Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/253 E. 2019/43 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/253
KARAR NO : 2019/43

DAVA : Tasarım Hakkına Tecavüzün Sonlandırılması ve Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/11/2015
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan tasarım hakkına tecavüzün sonlandırılması ve maddi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının alanında gösterdiği faaliyetlerle bir yer edindiğini, kendi bünyesinde istihdam ettiği tasarımcıları eliyle tasarlanmış özel desenleri işlettiğini, tasarımları tescil ettirip koruma altına aldığını, ancak 3.kişilerce izinsiz kullanıma engel olamadığını, sıklıkla yargı yoluna başvurmak zorunda kaldığını, yaptırılan araştırmalar sonunda davacıya ait tasarımlarının davalı tarafa ait … adresindeki mağazasında ve … adresi üzerinden izinsiz sergilendiğinin ve satışa sunulduğunun öğrenildiğini, bunun sonucunda … 1.FSHHM’nin … D.iş dosyası kapsamında tespit ve keşfin, … 2. FSHHM’nin … D.iş dosyası kapsamında internet üzerinden yapılan ihlale dair tespit yapıldığını, internet ihlaline ilişkin tespit sonucunda davacının tescil belgeli ve koruma altına alınan tasarımının davalıya ait internet sitesinde sergilendiğinin ve satışa sunulduğunun tespit edildiğini, … D.iş dosyasında ise tasarımlar son derece benzerken desenler arasında biçim farklılığı olduğuna dair rapor tanzim edildiğini, ancak davalıya ait halı desenlerinin fotoğrafları incelendiğinde davacının tasarımıyla iltibas yaratacak derecede benzer olduğunun görüleceğini, davalının davacının KHK kapsamında korunan haklarını ihlal ettiğini ve dava konusu tasarımlar vasıtası ile haksız kazanç sağladığını, davacının …-11.1 ve …-6.1 numaralı desenlerin tescil edildiğini, davalının eylemleriyle müşteriler nezdinde iltibas yarattığını, davacının elde edeceği gelirin azalmasına sebep olduğunu, bu sebeple KHK md.52/a uyarınca tazminat tahsil edilmesi gerektiğini, davacıya alt tasarımın işlenerek üretilmesinin ekonomik bakımdan ayrıca bir katkı sağladığını, bu sebeple talep edilen tazminatın artırıma gidilmesi gerektiğini, davacının özgünlük ve sektörde tanınması sebebiyle ticari itibarının ulusal ve uluslararası alanda arttığını, ancak davacının ürününün düşük kalitede piyasaya sunulmasının itibarını zedelediğini, bu zararın KHK 54.maddesi uyarınca tazmininin talep edildiğini iddia ederek, tasarım hakkına tecavüz eden eylemin sonlandırılmasını, davalı elinde bulunan davacıya ait tasarımları havi halılara el konulmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, KHK m.52/a ve 53 mucibince toplam 10.000,00 TL ve m.54 uyarınca 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/06/2018 havale tarihli dilekçesi ile, 10.000 TL olarak belirlemiş oldukları kar kaybına ek olarak 4.000,00 TL’nin tahsilini talep ettiklerini belirterek, talep ettikleri miktarı 554 sayılı KHK 52/a maddesince 14.000,00 TL ve aynı KHK m.54 uyarınca 5.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL olarak ıslah ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, mahkemenin bu davaya bakmakla yetkili mahkeme olmadığını, yetkisizlik nedeniyle usulden reddinin talep edildiğini, KHK m.57, BK m.72’ye atıf yapıldığını, davacının tazminat istemlerinin zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının dilekçesinde belirttiği dosyanın 2015/78 değil 2015/73 olduğunu, maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini, davacının endüstriyel tasarımlarına tecavüz olduğunu iddia ettiğini, davalıya başvurmaksızın hemen dava açmayı tercih ettiğini, bu sebeple kötü niyetli hareket ettiğini, halı motiflerinin aynı olduğu düşünülse de davalıya öncelikle ihtar çekilerek bildirim yapılması gerektiğini, davacının 2015/89 D.iş dosyası için ileri sürdüğü iddiaların asılsız olduğunu, davacının tazminat taleplerinin tamamının tasarım haklarına tecavüzün bulunmaması nedeniyle haksız ve mesnetsiz olduğunu, 2015/73 D.iş dosyasındaki rapora davalı tarafça itiraz edildiğini, buna itibar edilemeyeceğini, dosyadaki bilirkişinin alanında uzman bilirkişi olmadığını, tanzim ettiği raporun öncelikle bu nedenle hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda soyut ifadelerle yetinildiğini ve varılan kanata ilişkin gerekçelere yer verilmediğini, davacının belirttiğinin aksine kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri halı tasarımının satışa sunulması, sergileme ve satışa sunma gibi bir durumun olmadığını, davalının işyerlerinde ve stoklarında bu halının bulunmadığını, davalının söz konusu halıları kendi üretmediğini, piyasadaki satıcılardan aldığını, söz konusu halı motiflerinin tescilli olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davacının halı tasarımlarının Anadolu motifleri olduğunu, anonim olduğunu, yenilik ve ayırt edicilikten bahsedilmeyeceğini, davacının iddia ettiği gibi KHK m.48 kapsamında tasarım hakkına tecavüz gibi durumun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, bilirkişilerden raporlar alınmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler, davaya konu olan davalının ilgili halı tasarımı görseline bütünsel olarak bakıldığında, bu tasarımın; bilgilenmiş tüketici gözünde, davacı …ye ait … sayılı endüstriyel tasarım tescil belgesinde bulunan 6 numaralı tasarım ile genel izlenimde çok belirgin farklılıklar gösterdiğini, bu nedenle benzer olarak algılanamayacağı ve tasarım tescilinden kaynaklanan haklara tecavüz oluşturmadığını, davalının ilgili halı tasarımı görseline bütünsel olarak bakıldığında, bu tasarım ile davacı …ye ait … sayılı endüstriyel tasarım tescil belgesinde bulunan 11 numaralı tasarım arasında, ana motif ve yerleşim kompozisyonlarında benzerlikler olmakla beraber, motif detayları üzerinde, bilgisayar ekranından alınan görüntülerin çözünürlüğe bağlı olarak çok net olmaması nedeniyle tam bir değerlendirme yapmanın ve karara varmanın mümkün olamayacağını, davacının yasal defterleri ile dosyaya sunduğu faturalar birlikte değerlendirildiğinde iddia ettiği tasarımlarla ilgili dosya kapsamında 514.170,35 TL’lik satış yaptığını, davacı faturalarının içeriğinin yün halının, el dokuması ipek halı olduğu ancak halıların dava konusu tasarımlarla aynı veya benzeri olup olmadığı uzmanlık alanlarının dışında olduğunu, davalı firmanın dosya kapsamı dışında alınan örnek faturaların açıklamasında hereke yün halı, makina kilim 25, el dokuma halısı, yünser-misya makina halısı yazdığı yine bu halıların dava konusu tasarımlarla ilgili olup olmadığı yada benzer tasarımlar olup olmadığı konusu ayrı bir uzmanlık alanı olduğu ve aynı adı taşıyan ürünlerde davalının satış fatura tutarlarının davacı faturalarına göre çok daha küçük tutarlarla satıldığını, davalı tarafın 2014 yılında 3.138.115,57 TL ciro ve 101.269,89 TL kar, 2015 yılında 2.778.106,97 TL ciro ve 129.981,56 TL kar elde ettiğini, dosya kapsamında dava konusu tasarımlarla ilgili olarak davalının bundan ne şekilde yararlandığı ya da aynı tasarım ile ilgili olarak ne kadar ürün sattığı tespit edilemediğinden davacı tarafın 554 sayılı KHK’nun 52/a maddesi dayalı yoksun kalınan kar tercihine göre iddia olunan maddi zarar miktarının ne olduğu hususunda, marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin bu markayı kullanması ile ele edebileceği muhtemel gelirin, marka hakkına tecavüz edenin markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazancın, tespiti yapılamadığını belirtmişlerdir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, bilirkişilerce hesaplama yapılamamasının kabulünün mümkün olmadığını, hesap hususunda mevcut belgelerin yetersiz olduğuna dair görüş bildiren bilirkişilerin bu açıklamalarına itibar etmenin mümkün olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi açısından yeni bir heyet oluşturularak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan son bilirkişi raporunda, davacı adına … numaralı tescilli halı ve davaya konu olan halı tasarımı olarak karşılaştırıldığında orta zemin ve geniş bordür desenlerinin benzer olduğu ve her iki halının tasarımları arasında genel olarak ayırt edici özelliklerin bulunmadığı, yine davacı adına … numaralı tescilli halı tasarımı ve davaya konu olan halı tasarım ve desenler olarak karşılaştırıldıklarında her iki halının birbirinden farklı olup, önemli bir benzerliğinin görülmediği, dosyaya delil olarak sunulmuş olan davacı şirkete ait satış faturaları ile defter kayıtlarında tasarım kod numaralarının belirtilmemiş olduğundan ve satış çizelgelerinde satış tutarlarının belli olmadığı gibi, defter kayıtları ile de bağlantı kurulamadığından, dava konusu tasarımlara ilişkin halıların satış miktarının ve tutarının ayırt edilemediği ve bu nedenle 52/a kapsamında maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davaya konu halı satışları üzerinden maddi tazminat hesabının yapılamamış olmasına rağmen davacı şirketin tüm halı satışları üzerinden yapılan hesaplamada, davacının davalıdan 52/a maddesi kapsamında dava konusu halı satışlarından kaynaklanan kâr kaybı olarak, 28.000,00 TL maddi tazminat talep edebileceği, hesap edilen maddi tazminat miktarının davacının her iki halı tasarımına ilişkin olup, davacı adına … (6 nolu halı) tescil numarası ile kayıtlı halı tasarımı ile davaya konu halı arasında önemli bir benzerliğin görülmediğine dair uzman görüşünün kabul edilmesi halinde davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının 14.000,00 TL (28.000,00/2) olacağı belirtilmiştir.
Dava, 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış tasarım hakkına tecavüzün sonlandırılması ve maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tasarım hakkı sahipliğine istinaden huzurdaki davayı açmıştır. Davanın açıldığı tarihte 554 sayılı KHK yürülüktedir. 554 sayılı KHK’ nin 3/a. maddesi uyarınca “Tasarım”, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü ifade etmektedir. Her ne kadar tanım “bütünüdür” kelimesi ile sonlanmakta ise de, bundan anlaşılması gereken “görünümdür”. Diğer bir deyişle tasarım, bir ürün ya da ürün parçasının görünümüdür.
Tasarımın tanımından yola çıkarak Türk Hukukunda koruma görecek olan bir tasarımda bulunması gereken şartlar (olumlu şartlar) şöyle sıralanabilir; a) Yenilik, b) Ayırt edici nitelik, c) Tasarlanan ya da Tasarımın uygulandığı Ürün ve/veya Ürün Parçası ve d)İnsan duyuları ile algılanabilen görünüm.
554 sayılı KHK’ nin 7. maddesinde “Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır. ( Bilgilenmiş kullanıcı ; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Öğretide ise bilgilenmiş kullanıcı bir uzman olmayıp, tasarım konusu ürünleri daha önce görmüş ve bu ürünlerin ne olduğunu bilebilecek bir ara veya nihai tüketici olarak anlaşılması gerektiği ifade edilir) … Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.”hükmü yer alır.
Bir tasarımın ayırt edici nitelikte olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenime göre belirlenir. Ayırt edicilik tespit edilirken ayrıntıya girilir ve detaylı inceleme yapılır.Bilgilenmiş kullanıcının nazarında, farklılığın belirgin olması aranır. Bu unsurun tespitinde dış görünüm esas alınır. Tasarım başvurusundaki tarifnamelerin bu anlamda önemi bulunmamaktadır. Zira tasarımda korunan işlevsellik değil görsel unsurdur.
554 sayılı KHK’ nin 17.nci maddesinde “Tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz,ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz.” hükmüne amirdir.
554 sayılı KHK’ nin 48.nci maddesinde “( tasarım hakkına tecavüz sayılan haller) a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak, b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek, c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak, e) Gasp.” şeklinde belirtilmiştir.
554 sayılı KHK’ nin 49.ncu maddesinde “(tasarım hakkı sahibi ) a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbitini, b) tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi c) Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini  d) Tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması e) Mümkün olduğu takdirde bu maddenin (d) bendi uyarınca el konulan ürün ve araçlar üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması ( Bu durumda, söz konusu ürünlerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değer, kabul edilen tazminatı aştığı zaman, tasarım belgesi sahibinin fazlayı karşı tarafa ödemesi gerekir.)  f) Tasarımdan doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle bu maddenin (d) bendine göre el konulan ürünlerin ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya tasarımdan doğan haklara tecavüzün önlenmesi için, kaçınılmaz ise, imhası g) Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması” talebinde bulunulabileceği hükmü yer almaktadır.
Yine 554 sayılı KHK Madde 52 ye göre ” Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir. a) Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, ….Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında tasarıma ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler göz önünde tutulur.” hükümlerine havidir. Madde 53 maddesi ise “Tasarım hakkı üzerinde tasarruf yetkisi olan kişi, yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, 52 nci maddede belirtilen değerlendirme usullerinden birini seçmişse; mahkeme, ürünün üretilmesi için tasarımın ekonomik bakımdan önemli bir katkısının bulunduğu kanaatına vardığı takdirde, kazancın hesaplanmasında makul bir payın daha eklenmesine karar verir. Tasarımın, ilgili ürüne ekonomik bakımdan önemli bir katkısının olduğunun kabul edilebilmesi için, ilgili ürüne olan talebin oluşmasında tasarım konusunun belirleyici etken olduğunun anlaşılmış olması gerekir. Hükmünü içermektedir. İtibar tazminatına ilişkin olarak madde 54 – Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden tarafından, tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda, tasarımın itibarı zarara uğrarsa, tasarım hakkı sahibi, bu nedenle, ayrıca tazminatı isteyebilir. Hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve yukarıda izahı yapılan ve dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar davacı kendisine ait …-11.1 ve …-6.1 numaralı tescilli desen tasarımların davalıya ait satış mağazasında ve … adresi üzerinden izinsiz sergilendiği ve satışa sunulduğundan bahisle tescilli tasarım hakkına tecavüzün tespiti ile sonlandırılması istemiyle iş bu davayı açmış ise de dosyaya sunulan ve hükme esas alınan 06/11/2017 tarihli heyet raporuna göre … numaralı tescilli halı ve davaya konu olan halı tasarımı olarak karşılaştırıldığında orta zemin ve geniş bordür desenlerinin benzer olduğu ve her iki halının tasarımları arasında genel olarak ayırt edici özelliklerin bulunmadığı, yine davacı adına … numaralı tescilli halı tasarımı ve davaya konu olan halı tasarım ve desenler olarak karşılaştırıldıklarında her iki halının birbirinden farklı olup, önemli bir benzerliğinin görülmediği anlaşılmakla davanın … sayılı tasarım yönünden kısmen kabulü ile tecavüzünün tespitine, men’ine ve ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda iltibasa sebebiyet verdiği anlaşılan ürünlere el konularak masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına, ilgili internet sitesinden iltibasa sebebiyet veren ürünlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, dava konusu tasarımlara ilişkin halıların satış miktarının ve tutarının ayırt edilemediği ve bu nedenle KHK madde 52/a kapsamında maddi tazminat hesabı yapılamadığı farazi değerlendirme üzerinden yapılan hesaplamaların hükme esas olamayacağı anlaşılmakla BK genel hükümleri dikkate alınarak tecavüze konu tasarım dikkate alınarak takdiren 8.000,00 TL nin zararın giderilmesi yönünden makul ve yeterli olduğuna kanaat getirilerek bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, yine KHK 53 mucibince talep olunan tazminat miktarı yönünden dosya kapsamı dikkate alınarak 2.000,00 TL lik bir payında takdir olunan tazminata eklenmesine karar verilmiş, KHK m.54 kapsamındaki talepler yönünden tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürüldüğü yönünden dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilerek kesinleşen kararın ilanına da karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının iltibas yaratan kullanımları nedeniyle (satış mağazasında ve … adresinde sergilediği ve satışa sunduğu halılar nedeniyle) davacının tescilli çoklu tasarımı olan … nolu tasarımdaki 11 nolu tasarımına tecavüzünün tespitine, men’ine ve ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda iltibasa sebebiyet verdiği anlaşılan ürünlere el konularak masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına, ilgili internet sitesinden iltibasa sebebiyet veren ürünlerin kaldırılmasına, infazda 06/11/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunun dikkate alınmasına ve bu bilirkişi raporunun hüküm eki sayılmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; takdiren 10.000,00 TL’nin (554 sayılı KHK 52/a maddesi kapsamında 8.000,00 TL, 554 sayılı KHK 53. Maddesi kapsamında 2.000,00 TL olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin ve 554 sayılı KHK’nın 54. Maddesine dayalı taleplerin REDDİNE,
3-Masrafı davalıya ait olmak üzere kesinleşen hükmün yurt çapında yayım yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde 1 kez ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 683,10 TL karar harcından peşin yatırılan 256,17 TL ile 68,31 TL ıslah harcının mahsubu ile kalanı 358,62 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Tecavüzün tespiti talebine ilişkin kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Tecavüzün tespiti talebine ilişkin red edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebine ilişkin kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat talebine ilişkin red edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 2.900,00 TL bilirkişi ücreti, 303,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.203,00 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 1.665,56 TL ve 352,18 TL harç (peşin+ıslah+başvuru) olmak üzere toplam 2.017,74 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan, 100,00 TL yargılama giderinin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır