazı bilen herkes, düşüncelerini, duygularını bir mektupla ifade edebildiği gibi, fotoğraf makinesini kullanabilen her şahıs, pekâlâ fotoğraf çekebilir. Sanat nesnesini algılamak kişilik, uyarılma, düşünce, birikim ve belleğe bağlıdır.
Herkes tarafından vücuda getirilemeyen, yani bir hususiyeti haiz bulunan mahsuller, himayeye layıktır ve ancak bunlara eser vasfı izafe edilebilir. Eğer bir mahsul herkes tarafından vücuda getirilebilecek mahiyette ise, hususiyet de (özellik) mevcut olmayacağından, bu kabil mahsulleri himaye etmekte cemiyetin hiçbir menfaati yoktur.
Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekmektedir. FSEK’te eser formadan olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir.
FSEK m.2/3 maddesine göre, bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleri ilim ve edebiyat eseri, FSEK m.4/b.5’te fotografik eserler ve slaytlar estetik niteliğe sahip olmaları ve hususiyet taşımaları şartıyla güzel sanat eseri olarak kabul edilmişlerdir. Fotoğraflarda estetik nitelik, konunun çıplak gözle görülenden başka türlü yansıtılması halinde ve fotoğrafçının fotoğrafı çekerken yaptığı hazırlık çalışmalarında ve fotoğraf üzerine aksettirmiş olduğu hususlarda görülür. Yani bir kişinin poz verirken, ışık durumunu ayarlarken yapmış olduğu hazırlık çalışmaları ve fotoğrafa ait cam veya film üzerinde yapmış olduğu rötuşlar, o fotoğrafa güzel sanat eseri niteliğini kazandırır. Eğer bir fotoğraf, onu çekmiş olan kimsenin hususiyetini taşımıyorsa ve estetik bir niteliğe de sahip değilse, o fotoğraf güzel sanat eseri olarak korunmaz. Bununla birlikte, bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğrafların her zaman bir ilim ve sanat eseri olarak korunması mümkündür.
Bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğraf ve resimlerin eser sayılabilmesi için, bunların da sahiplerinin hususiyetini taşımaları gerekir. Burada da hususiyet muhtevada veya şekilde olabilir, ancak bu kategoride özellik daha çok muhtevada belirmektedir. Bir fotoğraf veya resim aynı zamanda hem estetik niteliğini haiz hem de bilimsel ve teknik nitelikte ise bu takdirde üstün olan niteliğe göre, eseri bilim veya edebiyat eserleri veya güzel sanat eserleri kategorisi kapsamında düşünmek gerekir. Eğer iki nitelikte aynı derecede ise, bu takdirde her iki eser kategorine de dahil olduğu kabul edilmek gerekir. Ne bilimsel veya teknik ne de estetik niteliğini haiz olmayan fotoğraf ve resimler, fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmezler, bu tür ürünler ancak mülkiyet hakkına ilişkin hükümlere göre veya kişinin fotoğraf veya resmi söz konusu ise, FSEK. m.84 vd. çerçevesinde korunabilirler.
Somut olaya dönüldüğünde; bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucunda sunulan ilk rapor ve ek raporda, “…” adlı eserde yapılan 2006 (1.Baskı) inceleme ve eser künyesinde yazan bilgilere göre … isimli kitapta yer alan fotoğrafların; kitap künyesinde yazıldığı üzere (…, … ve …) çeken kişilerin … ve …olduğu, bunun dışında; fotoğrafların bulunduğu söz konusu sayfalar; sayfa 11, sayfa 42, sayfa 49, sayfa 55, sayfa 67, sayfa 76, sayfa 73, sayfa 98, sayfa 99, sayfa 120, sayfa 198, sayfa 203, sayfa 241, sayfa 242 genel olarak … ve … ait fotoğrafları kapsadığı, dava konusu kitapta yapılan inceleme ile, 2006 (1. Baskı) ve 2013 (2. Baskı) tek tek karşılaştırılarak 1. Baskı (fotoğrafların …’ye ait olduğu yazan künyede) 482 adet fotoğrafın kullanıldığı ve …’ye ait olduğu; 2. Baskı (2013) kitapta ise bunlardan ortalama 415 adet fotoğrafın birebir kullanıldığı, kitabın künyelerinde yazan bilgilerden yola çıkarak (l. baskı ve 2. baskı) her iki kitapta da 415 adet fotoğrafın …’ye ait olduğu, l.baskı 2.baskı kitap künyelerinde yazan bilgiden yola çıkarak; 1.baskı fotoğraflar tümü … ve 2.baskı fotoğraflar ve görseller … ve …’a ait olduğu, davaya konu “…” adlı eser 2.baskı (2013) kitabında yapılan inceleme ile, 2006 (1.Baskı) ve 2013 (2.Baskı) tek tek karşılaştırılarak 1.baskı (fotoğrafların …’ye ait olduğu yazan künyede) 482 adet fotoğrafın kullanıldığı ve…’ye ait olduğu; 2.baskı (2013) kitapta ise bunlardan ortalama 415 adet fotoğrafın birebir kullanıldığı saptanmıştır.
