Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/255 E. 2020/423 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN

ESAS NO : 2017/255 Esas
KARAR NO : 2020/423

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/12/2015
KARAR TARİHİ : 01/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dünya çapında lüks tekstil imal ve ticareti ile iştigal olduğunu, … markası ve logoları altında üretilen tesktil, ayakkabı, kozmetik ürünlerinin pek çok ülkede ve Türkiye’de parfüm ve kozmetik alanında tanınmış markalar arasında yer aldığını, … markasının TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davalılara ait … internet sitesinde müvekkili şirkete ait ürünlerin birebir taklidi niteliğinde olan ürünlerin satışa çıkarıldığının tespit edildiğini, site üzerinden ürün için davalı şirket tarafından fatura düzenlendiğini, … 3.FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı şirkete ait ürünlerin düşük kalitede ve orijinal olmadığı yönünde görüş bildirildiğini, bu kapsamda TTK hükümleri gereği marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin sabit olduğunu da belirterek internet sitesine erişimin engellenmesini, davalıların fiillerinin ayrı ayrı haksız olduğunun, müvekkilinin marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, ref’ine ve men’ine, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması suretiyle 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tazminini talep ve dava etmiştir.
Her iki davalıda dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap sunmamışlar, muhtelif tarihlerde sundukları beyan dilekçeleri ile davacı tarafın marka hakkına tecavüz, maddi ve manevi tazminat taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememize muhtelif tarihlerde sunulan bilirkişi raporlarında marka tecavüzü ve haksız rekabet iddialarına yönelik; davalıların internet sitesi ve iş yerinde satışı yapılan ürünlerin orijinal olmadığı, davacıya ait ürünlerin taklidi nitelinde olduğu, bu suretle davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğu, mali incelemeye yönelik; lisans bedeli kapsamında 167.564,57 TL lisans bedeli alacağı olduğuna yönelik görüş ve kanaatler bildirilmiştir.
Davacı vekilleri 27/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 167.564,57 TL olarak arttırdığı anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüzün tespiti, bu tecavüzün durdurulması, ref’i ve men’i ile TTK hükümleri uyarınca Haksız Rekabetin tespiti, durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, internet sitesine erişimin engellenmesi, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
556 sayılı MarkKHK, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 10.01.2017’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla beraber yürürlükten kalkmıştır. Bu doğrultuda derdest davalara hangi mevzuatın uygulanacağının açıklanması zarureti doğmuştur. Kanunlar kural olarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ileriye etkili olarak uygulanırlar; ancak kanunun geçmişe etkili olarak uygulanacağına ilişkin bir hüküm ihdas edilmiş ise kanun geçmişe etkili olarak uygulanabilir. Kanunun yürürlüğü düzenleyen 192. maddesinin “a” ve “b” bendinde yer alan ileri yürürlük hükümleri istisna olmak üzere, kanunun diğer hükümlerinin SMK’nın yayımı tarihinde yürürlüğe girecek olup; SMK’nun geçmişe etkili olarak uygulanmasına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, dolayısıyla yürürlüğe girdiği 10.01.2017’den itibaren ileriye etkili olarak uygulanacağı görülmüştür. Bu doğrultuda SMK’nın, yürürlüğe girmesinden önce ikame edilen ve takiben anılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği sırada derdest olan ve söz konusu Kanun’un yürürlük tarihinden önce gerçekleşen olaylara yönelik davalara SMK değil, MarkKHK uygulanacaktır.
Bilindiği gibi 556 sayılı KHK’nin 6. maddesine göre marka sahibi, marka üzerindeki üçüncü kişilere karşı sahip olduğu haklan tescil ile kazanır* KHK’nin markaya tecavüz hallerini belirten 61/a bendi ve onun yollamasıyla 9. maddesine aykınhklann markaya tecavüz oluşturacağı düzenlenmiştir, 21.01.2009 tarihinde kabul edilen 5833 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunlafü.G. 28.01.2009, S. 27124) 556 Sayılı KHK’mn 61 ve 9. maddelerinde bazı değişiklikler yapılmış. 9+ maddenin yeni şekli aşağıdaki gibidir
MADDE 9 – Marka tescilinden doğan kaklar münhasıran marka sahibine aittin Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir:
a) Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasa
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fikra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması
b) İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, feslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması
c) İşareti taşıyan malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması.
d) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması
e) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adî, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması.
Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Marka tescil başvurusunun bültende yayınlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez.”
Somut uyuşmazlık açısından davalı tarafından satılan ürünlerin orijinal … markalı ürünler olduğu iddia edilmektedir. Bu nedenle davalı tarafından gerçekleştirilen satışı değerlendirirken MarkKHK 13. Maddesini de değerlendirmek gerekmektedir. MarkKHK 13 maddesi gereğince “Tescilli bir markanın tescil kapsamındaki mal üzerine konularak, marka sahibi tarafından veya onun izni ile Türkiye’de piyasaya sunulmasından sonra, mallarla ilgili fiiller marka tescilinden doğan hakkın kapsamı dışında kalır.Marka sahibinin, birinci fıkra hükmüne girmesine rağmen, malın piyasaya sunulmasından sonra, üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanmalarım önleme yetkisi vardır”.
MarkKHK’nın söz konusu hükmü gereğince markanın Türkiye’de sahibi tarafından veya onun izni İle sunulmasından sonra, dolaşımı engellenemeyecektir. Somut uyuşmazlıkta markalı ürünlerin Türkiye piyasasına önceden sunulduğu konusunda ve satışının yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davacı tarafından satılan ürünlerin orijinal olmadığı iddia edilmektedir. Gerçekten de MarkKHK 13. Madde “Marka sahibinin, birinci fıkra hükmüne girmesine rağmen, malın piyasaya sunulmasından sonra, üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanmalarını önleme yetkisi vardır” şeklindeki ifade i!e maddenin birinci fıkrasına istisna getirilmiştir.
Davalı tarafından satışa sunulan ürünlerin orijinal olup olmadığına ilişkin … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin… D. İş sayılı dosyası üzerinden yapılan teknik bilirkişi incelemesinde, davalı tarafından satışı yapılan ürünün, davacının orjinal markası ile aynı olmadığı, davalıya ait ürünlerde kalite düşüklüğü olduğu ancak davacıya ait orjinal ürünlerde kalite düşüklüğünün görülmediği, tespite konu ayakkabıların orjinal … marka ayakkabılar olmadıkları tespit edilmiştir. Mahkememizce 19/09/2017 Tarihli Tekstil Yüksek Mühendisi …tarafından sunulan teknik raporda da, tespit raporundaki görüşlere katılındığını, davalı ürünlerinin açık biçimde … markasının adını kullanarak orjinal olmayan orjinale benzetilmeye çalışılmış birebir taklit niteliğinde ürün olarak internet yolu ile satışa sunulduğu belirlenmiştir. Bu nedenlerle, davalı tarafından satışı yapılan ürünlerin taklit olduğu tespiti ile davalı eylemi MarkKHK 61 gereğince markaya tecavüz oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Haksız rekabet iddiası yönünden inceleme
Bilindiği üzere TTKm.54 uyarınca “haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanlann menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır”. Kanun koyucunun ETKm.56’da yer alan “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistımalidir” şeklindeki tarifinden çok daha geniş ve çok daha kapsamlı bir haksız rekabet hükmüne yer verdiği açıktır.
Görüldüğü üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralını temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır [AYHAN, R Ticari İş – Ticari İşletme – Tacir – Ticaret Sicili – Ticaret Unvanı – Haksız Rekabet, Sempozyum – Yürürlüğünün Birinci Yılında 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (12-13 Nisan 2013), Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: XVI (2012), S: 3-4, s. 47].
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bunlardan TTK m.55/4’de yer alan “Başkasının mallan, işi ürünlerini, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki eylem açısından davah tarafın eyleminin değerlendirilmesi gerekmektedir, Bu hükmün uygulanabilmesi için, bir kimsenin bir başkasının iş ürünlerini, mallarını, faaliyet veya eylemlerini veyahut haklı olarak kullandığı işaretlerini haksız yere vere karıştın İmaya sebep olacak şekilde kullanması gerekli ve yeterlidir.
Yukarıdaki tespit ile davalı tarafından ayırt edilemeyecek derecede benzer ürünler üzerinde davacı markasını kullandığı, tüketici nezdinde ürünlerin orijinal olduğu izlenimi verdiği, internet üzerindeki satışlarda ürünlerin orijinal … markalı ürünler olduğunu beyan ettiği, ancak teknik inceleme ile ürünlerin taklit olduğunun tespit edildiği, davalı eyleminin bu çerçevede haksız rekabet oluşturduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Tazminat talepleri yönünden inceleme
KHK’nin 62. maddesi gereğince, markası tecavüze uğrayan kişi, şartların varlığı halinde maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. MarKHK’nın marka sahibine tanıdığı diğer talepler gibi, tazminat talebinde bulunabilmek için marka hakkına tecavüz şeklindeki haksız fiilin olması ve hukuka uygunluk sebeplerinden birinin olmaması gerekir. Ayrıca maddi tazminata hükmedilmesi için tecavüz fiili neticesinde zararın oluşması ve davalının kusurunun da bulunması gereklidir.
Marka hukukunda maddi tazminat talebi, marka hakkı sahibinin fiili olarak uğradığı zararın yanı sıra, yoksun kalınan kazancı da kapsamaktadır (MarKHK m.66). Fiili zarar, zarara uğrayanın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda ortaya çıkan zarardır. Yoksun kalınan kazancın tespiti ise biraz daha güçtür. Bu nedenle KHK’da yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında; “Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre, Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre…”şeklinde üç seçenek belirtilmiştir.
Davacı, MarKHK m.66/c uyarınca tazminatın hesaplanmasını talep etmiştir. Bu durumda davaya ilişkin lisans bedeli hesaplaması yapılması gerekecektir. Davacı vekili, dava dosyasına emsal olabilecek bir lisans sözleşmesi sunmamıştır. … Ticaret odasından lisans bedelinin ne olabileceğine ilişkin alınan görüşlerde genel olarak lisans bedelinin net satış tutarının yüzde 15’i olacağı yönünden görüş bildirilmektedir. .. 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası içerisinde bulunan Bilirkişi … tarafından hazırlanan 28/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda davalı internet sitesinde satışa sunulan … marka ürünlerin satış adetleri ile fiyatları çarpılarak bulunacak satış tutarı üzerinden kdv tutarının düşülerek yapılan hesaplama sonucunda hükme esas alınan 12/03/2020 tarihli muhasip bilirkişi raporu doğrultusunda 164.564,57 TL lisans bedeli tespit edilmiştir.
Davacının tercih ettiği tazminat şekli olan 66-c maddesi uyarınca, davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarının tam olarak gerçeğe uygun hesap etme imkanı olmadığı, Ancak, dava konusu markanın tanınmış marka kapsamında olması ve korumadan faydalanma süresi, tespit edilen ürün çeşitliği ve sayısı da göz önünde bulundurularak, emsal Lisans bedeli ile ilgili %15 oranı uygulandığında davacının dünyaca ünlü bir marka olması nedeniyle belirli bir kapasitede satış ve ciro yapacağı gerçeğinden hareket ile davacı markasının tanınmış marka olması nedeniyle belirli bir marka değerinin bulunmasının tüketici için tercih sebebi olduğu, dolayısıyla Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması île hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarı davacı yanca talep arttırımı ile 164.564,57 TL olarak talep edilmekle, bu talep TBK. 50-51 hükümlerine göre makul bir talep olarak değerlenderilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin manevi tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda davalı ürünlerinin açık biçimde … markasının adını kullanarak orjinal olmayan ,orjinale benzetilmeye çalışılmış birebir taklit niteliğinde ürün olarak internet yolu ile satışa sunulduğu bilirkişilerce tespit edildiğinden, davalının, davacının manevi zarara uğramasına neden olduğu ve marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabet eylemi gerçekleştiğinden olayın gerçekleşme şekli, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik durumları, manevi tazminatın caydırıcılık özelliği gözetilerek davacı yanca talep edilen manevi tazminat tutarı somut olayın özelliği ve hak ve nesafet kuralları gereği makul bulunmuş, somut olayın özellliğine uygun bir talep olduğu gibi fahiş de bulunmadığı anlaşıldığından , mahkememizce 10.000 TL manevi tazminatında davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda TPMK kayıtları, dosya kapsamında alınan Bilirkişi raporları, Tespit dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı kullanımlarının, davacı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli “…”, …numara ile tescilli “şekil” markası … numara ile tescilli “şekil” ibareli markalarına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün men’ine, ref’ine, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının, davacının markasına tecavüz edecek şekilde kullanımlarının bulunduğu ürünlerin üretilmesine, kullanılmasına, satışa sunulmasına ve her türlü ticari amaçla bulundukları yerden toplatılarak, davacının uhdesinde kalacak şekilde el konulmasına, kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalılara ait olmak üzere ürünlerin imhasına, davalının … alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine,167.564,57 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmün Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının, davacı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli “…”, … numara ile tescilli “şekil” markası … numara ile tescilli “şekil” ibareli markalarına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün men’ine, ref’ine, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-Davalının, davacının markasına tecavüz edecek şekilde kullanımlarının bulunduğu ürünlerin üretilmesine, kullanılmasına, satışa sunulmasına ve her türlü ticari amaçla bulundukları yerden toplatılarak, davacının uhdesinde kalacak şekilde el konulmasına, kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalılara ait olmak üzere ürünlerin imhasına,
3-Davalının …/… alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine,
4-Maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 167.564,57 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına,
7-Hükmün Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 12.129,43 TL karar harcından peşin yatırılan 2.889,29 TL’nin mahsubu ile kalan 9.240,14 TL bakiye karar harcının tahsiline,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen marka tecavüzü ve haksız rekabet talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 11.729,51 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan: … 3.FSHHM … D. İş sayılı dosyasındaki toplam 5.577,00 TL yargılama gideri 2.980,00 TL bilirkişi ücreti, 925,45 TL TL posta gideri olmak üzere toplam 9.482,45 TL ve 2.916,99 TL harç (peşin+başvuru+tamamlama) olmak üzere toplam 12.399,44 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2020

Katip
¸

Hakim
¸