Yine davacı …’nin dosyada yer alan bilgilere göre …, Dr. Yüksek Mimar olduğu, mimarlık mesleğinde kariyeri olan, Arapça bilen ve Osmanlı Türkçesi okuyan, mimari platformlarda kariyer yapmış, fotoğraf yarışmalarında mimari kimliği ile bulunmuş, fotoğrafçılık disiplininde eğitimi olmadığı fakat fotoğrafı mesleğinde barındırmaya çalışan biri olduğu, çekilen fotoğrafların fotoğraf uzmanı olma vasfıyla anlatılmayacak, dokümanter emek gerektiren, sanat eseri özelliği taşımayan, mimari kimlik ile çekilmiş kadrajlar olduğu, söz konusu fotoğrafların Arapça bilen ve Osmanlı Türkçesi okuyabilen biri tarafından çekilmiş olmasının fotoğrafların eser niteliği sayılacak objektif ve sübjektif niteliğini etkilemediği, davaya konu fotoğrafların fotoğraf disiplini içerisinde teknik eksiklikleri olan ve yapılan çalışmada da sanatsal özellikleri olmayan röprodüksiyon özelliğinde dokümanter karelerden oluşan fotoğraflar olduğu, inceleme konusu olan ayetlerin, mimari yapıtlar içerisinde bulunan bölümlerinden alınan ve bu ayetlerin kitap içinde açıklamalı örneklerini oluşturan dokümanter fotoğrafları kapsadığı, fotoğrafların teknik açıdan eksiklikleri olduğu ve uzman işi olarak nitelendirilemeyeceği, kitapta kullanılan fotoğraflar kadrajları 35mm. veya orta format makina formatından uzak, çoğunluğu kesilerek kullanılan röprodüksiyon, kroplanmış karelerden oluştuğu, kadrajların sanatsal özgünlüğünden söz edilemeyeceği kendini tarz, estetik bakış açısı, uygulanan teknik üslup bakımından kendine ait bir herhangi bir üstün özellik ve farklılık göstermediği, bu nedenle dava konusu fotoğrafların FSEK anlamına eser vasfına haiz olmadığı değerlendirilmiştir.
Son alınan heyet asıl ve ek raporunda ise ; çekim konusu olan fotoğrafların mimari detaylar ve reprodüksiyon çekimleri olarak iki grupta toplanabileceği, reprodüksiyon çekimleri genel prensip olarak stüdyo ışıkları ile çekilen ürünün homojen aydınlatılması şeklinde yapıldığı, mimari çekimler ise perspektif kurallarına ve mekanın aldığı ışık koşullarına dikkat edilerek yapıldığı, davaya konu olan kitap çekimlerinde yapılmış olan çekimlerin reprodüksiyon çekimleri kabul edilebilir teknik özelliklere sahip olduğu, mimari çekimler ise kimileri tam istenen ışık ve perspektif doğruluk özelliklerine sahip sayılmasalar bile genel olarak kabul edilebilir bir teknik özellik taşıdığı, yapılan çekimler sonuç itibariyle belgesel nitelikli teknik çekimler olduğu, fotoğraf uzmanı herhangi bir profesyonel fotoğrafçının yapabileceği türden mesleki çalışmalar olduğu, sahibinin hususiyetini taşımadığı ve davacıyı başka “X” bir fotoğrafçıya üstün kılan veya imzasını hissettirecek bir üslup ve yorum üstünlüğüne rastlamak mümkün olmadığı, bu çerçevede fotoğraf uzmanı bilirkişiler davaya konu fotoğrafların gerek FSEK 2 gerekse FSEK 4 anlamında eser vasfını haiz olmadığı değerlendirmelerinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak alınan bilirkişi raporlarındaki değerlendirmeler dikkate alındığında; davaya konu fotoğrafların güzel sanat eserini haiz olma kriterlerinden teknik ve estetik yönden ayrıldığı, sanatsal özgünlüğünden söz edilemeyeceği kendini tarz, estetik bakış açısı, uygulanan teknik üslup bakımından kendine ait bir herhangi bir üstün özellik ve farklılık göstermediği, bu nedenle dava konusu fotoğrafların FSEK anlamına eser vasfına haiz olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Tazminat taleplerinin değerlendirilmesi;
FSEK 84 . maddesi; “Bir işareti, resmi ve sesi, bunların nakle yarayan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin üçüncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayınlanmasını men edebilir. Tecavüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete müteallik hükümler uygulanır. Eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraflar benzer usullerle tespit edilen resimler ve sinema mahsûlleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır”. Hükümüne amirdir.
Dava konusu fotoğraflar FSEK m.84 kapsamında olup, fotoğrafların sahibinin bunların üçüncü bir kişi tarafından çoğaltılmasını veya yayınlanmasını TTK.m.54 vd. hükümlerine göre haksız rekabet için öngörülen müeyyidelerle men etme imkanı vardır. Bu durumda tecavüzü gerçekleştirene karşı TTK.m.56’da öngörülen tespit, men, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, beyanların düzeltilmesi, maddi ve manevi tazminat davaları açılabilir. Maddi tazminat yerine yargıç, haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da hükmedebilir.
TTK Madde 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Madde 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;… c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;… 3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak…” hükümlerine amirdir. Madde 56- “(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. ” hükümlerine amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde; dosyada davalının basısını yaptığı kitap için davacıdan aldığı herhangi bir izin söz konusu olmamakla vaki kullanımın FSEK 84 atfı nedebniyle TTk 55/C-3 bendinin ihlali sayılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Dosyada fotoğraflara ilişkin davacı tarafça sunulmuş emsal bir sözleşme bulunmaktadır. Bu sözleşmede davacı yine başka bir kitapta kullanılmak için çektiği fotoğraflar için fotoğraf başına 90 TL ödeneceği kararlaştırılmış olup sözleşme tarihi 2010 yılıdır.
Son alınan bilirkişi heyet raporunda davaya konu kitabın ikinci basısının yapıldığı yıl 2013 yılı olmakla bu sözleşmenin davaya konu fotoğraflar için de emsal teşkil edeceği, bu çerçevede 2010 yılı için 90 TL olan tek bir fotoğrafın 2013 yılı için yaklaşık 100 TL olmasının sektörel durum da dikkate alındığında kadri marufunda olacağı, dosyada bulunan 2 kitaptan ilk basıda davacının 415 fotoğrafı olduğu, ikinci basıda ise fotoğrafı çeken olarak davacı ile dava dışı … isminin göründüğü, ikinci basıda davacının 1. basıdaki 415 kitabı da yer aldığına göre davacının ikinci basıda kullanılan fotoğrafı 415 adet olduğu ve bu çerçevede davacının davalıdan ikinci basıda kullanılan 415 fotoğraf için 100 TL’den 415 x 100 = 41.500 TL talep edebileceği hesaplanmıştır.
TBK Madde 58- “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı şirket tarafından basılıp yayınlanan ve Prof. Dr. …’ün kaleme aldığı “…” adlı eserde davacıya ait -yukarıda izahı yapıldığı üzere- eser vasfı bulunmayan 415 adet fotoğrafın izinsiz olarak yayınlandığı, her ne kadar davacı eser sahipliğine tecavüz ve FSEK 68 kapsamında tazminat talebinde bulunmuş ise de taleplerinin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, davaya konu fotoğrafların izinsiz yayımından kaynaklı talebin FSEK 84 kapsamında değerlendirilebileceği, sunulan emsal sözleşme ve bilirkişi raporundaki değerlendirmeler dikkate alındığında FSEK 84 atfı gereği TTK 54 vd maddeleri uyarınca davacının talep edebilecek olduğu maddi tazminat miktarının 41.500,00 TL olarak hesaplandığı, sektör uygulamaları dikkate alınarak telif sözleşmeleri kapsamında basılan kitap sayısı üzerinden yapılan hesaplamanın sunulan emsal sözleşme dikkate alındığına hükme esas alınamayacağı anlaşılmakla bu miktar üzerinden tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, yine davalının herhangi bir izin almaksızın davacının çekmiş olduğu fotoğrafları sonraki baskılarda yayınlamasının -bu noktada davalının 2005 senesinde 1. baskısı yapılan kitapta davacıdan izin alınmış ve telif hakkının ödenmiş olmasının sonraki baskılardaki izinsiz ve ücret ödenmeksizin yayın halinde haksız fiili ve hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayacağı, aksi kabulün bir defa izin verildikten sonra artık izinsiz yayınlasa da manevi zarar göremez kabulünün hakkaniyete ve hukuka uygun düşmeyeceği, izinsiz kullanımın kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği ve manevi üzüntüye sebebiyet vereceği kanaatiyle- kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve TBK 58 kapsamında manevi tazminat şartlarının oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı- kullanılan fotoğraf adedi -, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 20.000 TL üzerinden manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 41.500,00 TL’nin 11/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 20.000,00 TL’nin 11/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin alınan 4.269,38 TL’den karar harcı olan 4.201,06 TL’nin mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 68,32 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 6.195,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3 uyarınca ret edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 6.195,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 uyarınca ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 5.750,00 TL bilirkişi ücreti, 408,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.158,00 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.514,86 TL’si ve 4.298,58 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 5.813,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan; 50,00 TL posta giderinin -ret ve kabule göre hesaplanan- 37,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır